Niyazi Akıncıoğlu Hayatı Edebi Kişiliği

12.09.2011

 

( d. Kırklareli 1919 / ö. 1 Şubat 1979) Avukat, Şair, Öğretmen

 Şair (uzun yıllar Bursa doğumlu olduğu bilinen  Niyazi Akıncıoğlu’nun kaynaklarda ve kayıtlardaki doğum yeri ve yılının yanlış olduğu ortaya çıkmıştır) (Yaşamı için Bkz. Bursa İz bırakanlar)

1919 yılında Kırklareli’nin Kurudere köyünde doğdu. Babasının adı Muharrem Niyazi, anne adı ise Zehra’dır (Bezirci 1997: 99) İlk ve ortaokulu memleketinde, liseyi ise Bursa Lisesinde bitirmiştir. [1]

Niyazi Akıncıoğlu şiire ve edebiyata genç yaşlarda başlayan şairlerimizden birisidir. İlk şiirlerini 16 yaşında iken yazmaya başladığını ifade eden Akıncıoğlu’  daha19 yaşında Bursa’da iken 1938’de ilk şiir kitabı olan "Haykırışlar" adlı kitabını yayımlar. Bu ilk şiirlerinde Türkçü – Turancı bir çizgide  Hüseyin Nihal Atsız ve Orhan Şaik Gökyayetkisindedir.

Liseden sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine kaydını yaptırtmış ve Hukuk Fakültesinden de mezun olmuştur.  Okulunu bitiren Akıncıoğlu memleketi olan Kırklareli’nde avukatlık yapmış hayatı boyunca da bu şehirden ayrılmayarak Kırklareli’nde yaşamıştır. Hukuk Fakültesi yıllarında solcu çevrelerle olan irtibatı yaptıklarından şüphelenilmesine yol açmış, 1953 yılında bir grup Köy Enstitülülerle gizli cemiyet kurmak suçlaması ile tutuklanmıştır.[2]

 

1940 döneminin tanınmış şairlerinden biri olan şair  İlk şiirlerini "Haykırışlar" adlı kitapta toplamış, daha sonra dönemin önemli dergilerinde şiirleri görünmeye başlamıştır. 1950 yılında Köy enstitüsü çıkışlı 22 öğretmenle birlikte “gizli cemiyet kurmak” suçlaması ile yargılanır. 1953 yılına kadar hem sosyal hem de sanat hayatında aktif bir kişi olan Akıncıoğlu, Kırklareli’nde "komünistlik" suçlamasıyla başlayan yargılama sonrasında iki yıl tutuklu kalmış, sonuçta beraat etmiştir. Oysa  Niyazi Akıncıoğlu ve arkadaşları “Köyleri Kalkındırma Derneği” yararına bir faaliyet içindedir. 1 Aralık 1954’te aklanır” (Bezirci 1997: 99 ) Ancak bu olaydan aklanmış olsa bile 20 ay boyunca tutuklu kalmasının yol açtığı buhran yüzünden yarı münzevi bir hayat yaşamayı tercih eytmiştir.

Cezaevinden çıktıktan sonra yöneldiği münzevi yaşam ve bu suskunluğu şiire ve edebiyata da yansımış, Komünistlik suçlaması ile 20 ay hapis yatması onu  şiirden soğutmuştur.  Niyazi Akıncıoğlu’nun Zeynep, Tevfik ve Eflatun Cüneyt adlı üç çocuğu olmuştur. ( Akıncıoğlu, M. Niyazi (Nisan 1943). “Müteferrik”. İnsan. S. 22. )

Ancak 1970 yıllardan sonra yeniden sesini yükseltmek yoluna girmiştir. 1970'lerde yayınladığı şiir çalışmaları ile yeniden adından söz ettirmeye başlar.

Hukuk Fakültesine girdikten sonra solculukla ilgili düşüncelere girmeye başlayan şair, 1970 yılından sonra yazamaya başladığı şiirlerinde geleneksel motiflerden yararlanan serbest nazımla yazmayı sürdüren toplumsal konuları ele alan bir şair kimliğini sürdürmüştür. Serbest nazımla sosyal gerçekçi çizgilerde yazdığı şiirlerini Yeni Edebiyat, Yürüyüş, Gün, Pınar, Yeryüzü, Dost adlı dergilerde yayımlamıştır. 1971 yılında Yağmur Duası, Hasbihal, Hürriyet Kasidesi; 1972’de yayımlanan Uzaktan Sevgilerle ve 1977’de görülen Mev’ut Gün, Mutluca Gün başlıklı şiirleri bu dönemde yazılmıştır.

 Şiirleri ölümünden sonra Umut Şiirler adıyla 1985 yılında kitaplaştırılmış son döneminde yazdığı şiirleri  Hacan Yayınları tarafından kitaplaştırılmıştır.[3]

1 Şubat 1979 yılında Ankara SSK Dış kapı Hastanesi'nde ölmüştür.


EDEBİ YÖNLERİ 

Orhan Seyfi Orhon  Yusuf Ziya Ortaç ,  Faruk Nafiz Çamlıbel H ve  Mehmet Akif Ersoy idi. Sonra bunlara  Necip Fazıl Kısakürek Ahmet Kutsi Tecer ,  Arif Nihat Asya ,  Zeki Ömer Defne  ,  Mustafa Seyit Sutüven ,  Yahya Kemal ve  Ahmet Haşim gibi şairlerin popüler olduğu dönemlerde şiir hayatına atılmıştır.

İlk şiirlerini "Haykırışlar" adlı kitapta toplayan Akıncıoğlu’nun ilk şairlik dönemi Türkçü Turancı bir çizgidedir. Lise yıllarında hocası olan Orhan Şaik Gökyay’ın etkisi altında olduğu yıllardaki şiirleri Türkçü Turancı temalar içinde halk şiiri tarzında ve hecelidir. Bu dönmede yazdığı şiirleri Servet-i Fünun ( Uyanış) Yedigün ve Yücel dergilerinde yayımlanmıştır.[4]

Bazı şiirlerinde Eflatun Cüneyt takma adını kullanan şair bu takma adını oğullarından birisine de ad olarak vermiştir.

Şiirlerini kaleme aldığı 1930'lu yılların ortaları, Türkiye Cumhuriyetinin en coşkulu ve en heyecanlı günleridir. Bu yıllarda yazdığı şiirlerinde Türkçü, Turancı ve milli motifleri işleyen milliyetçi bir şairdir. Memleketçilik akımı revaçta herkes Osmanlıcaya karşı cephe almış durumda, öz Türkçe taraftarıdır. O isse ilk dönem şiirlerinde Osmanlıca kelimler ve tamamlamalar kullanmaya cesaret eden halk şiiri tarzını da kullanan bir şair olur.

 

“Niyazi Akıncıoğlu'nun 1935-1938 arası yazdığı şiirler işte böyle bir bölgesel toplumsal duygulanımı ele vermektedir.  Orhan Şaik Gökyay  , Faruk Nafiz Çamlıbel  , Nihat Sami Banarlı, Hüseyin Nihal Atsız, Namdar, Rahmi Karatay gibi ozanlardan etkilenmiştir.”[5]

Niyazi Akıncıoğlu, şiirlerinde divan ve halk şiiri motiflerinden ustaca yararlanmasını bilmiş, Halk şiirinin söyleyiş özelliklerini ve sesini başarılı bir şekilde kullanmıştır. Kimi şiirlerinde divan şairlerinin dilinden esintiler ve tamlamalar da kullanmıştır." Edirne "badlı  şiirindeki şu mısralarda olduğu gibi. 

"Mevsim, fasl-ı bahardır; 
gecedir ve mehtap vardır.
Ve sen
bir kavs-ı kuzahta yürür gibi
Köprüler'desin."

 

Şiirlerinde divan şiirinden ve Osmanlıca kelimelerden yararlanması o günlerdeki atmosfer açısından cesaret edilebilmesini gerektirecek bir husustur. Devrin modasına ve anlayışına üstelik sol çevrelerin şairi olmasına aykırı düşen bir tutumdur.

Asım Bezirci onun için, "Akıncıoğlu  Nazım Hikmet H 'ten sonra, ama Enver Gökçe ve Ahmet Arif  'ten önce- halk şiirinden yararlanan ilk toplumcu şairdir" demiştir. [6]  Ahmet Arif  ’in, üzerinde etkileri olduğu Ahmet Arif'in onun teknik, söz söyleyiş, şiirin ruhuna dair birçok yönden Niyazi Akıncoğlu'nun şiirlerinden esinlendiği sezilmektedir.[7]Toplumcu eleştirmenler  Ahmet Arif’e söz söylememiş olmak için  Niyazi Akıncıoğlu'nun şiirlerini analiz etmekten kaçınan bir tutum içine girmişlerdir.

N. Akıncıoğlu ve  Ahmet Arif 'in şiirleri kadar yaşamları da birbirine benzemektedir. Her ikisi de aynı suçlarla hapislerde yatmışlar, her ikisi de hapis sonrası yarı münzevi yaşamış, her ikisi de ve toplumcu şiirler yazmışlardır. İkisinin de ideolojileri aynıdır.  

 

1970  yıllarında yeniden şiirleri ile boy göstermeye başlayan AKINCIOĞLU çok hatırlanmamakta, 1940’larda kendisinden sonraki önemli şairleri etkilemiş şiir dilini yakalayamamaktadır. Eski şiirlerindeki tadı yeniden tutturamaz. Mahpusluktan sonraki hayatını Kırklareli’mde Hükümet Meydanı’na bakan bürosunda avukatlık yaparak geçirmeyi tercih etmiştir " [8]

Şairin şiirleri ölümünden sonra Gün, İnsan, Pınar, Yeni Ses, Yeni Edebiyat, Yürüyüş gibi dergilerde yayımlanmış şiirlerinden derlenerek “Umut Şiirleri” adı altında bir kitapta toplanmıştır.(1985 ).

“Şair; her şeye rağmen karamsarlığa yer vermeyen, gelecekten umut duyan şiirler bırakmıştır. “


Eserleri 

"Umut Şiirleri", Hacan Yayınları 1985, Ankara 

Akıncıoğlu, M. Niyazi (Nisan 1943). “Müteferrik”. İnsan. S. 22.

Akıncıoğlu, Niyazi (1996). Umut Şiirleri. Ankara: Saypa Yayınları.

Bezirci, Asım (1997). Temele Gül Dikenler. İstanbul: Evrensel Basım Yayın.

DOÇ. DR. HATEM TÜRK, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/niyazi-akincioglu

 

KAYNAKÇA 

·         [1] Dr Aslan Tekin Edebiyatımızda İsimler, Epsilon Yayınları, Ank. 2005, shf37

·         [2] Tuğrul Asi Balkar,https://siir.gen.tr/siir/n/niyazi_akincioglu/ajans.htm

·         [3] Tuğrul Asi Balkar,https://siir.gen.tr/siir/n/niyazi_akincioglu/ajans.htm

·         [4] Dr Aslan Tekin Edebiyatımızda İsimler, Epsilon Yayınları, Ank. 2005, shf37

·         [5] Zeynep Aliye ,40'lı Yıllarda Türk Şiiri ve Niyazi Akıncıoğlu, turkdilidergisi.C. 25, Sayı,148

·         [6] https://tr.wikipedia.org/wiki/Niyazi_Akıncıoğlu) son erişim, 12-11-2012

·         [7] Anonim, https://www.trakyagezi.com/portreler/ 57-mniyazi-akincioglu) son erişim, 12-11-2012

·         [8] Anonim,trakyagezi.com/portreler/57-mniyazi-akincioglu/ son erişim, 12-11-2012

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar