Toplumsal Gerçekçiler

04.09.2017

 

 

 TOPLUMSAL GERÇEKÇİLER

 

Cumhuriyet I. Döneminde ağırlıklı olarak Memleketçilik akımı etkili olmuş, öz şiiri taraftarı şairler ile ile yavaş yavaş ferdi konulara ve  “sanat sanat içindir”  anlayışına eğilim de başlamıştı.

Savaş yıllarından uzaklaştıkça Dünyadaki diğer gelişimler, Almanya’nın süper bir güç olarak Dünyayı tehdit etmeye başlaması, Rusya’daki Bolşevik İhtilali ile Sosyalist ve Komünist düşüncelerin yayılma eğilimi göstermesi, Alman ve İtalyan Faşizminin iştahı tüm dünyayı II. Dünya savaşına doğru sürüklüyordu.

Sovyet Rusya'nın yeniden güçlü hale gelerek Sosyalist Rejimi Dünyada yaymak çabası ile beslenen "toplumsal gerçekçilik" akımı, 1930'lu-40'lı yıllarda Türkiye ‘de de etkili olmaya başlamış, ezilen işçiler, ezilen köylüler, eşitlik,    ekonomik düzey farkları olmayan toplumlar yaratma ütopyaları ülkemizde de taraftar bulmaya başlamıştı. 

Sosyalist Rusya, Ekim devrimi sonrasında Lenin ve Stalin dönmelerinde Marks ve Engels’in düşüncelerini dünyaya yaymak, kendi ideolojisini diğer ülkelere de benimsetmek ve fiziki olarak yayılmak politikası izlemeye başlamıştı. Maksim Gorki gibi sosyalist Rus yazarlarının edebiyatta başlattıkları bu hamle ülkemiz ve diğer dünya milletlerinde de etkili olmaya başlamış , Şolohov gibi hikayeciler ile  Vladimir MAYAKOVSKİ, Boris PASTERNAK  gibi şairlerin de Halkların eşitliği, ücretlerin ve gelirlerin eşit paylaşımı, sömüren ve sömürülenlerin ortadan kaldırılması, imtiyazlı sınıfları ortadan kaldırarak sınıfsız toplumlar oluşturma düşüncelerine dayanan toplumculuk düşünceleri ülkemizde de taraftarlar bulmuş bu düşünceleri işleyen şiirler romanlar, öyküler ve diğer türden yazılar da yazılmaya başlanmıştı. Şiirde Nazım Hikme’in başı çektiği bu anlayış,  1930 lu yıllardan sonra hızla, roman öykü ve diğer yazı türlerine de sıçrayarak toplumsal gerçekçilik edebi bir ekol haline geldi.

Nazım Hikmet’in öncülüğünde ortaya çıkan toplumcu gerçekçi 1940’lı yıllarda etkili olmaya başladı. Toplumsal Gerçekçilik düşünceleri sadece siyasi yönü olan bir konu anlayışı olarak da kalmayarak ilk örneklerini nazım Hikmet’in verdiği bir şiir formu haline de dönüşerek I. Yeni, Serbest Nazım Serbest Şiir denilen şiir tarzını da ortaya çıkarmıştı. Serbest şiiri Garipçilerden de önce Toplumcu Gerçekçi şairler ortaya atmış,  bu şairler kafiye kullansalar da şiirden ölçüyü ve nazım biçimi öğelerini dışlamışlardı.

Toplumsal Gerçekçi Şairler

Nazım Hikmet, Ercüment Behzat Lav , Hasan İzzettin Dinamo  Beşir Fuat, , Şevket Süreyya Aydemir, Vedat Nedim Tör, Attila İlhan, Rıfat Ilgaz , Ahmet Arif, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Nihat Behram, Metin Eloğl, Ülkü Tamer, Can Yücel', Abdülkadir Bulut , Mehmet Başaran , Vedat Türkali , Enver Gökç

Toplumsal Gerçekçi Yazarlar

Düzyazıda ise Sabahattin Ali'nin 1930'lu yıllarda yazmaya başladığı Kuyucaklı Yusuf , Kürk Mantolu Madonna gibi romanları ve öyküleri ile başlayan toplumcu gerçekçilik 1940’lı-50'li yıllarda büyük bir ivme kazanmış 1990 yıllara kadar etkisini göstermiştir.  

Cumhuriyetin ilk yıllarında Toplumsal Gerçekçiler genellikle:  Köylü, kaymakam, köylü, Jandarma, Köylü ve devlet idarecileri arasında çatışmalar, ezilen, itilen, dışlanan, sömürülen köylü,  zengin toprak sahiplerinin sömürdüğü köylüler, ağalara ve idarecilere başkaldıran köylüler konularını işlemişledi. 1950 li yıllara kadar bu konular moda iken, 1950 li yıllardan itibaren, köylü ağa çatışmaları,   köy sorunları -oldukça abartılı biçimde- işleyen sanatçılar çok sayıda öykü, roman, tiyatro yazmışlardır.

Temsilcileri: Kemal Tahi, Yaşar Kemal , Orhan Kema, Aziz Nesin H , Attila İlhan , Rıfat Ilgaz H, Ercüment Behzat Lav, Sebahattin Ali , Talip Apaydın, Muzaffer İzgü , Tarık Dursun K., Faik Baysal , Samim Kocagöz, Kemal Bilbaşar , Hasan

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da