Yaşar Kemal Hayatı ve Roman Sanatı

13.03.2012

Yaşar Kemal Hayatı ve Roman Sanatı

YAŞAR KEMAL HAYATI

 

D.T. 1923 Osmaniye, Kadirli – Hemite Köyü/  Ö. 28 Şubat 2015 İstanbul Roman, senaryo ve öykü yazarı

İnce Memed  adlı romanı yaklaşık olarak kırk dile çevrilmiş ve yayınlanmış ve Kitaplarının yurtdışındaki baskısı yüz kırktan fazla olan tanınmış bir romancımızdır.[1]

 

 YAŞAR KEMAL’İN DOĞUMU AİLESİ KÖKENİ

Yaşar Kemal’in asıl adı Kemal Sadık Gökçeli'dir. Aslen Van Gölü’ne yakın Ernis (bugün Günseli) köyünden gelen bir ailenin çocuğudur. Yaşar Kemal ’in babası Sadık Efendi, Birinci Dünya Savaşı’ndaki Rus işgali yüzünden Van’daki Ernis köyünden göç edip Osmaniye’nin Kadirli ilçesine bağlı Hemite ( Gökçedam) köyüne yerleşmiştir. Bu yüzden yazar Kadirli- Osmaniye ve Hemite köyü doğumludur.

Yaşar Kemal, ilkokulu bitirdikten sonra çıkarılan kimliğine göre 1926’da doğmuştur. Ancak doğum yılı bazı biyografilerde 1923 olarak gösterilir. O yıllarda şartlar gereği doğum yıllarını çok geç gösterme nedenleri bulunduğundan,  yazarın da doğum tarihini 1923 olarak kabul ettiğinden asıl doğum tarihinin 1923 yılı olması akla yatkın gelmektedir.

Yaşar Kemal’in annesi Nigâr Hanım babası ise Kürt asıllı Sadık Efendi'dir.  Sadık Efendi aslen Van-Erciş yolu üzerinde ve Van Gölü'ne yakın Muradiye ilçesine bağlı Ernis (bugün Ünseli) köyünde dünyaya gelmiş [2] Çukurova’ya gelip bir Türkmen köyü olan Hemite köyüne ( bugünkü adı Gökçedam) yerleşmişti. Yazarın ifadesine göre babasının Van’dan göçüp Hemite’ye gelip yerleşmesi bir buçuk yıl kadar sürmüştü. Babası Van’dan göç ederken yolda ölmek üzere olan bir çocuk bulmuş Yusuf adındaki bu çocuğu evlatlık almış oğlu gibi sahip çıkarak onu besleyip büyütmüştü. Ancak babasının yolda bulup evlatlık aldığı oğlum diye beslediği bu çocuk Yaşar Kemal’in babasını hançerleyerek öldürecek olan katilin ta kendisi olacaktı.

Yaşar Kemal’in kendisi babası ve ailesi hakkında şu bilgileri vermiştir. “Ben doğduğumda babam belki de elli yaşın üstündeydi, anam da çok gençti. On yedi yaşında. Evde babamın bir kardeşi, onun karısı, bir de akrabaları bir genç kız vardı. Amcamın karısının bir elini Van'da bir top gülle parçası almış götürmüştü. Aile bir bey ailesiydi. Ailenin mensup olduğu Luvan aşiretinin son beyi Gulihan Bey, babamın amcasıydı

Yazar daha dört yaşına gelmeden babasının kurban kesimi sırasında sağ gözünü kaybeder. Babası kurban keserken babasına fazla sokulmuş, babası bıçağı kaydırınca sağ gözüne gelmiştir. Beş yaşına geldiğinde gözleri önünden babasının camide hançerlenerek öldürülmesine şahit olmuştur. Üstelik babasını öldüren kişi babasının evlatlık alarak büyütüp beslediği kişidir.[3]  : “Ben babamın camide, o, namaz kılarken yanındaydım. Hançerlendiği akşamdan sonra sabaha kadar yüreğim yanıyor diye ağladım” Yaşar Kemal, ailesinin Van’dan Hemite’ye göç edişini ve babasının aldığı evlatlık tarafından katledilişinin hikâyesini “ Kimsecik Serisi “ adı verilen roman üçlemesinin İlk kitabı Yağmurcuk Kuşu Kimsecik I; Kale Kapısı, Kimsecik II, Kanın Sesi, Kimsecik 3 romanlarında anlatmıştır. Yazar, babasının aldığı evlatlık tarafından cami de öldürülmesi ile sonuçlanan facianın öncesi ve sonrasını Kale Kapısı  adlı romanında şu şekilde özetlemiştir.” Aile Van’dan göçerken yolda hasta bir çocuk bulur ve bu çocuğu tedavi ederek yanlarına alır. Aile Hemite köyüne yerleşip bu çocuğu öz evladı kabul etmiştir. Fakat ailenin öz oğlu dünyaya gelince bu evlatlık doğan çocuğu ve babalığını kıskanmaya babalığını öldürüp yeni doğan çocuğu da tehdit etmeye başlar. Sonunda babalığını öldürüp eşkıyalık yapmaya başlar. (bkz Yağmurcuk Kuşu -Kale Kapısı Hakkında Konusu Özeti ve İnceleme Yaşar Kemal)

Daha beş yaşında iken böyle bir faciaya şahit olan yazar bu olaydan aşırı etkilenmiş, on iki yaşına kadar kekeme olarak kalmıştır. Kekeme olmaktan kurtulması çocukluk yıllarındaki en önemli hadisedir.

 ÇOCUKLUĞU EĞİTİMİ HAYATA ATILMASI

Bir  Türkmen köyünde yaşayan tek hane bir Kürt ailenin yetim kalan çocuğu olarak doğup büyüyen Yaşar Kemal, evde sadece Kürtçe konuşurken,[4]  köyün içinde ise Türkçe konuşarak büyümüştür. Burhanlı İlkokulu'nda başladığı ilköğrenimini 1938 yılında Kadirli İlkokulu’nu bitirerek tamamlar.  Hemite de yaşayıp Kadirli de okumaktan kaynaklan tüm zorlukları da görmüştür. Annesi ırgatlık yapan Yaşar Kemal’in kendisi de ilkokulu okurken bir kunduracının yanında çıraklık yapmak zorunda kalmıştır.

O yıllarda Hemite, çok küçük bir köy;  Kadirli ise hemen hiç gelişememiş çok küçük bir ilçedir. Bu nedenle Kadirli’de dahi bir ortaokul yoktur.  Bu nedenle ortaokulu Adana’da ve yatılı okulda devam etmek okula devam edebilmek için de çalışmak zorundadır. Adana’da ortaokula giderken çırçır fabrikasında işçilik, yaz tatillerinde bostan bekçiliği yapar. Bu deneyimleri Çukurova ırgatlarını ve insanını tanımasında büyük etken olmuş ise de devamsızlık nedeniyle yatılı okuma hakkını kaybetmesine yol açar. 1941’de ortaokul son sınıfta iken okulu terk zorunda kalır.  ( DOÇ. DR. GUNİL ÖZLEM AYAYDIN CEBE, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/yasar-kemal)

Babasız yetim ve fakir bir çocuk olan Yaşar Kemal, ortaokulu bitiremeden ayrıldıktan sonra Hemite’ye dönmeyerek hayatını Adana’da kazanmayı tercih eder. Kuzucuoğlu Pamuk Üretme Çiftliği’nde ırgat kâtipliği (1941), Adana Halkevi Ramazanoğlu kitaplığında hademelik  (1942), Zirai Mücadele’de ırgatbaşı, daha sonra Kadirli’nin Bahçe köyünde öğretmen vekilliği (1941-42), pamuk tarlalarında, patoslarda ırgatlık, traktör sürücülüğü, çeltik tarlalarında  su bekçiliği  [5] yaparak geçinmeye çalışmıştı. Ramazanoğlu Kütüphanesi'nde hademe olarak çalışırken okuduğu kitaplar nedeni ile hem edebiyata merak sarmış hem de Orhan Kema ’in  Çukurova’yı anlatan eserleri hatta kendisi ile de 1943 yılı içinde tanışma şansı bulmuştu.

 

Yaşar Kemal’i hapislere düşürecek ve sosyalist olmasını sağlayacak gelişmeler 1940’lı yılların başlarında başlamıştı. Bu yıllarda Pertev Naili Boratav , Nurullah Ataç ,  Abidin Dino  ve Arif Dino, Güzin Dino gibi sol eğilimli sanatçı ve yazarlarla Adana’da çıkan Çığ adlı dergi vesile ile temas kurmuş oluyordu. Abidin Dino ve Arif Dino ile kurduğu yakınlık onun tüm hayatına yön veren bir gelişme olacaktı Sol çevreler ile tanışmış olması onlarla birlikte Marksist gruplarla iletişime geçmesine ve henüz 17 yaşında iken hapishaneye düşmesine bir neden olacaktı. [6] 1943’te işte bu siyasi nedenlerle kısa süreyle cezaevinde yatmış, Orhan Kemal  ile tanışması da Çığ Dergisi ve çevresinin etkileşim ağı içinde gerçekleşmişti.

 Fakat solcu çevreler ve yazarlar ile olan ilişkisi edebiyata olan hevesini çoğaltmıştı.  İlk şiirleri Ülkü 1942- Kovan1943, Millet 1943, Beşpınar adlı dergilerde 1943 yıllarında yayınlandı. [7] Devrin tanınmış solcu yazarlarının telkinleri ile 1943’te bir folklor derlemesi olan ilk kitabı “Ağıtlar” ’ı çıkarmıştı. Hapisten çıktıktan sonra askerlik hizmetini Kayseri’de yapmıştı. Askerliğini yaptıktan sonra 1946’da gittiği İstanbul’da Fransızlara ait Havagazı Şirketi’nde gaz kontrol memuru olarak çalışmaya başladı.  1948’de Kadirli’ye geri dönerek bir süre yine çeltik tarlalarında su bekçiliği, daha sonra arzuhalcilik yapmıştı. 1950’de 142. maddeye aykırı davranmak, Komünizm propagandası yaptığı iddiasıyla yeniden tutuklanarak Kozan cezaevinde yatmış,1951’de salıverildikten sonra tekrar İstanbul’a dönmüştü. [8]

Böylece içinde yer aldığı solcu çevreler sayesinde Cumhuriyet Gazetesinde çalışmaya başlamıştı. 1951 yılında başladığı Cumhuriyet Gazetesindeki işini 1963 yılına kadar sürdürecekti. Cumhuriyet gazetesinde gazetenin sahibi Nadir Nadi’nin isteği ile Yaşar Kemal imzası ile fıkra ve röportaj yazarı oldu.  Böylece, Diyarbakır’a giderek gazeteciliğe ve röportaj yazarlığına başladı. Röportajlarını, “Yaşar Kemal” imzası ile tefrika etmiş ve “Bu Diyar Baştan Başa” adıyla kitap haline getirmişti. Bu yıllarda yaptığı bir röportajı olan "Dünyanın En Büyük Çiftliğinde Yedi Gün", Gazeteciler Cemiyeti’nin düzenlediği yarışmada Özel Başarı Armağanı’nı almaya hak kazanmıştı. [9]

Yaşar Kemal, 1952 yılında Tilda adında bir İspanyol göçmeniyle evlenmişti. Eşi  Tilda’nın 2001 yılındaki ölümüne kadar onunla evli kalacaktı. Eşi Tilda ile olan evliliğinden. Raşit Gökçeli adında bir oğlu dünyaya geldi. 1950li yıllarda edebi hayatında önemli gelişmeler olmuş, öyküleri “Dükkâncı”, “Bebek”, “Memet ile Memet”, “Sarı Sıcak” yayınlanmıştı.

1952’de ilk öykü kitabı olan Sarı Sıcak’, 1955’te ise bugüne dek kırktan fazla dile çevrilen romanı İnce Memed' tefrika olarak yayımlandı. İnce Memed senaryo olarak yazılmış, ancak sinemacılar tarafından bir ilgi görmemişti Bunun üzerine İnce Memed ilk önce  1953-1954 yıllarında Cumhuriyet’te tefrika edilmiş  1955’te ise kitap olarak basılmıştı.  İnce Memed adlı romanı Varlık Roman Armağanı’nı kazanmış ünü bir kat daha da artmıştı. Bu roman 40 dile çevrilecek 140’tan fazla baskıya girecekti ( bkz İnce Memed Hakkında Özet ve İnceleme Yaşar Kemal )

1962’de Türkiye İşçi Partisi’ne girmiş bu partide genel yönetim kurulu üyeliği, merkez yürütme kurulu üyeliği görevlerinde bulunmuştu. [10] TİP te sekiz yıl süre ile yöneticilik yapan Yaşar Kemal 1987'deki bir söyleşisinde Türkiye'de bir Marksist partiye ihtiyaç olduğunu belirtebilecek kadar cesur bir politikacı olabilmişti.[11]

İnce Memed’in gördüğü alaka nedeni ile kendini tamamen romancılığa vermeye başlar. Ama yazıları ve siyasi etkinlikleri dolayısıyla birçok kez kovuşturmaya uğrayacaktır. 1967’de haftalık siyasi dergi Ant’ın kurucuları arasında yer almış ve yazılarını bu dergide çıkarmaya başlamıştır. Sol çevrelerin etkili yayınlarından biri olan bu dergideki yazıları yüzünden mahkemelik olur ve bu derginin eklerinden biri yüzünden 18 ay hapse mahkûm edilmiş ancak karar Yargıtay tarafından bozulmuştur. 1973’te Türkiye Yazarlar Sendikası’nın kuruluşuna katıldı ve 1974-75 arasında ilk genel başkanlığını üstlenir ve 1988’de kurulan PEN Yazarlar Derneği’nin de ilk başkanı olmuştu.

1995’te Der Spiegel’deki bir yazısı nedeniyle İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde yargılanmışa ama bu davadan aklanmayı başarmıştır. Aynı yıl bu kez Index on Censorhip’teki yazısı nedeniyle 1 yıl 8 ay hapis cezasına mahkûm edildiyse de bu cezası ertelendi.

2001 yılında eşi Tilda ölünce 1 Ağustos 2002 tarihinde Ayşe Semiha Baban ile evlenir. Fakat iyice yaşlanmış, solunum bozukluğu, organ yetmezliği ve kalp ritim bozukluğu gibi rahatsızlıklara kapılmıştı 28 Şubat 2015 tarihinde organ yetmezliği sebebiyle kaldırıldığı hastanede hayata gözünü yumdu. 2 Mart 2015 tarihinde Zincirlikuyu Mezarlığına defnedilmiştir.

Şaşırtıcı imgelemi, insan ruhunun derinliklerini kavrayışı, anlatımının şiirselliğiyle yalnızca Türk romanının değil dünya edebiyatının da önde gelen isimlerinden biri olan Yaşar Kemal’in yapıtları kırkı aşkın dile çevrilmiştir.

ALDIĞI ÖDÜLLER

Yaşar Kemal, Türkiye’de aldığı çok sayıda ödülün yanı sıra yurtdışında aralarında Uluslararası Cino del Duca ödülü, Légion d’Honneur nişanı Commandeur payesi, Fransız Kültür Bakanlığı Commandeur des Arts et des Lettres nişanı, Premi Internacional Catalunya, Fransa Cumhuriyeti tarafından Légion d’Honneur Grand Officier rütbesi, Alman Kitapçılar Birliği Frankfurt Kitap Fuarı Barış Ödülü’nün de bulunduğu yirmiyi aşkın ödül, ikisi yurtdışında beşi Türkiye’de olmak üzere, yedi fahri doktorluk payesi almıştır.  [12]

EDEBİ KİŞİLİĞİ

Yaşar Kemal, edebiyata şiir ile adım atmış daha sonra folklor derlemeleri yaparak Çukurova ile Toroslardan derlediği ağıtları içeren ilk kitabı olan Ağıtlar, Adana Halkevi tarafından 1943 yılında yayınlanmıştır. 1944 yılında ilk hikâyesi Pis Hikâyeyi yayınlar. Bu öyküyü Kayseri'de askerlik yaparken yazmıştır. Bebek, Dükkâncı, Memet ile Memet öyküleri 1950'lerde yayımlanan eserleri arasındadır. Sonraki dönemlerde önce röportajları ile dikkat çekecek en sonunda da romanı olmaya karar verecek ve Türk Edebiyatının en popüler ve en önemli romancılarından birisi olacaktır. Yaşar Kemal Orhan Kemal ile birlikte tam bir Çukurova romancısıdır. Son dönemlerine kadar toplumsal gerçekçi bir romancımız olmuş, son dönemlerinde ise şehir konulu romanlar da yazmaya başlamıştır.

Yaşar Kemal, romanlarında Anadolu'yu özellikle Çukurova'yı anlatmıştır. Anadolu in-sanının hayatını destansı (epik) bir üslupla anlatmıştır. Köylülerin yaşantısını, çektikleri sıkıntıları anlatmada çok başarılı olmuştur. Haksızlığa karşı dağa çıkan bir gencin öyküsünü anlattığı dört ciltlik İnce Memed romanı ile tanınmıştır. Kendine özgü şiirsel bir anlatımı olan yazar, doğa betimlemelerinde çok başarılıdır. Söz dağarcığı çok zengindir; deyimlere ve yerel söyleyişlere yer veren bir romancıdır. Tarımda sanayileşme  ile birlikte köylünün yaşadığı sorunlar, ağaların sömürüsü, ayakta kalmak için direnen köylüler romanlarında ele aldığı başlıca temalardır.

Toroslardan kalkıp Çukurova’ya pamuk ırgatlığına gelenlerin dertleri, çeltik tarlalarıyla zengin olan ağalar, hastalıktan kırılan, ölen köylüler, düzene ve ağalara başkaldıran yoksul köylüler, işlemeyi sevdiği başlıca konulardır. Edebiyat eleştirmeni  Fethi Naci, “Yaşar Kemal’in Romancılığı” adlı eserinde bu gerçekçiliği şöyle anlatır; “Romancılarımız, Türk köylüsünü ya idealize etmişlerdir, ya köylülerin kimi davranışlarını, düşüncelerini saklamışlar, kentlilere karşı ‘kol kırılır yen içine’ havasına girmişlerdir; ya da köylülere ‘büyük mal’ diye, ‘kavat’ diye bakmışlardır. Bir Yaşar Kemal vardır romanımızda köylüleri ‘olduğun gibi gösteren’; Yaşar Kemal, yaşantısına ve tanıklığına bağlı kalmış, gerçeklikten sapmamıştır. Bunun içindir ki Türk köylüsünü ‘olduğu gibi’ tanımak için tek kaynak, Yaşar Kemal’in romanlarıdır.”

Yaşar Kemal''in Adana’da sürgünde bulunan Abidin Dino ve Arif Dino ile tanışması,  gerek edebi alanda gerekse düşünce alanında geniş bir ufka açılım yapmasını sağlamıştır. Abidin Dino’ ile olan dostlukları Abidin Dino'nun 1993 yılında ölümüne kadar devam edecektir. Abidin Dino, Yaşar Kemal’in birçok kitabı için resimler de çizmişti. Yaşar Kemal'in Edebiyat dünyasında, ayrılmadığı bir başka dostu da Orhan Kemal’dir. Nazım Hikmet kitapları okumaktan cezaevine düşen, bir Nazım hayranıdır.

İlk öykü kitabı Sarı Sıcak'ta da yer alan "Bebek öyküsü" ile ilk romanı İnce Memed, Cumhuriyet Gazetesinde  tefrika edilmiş bu eserleri ile edebiyatımızda tanınmış bir yazar olarak dikkat çekmeye başlamıştır.

Yaşar Kemal, 1953 – 1954 yıllarında Cumhuriyet Gazetesi’nde tefrika edilen, “İnce Memed”de, Çukurova’nın yoksul köylüleri için ağalara karşı çıkan ve toprağı için direnen bir kahramanı destanlaştırır. Çukurova’daki çeltik ağalarına karşı mücadele eden köylünün yanında yer alan idealist kaymakamın trajik öyküsünü “Teneke”de anlatır.  “Ortadirek”te ise Toroslar’dan Çukurova’ya ırgatlık yapmaya gelen köylülerin zorlu yolculukları anlatılmıştır. “Yer Demir Gök Bakır”da hiçbir umudu, düşüncesi olmayan çaresiz insanların, bir mit yaratarak ona tutunmalarını anlatır. “Demirciler Çarşısı Cinayeti” ve “Yusufçuk Yusuf”ta ise Çukurova’daki toplumsal yapının değişimini konu edinir. 20 yıl boyunca sadece yaşadığı toprakları yazan Yaşar Kemal, 70’li yıllardan itibaren deniz insanlarının öykülerine de yer vermeye başlar. “Al Gözüm Seyreyle Salih”te, Karadeniz’in ufak bir kasabasında, bir çocuğun gözünden bakar toplumsal gelişmelere, “Deniz Küstü”de ise bin bir hayallerle Anadolu’dan İstanbul’a gelenlerin öyküsünü anlatır. Son yıllarda ise “Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana”, “Karıncanın Su İçtiği” ve “Tanyeri Horozları” adlı romanlarında farklı bir tutum izlemektedir.[13]

Yıllar boyu derlediği Anadolu’nun masal ve efsanelerini iç içe geçirerek, halk öyküleri de anlatır bizlere Yaşar Kemal. Köroğlu, Karacaoğlan, Alageyik söylencelerini “Üç Anadolu Efsanesi” ile çıkarır karşımıza. “Hak yadigârıdır, verilmez” diyerek, gelenekleri için Mahmut Han’a savaş açan Ahmet ile Gülbahar’ın hikâyesini ise “Ağrı Dağı Efsanesi” adlı kitabında anlatır. Yörük geleneğinin yok oluşunu da “Binboğalar Efsanesi”nde gözler önüne serer. 

Yaşar Kemal pek çok yapıtında Anadolu'nun efsane ve masallarından yararlanmıştır. PEN Yazarlar Derneği üyesidir. Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilen ilk Türk yazardır.978 yılındaki yaptığı bir söyleşide sanat çalışmalarına ilkokula başlamadan önce şiirle işe koyulduğunu ve okula başladığında "yaşlı halk şairleriyle çakıştığını" anımsadığını belirtmiştir. [14]İlkokulun son sınıfındayken arkadaşı Aşık Mecit, çok iyi saz çalarken kendisi annesinden ötürü sazı "berbat" çalmaktadır. Bunun nedenini şu sözlerle dile getirmiştir.

"Benim saz çalamamamın sebebi var, anam âşık olacağım da diyar diyar dolaşacağım diye saza, aşıklığa düşman olmuştu. Onun tek çocuğuydum ve gözünden ayırmıyordu beni. Okulda, düğünlerde bayramlarda beni hep Aşık Mecitle çakıştırırlardı. Âşık Mecitle Kadirlide bir kahvede bir gece sabaha kadar çakıştığımı şimdi iyice anımsıyorum." [15] Yaşar Kemal’in anılarında da yer aldığı gibi yazar ilk önce şiirle başlamış daha sonra derlemelere girişmiş, gazetelerde röportajlar yazmış, en sonunda da romancılıkta karar kılmıştır.

Yaşar Kemal Fethi Naci ile yaptığı bir söyleşide kendi romancılığı hakkında şu  değerlendirmelerde bulunmuştur. “Anadolu kültürü çok zengin bir medeniyet. Türküleri, ağıtları, masalları, tekerlemeleri var. Ben gençliğimde bir folklor meraklısıydım. Bir destan anlatıcısıydım. Sözlü edebiyatta bile her kişilik, yani şair, anlatıcı, kendisine başka yeni bir dil yaratmıştır. Gelenekten kurtulmak ne kadar zorsa da kişilikler bir destan, bir şiir, bir ağıt dili yaratmaktan kendilerini kurtaramamışlardır. Ben bunun gençliğimde tam bilincine vardım diyemezsem de kokusunu aldım diyebilirim. Veysel’le Karacaoğlan, Pir Sultan Abdalla Dadaloğlu kendilerine has bir şiir dili yaratmışlardı. O geleneksel halk şiirinin kırılmaz anlatımını, sesini kırmışlardı. Her destan anlatıcısı da bölgesinin damgasıyla birlikte anlattığı destana, masala, tekerlemeye kendi damgasını vuruyordu. Sonraları, farkına vardığım bu başkalıklar, kişilikler, anlatımlar üstünde çalıştım, bilinçlendim. Romana başladığım zaman artık hazırdım. Gençliğimden de biliyordum. Ustam Güdümen Ahmet, Küçük Memet, Murtaza gibi anlatamıyordum Köroğlu’nu. Bende hikâye, başını alıp benim gönlümce başka yerlere gidiyordu. Öğrendiklerimi tıpı tıpına anlatmak hoşuma gitmiyor, bana yavan geliyordu boyuna yinelemek. Beni dinleyenler de benimle birlikte yaratıyorlardı sanki. İnsan hikâyeyi anlatırken onların bakışlarından, kıpırdanışlarından, onayladıklarından, onaylamadıklarından anlatımına, yaratımına yön veriyordu."

Kemal Sadık Göğceli adı ile çeşitli yayımlarda yazarken Yaşar Kemal adını Cumhuriyet gazetesine girince kullanmaya başlamış, 1952 yılında yayımlanan ilk öykü kitabı olan Sarı Sıcak'ta da yer alan Bebek öyküsü ile İnce Memed Cumhuriyet Gazetesinde tefrika edilmiştir.[16]

Romanı yazma nedeni eşkıya olan ve dağda vurulan amcasının oğlunun vurulması olduğunu 1987 yılındaki bir söyleşisinde belirtmiştir. Ayrıca aynı söyleşide, çocukluğunun eşkıyalığın içinde geçtiğini, dayısının "en büyük" eşkıyalardan biri olduğunu, o çevrede 1936'lara kadar beş yüze yakın eşkıya bulunduğunu ve bunlardan birinin de Kurtuluş Savaşı'nda Kadiri’yi ilk örgütleyenlerden olan Karamüftüoğlu ailesinden ünlü Remzi Bey olduğunu söylemiştir. Remzi Bey'in anlattıklarından yola çıkarak İnce Memed hikâyesini yazmış  "Çakırdikeni" diye yer alan diken hikâyesini de Remzi Bey’den dinlemiştir.[17]

ESERLERİ

Öykü

·         Sarı Sıcak, İst.: Varlık, 1952

·         Bütün Hikâyeler, İst.: Cem, 1975.

Roman

·         İnce Memed, 1. c., İst., 1955; 2. c., İst., 1969; 3. c., İst., 1984; 4. c., 1987

·         Teneke, İst.: Varlık, 1955

·         Orta Direk, İst.: Remzi, 1960

·         Yer Demir Gök Bakır, İst.: Güven, 1963

·         Ölmez Otu, İst.: Ant, 1968

·         Akçasazın Ağaları / Demirciler Çarşısı Cinayeti, İst.: Cem, 1974

·         Akçasazın Ağaları / Yusufcuk Yusuf, İst.: Cem, 1975

·         Yılanı Öldürseler, İst.: Cem, 1976

·         Al Gözüm Seyreyle Salih, İst.: Cem, 1976

·         Allahın Askerleri, İst.: Milliyet, 1978

·         Kuşlar da Gitti, (uzun öykü) İst.: Milliyet, 1978

·         Deniz Küstü, İst.: Milliyet, 1978

·         Hüyükteki Nar Ağacı, İst.: Toros, 1982

·         Yağmurcuk Kuşu / Kimsecik I, İst.: Toros, 1980

·         Kale Kapısı / Kimsecik II, İst.: Toros, 1985

·         Kanın Sesi / Kimsecik III, İst.: Toros, 1991

·         Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana, İst.: Adam, 1997

·         Karıncanın Su İçtiği, İst.: Adam, 2002

·         Tanyeri Horozları, İst.: Adam, 2002.

 

 İLGİLİ BAŞLIKLARI TIKLAYIN

Yaşar Kemal Hayatı ve Roman Sanatı

İnce Memed Hakkında Özet ve İnceleme Yaşar Kemal

Ölmez Otu Hakkında Konu Özet Yaşar Kemal

Orta Direk Hakkında İçerik Özet İnceleme Yaşar Kemal

Yer Demir Gök Bakır Hakkında İçerik Özet Analiz Yaşar Kemal

Demirciler Çarşısı Cinayeti Hakkında Özet Analiz Yaşar Kemal

Yusufçuk Yusuf Hakkında İnceleme Özet Yaşar Kemal

Yılanı Öldürseler

Yaşar Kemal Sarı Sıcak Hakkında Konusu

Yaşar Kemal Üç Anadolu Efsanesi Hakkında Özet

Yaşar Kemal Alageyik Hakkında Özet İnceleme

Yağmurcuk Kuşu Tenkit Özet İnceleme ve Yaşar Kemal

Kale Kapısı Hakkında Konusu Özeti ve İnceleme Yaşar Kemal

Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana Ve Yaşar Kemal

Çakırcalı Efe Romanı Özeti ve Yaşar Kemal

Yaşar Kemal'in Ağrıdağı Efsanesi Hakkında Özet İnceleme

Yer Demir Gök Bakır Hakkında İçerik Özet Analiz Yaşar Kema

Binboğalar Efsanesi Hakkında Konu Özet İnceleme Yaşar Kemal

 

KAYNAKÇA

[1] Yaşar Kemal biyografisi". yasarkemal.net. Erişim tarihi: 27 Ağustos 2011.

[2] Yaşar Kemal biyografisi". yasarkemal.net. Erişim tarihi: 27 Ağustos 2011.

[3]   https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/kale-kapisi-hakkinda-konusu-ozeti-ve-inceleme/122947

[4] Seksen yıldır 'Bu adamlar niçin dağlardadırlar' diye düşünmedik, Radikal gazetesi (25/07/2009). 28 Şubat 2011 tarihinde erişildi./ DOÇ. DR. GUNİL ÖZLEM AYAYDIN CEBE, http://teis.yesevi.edu.tr/)

[5]  DOÇ. DR. GUNİL ÖZLEM AYAYDIN CEBE, http://teis.yesevi.edu.tr/ Oğuzertem, Süha (Haz.) (2003). Geçmişten Geleceğe Yaşar Kemal: Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Merkezi Uluslararası Yaşar Kemal Sempozyumu. İstanbul: Adam Yay.

[6] Çiftlikçi, Ramazan (1997). Yaşar Kemal: Yazar, Eser, Üslup. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay.

[7] Dr Aslan Tekin Edebiyatımızda İsimler, Elips Yayınları Ank. Shf. 575

[8] Oğuzertem, Süha (Haz.) (2003). Geçmişten Geleceğe Yaşar Kemal: Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Merkezi Uluslararası Yaşar Kemal Sempozyumu. İstanbul: Adam Yay.

[9] Anonim, https://www.biyografi.info/kisi/yasar-kemal, Erişim tarihi: 17 Ağustos 2012

[10] İpekçi, Abdi (19 Nisan 1971). "Edebiyat ve Politika". Milliyet. www.yasarkemal.net. Erişim tarihi: 27 Ağustos 201

[11] Kışlalı, Ahmet Taner (22-28 Mart 1987). "Demokrasi, Roman, Dil, Eğitim, Sanat, Politika Üzerine". Haftaya Bakış. www.yasarkemal.net. Erişim tarihi: 27 Ağustos 2011.

[12] Anonim https://www.yasarkemal.net/biyog/index.html Erişim tarihi: 17 Ağustos 2012

[13] Dündar Can, Özgentürk Nebil; İlk Durak İstanbul'un Entelektüel Tarihinden Tanıklıklar, Alfa Basım Dağıtım, 2005)

[14] https://www.yasarkemal.net/soylesi/docs/tekinsonmez.html)

[15] yasarkemal.net/soylesi/docs/tekinsonmez]

[16] [yasarkemal.net/soylesi/docs/fethinaci.]

[17] https://www.yasarkemal.net/soylesi/docs/abdiipekci.html]

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar

Esa

Esa

2 years ago

YAŞAR KEMAL HAKKINDA KAYNAKÇA   Andaç, Feridun (2003). Yaşar Kemal’in Sözlerinde Yaşamak. İstanbul: Dünya Yayıncılık. Ayaydın, Günil Özlem (2003). Yaşar Kemal’in İstanbul Coğrafyasına Çevreci Bir Yolculuk. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Bilkent Üniversitesi. Ay, Ferudun (Haziran 2011). "YAŞAR KEMAL'DE GÖÇ OLGUSU Boratav, Pertev Naili (1982). “Yaşar Kemal’in Yörük Kilimindeki Nakışlar”. Folklor ve Edebiyat. C. 1. İstanbul: Adam Yay. s. 411-425. Çandar, Tuba Tarcan (Haz.) (1988). “Yaşar Kemal: Fotobiyografi”. Gergedan Dergisi Fotobiyografi Dizisi 10. İstanbul: Dönemli Yay. Çiftlikçi, Ramazan (1997). Yaşar Kemal: Yazar, Eser, Üslup. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay. DOÇ. DR. GUNİL ÖZLEM AYAYDIN CEBE, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/yasar-kemal Fethi Naci (1998). Yaşar Kemal’in Romancılığı. İstanbul: Adam Yay. Dündar Can, Özgentürk Nebil; İlk Durak İstanbul'un Entelektüel Tarihinden Tanıklıklar, Alfa Basım Dağıtım, 2005) Gökalp, Altan vd. (1998). Yaşar Kemal’i Okumak (Çev. Nedret Tanyolaç Öztokat ve Erdim Öztokat). İstanbul: Adam Yay. Hasan, Yürek (2013). "BİR ROMANCININ ŞAİRLİĞİ: YAŞAR KEMAL'İN ŞİİRLERİNE GENEL BİR BAKIŞ" Gürsel, Nedim (2000). Yaşar Kemal: Bir Geçiş Dönemi Romancısı (Çev. Nermin Saatçioğlu). İstanbul: Everest Yay. İpekçi, Abdi (19 Nisan 1971). "Edebiyat ve Politika". Milliyet. www.yasarkemal.net. Erişim tarihi: 27 Ağustos 201 Kabacalı, Alpay (1997). Bir Destan Rüzgarı: Fotoğraflarla Yaşar Kemal’in Yaşam Öyküsü. İstanbul: Sel Yay. Kuzucular Şahamettin, YAŞAR KEMAL HAYATI VE ROMAN SANATI, https://edebiyatvesanatakademisi.com/Arama.aspx?id=41807 Necatigil, Behçet (2000). Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü. İstanbul: Varlık Yay. Oğuzertem, Süha (Haz.) (2003). Geçmişten Geleceğe Yaşar Kemal: Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Merkezi Uluslararası Yaşar Kemal Sempozyumu. İstanbul: Adam Yay. Önderoğlu, Erol (5 Mart 2003). "Türkiyeye Yaşar Kemal Mahkûmiyeti". Strasbourg: Bianet. 30 Mart 2017 Sönmez, Tekin (29 Mayıs 1978). "Tekin Sönmez'in Yaşar Kemal'le Uzun Bir Söyleşisi".www.yasarkemal.net. “Yaşar Kemal” (2003). Tanzimat’tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi (Ed. Murat Yalçın). C. 2. İstanbul: Yapı Kredi Kültür Sanat Yay. s. 1075-1078. Yaşar Kemal (1986). “Yaşar Kemal ile Söyleşi”. Söyleşiyi yapanlar: Fethi Naci ve Zülfü Livaneli. Hürriyet Gösteri 68. s. 7-12.  (1996). “Neden Çocuklar İnsandır?” 13 Eylül 1975. Söyleşiyi yapan: Kemal Özer. Zulmün Artsın: Yazılar / Konuşmalar (Haz. Alpay Kabacalı). İstanbul: Can Yay. s. 169-178. (2001). Yaşar Kemal Kendini Anlatıyor: Alain Bosquet ile Görüşmeler. İstanbul: Adam Yay Yaşar Kemal biyografisi". yasarkemal.net. 4 Mart 2016 yasarkemal.net/soylesi/docs/fethinaci.] Yaşar Kemal, (2011). Röportaj Yazarlığında 60 Yıl. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.