Yanbolulu Aşık Türabi Ali Hayatı Şiirleri Diğer Turabiler

12.04.2013

 

Turabi Ali  ( Yanbolulu )

  

Bektaşi tarikatı ve halk şiirimizde Türabi mahlaslı sekiz ozan vardır. Bu ozanlar Fatih döneminde yaşamış olan Türabi Baba, Afyon'lu Türabi Baba, on dokuzuncu yüzyılda yaşamış ve Koniça'da gömülü bulunan Yanya'lı Türabi Baba, yirminci yüzyılda yaşayan Kumluca'lı Türabi Baba, Girit'li Mustafa Türabi Baba, Süleyman Türabi Baba ve Kula'lı Mehmet Türabi Baba ile ( T. Koca) Ankaralı Turabi’dir.

Bu yazıda sözümü edeceğimiz Turabi 19. yy. da ölmüş olan Yanbolulu olarak kabul edilen Turabi Ali’dir.

Âşık Turabi diğer halk ozanlarımız gibi hayatı hakkında yeterli bilgi bulunmayan halk ozanlarından birisidir.  Hayatı hakkındaki sınırlı bilgilerden birisi 1849'da Hacı Bektaş Tekkesi postunda oturduğu ve 1868 yılında öldüğünü gösteren belgelerdir. [1]  Bir şiirinde ise asıl adının Ali olduğunu söylemiştir: [2]

Mahlasım derler Türabi, namım el- hac Ali. [3]

Türabî, Hacı Bektaş postunda oturup Dede babalık yapmış Alevi-Bektaşi toplulukları arasında önemli ve saygın bir yer kazanmış mutasavvıf bir şairdir. [4] Doğduğu yer hakkında farklı iddialar vardır. Ankaralı, Yanyalı ve Koniçeli olduğunu belirten iddialar varsa da bu iddiaların aynı mahlaslı diğer şairlerin hayatları ile alakalı olması kuvvetle muhtemeldir. Halk şiirinde pek çok ozanın aynı mahlası kullanıyor olması hangi ozanın nereli olduğuna dair bilgilerde emin olmamızı güçleştirmektedir.

Bektaşi edebiyatında Türabî mahlaslı sekiz şair bulunmaktadır. Yazının konusu olan Türabî, ‘Yanbolulu Türabî’ olarak bilinse de konu ettiğimiz Turabi’nin doğum yerinin Yanbolu olduğu kesin değildir. Abdülbaki Gölpınarlı ’da  Yanbolu'lu olduğunu belirtirse de bir kaynak göstermemiştir. [5]Gölpınarlı Ozanın Hacı Bektaş’taki Pir evinde postnişin olduğunu (1849-1850) ve orada öldüğünü belirtmekle yetinmiştir. Fakat birçok araştırmacı Turabi Ali’nin bugün Bulgaristan sınırları içerisinde yer alan Yanbolu’da dünyaya geldiği ve h. 1201/m. 1786 yılında doğduğu kanaatindedir. [6]

Turâbî’nin çocukluk ve ilk gençlik ve eğitim yıllarına dair elde çok sağlam verileler olmamasına rağmen iyi bir eğitim almış olduğu ortaya çıkar. “1853 yılında, Ali Ufkî Bey’in tercümesi olan “Kitabı Mukaddes”in “Yeni Ahit” kısmını tashih etmiş “ [7] olduğuna, postnişinlğe kadar yükselebildiğine,  müretteb bir divan tertip ettiğine göre Turâbî’nin iyi bir eğitim gördüğünü kabul etmek gerekmektedir.

Bektaşi ozanı olarak bilinen Türabi, Yanbolu'lu Hacı Türabi veya Dede-Baba olarak tanınır.  Turâbî, Melâmî piri Seyyid Muhammed Nurü’l Arabi ile Üsküp’te tanışmış [8] ve böylelikle Melâmiliğe intisap etmiş, daha sonra İstanbul’a gelerek Merdivenköy Bektaşî Dergâhında, ölümünden sonra görevini sürdüreceği Halil Revnâki Baba’dan mücerret ikrarı almış ve Bektaşiliğe bağlanmıştır.

Çorum'lu Seyyid Hasan Hüsnü Dede- Baba'nın 1849'da ölümü üzerine, Hacı Bektaş dergâhı postuna oturur.  Turâbî Baba, bu dergâha postnişin olmasının ardından Çorumlu Es-Seyyid Hasan Hüsnü Dedebaba’dan sonra Kırşehir Hacı Bektaş Pir Evi’ndeki Dedebaba postuna, intihâb yoluyla h. 1268/ m. 1849 yılında oturmuş, dokuz yıl bu görevde kalmıştır. [9]

Türabî’nin ölüm tarihi olarak 1868 ve 1869 yılları geçer.

Turâbî 82 yaşında, h. 1258/m. 1868 yılında postnişin iken vefat etmiş ve Hacı Bektaş Dergâhı Pir Evi civarındaki Kırklar Meydanı medhaline defnedilmiştir. Şair, mezar taşına yazılması için ölmeden önce “Şerbet-i mevti içirdi âkibet devrân bana / Vakt ü saat erdi mühlet vermedi bir ân bana” beyitiyle başlayan bir şiir yazmıştır. Bu şiir, Ali Baki Gül tarafından yazıya çekilen Osmanlıca elyazması Turâbî Dîvânı’nın son sayfasında yer alır  ”.[10]  Kabri Hacıbektaş ilçesindeki Pir Evi’nde, Hacı Bektaş Veli’nin yatırına giden merdivenin sol tarafındaki kemerin altında bulunan altı dedebaba mezarından ikincisidir (Azar, 2005: 79). [11]

    Atilla Özkırımlı Alevilik- Bektaşilik Edebiyatı adlı yapıtında;  “Halk şairleri arasında büyük bir ün kazanmış olan Türabi, daha çok aruzla ve divan geleneğine bağlı şiirler yazmıştır. Fuzuli'yi izlemeye çalışan bu tür şiirlerinin dışında heyecanla yazdığı nefesler, Bektaşi edebiyatının ortak özelliklerini taşır “ diye yazarak Turabi ve şiirleri hakkında bir de Türabî’nin, bu çevrelerce kabul gören efsanevî bir hayatı ve kişiliği vardır.

 

Türabî, Bektaşiler arasında çok sevilmiş, eren mertebesinde görülmüş bir ozandır. Bu bakımdan hayatına dair birçok menkıbe ve efsane üretilmiştir.  Bu menkıbe ve efsaneleri, Enver Beşe tarafından Kırşehir ve yöresinden derlenmiştir (Azar, 2005: 80).[12]

Turbai divan tertip etmiş bir şairdir.  “Turâbî Dîvânı’nda yer alan “Hüdâ tevfikindir ol erenler himmeti sani / Turâbî’nin mehcuriyle dîvânı hub-resân oldu” taç beyitindeki son mısranın noktalı harflerinden, ebced hesabıyla h. 1257/m. 1841 yılı çıkmaktadır.[13] Bu da divanın 1841 yılında tamamlandığını göstermektedir. Baki Yaşar Altınok, Turâbî Dîvânı üzerine bir kitap hazırlamıştır. “ [14]

Turabi’nin divanının bilinen üç yazma nüshası vardır. Bu nüshaların birisi hakkında Sadettin Nüzhet Ergun ( divanın nerede olduğunu belirtmeden) şu şekilde bahsetmiştir. “Sadettin Nüzhet Ergun, Üniversite kitaplığı memuru Sabri beyden şu bilgiyi aktardığını yazar. Nereli olduğu bilinmeyen ve yaşam hikâyesi hakkında bilgimiz olmayan Türabi'ye ait Üniversite kitaplığında bir divan bulunmaktadır. Bu divanın 240. sayfasında kendisinin Pir evi dedikleri Kırşehir dergâhının Babası iken, 1868'de öldüğü yazılıdır. Bu divan yaklaşık 2800 beyitten oluşmaktadır. İçinde: 1 Münacaat, 331 gazel, 1 Tarih, 1 Naat, 2 Mersiye, 1 Sakiname, 3 Terciibend ve terkibibend, 5 Müseddes. 5 Muhammes, 20 Murabba, 23 Koşma bulunmaktadır. Bu divan harf sırasına göre dizilmiştir. Türabi, Kul Turab, Turab mahlaslarını kullanır. “Hacı Ali Türabi Baba'nın bir divanı da Ankara Kütüphanesindedir. Al 3/26 numarada kayıtlıdır. Yine Ali Emiri kitapları arasında 656 numaralı dergide iki destanı vardır.'” [15]

 

EDEBİ KİŞİLİĞİ

Doç. Dr. Hülya Savran, adı geçen eserinde Turabi’nin Alevi Bektaşi geleneğine sahip bir şair olmasına rağmen bu çevrelerde de adının yeterince duyulamam nedeni şöyle izah eder. “Alevi-Bektaşi bir şair olarak Türabî’nin şiirlerinde bu durum açıkça görülse de, onun şiirlerinde diğer Bektaşilerdeki gibi Ali, Hacı Bektaş ve Fazl-ı Hurufî kültleri, Ali hariç pek ön planda değildir.” Bu görüşüne destek sağlamak için de  Turabi’nin şu deyişlerini örnek olarak vermiştir.

Hakîkat ma’deni şâhım ‘Alîdir
Usûlüm erkânım râhım ‘Alîdir

Kamu derde devâdırlar Muhammed Mustafâ Haydâr
Bu yolda reh-nümâdırlar Muhammed Mustafâ Haydâr

Bende-i l-i resûl-i Mustafâyîlerdenüz
Haydâr-i şîr-i İlâhî Murtazâyîlerdenüz

Kahr-ı zehri nûş idüp tutduk rehi şehzâdeni?
İbn-i Haydar ol Hasan halk-ı Safâyîlerdenüz [16]

    Turabinin şiirlerinde yalın bir dil kullanmıştır. Tarikat düşüncelerini ve tarikata ait incelikleri ustalıkla dile getirir. Bu bakımdan şiirlerinde tasavvuf malzeme olarak kullanılmıştır. Şairin tasavvufi görüşleri Bektaşilik düşüncesi çerçevesinde dile gelmektedir. Bazı şiirlerinde sevgi konusunu da dile getirmiş lirik şiirler de yazmıştır. Hz. Ali ve ehlibeyte duyduğu sevgi ve bağlılık şiirlerindeki ana temalardır. Hacı Bektaş Veli'den saygıyla söz eder.

Ele geçen tüm şiirleri yayınlanmıştır. Şiirlerinde hem aruz hem de hece veznini ustalıkla kullanmıştır.   Aruz ölçüsü ile yazdığı şiirlerinde bazı teknik hatalara rastlamak mümkündür. Şiirlerinden eğitimli ve derin bir bilgiye sahip olduğu ortaya çıkmaktadır. İyimser hayata olumlu yaklaşan sevgi dolu bir gönüle sahip olduğu şiirlerinden çıkan bir neticedir.

Türabi haline şükreyle herdem 
Rıza-yı Hak gözet olagör ebsem 
Surette zillette görünürse adem 
Manada, Huda'da nimet bizimdir

Turabi divanını  dil, anlam bilgisi ve inançla ilgileri bakımlardan inceleyen  Doç Dr. Hülya Savran’a göre Türabi’nin düşüncelerinde ve şiirlerinde  Hurufilikle de ilgili düşünceler vardır. “Ayrıca Bektaşîliğin içinde yer aldığı kadarıyla Hurufîliği de gerek anlam gerekse umdeleri olarak enine boyuna işlemiştir.” [17]

Türabî divanı, Cengiz Aydemir (1966)  tarafından Prof.Dr. Hasibe Mazıoğlu’nun danışmanlığında hazırlanmış, Millî Eğitim Bakanlığı Ankara Genel Kitaplığı “Eski Eserler Bölümünde”  bulunan üç yazma divanının ve 1294 tarihindeki baskısının karşılaştırılması ile incelenmiş ve basılmıştır. 

 

Önemli Halk Ozanlarımız ( İlgilendiğiniz isme tıklayınız )

Kayıkçı Kul Mustafa  Katib , Erzurumlu Emrah  Erzurumlu Aşık Sümmani  ,  Divriğili Deli Derviş Feryadi ,  Aşık Yemini Derviş Muhammet ( Malatya- Arguvan) ,  Aşık Ferrahi ,  Kağızmanlı Hıfzı  ,  Musa Merdanoğlu  ,  Posoflu Aşık Müdami  Deliktaşlı Ruhsati , Âşık Zülali,  Âşık Şenlik,  Ercişli Emrah  ,  Âşık Ardanuçlu Efkari, Şarkışlalı Âşık  Şarkışlalı Talibi Çoşkun ,  Kaygusuz Abdal  ,  Kul Himmet Üstadım , Arapgirli Aşık Fehmi Gür 

 

TÜM ŞİİRLERİ İÇİN TIKLAYINIZ   Turabi (Aşık, Yanbolulu) Şiirleri

 



KAYNAKÇA

 

[1] Hülya SAVRAN , TÜRABÎ DİVANI VE DİL ÖZELLİKLERİ, hbvdergisi.gazi.edu.tr/ui/dergiler/5,

[2] https://www.turkuler.com/ozan/turabi.asp

[3] https://www.turkcebilgi.org/kim-kimdir/t/turabi-turabi-40966.html

[4] Hülya SAVRAN , TÜRABÎ DİVANI VE DİL ÖZELLİKLERİ, hbvdergisi.gazi.edu.tr/ui/dergiler/5,

[5] Abdülbaki Gölpınarlı , AleviBektaşi Nefesleri, s: 19

[6] ARAŞ. GÖR. MUSTAFA DUMAN,TURÂBÎ, Yanbolulu Ali,https://www.turkedebiyatiisimlersozlugu.com/index.php?sayfa=detay&detay=63

[7] ARAŞ. GÖR. MUSTAFA DUMAN,TURÂBÎ, Yanbolulu Ali,https://www.turkedebiyatiisimlersozlugu.com/index.php?sayfa=detay&detay=63

[8] ARAŞ. GÖR. MUSTAFA DUMAN,TURÂBÎ, Yanbolulu Ali,https://www.turkedebiyatiisimlersozlugu.com/index.php?sayfa=detay&detay=63

[9] Altınok, Baki Yaşa (hzl.) (2006). Turâbî Dîvanı Yanbolulu Ali Turâbî Baba. İstanbul: Horasan Yay.

[10] ARAŞ. GÖR. MUSTAFA DUMAN,TURÂBÎ, Yanbolulu Ali,https://www.turkedebiyatiisimlersozlugu.com/index.php?sayfa=detay&detay=63

[11] Hülya SAVRAN, TÜRABÎ DİVANI VE DİL ÖZELLİKLERİ, hbvdergisi.gazi.edu.tr/ui/dergiler/5,

[12] Azar, B. (2005), Türabî Div?nı (İnceleme-Metin), s. XVI+825, Elazığ: Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı, Doktora Tezi

[13] Altınok, Baki Yaşa (hzl.) (2006). Turâbî Dîvanı Yanbolulu Ali Turâbî Baba. İstanbul: Horasan Yay.

[14] Azar, B. (2005), Türabî Div?nı (İnceleme-Metin), s. XVI+825, Elazığ: Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı, Doktora Tezi

[15] https://www.turkuler.com/ozan/turabi.asp

[16] Hülya SAVRAN, TÜRABÎ DİVANI VE DİL ÖZELLİKLERİ, hbvdergisi.gazi.edu.tr/ui/dergiler/5,

[17] Hülya SAVRAN, TÜRABÎ DİVÂNI’NDAN HAREKETLE KLÂSİK TÜRK EDEBİYATINDA İNANÇLAİLGİLİ İBARELERİN ANLAM BİLGİSİ BAKIMINDAN İNCELENMESİ, Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi Volume: 3 Issue: 15

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar