Bedahşân Bölgesi Edebiyatımızda Bedehşân Toharistan

03.02.2016

Feyz-âbâd

Bedahşân Neresidir Edebiyatta Bedehşân ve Toharistan

 

Afganistan’ın kuzeydoğusunda Tacikistan, Çin ve Pakistan’a komşu  olan  merkezi Feyz-âbâd olan  bir eyalettir. Afgan Türkistan’ı olarak da bilinen bu bölgenin kuzeyinde Amu-derya, güneyinde Hindukuş dağları, doğusunda Doğu Türkistan, batısında ise Kunduz ırmağı vardır.  Bedahşan eyaletinin  en önemli yeri,G ökçesu (Kökçesu) vadisidir. [1] Bu vadinin önemi de   bu vadide  çok bulunduğu söylenen bedahş- belahş, la‘l-i Bedahşî, la‘l-i Bedahşânî, adları ile anılan pembe yakutlardan gelmektedir. Bu bölgenin diğer bir adı da Toharistan’dır.  

Ortaasayada Afaganistan’ın kuzeydoğusunda Çin -Türkistan ve Hindistan arasında kalan ve yüksek dağların olduğu bu bölge Taciklerin ve Acemlerin yaşadığı bir yerdir. Muhteşem doğası ve güzelliği ile meşhur olan bu bölge Hoten veya Hıta ülkesine giden  yolların başlangıç yerlerindedir. ( bkz Hıta Hatâ Hoten Ülkesi Ahular ve Güzellerin Şehri ) Bu nedenle Bedehşan, eski edebiyatta, lâl taşları, Hoten ve Hıta ülkesi, misk kokuları, misk ahuları, Çiğil ve Yağma güzellerinin  gezdiği bir ülke olarak yer almaktadır. ( bkz  Nâfe ve Nâfe-i Tatar Nedir ( Misk- Amber- Hıta- Hoten -Çiğil -Yağma ) Burası  Türkistan güzellerinin yurdu, çekik gözlü ahu avcısı  Türkistan güzellerin vatanıdır.[2] ( bkz HOTEN AHUSU AHU-YI HOTEN )

Nüfusun çoğunluğunu Türkçe konuşan Sünnî Özbekler ile  Şiî  Tacikler, Peştunlar ile Kırgızlar teşkil eder. Halkın büyük kesimi göçebe veya yarı göçebedir. [3]  Bölge V. yüzyılda Akhun Türkleri tarafından ele geçirilmiş,   İslamiyet ise bu bölgeye  Talas Savaşı’ndan (751) sonra yayılmıştır.

Bedahşan edebiyatımızda la’l denilen kırmızı  ve pembe  renkli  la’l taşların  çıktığı yer olarak, yeryüzündeki en kıymetli la’l taşlarının bulunduğu  yer olarak   la’l taşları ile birlikte   ,  “la‘l-i Bedahşân” şeklinde anılır.  ( bkz Bedehşan- Lâl-i Bedahşan ) La‘l , Bedahşî ve bedahşânî de aynı manayı ifade  eder.  Aynı zamanda halk hikayelerimizde de adı geçen masal mekanlarından veya uzak diyarlardan birisidir . Örneğin  Sümmani İle Gülperi Hikayesinde r. Kızın adı Gülperi`dir. ve  Bedahşânlıdır. 

Bedahşani rengi dolayısı ile “şaraba, sevgilin yanağına ve dudaklarına  da benzetilir. Hatta sevgilin dudağı la’l olarak anlatılır. La’l demek sevgilinin dudağıdır.   La‘l-i müzâb  benzetmesi ise  kıvama ermiş şarap anlamındadır. Bu benzetme ile La’l taşının ciğer kanına bulanıp güneşete tutulduğu ve tam rengini aldığı inancı ile ilgilidir.

Diş mi-durur bu lutf-ıla yâ gûher-i Aden (145/4)
Ol leb midür ya lal-i Bedahşân mıdur nedür        Ahmedi

İçelim la‘l-i müzâbı saçalım cür‘aları
Hâk-i gülzârı bugün kân-ı bedahşân edelim    Baki   

Sâ’id-i sîmînini kasd eyleyip kan gösterir
Hâh-ı billûr üzre bak la’l-i Bedahşân gösterir       Şeyh Galip 

Bu göñül fikr-i leb-i la‘l-i Bedahşân götürür
Derd-i ‘ışk ile marîz olsa n'ola cân götürür      EMRÎ ( D. Edirne?, Ö. Edirne 1575 )

 La’l taşının   madenden çıktığı zaman renginin  daha soluk olduğuna,  rengini daha da kırmızılaştırmak için  ciğer kanına bulanıp güneşte bekletildiğine ve bu şekilde bu taşların bu denli parlak bir  kırmızı renge büründüğüne inanılır.  Bedehşan bu  nedenle  la’l, güneş, ve ciğer kanı ile  birlikte ele alınır.  “Ayrıca edebiyatta d âğ-ı Bedahşân, kân-ı Bedahşân, seng-i Bedahşân  terkipleri de vardır.  Değişik renk tonuna sahip bu taşın en güzelleri “rummânî” veya “enarî” adıyla anılan nar renklisi, “şarabî” adıyla bilinen bir tonu, “erguvânî” diye tanınan gül renklisi ve “sürh” olarak adlandırılan kırmızısıdır.” [4]

Ger kara daşı kızıl kan ile rengîn itsen
Tab’a tayîr virüp la’l-i Bedahşân olmaz           Fuzuli  (Akyüz, 1958: 482)

Ruhlarundur leblerüni terbiyetler eyleyen
Mihr-i rahândur yüzün la’l-i Bedahşândur lebün          Necati 

Rûyun ki senin mihr-i dırahşân gibi parlar.
Mercan lebin la'l-i Bedahşân gibi parlar                Belîğ, Mehmed Emîn

Her tûde-i hâk olup Bedahşân
La’l ırmağı oldu bağa cûşan                   Şeyh Galip 

Süheyl’in pertevi seng-i Bedahş’ı la‘l eder lâkin
Gözüm yaşını yâkut eyledi dürr-i benâgûşu                 Hayali Bey

Hayali’nin bu beyitimde Lal-i Bedahşani taşının rengini  Süheyl yıldıızndan aldığı düşüncesi vardır.

Ruhlarındır leblerini terbiyetler eyleyen
Mihr-i rahşândır yüzün la‘l-i Bedahşân’dır lebin        Necati [5]

Utanalar ki diyeler dişine dürr-i Aden (144/2)
Yâ-hûœ anuñ dudagın lal-i Bedahşân yazalar  Ahmedi 

Dudaguñ bigi aceb lal-i Bedahşân ola mı (676/11)
Dişlerüñ bigi dahı dürr-i dür-efşân ola mı          Ahmedi Şiirleri

 

İLGİLİ BAŞLIKLAR VE LİNKLERİMİZ

 

KAYNAKÇA

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar