KategorilerEDEBİYATEdebiyat Terimleri MazmunlarFahte Nedir Eski Şiirde Üveyik

Fahte Nedir Eski Şiirde Üveyik

23.01.2016


Görsel : https://tr.pinterest.com/pin/606719381031558960/ daki resimden fotoğraf olarak çekildi.

 

Fahte Nedir Şiirlerimizde Fahte ve Üveyik

Osmanlıca yazılışı : fâhte :  فاخته 

Osmanlıca yazılışı  üveyik : اويكك

 

Fahte :  فاخته  sözcüğünün eski lüğatlerdeki anlamları : “ üveyik اويكك kuşu, yabani güvercin,  Türk müziğinin büyük usullerinden biri “ şeklinde tarif edilir.

Fahte Farsça kökenli bir kelimedir. Fahte  üveyik kelimesinin Farsça ve eski dildeki karşılığıdır. Üveyik, ise yabani güvercindir.  "Çağırdı fâhte 'gû gû' ki gör emr-i Süleymânı" (Namusi, XV. yy.)[1]

Fahte aynı zamanda Türk Musikisinde bir terimdir. “Türk musikisi usullerinden biridir. Büyük usul yirmi zamanlı ve on üç vuruşludur. Bir sofyan ile iki yürük semai ve yine bir sofyan usulünün birleşmesinden meydana gelmiş olup 20/4’lük ikinci mertebesi kullanılmıştır. Fahte, ayrıca zincir usulünün terkibinde yer alan ikinci usuldür. Daha çok peşrev ve bestelerde kullanılan bu usulle az da olsa bazı kâr ve ilâhilerin ölçüldüğü görülmektedir. “[2]

Fahte, güzel sesli yabani güvercin anlamı ile  şairlerimizin şiirlerine konu olmuştur.  Fahte veya üveyik bülbül kadar yer almasa da güzel sesi,  güzel görünümü, kanat sesleri, güzel uçuşları, havada takla atarak dönmeleri, haberci kuşlardan biri olmaları, sevgiliye name götürmeleri, saba yeli ile birlikte yârin kokusunu getirmeleri vb özellikleri ile divan ve halk şiirimizde karşımıza çıkmaktadır.[3]

Edebiyatımızda Üveyik ile  serviler arasında bir bağ kurulmuştur. Gül ile bülbül arasındaki bağ gibi Fahte ile Servi arasında da bağlar vardır.  Fahtelerin hep servilere konmaları  şairlerin hayalinde  çeşitli tasavvurların oluşmasına zemin hazırlamıştır.  Gülün bülbüle, pervanelerin  ateşe meylettikleri gibi Fahtelerin de serviye meylettikleri hayal edilmektedir.

“Üveyik,  daima sık yapraklı ağaçlara, servi bulamazsa söğüt ve kavaklara konar.  Serviye ve  sık dallı kavaklara konma nedeni ise avcılardan ve alıcı kuşlardan kaçınmaktır. Kavakların olduğu yerde yılan da bulunur. Çünkü yılan da kuşların yuvalarındaki yavruları yemek istemektedir. “[4]

Kimi şairler şiirlerinde kumrulardan söz ederlerken  aslında fahteden de söz etmiş olurlar. ( Bkz Kumru)  Zaten kumrular da bir çeşit yabani güvercin, yani fahtedir. Kumru güvercin ve fahtelerin boyunlarında halkaya benzer  renkli bir gerdanlığın olması,  bu kuşların seslerinin güzel olması,  çift çift gezmeleri, servilerin başlarında ötmeleri,  sabahleyin erkenden hep birlikte ötmeye başlamaları  karşı cinslerine karşı çok alakalı olmaları, hep birlikte durmaları ve uçmaları vb şiirimize geçen unsurları arasındadır. Şairlerimiz fahte yerine kebuter ve kumrudan da sık sık söz etmişlerdir.

Fahte çün kim elinde büyümüştür servin
Üstüne  medh okuyup olsa hevadarı  ne var.    Mesihi

Tâc-ı ikbâl ile her serkeşe rif‘at gelmez
Fâhte olsa hümâ serve saâdet gelmez         (Neş’et).

Çemen etfalinün uyhuların uçurdı yine
Subhdem gulgule-i fâhte gülbânk-i hezâr   Baki

Ey fahte çık serve ki sana demek olmaz
Bülbül gibi şurideliğin vakti değildir.          Naili Kadim

Mürg-i dili Baki’yi görün  fahte- âsâ
Efgan eder ol serv-i hıramanın ucundan     Baki

Bülbül dedi ki fahteye sözü uzatma
Gül nahli benim serv-i hıraman senin olsun.  Sabr-i Şakir.

Sen bana gelmek baîd ü ben sana varmak muhâl
Kim hümâ inmez yere konmaz kebûter Kâ‘be’ye    Necâti

Sanma kim bülbül-i dil fâhte-veş lâhzada bir
Geh gülistâna vara/ geh kona bâdâmlara          Tâcî-zâde Ca’fer Çelebi,

Beççe-i fahte-veş zâdesi tavk ile doğar.
Görse fermânını hâb içre zen-i âbisten.     Nedim

Baki nice bir fâhte-veş bâğ-ı belâda
Nâlân olam ol serv-i hırâmânın elinden   Baki
“Ey Baki! O salınan servi boylu güzel yüzünden bela bahçesinde kumru gibi daha ne vakte kadar inleyip duracağım”

Gulgulünden bülbülün çâk-i girâban etti gül
Kumrunun zârîliğinden serv  ser – gerdandır.    Ahmet Paşa

Gördüm segirdir ol ala gözlü geyik gibi
Düştüm saçı tuzağına bön üveyik gibi       Tatavlalı Mahremi .

Kumru, güvercin ve Üveyik halk ve çağdaş şiirimizde de sık sık kullanılan bir malzemedir. ( Konu Hakkında Geniş Bilgi Ali Esat Bozyiğit “Halk şiirimizde güvercin” 1977 TFA sayı. 33 )

Boz kanatlı üveyikler üstünden uçar.
Ardahandan Edirneye
Edirneden Ardahana kadar.             Cahit Kulebi

Güvercin uçuvurdi
Kanadın açıverdi.          Anonim Türkü

Güvercin bakışlı sessizlik bile.
Çınlıyor bir sonsuz devam vehmiyle.   A.Hamdi Tanpınar

 

Kuşlar ile İlgili Konu Başlıklarımız ve Linkleri Aşağıdadır.

Anka Zümrüd-ü Anka Simurg Mazmunu Beyitlerle

Huffaş Yarasa Vatvât Şebpere Murg u İsa Nedir

Murg-ı Eyvan Kuşlar Eyvanı

Simurg Zümrüd ü Anka Beyitlerde Özellikleri

Hûn-ı Kebûter Nedir Güvercin Kanı

Kebûter ve Kebk Nedir Şiirimizde Güvercin

Alıcı Kuşlar Mazmunu

Sireng Nedir Anka Simurg

Alıcı Kuşlar Mazmunu

Kaknûs Nedir ve Edebiyatımızda Müsikâr Kuşu

Muhabere Nedir Güvercinle Haberleşme Ulak Tatarî Posta Menzil

Kara Fazlı ve Gül ile Bülbül Mesnevisi

Hüdhüd Nedir İbibik ve Hz Süleyman’ın Ulağı

DERVİŞ ŞEMSEDDİN VE DİH MURG MESNEVİSİ

Fahte Nedir Eski Şiirde Üveyik

 

KAYNAKÇA 

[1] Büyük Larousse, Gelişim Yayınları 2-cilt:7

[2] DİA, “Fahte “ cilt: 12; sayfa: 100

[3] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/kebuter-ve-kebk-nedir-siirimizde-guvercin/132873

[4] A. Talat Onay, Eski Edebiyatımızda Mazmunlar,  MEB, Shf. 226

 

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da