Haldun Taner ve Şeytan Tüyü ile Öykünün Konusu ve Özeti

12.11.2019

 
 
 
 
ŞEYTAN TÜYÜ  ÖYKÜSÜ  HAKKINDA GENEL BİLGİLER
 
Şeytan Tüyü adlı öykü,  Haldun Taner’in ilk baskısı 1983 yılında yapılmış olan Yalıda Sabah adlı öykü kitabının içindeki öykülerden birisidir.  Yazarın ölümünden üç yıl önce basılmış ve yazarın en son öykü kitabı olan Yalıda Sabah adlı öykü kitabında Şeytan Tüyü adlı öykü ile birlikte yedi öykü bulunur.
 
Yalıda Sabah, Haldun Taner beşinci ve en sonuncu öykü kitabıdır. Yazar bu öykü dosyası ile Sedat Simavi öykü ödülünü de almış, yazar bu dosyasında 1980 li yıllardaki Türk insanının doğasında bulunan, bencillik,  cahillik, kabalık gibi olumsuz yanları ortaya koymuş ve bunları mizah, ironi eleştiri üçgeni içinde hicvetmiştir.
 
Yalıda Sabah adlı öykü kitabı Haldun Taner beşinci ve en sonuncu kitabı olmaktadır. 1983 yılında basılan kitap yazarın 1980li yıllarda yazdığı öykülerini kapsar.  Yazar bu kitabında diğer eserlerinden daha hafif bir hiciv ve eleştiri kullanmış, kitabının içeriğindeki öykülerde egoistlik, üşengeçlik, hazır yiyicilik gibi konulara değinmiş ve insanların bu olumsuz taraflarını eleştirmekle yetinmiştir.
 
Öykü ve oyunlarında toplumsal sorunları ve insani yanlışları ortaya koymaya odaklanan Haldun Taner, tüm bunları tersinden anlatarak, güldürürken acıtarak,  mizahi ve ironik yöntemlerle hicvetmekten zevk alan bir yazardır.  Hiciv ve ironiyi ortaya koyabilecek olaylar kurmada , bulmada ve kurgulamada çok büyük bir yetenek gösteren Haldun Taner, “insanın tutarsızlıklarını, ikiyüzlülüklerini ortaya sererken gülünçlüğü “ çok iyi yakalayan olaylar ve karakterler üretmeyi başarmıştır.
 
Öyküleri MEB 100 Temel Eser içerisine alınarak okullara, öğrencilere, öğretmenlere ve okurlara okunması için tavsiye edilmiş olan Haldun Taner’in ŞeytanTüyü adlı öyküsü 1980 yıllarda halen gündemde olan Türkiye’den Almanya’ya çalışmaya giden fukara Anadolu insanlarının Almanya’da düştükleri halleri anlatmaktadır. Öykü mizahi, ağır bir ironi, insanı yaralayan bir gülmece ile  ekmek parası kazanmak için Almanya’ya çalışmaya giden Türk insanının aslında yürek burkan, iç parçalayan hallerini mizahi bir açıdan ve tersinden ortaya koymaktadır.
 
Öykü işçi sorunu, Alman ve Türk kültürü arasındaki farklılıklardan kaynaklanan ironik vakalar üzerinde durmaktadır.   
 
KONUSU
 
Ökkeş, amcasıoğlu Haidayet’e Almanya’ya  nasıl uyum sağlanabileceğine  dair  cevabi bir mektup yazmıştır. .  Almanya da iş bulamayınca Ayı kılığına girerek Ayı gibi oynayıp ekmek parasını kazanma derdinde olan Ökkeş Topalmusagil amcaoğluna bir mektup yazarak ona tavsiyelerde bulunur.
 
 
ALINTILAR İLE  ŞEYTAN TÜYÜ ÖYKÜSÜNÜN  İÇERİĞİ VE ÖZETİ
 
Almanya’ya da yaşamış Ökkeş Topalmusagil, amcaoğlu Hidayet Ağa’ya cevap niteliğinde bir mektup yazmıştır.
Mektup, hal hatır, selam ve kelamla başlar. Ökkeş Topalmusagil, Almanya, Berlin’de bulunmuştur. Ökkeş,  Almanya’daki zor yaşam koşullarından söz etmekte amcaoğlu Hidayet Ağa’ya tecrübelerini anlatmakta, Almanya’da geçinmeyi sağlamayı başaran diğer Türk insanlarından ve yaptıkları işlerden de  örnekler verip  söz etmektedir.
 
 
Alman vatandaşları yabancı işçilerden hoşlanmadığı için ona da kötü davranmışlar, başka bir iş de bulamayan Ökkeş Topalmusagil ayı postu giyerek, Berlin’in en işlek caddelerinde ayı gibi oynayarak ve insanları eğlendirerek geçimini sağlamaya başlamıştır.
 
Bu alaman gâvurunun bizi heçlemesinden Allah’ın günü bet görmesinden, bizi görünce cin güfür olmasından bezdim usandım gari” deyon.” (s. 71) “Söz misali, bunlar durduğu yerde mi böyle gaba ve hoyrat olmuşlar? İş yerinde ossun, Uban’da ossun, sokakta ossun neden hep yabancının gusurunu hoş görmez çemkirir dururlar.” (s. 72)
 
Bizim gocaoğlan burlarda mugaddes hayvan sayılıyor. Bunlarda her eyaletin bir arması var ya. Mesela Hamburg’unki galedir. Duizburg’unki galeye gonmuş gartal. Berlin’in arması da iki ayağının üzerine galkmış ayı olur.” (s. 74)
 
Geçende Gantstrasse’de bir yangın çıktı. Bi goca garının iti yukarı gatta tek başına gapalı galmış deyi itfaiye uğraştı. Polis geldi, baytar geldi. İt gorkup şok oldu deyi göpek sinir gliniğine götürüldü. Trafik durdu, televizyoncular hadiseyi filme aldı, herkes üzüldü, ama sonunda gurtulunca millet bayram etti. Ötede yabancı bir işçi galdırıma düşse gimse başını çevirip bakmaz. Hele gaççak ve de sigortasızca rahatça ölebilir dirler. Üzerine bir gazta örten bile bulunmaz.” (s. 75)
 
Alamanlar insan gadri bilmeyolar deyi heç üzülme. Ayı olunca bunlarla daha bir eyi anlaşıyor insan.” (s. 81)
 
Mektup  amcaoğluna geçici süreliğine kendi işini teklif edip nasıl yapılacağını anlatmasıyla son bulmaktadır.
 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar