19.10.2014
Yusuf u Züleyha'dan bir Minyatür
HAMDULLAH HAMDİ’NİN EDEBİ KİŞİLİĞİ
Hamdullah Hamdî, 15. yüzyıl’ın en meşhur şairlerinden biridir. Hamdullah Hamdi’nin edebi kişiliğine etki eden üç önemli şahsiyet vardır. Bunlardan ilki babası Fatih'in hocası , Akşemseddin diğeri Şeyh İbrahim Tennuri üçüncüsü ise Molla Camî’dir. Hamdullah Hamdi mesnevilerini çevirirken Molla Cami’nin eserlerini tercüme etmiştir.[1]
Hamdullah Hamdi, Türk edebiyatında batı Türkçesiyle ilk hamse sahibi olan, yani beş mesnevî yazan şairdir. Mesnevîleri arasında en çok Yusuf u Züleyha ve Leyla ile Mecnun mesnevîleri beğenilmiştir. Özellikle Yusuf ü Zeliha’sı dili ve üslubu bakımından, o zamana kadar bu konuda yazılan eserlerin en güzeli olarak kabul edilmiştir.
Hamdi Çelebi, hayatının sonuna kadar münzevi yaşadı. Umumiyetle, eserlerinden kazandığı para ile geçimini temin ediyordu. Bir ara Anadolu’ya gelen meşhur Abdürrahman-ı Camî ile de görüştü, sohbetinden istifade etti. Eserlerinde de ondan aldığı feyzi aksettirmektedir. Câmî’yi taklit etmiştir diyerek tenkit edenler çıkmışsa da eserlerindeki üslup ve tasvirler orijinaldir.[2]
Dîvanı ve hamsesi vardır. Türk edebiyatındaki en güzel Yusuf u Züleyha mesnevîsini Hamdi yazmıştır. Çağının en verimli şairlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Hamdullah Hamdi Efendi Göynük’ te babasının halifesi olan İbrahim Tennuri’ye derviş olmuş, eserlerini yazarak kanaatkârca bir hayat sürmüş, 1503 (H.909)te Göynük’te vefat etmiş, babası Akşemseddîn’in yanına defnedilmiştir. [3]
Hamdullah Hamdi’nin , hamse’si içinde Yusuf u Züleyha, Leyla vü Mecnun, Mevlid, Kıyafetname ve Tuhfetü’l-Uşşâk adlı mesnevîleri yer alır. Yusuf u Züleyha onun en tanınmış eseridir.[4]
HAMDULLAH HAMDİ DİVANI
Hamdî’nin divanı mürettep bir divandır. Hamdullah Hamdî ve Divanı hakkında Ali Emre Özyıldıırm’ın bir çalışması vardır. İki yazma nüshası tespit edilen Hamdî Divanının tenkitli metni 1995 yılında Ali Emre Özyıldırım tarafından Ankara Üniversitesinde yüksek lisans tezi olarak hazırlanmış Ali Emre Özyıldıırm bu çalışmasını Hamdullah Hamdî ve Divanı, adıyla Kültür Bakanlığı, Ankara, 1999 da bastırmıştır. [5]
Hamdî divanı 3 kaside, 199 gazel, 1 murabba, 1 terci-bend, 5 kıta, 3 nazım, 9 müfred ve 1 beyitten oluşmaktadır.[6]
Metin, Divanın bilinen iki yazmasının karşılaştırılması (Süleymaniye, Esad Efendi, 2626; Millet, Ali Emiri-manzum, 120) bir mecmuadaki Hamdî’ye ait şiirlerin bu metne eklenmesiyle (Milli Kütüphane, FB, 442) ile oluşturulmuştur.
ESERLERİ
Yusuf ü Zeliha (mesnevî),
Leyla vü Mecnun (mesnevî),
Tuhfet’ül-Uşşâk (mesnevî), Kıyâfetnâme,
Mevlîd-i Nebî,
Ahmediyye, şiirlerini ihtivâ eden Divân’ı, tasavvuf ile ilgili Risâle, Mecâlis’üt-Tefâsir adlı tefsiri.
Hamdi Çelebi’nin Dîvân’ı ve mesnevîleri, yazma hâlinde olup, henüz basılmamıştır. Mesnevîleri, divanındaki şiirlerine nazaran daha sade bir dille yazılmıştır.
YUSUF U ZÜLEYHA
Hamdullah Hamdî bu eseri 1492’de 42 yaşında iken kaleme almıştır. Tespit edilebilen nüsha sayısı yüzden de fazla 120 civarındadır. Birçok kaynak eserin II. Bâyezîd’e ithaf ettiğini yazmış olsa bile bu eserde bu bilgiye dair bir emare bulunmamaktadır.
Yusuf u Zeliha Mesnevisi İran ve Türk şiirinde çok işlenmiş bir konudur. Esrer ilk kez Firdevsî Tus ve Genceli Nizami tarafından kaleme alınmış, [7]Türk edebiyatında yazılan mesnevilerin kaynağını ise Molla Cami’nin yazmış olduğu aynı adlı eser teşkil etmiştir. Kuran-ı Kerim’de Ahsenü' l Kassas ( Kıssaların en güzeli ) olarak adlandırılan Yusuf suresi de Yusuf u Zeliha – Züleyha hikâyesine kaynaklık eder. Daha sonra hem İran hem de Türk edebiyatında pek çok şair tarafından tekrar tekrar yazılmıştır.
Türk edebiyatında bu konuda mesnevi yazan başlıca isimler şunlardır.: 14. yy: Ali, Şeyyad Hamza, Sule Fakih, Erzurumlu Kadı Darîr, Rabguzî, Garip; 15. yy: Ahmedî, NAHİFİ , Hamdullah Hamdî, Behiştî; 16. yy: İbn Kemal Kemalpaşazad , Taşlıcalı Yahya , Celilî; 17. yy: Rıfâtî Abdu’l-hay, Andelib; 18. yy: Ahmed Mürşidî, Esat Paşa; 19. yy: Süleyman Tevfik
Hamdullah Hamdi’nin yazmış olduğu Yusuf u Züleyha mesnevisi yüzyıllar boyunca bu konuda yazılan en başarılı Türkçe eser olarak takdir görmüştür. Kemal Paşazade’nin 7777 beyitten oluşan Yusuf u Züleyha mesnevisi ile Taşlıcalı Yahya Yusuf u Zeliha ( Züleyha ) Mesnevisi ve Nahifi’nin Yusuf İle Züleyha
Mesnevisi de oldukça sevilen ve başarılı Yusuf u Züleyha mesnevileri olmuşlardır.
Hamdi, Yusuf u Züleyha’yı Molla Câmî’nin eserini örnek alarak yazmış; tasvirleri ve duygulu ifadeleriyle başarı göstermiştir. 1492 yılında tamamlanan eser “fe’ilâtün mefâ’ilün fe’ilün” kalıbıyla yazılmış ve 6241 beyitten oluşmaktadır. “Nitekim esere konu olan aşk hikâyesi gerçekten de daha sonra çeşitli şairler tarafından nazma çekilmiş fakat aşılamamıştır. Eserin yüz civarında yazma nüshasının bulunması ne kadar sevildiğinin ve benimsendiğinin en açık göstergesidir.” [8]
Hamdî Çelebi Yusuf ve Züleyha kıssasını İranlı şair Cami’nin aynı adlı mesnevisini örnek alarak yazmış fakat eseri tercüme bir eser olmaktan çıkararak esere kendi yeteneklerinden ve muhayyilesinden pek çok şeyler katmıştır. Bu bakımdan eser tercümeden zilyede, telif bir eser özelliği vermektedir. Eserin yüzden fazla nüshasının bulunmuş olması, Hamdullah Hamdi’nin bu eserinin ne kadar sevilmiş olduğunun göstergesidir.
Yusuf u Züleyha’yı bu denli güzel yazabilmesi ile Hamdi Çelebi’nin çocukluk yılları ile bir irtibatı vardır. Babası Akşemseddin öldüğünde henüz on yaşlarında olan Hamdi’ye ağabeyleri hem kötü davranmış hem de babasının mirasından mahrum bırakmışlar hem de oldukça kötü davranmışlardır. Babasının vefatından sonra bir hayli maddî manevi güçlük ve zorluklarla karşı karşıya kalan Hamdi Çelebi, her şeye rağmen mükemmel bir tahsil yapmayı başarmış, Hamdi bu dönemde kardeşleriyle bazı problemler yaşamış ve sonunda “ilmiye” yolunu seçmiştir. [9] “Şairin çocukluğunda kardeşlerinden gördüğü kötü muameleler bir anlamda kendisini Yusuf’la özdeşleştirmesine imkân vermiş ve dolayısıyla bu samimi duygular şairin eserine de yansımıştır.”
Kınalızade’nin tezkiresinde anlattığına göre babasının imkânlarından mahrum bırakıldığı için zor şartlarda yaşayan Hamdullah Hamdi, yazmış olduğu Yusuf ve Zeliha mesnevisinin nüshalarını satarak geçimini temin ediyordu. (Kınalı zade Hasan Çelebi, 1978)[10]
Hamdullah Hamdi’nin Yusuf u Züleyha’sı Naci Onur tarafından 1991 yılında yayınlanmıştır.
Yûsüf ü Zalîha mesnevîsindeki bir gazeli:
GAZEL
Kâlû belâ’da ekdi çü tohum-i belâ-yı aşk
Bitürdi âb-i derd ile ben bî-nevâyi aşk
Çün hâsıl etti döğe döğe harmânımı derd
Bir demde hâsılım yele verdi hevâ-yi aşk
Gönlümü âşinâ edeli derd-i yâr ile
Bîgâne etti bana kamu âşinâyı aşk
Benden selâmı kesdi, selâmet çûn eyledi
Dest-i melâmetiyle bana merhabâ-yi aşk
Kalmadı gözde hâb eseri, doldu âb ile
Bilmem ki âkıbet nidiser mâcerâ-yi aşk
LEYLA İLE MECNUN
1500 yılında tamamlanan bu mesnevi “mefâ’îlün mefâ’îlün fa’ûlün” kalıbıyla yazılmıştır ve yaklaşık 4000 beyitten oluşmaktadır.[11]
Hamdî, bu eserini Cami, Nizami ve özellikle de Hatifi gibi İranlı şairlerin eserlerinden faydalanarak yazmıştır.
Hamdi’nin bu eseri üzerinde Zülfü Güler tarafından 1982 yılında Atatürk Üniversitesinde bir doktora çalışması yapılmıştır [Güler, Zülfü, Hamdullah Hamdî-Leyla vü Mecnun (İnceleme-metin), yayımlanmamış doktora tezi, Atatürk Ünv., Erzurum, 1982.].
AHMEDİYE
Fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün” kalıbıyla yazılan ve 1494 yılında tamamlanan 1337 beyitlik eser Hz. Muhammed’in doğumundan, mucizelerinden, peygamberliğinden, hicretinden, miracından ve vefatından bahseden mevlid türünde bir eserdir. Eser bazı kaynaklarda “Muhammediye” bazı kaynaklarda da “Mevlid-i Hamdî” adıyla geçmektedir.
Süleyman Çelebi’nin ünlü mevlidi kadar kabul görememiştir; tarihi kaynaklar eserin, ağır, süslü bir dille ve lirik değil de didaktik bir üslupla yazılmış olduğunu ifade ederler. [12]
Tuhfetü’l-uşşak
950 beyitten oluşan ve “mefâ’îlün mefâ’îlün fa’ûlün” kalıbıyla yazılan bu mesnevinin telif tarihi belli değildir. Eserde Hoca-zade adlı Kayserili bir Müslüman tüccarın kervanıyla beraber ticaret için İstanbul’a gitmesi, Hristiyan bir vezirin kızına aşık olması, ona kavuşmak için önce eğlence meclislerinde girmesi, sonra içki içmesi ve nihayet dinden çıkıp onunla evlenmesi en sonunda da beraberce Müslümanlığa geçmeleri konu edinir. Dolayısıyla eser işlenen konu itibarıyla her ne kadar tercüme değil telif bir eser görünümündeyse de Attar ve Gülşehri’nin Mantıku't Tayrdaki Şeyh Sanan hikâyesinden izler taşımaktadır. Şair, eserinin sonunda kahramanların bazı soyut kavramları karşıladığını söyleyerek sembolik bir anlatım kullandığını ifade etmiştir.
İki yazması bulunan Tuhfetü’l-uşşak’ın tenkitli metni Mis’ad el-Shaman tarafından yayımlanmıştır [El-Shaman, Misad, “Hamdullah Hamdî’nin Tuhfetü’l-uşşak Adlı Mesnevisi”, Journal of Turkish Studies, 1991, s.169-255.[13]
Kıyafet-name
158 beyitten oluşan bu küçük mesnevi kıyafet ilmi üzerine yazılmıştır. Bu eser yazıldığı konuda Türkçede bilinen ilk mesnevi örneği olarak dikkat çeker. Bu eser halk arasında büyük ilgi görmüştür.
Eserin tenkitli metni Amil Çelebioğlu tarafından yayımlanmıştır. [Çelebioğlu, Amil, “Kıyafe(t)İlmi ve Akşemseddinzade Hamdullah Hamdî ile Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Kıyafetnamesi”,Atatürk Ünv. Edebiyat Fak. Araştırma Dergisi, S. 11, Ankara, 1979, s.305 348] [14]
Hamdî’nin ayrıca Mecalisü’t-tefasir adlı bir tefsir çalışması da bulunmaktadır. Ayrıca şairin tasavvufi risaleler kaleme aldığı da çeşitli kaynaklarda belirtilmiştir.
HAMDULLAH HAMDİ İLE İLGİLİ LİNKLER
Hamdullah Hamdi Yusuf u Züleyha Mesnevisi Ve Hamsesi
Taşlıcalı Yahya Yusuf u Züleyha Mesnevisi
Şeyyad Hamza Yusufu Züleyha Ve Diğer Eserleri
YUSUF U ZÜLEYHA MESNEVİSİ’inden
Yusuf ve Züleyha Kıssası ve Ana Hatları DOÇ. DR. NURULLAH ÇETİN
Ahsenü' l Kassas En Güzel Kııssa ve Hz Yusuf
KAYNAKÇA
[1]https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/hamdullah-hamdi-hayati-edebi-kisiligi/74927
[2]https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/hamdullah-hamdi-hayati-edebi-kisiligi/74927
[3] Ali Emre Özyıldıırm Hamdullah Hamdî ve Divanı, Kültür Bakanlığı, Ankara, 1999, shf 3
[4]https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/hamdullah-hamdi-hayati-edebi-kisiligi/74927
[5]https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/hamdullah-hamdi-edebi-kisiligi-divani-ve-siir/76924
[6] Ali Emre Özyıldıırm Hamdullah Hamdî ve Divanı, Kültür Bakanlığı, Ankara, 1999, shf 3
[7]https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/fuzuli-leyla-ile-mecnun-mesnevisi/76623
[8] Ali Emre Özyıldıırm Hamdullah Hamdî ve Divanı, https://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10615,girispdf.pdf?0
[9]https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/hamdullah-hamdi-hayati-edebi-kisiligi/74927
[10] Dr.Zehra ÖZTÜRK, On Beşinci Yüzyıl ?airlerinden Akşemseddinzade Hamdullah Hamdi’nin Yusuf ve Zeliha
[11] Ali Emre Özyıldıırm Hamdullah Hamdî ve Divanı, https://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10615,girispdf.pdf?0
[12] Ali Emre Özyıldıırm Hamdullah Hamdî ve Divanı, https://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10615,girispdf.pdf?0
[13] Ali Emre Özyıldıırm Hamdullah Hamdî ve Divanı, https://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10615,girispdf.pdf?0
[14] Çelebioğlu, Amil, “Kıyafe(t)İlmi ve Akşemseddinzade Hamdullah Hamdî ile Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Kıyafetnamesi”,Atatürk Ünv. Edebiyat Fak. Araştırma Dergisi, S. 11, Ankara, 1979, s.305 348
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın