Kümeyt
Osmanlıca yazılışı: كميت = kümeyt
Sözlüklerdeki anlamı: Al, kızıl , koyu kestane renkli, al ve kızıl renkte olan. Koyu kestane renkli yelesi ve kuyruğu kızıl doru at. Renginden dolayı da kırmızı şarap,.
Kümeyt kelimesi kırmızıya çalan kestane rengi at anlamı ile daha sık kullanılmıştır. Ayrıca Rüstem Hz Hamza veya Battal Gazi’nin atının adı olarak geçen Aşkar adlı atın da renginin kümeyt kestane renkli olması nedeni ile karşımıza çıkmıştır.
Kümeyt kelimesi divan şiirinde gerçek anlamı ile de kullanılmış fakat tevriyeli veya kinayeli olarak hem at hem de kırmızı renkli veya koyu renkli şarap anlamlarının her ikisine gelecek şekillerde kullanılmıştır.
kümeyt-i hâme : söz meydanının atı anlamında bir tabirdir.
Aşağıdaki beyitlerde kümeyt sözcüğü hem at hem de şarap anlamları ile birlikte kullnılmıştır.
Sur sakiya kümeyt-i sebük-seyr-i sagarı
Gezdirmedi ilacı su inmiş ayağına Emîn
Beyitteki “ayak” sözcüğü hem atın ayağı hem de kadeh anlamında kullanılmış ayağı sür derken de hem kadehi hem de atı sürmek anlamı kast edilmiştir. Şairler kümeyt sözcüğünü daha ziyade şarap atı anlamına gelecek şekilde kullanmayı tercih etmişlerdir.
Bezm-i mahabbet içre dönsün kümeyt-i sahbâ
Bu dehr-i bî-sebâtı pâ-der-rikâb göster Hersekli Ârif Hikmet
Eder menâzil-i eflâki nîm hatvede tay
Kümeyt-i bâsıranın tâziyânesin biliriz Nâbî
Esb-i tâzîler kümeyt-i bâde gibi pây-best
‘Arsayı hâlî bulup her leng meydân almada (Nev’î, g. 422/6)
Kırmızı şarap regindeki Arap atlarının ayakları bağlı olduğu için topal atlar meydanı boş bulıp ortaya atılmaktadır. Nevi , Kanuni zamanında şarabın yasaklamasından bu şekilde şikayet eder.