Lütfi Paşa Tevarih i Al'i Osman Asafname

17.11.2014

              

Lütfi Paşa

Lütfi Paşa’nın Arnavut asıllı olduğunu ve Avlonya taraflarından devşirme olarak saraya getirildiğini ve burada terbiye edildiğini  Gelibolulu Ali Mustafa’dan naklederek kaydeden M. Tayyib Gökbilgin, onun ilk saray memuriyetlerini göz önünde tutarak doğum tarihini tespite girişir ve Lütfi Paşa’nın 1488 yılında doğmuş olduğunu iddia eder. [1]

Lütfi Paşa’nın hayatı hakkında en detaylı bilgiler kendisinin kaleme aldığı eserlerdir.  “Tevârih-i Âli Osman” ve “Âsafnâme” isimli eserlerinde harem-i has’ta tahsil ve terbiye gördüğünü, saray hizmetlerinde bulunduğunu, Adlî II.Bayezıt  devrinde, Safevi hükümdarı Şah İsmail’in Dulkadiroğlu ‘Alâü’d-devle’nin üzerine yürümesi ve ‘Alâü’d-devle’nin dağlara çekilmesi hadisesinden (914/1508) itibaren olayları takip edebilecek yaşa geldiğini belirtmektedir. Yine kendi eserlerinde  Yavuz Sultan Selim ’in cülusunda (1512) 50 akçe müteferrikalık ile taşraya çıktığını, daha sonra çaşnigîrbaşılık, kapıcıbaşılık, mîralemlik, Kastamonu Sancakbeyliği, Karaman Beylerbeyliği ve Anadolu Beylerbeyliği görevlerinde bulunduğunu, Kanuni Sultan Süleyman devrinde (1520-1566) vezirlik ve sadrazamlık görevine tayin edildiğini ifade etmektedir.[2]

Sultan Selim’in yakınlarında  yer alan, Lütfi Paşa’nın  1512′de Yavuz Sultan Selim’in tahta geçtikten sonra müteferrika olarak saraydan dış göreve çıkmış,  sırasıyla çaşnigirbaşı, kapıcıbaşı ve miralemlik görevlerinde bulunmuştur. [3]

Tayyib Gökbilgin’e göre Kanûnî Sultan Süleyman ’ın cülusunda Kastamonu sancak beyi olarak göreve getirilmiştir. 1533’te  Karaman beylerbeyliğine tayin edilmiş,  Irakeyn seferine  Karaman kuvvetlerini komuta etmiştir.  Irakyn seferinden sonra Anadolu beylerbeyliğine daha  sonra  Rumeli beylerbeyliğine ve sonrasında üçüncü vezirliğe  kadar yükselmiştir.

1537 yılında Korfu seferinde Barbaros Hayrettin Paşa’nın yanında  yer almıştır. Korfu kalesini muhasaraya almış ama kale alınamadan İstanbul’a geri çağrılmıştır. ,1538’de ikinci vezirliğe tayin edilir ve Boğdan seferine  katılır.[4]

1541 yılında veziriazamlıktan azledilmiş çiftliğine çekilmiştir.  Görevleri esnasında ulak ile haberleşme  âdetini kaldırmış,  Venedikliler ile barış  sağlamış, Avusturya müzakerelerini ustalıkla idare etmiştir. Kanuni Sultan Süleyman ’nin  kız kardeşi  Şah Sultan ile evli olan Lütfi Paşa, Şah Sultan ile tartışınca  Şah Sultan’a ile evliliği feshedilmiş,  iki yüz bin akçe has ile Dimetoka’daki çiftliğine çekilmiş ve sonraki sene İstanbul’a gelerek Hac için izin istemiş ve hacdan döndükten sonra çiftliğinde hayatının geri kalan 20 senesini tamamen yazı işine vermiştir. [5] Gökbilgin, Lütfi Paşa’nın ölüm tarihini ise   Gelibolulu Âli’nin verdiği tarih olan 1563 yılı olarak ifade eder.  Dolayısı ile  Lütfi Paşa 1563 yılında Dimetoka’daki çiftliğinde ölmüştür.

Kaynakların verdikleri bilgilere göre  Lütfi Paşa, Saraydaki âlim ve şairlerle sıkı münasebetler kurmuş bir devlet adamıdır.  Vaktindeki tarihçiler onun diğer devlet adamlarına nazaran   daha eğitimli ve bilgili olduğunu kaydederler.  Onun mizacı Sicill-i Osmanî’de şöyle değerlendirilmektedir. “ Öfkeli ve sertti. Nahiv, sarf ve fıkıhta bilgili olup ilminde mağrurdu. Tavrı laubali (idi)” [6]

Âli ve Peçevî gibi tarihçiler,  “kendini olduğundan kıymetli görerek kibirlendiğini, Paşa’nın Ebussuud ve Aşçızade gibi devrin âlimlerini yetersiz görerek ilmi kudretlerinin olmadığını iddia ettiğini belirtirler.” [7] Tayyib Gökbilgin ‘ne göre Lütfi Paşa, Edirneli Sehi’nin tezkiresinde şair olarak kaydedilmiştir. Bu durum ise onun şairlik yönünün de olduğunu göstermektedir.

TEVARİH- İ AL’İ OSMAN

Kanuni’nin kız kardeşi Şah Sultan ile evlenerek  saraya Damat olan Damat  Çelebi Lütfi Paşa, Tevarih-i Ali Osman adlı eserini Dimetoka’daki çiftliğine çekildiği yıllarda yazmış olmalıdır.  Bu eserinde Osmanlı devletinin kuruluşundan 1553′e kadar olan  Osmanlı Tarihi anlatılmıştır.

Şair olduğu şiirler de yazdığı anlaşılan Lütfi Paşa’nın  en tanınmış eserleri “Tevarih-i Âl-i Osman”ve “Âsafname” dir.

Lütfi Paşa’nın yazdığı en önemli eser ise  Tevarih –i Ali Osman adlı tarih kitabıdır. Bu eseri Başlangıçtan 1533 yılına kadar ki Osmanlı Tarihini içermektedir.  Bu eserinde II. Bayezid devrinin sonuna kadarki olayları kendisinden önce yazılmış olan tarih kitaplarından yaptığı alıntılarla anlatmıştır. Daha çok Neşri ve Aşıkpaşazade’den yaralanmış kendinden önceki kaynakları alıntı ve kopya etmek suretiyle kullanmıştır. O bakımdan bu bölümler  önceki tarihçilerin verdiği bilgileri aşan bilgiler içermemektedir.

Fakat  Yavuz Selim ile Kanuni Sultan Süleyman devirlerinde devletin önemli kademelerinde görev almış olan Lütfi Paşa bu dönemlerdeki olaylara bizzat şahit olmuş ve bu dönme ait  gözlem duyum ve yaşayarak gördüklerini  basit bir dille anlatmıştır.  Lütfi Paşa bu eserinde anlattığı olayları tarafgir bir bakış açısı ile anlatmış olayları yanlı olarak değerlendirmiştir. Sevdiklerini öven, sevmediklerini yeren bu yaklaşımı yüzünden bizzat şahit olduğu olayları  da yansıtmış olmasına rağmen eserinde verdiği bilgilere kuşkuyla yaklaşılmasına sebebiyet vermektedir. Fakat her şeye rağmen Osmanlı’nın Yavuz ve Kanuni dönemindeki birçok entrikaları anlamak,  devletin bozulma emarelerinin de görülmeye başladığı günlerdeki olayları sezinleyebilmek,  devletin bozulmaya başlayan çarklarının içinde bizat yaşamış olduğundan bu olayları  fark etmek açısından  önem arz etmektedir.

Lütfi Paşa’nın eserini tarafgir mülahazaları dolayısıyla Gökbilgin, ihtiyatla yaklaşılması gereken bir eser olarak görür.

“Lütfi Paşa’nın bu eseri, on altıncı asırda Osmanlı Devleti’nin zayıf ve bozuk noktalarını anlamak için, kıymetli ve nadir kaynaklarımızdan birisidir. Saray vaka-nüvisleri ve şeh-namecilerin, resmi tarihçi olarak Osmanlı Devleti’nin sadece görünüşteki ihtişamını, görkemli zaferini mübalağalı ve renkli bir şekilde tasvirleri yanında, Lütfi Paşa’nın bunların aksine; bozulmaları ortaya koyması, devleti ve sultanları tenkid etmesi, tarihi gerçekliğin açıkça anlaşılması bakımından oldukça önemlidir.”[8]

Tevârih-i Âl-i Osman  Osmanlıca olarak da basılmış  Kayhan Atik ise üzerinde  bir çalışma yapmıştır. [9]

ASAFNAME

Asafname  adlı eseri Lütfi Paşa’nın  hayat hikâyesini ayrıntılı tarihler vermeden,  anlatan Siyasetname türündeki bir eserdir. Bu eserinde   devlet idaresi hakkındaki görüşlerini, yaşadığı olayları,  devlet adamları ve mesleklere dair tespitler ve bilgiler  aktarmıştır. Asafname hakkında, Ahmet Uğur bir çalışma yapmış  ve Ahmet Uğur bu çalışmasını yayınlamıştır. [10]

Lütfi Paşa’nın Halisil Ümme Marifeti-l eimme” adlı   Arapça  bir eseri daha vardır. “ Bu eserin ana teması Osmanlı sultanlarının halifeliklerini meşruiyetidir. Bu nedenle kurum olarak halifeliği ele almıştır. Bu kurumun “Kureyşli” olma sorunu üzerinde durmuştur.  Bu inceleme Osmanlı politika edebiyatında halifelik kurumunu ele alan ilk eser olduğu için çok önemlidir.”[11] [12]

Sitemizdeki Tevarihler Gazanameler Gazavatnameler Zafername ve Selimnameler 

  1. Kalkandelenli Sücûdî ve Selimnâme'si

  2. Keşfî Mehmed Çelebi Selimname

  3. Kılıççızâde İshak Çelebi Selimnâme (İshaknâme)

  4. Nişancı Celalzade Mustafa Çelebi Tabakatü’l-Memalik, Selimname ve Diğer Eserleri

  5. Sa’d b. Abdülmute’al ve Selimnamesi

  6. SELİMNAME Koca Nişancı Celalzade Mustafa Çelebi

  7. Gazavâtnâme Çeşitleri ve Eserleri

  8. Gazavâtname ve Türleri

  9. Selatin-name Dasitan-ı Ali Osman ( Kemal )

  10. 14-15. Yy. Osmanlı Tarihçileri ve Eserleri

  11. Başlıca Osmanlı Tarihçileri ve Eserleri 16. yüzyıl

  12. Başlıca Osmanlı Tarihçileri ve Eserleri 17-18-19 yy

  13. Dâstân ve Tevârîh-i Mülûk-i Âl-i Osman'dan

  14. Osmanlı Tarihçileri ve Tarih Konulu Eserleri

  15. Şehinşahname ve Minyatürleri Seyyid Lokman ve Nakkaş Osman

  16. Câm-ı Cem- Ayîn Hasan bin Mahmûd el-Bayâtî

  17. Şehnâme-i Âl-i Osmân ve Minyatürleri

KAYNAKÇA

[1] Tayyib Gökbilgin, “Lütfi Paşa”, İA, C. VII, Milli Eğitim Basımevi, Eskişehir, 1997, s. 96-101.

[2] Ümit Kılıç, Sadrazam Lütfi Paşa’nın Dimetoka Vakfı, https://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/19/1132/13301.pdf

[3] Mehmed Süreyya (haz. Nuri Akbayar) (1996), Sicill-i Osmani, İstanbul:Tarih Vakfı Yurt Yayınları ISBN:975-333-0383 C.1V say.91

[4] Tayyib Gökbilgin, “Lütfi Paşa”, İA, C. VII, Milli Eğitim Basımevi, Eskişehir, 1997, s. 96-101.

[5] Ercan GÜMÜŞ, 16. YÜZYILDA OSMANLI DEVLETİ’NDE MEYDANA GELEN MUHALİF NİTELİKLİ HAREKETLERİN OSMANLI TARİH YAZARLARI VE ESERLERİNE YANSIMASI, GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ, master tezi,

[6]  Mehmed Süreyya (haz. Nuri Akbayar) (1996), Sicill-i Osmani, İstanbul:Tarih Vakfı Yurt Yayınları ISBN:975-333-0383 C.1V say.91

[7] Tayyib Gökbilgin, “Lütfi Paşa”, İA, C. VII, Milli Eğitim Basımevi, Eskişehir, 1997, s. 96-101.

[8] Tevârih-i Âl-i Osman Lütfi Paşa, Lütfi Paşa, Çeviren: Ali Bey – 1341 (1925) – Matbaa-i Amire – İstanbul – Osmanlıca – Ciltsiz – 456 sayfa – 18.0 x 25.0 cm

[9] Atik, Kayhan, (2001) Lütfi Paşa ve Tevârıh-i Âl-i Osman, Ankara:Başbakanlık Basımevi.

[10] Lütfi Paşa, (haz. Ahmet Uğur), (1982) Asafname, Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı

[11] özcan, Azmi, “Lütfi Paşa”, (1999) Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, İstanbul:Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık A.Ş. C.1 s.47-48 ISBN:975-08-0072-9

[12] https://tr.wikipedia.org/wiki/L%C3%BCtfi_Pa%C5%9Fa

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar