11.07.2012
Nuri İyem
Nuri İyem (1915, İstanbul - 18 Haziran 2005, İstanbul, Türkiye’deki Toplumcu Gerçekçiler Resim Sanatı akımının – memleketçi, sosyal gerçekçi- önde gelen ressamlarından.
Nuri İyem, Bulgaristan’dan Türkiye’ye gelmiş Hüsnü ve Melek Hanım’ın yedinci ve son çocuğu olarak 1915 yılında İstanbul'da Dünyaya geldi. Bir sağlık memuru olan babası Hüsnü Bey, savaşın hengâmesi içinde kayıplar listesine yazılmıştır. Oysaki babası hayattadır. Babalarının hayatta ve Diyarbakır’da olduğunu öğrenen anne Melek Hanım, çocuklarını da alarak Mardin Cizre’ye giderler.
Nuri İyem henüz üç yaşında iken 1918 yılında annesi Melek Hanım ve çok sevdiği ablası ile birlikte İstanbul’dan Cizre’ye kadar gider. Anılarında anlattığına göre resme küçük yaşlarda duvarlara kömür kalemle yaptığı çizimlerle başlamıştır.
İlkokula Mardin’de başladı. İleriki yıllarda gözleri Sanat yaşamının portrelerine konu olacak ve kendisi ile çok yakından ilgilenen ablasını 1922 yılında kaybeder [1] 1923 yılında ailesi Cizre'den İstanbul' a dönmüştür. Annesi ve teyzesiyle ile birlikte İstanbul'dan Arnavutluk İşkodra’ya gitmişlerdir. İşkodra'da mahalle mektebine gitmiş mahalle mektebinden sonra da da İtalyan İlkokulu’na devam edip bitirmiştir. [2]
Ortaokulu, tekrar döndüğü İstanbul’da okuyan Nuri İyem, Pertevniyal Lisesi'inde öğrenci iken yaptığı resimlerini dönemin Akademi hocası Nazmi Ziya Güran ’a gösterir. Nazmi Ziya Güran bu resimleri beğenince onu Akademi’ye kabul edilebileceğini söylemiştir. Oysa Sağlıkçı bir babanın oğlu olması nedeni ile ailesi onun doktor olmasını istememektedir. Ama Nuri İyem'in ruhundaki resim tutkusu Nazmi Ziya Güran 'nın da telkinleri ile İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisine kaydolmasıyla sonuçlanacaktır. Bu davet üzerine 1933 yılında girdiği Akademi’de öğreniminin ilk yılında Nazmi Ziya Güran’ın öğrencisi olur. Akademide oldukça başarılı bir öğrencidir. Estetik derslerini ise daha sonraki yıllarda yakın dostu olacak olan AHMET. H. Tanpınar’dan almıştır.. Nitekim akademinin orta bölümünü Rağıp Gökçan ile birinciliği paylaşarak bitirmiştir. [3] 1937. 1938 yılında yani II. Dünya Savaşının başlayacağı yıllar öncesinde asteğmen olarak Trakya’ya gitmiştir. 1938’de askerlik görevini tamamlar. Askerlik görevini yaptıktan sonra Giresun’a resim öğretmeni olarak atanır. [4]
Fakat bu sırada İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisinin Yüksek Bölümü de açılmış, Devlet Güzel Sanayi-i Nefise Mekteb-i Âlisi’nin lise kısmına ilaveten Akademiyi daha da geliştirerek orta ve yüksek devreli bir sanat eğitimi kurumu haline getirilmiştir. Akademinin eğitim kadrosu genişletilerek mimari bölümüne Forhölzer; resim bölümünde Leopold Levy, heykel bölümünde de Louis Süe gibi Avrupa’ca tanınmış ‘uzmanlar’ getirilmiştir.[5] Bunun üzerine 1940 yılında “Yüksek Resim Bölümü”nde okumak için Sanayi-i Nefise Mekteb-i Âli’ye - İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisine- geri dönerek Leopold Levy’nin öğrencisi olur.
Akademinin yüksek bölümüne dört yıl devam eder. Bu bölümde öğrenci iken Hikmet Onat, İbrahim Çallı ve Leopold Levy ile çalışır. 1944 yılında “Yüksek Resim Bölümü”nü Nalbant adlı çalışması ile ikinci kez birincilikle[6] bitirip okulun ilk mezunlarından birisi ve okulun ilk birincisi olma unvanını da elde etmiş olur.. Nuri İyem mezun olduğu yıl Nasip Özçapan’la evlenir. [7] Bu yıllarda Türkiye Komünist Partisine bağlanmış ve TKP’ye bağlı İleri Gençlik Birliği’nde çeşitli faaliyelere de girmiştir. Mihri Belli ile temas halindedir ve romancı Yusuf Atılgan ile de bu yıllarda tanışır.
1941 yılında Nuri İyem başta olmak üzere, Agop Arad , Kemal Sönmezler, Selim Turan' , Fethi Karakaş , Ferruh Başağa ve Mümtaz Yener gibi Toplumcu Gerçekçiler sanat anlayışını paylaştığı arkadaşları ile Yeniler Liman Grubu ’nun kurucusu olur. [8] Hepsi de Leopold Levy’nin öğrencileri olan bu gençler kurdukları bu sanatçı topluluğuna “ YENİLER ” adını [9] vermişlerdir.
Kemal Sönmezler, Ressam Selim Turan ve Avni Arbaş’la birlikte, balıkçıları ve liman işçilerini inceleyerek onları betimledikleri resimlerle sergi açmaya karar verir. “ Liman Kenti İstanbul ” konulu ilk sergisini Beyoğlu Matbuat Umum Müdürlüğü binasında açmışlardır. Türkiye’nin ilk özel resim dershanesini Beyoğlu Asmalı mescit S. Önay Apartmanı çatı katında Fethi Karakaş ve Ferruh Başağa ile birlikte kurmuşlardır. Buradan yetişen öğrencilerin ilerleyen yıllarda Tavan arası Ressamları adlı bir grup kurduklarına şahit olur.[10]
Yeniler Liman Grubu ve Ressamları olarak ikinci sergileri “Kadın” temalıdır. Bu sergiyi de 1942’de ve aynı mekânda yani Beyoğlu Matbuat Müdürlüğü Salonu’nda açmışlardır. Grubun üçüncü sergisi 1943’te Eminönü Halkevi’nde yapılır. Yeniler Grubu'nun toplumsal konuları işleyen bu sergileri 1950' lere dek sürmüştür.“ YENİLER GRUBU ” Türk resim tarihinde ilk kez Toplumcu Gerçekçiler resmi savunan görüşleriyle önemli bir dönüm noktası oluşturmuştur.[11]
Yeniler Grubu, Avni Arbaş, Agop Arad, Turgut Atalay, Haşmet Akal, Kemal Sönmezler, Selim Turan, Fethi Karakaş, Ferruh Başağa, Mümtaz Yener adlı ressamları bir çatı altında buluşurur. "Liman sergisi adı verilen bu etkinliğin ardından Yeniler adı altında birleşen sanatçılar, özellikle Akademi dışındaki yazar ve sanatçılardan destek görmüşlerdir. Yeniler, bir sanatçı olarak var olmanın yolunu sanat anlayışları ve toplum gerçekleri arasında bir orta yol çizerek bulmaya çalışmışlardır. Yeniler Grubu sosyal gerçekçi görüşleri ile akademik kuralıların dışında bir resim arayışına giren ressamlar topluluğudur.
Belli bir Sanat Akımı düşünceleri olmasa bile orta bir yol arayışı içinde olmuşlardır. Akademiye tepki olarak kurulan Yeniler Grubu, aralarında Abidin Dino , Nuri İyem, Ressam Avni Arbaş vb. pek çok ressam ve Heykeltıraşın toplumsal gerçekçi anlayışla hareket ediyorlardı. “Türk resmine özgün bir desen ve resim tarzı yerleştirmeye çalışıyorlar adeta Türk minyatür resim sanatı ile modern resim sanatından bir sentez oluşturmaya çalışıyorlardı.”[12]
1946’da Beyoğlu’nda bir mağazanın üçüncü katında ilk kişisel sergisini açar ve “ Yeniler Grubu ” nun dördüncü sergisine katılır. Nuri İyem bir süre İST. RESİM VE HEYKEL MÜZESİ ’nde Halil Dikmen ‘in yardımcısı olarak çalışır.[13]
Aynı yıl UNESCO sergisine “Nalbant” adlı çalışmasını yollamıştır. Yeniler grubu iki yılda bir sergi açmaktadır. Bu nedenle kendisi de Yeniler Grubunun 1947’den 1951’e kadar her iki yılda bir Fransız Kültür Merkezi’nde düzenlenen tüm sergilerine katılmıştır. 1948’den sonra sanatçının resim anlayışında bariz bir değişiklik meydana gelmeye başlamıştır. 1948 yılında Soyut Sanata yönelerek manzara ve çeşitli nesneleri betimleyen Soyut çalışmalar yapmaya başlar.
1951’de “ Yeniler Grubu ” nun dağılması üzerine Türk Ressamları Derneği’ne üye olarak bu derneğin sergilerine katılır. 1952 yılı Nuri İyem'in ikinci kişisel sergisini açtığı bir tarih olur. Son yıllarda yaptığı nü’ler ve portrelerinden oluşan ikinci kişisel sergisini Maya Sanat Galerisi’nde izleyenlere sunar. 1952 yılından sonra düzenli olarak ve her yıl üst üste ve düzenli olarak kişisel sergilerini açmıştır.
1956’da Venedik[14], 1957’de Sao Paulo Bienali’ne katılır. 1965’e kadar Soyut ve NON-FİGÜRATİF çalışmalarını sürdürür. 1948’den sonra yöneldiği Soyut Sanat anlayışını 1960 ‘lı yıllarda bırakarak, köyden kente göç eden insanların, gecekondu yaşamından sahneler ve genç kadın portrelerinin ağırlıklı bir yer aldığı eski sanat anlayışına yeniden dönüş yapar. 1959-1970 arasında çeşitli duvar resmi çalışmaları yaptıysa da hiçbiri günümüze ulaşamamıştır[15]
Aynı dönemde Yeditepe ve Dost dergileri için sanat yazıları yazmıştır. 1986’da Tüyap Ticaret Merkezi’nde 50. sanat yılı onuruna retrospektif sergisi açılmış ve sergi ile ilgili kitabı yayımlanmıştır. 1973’te Cumhuriyet’in 50.Yılı Resim Ödülü, 1989’da Sedat Simavi Görsel Sanatlar Ödülü ve 1997’de Tüyap İstanbul Sanat Fuarı Onur Ödülü’nü alır. 2001’de Evin Sanat Galerisi, resimlerinin yer aldığı koleksiyonları tespit ederek görselleri arşivler. Projenin devamı olarak, 1504 resimden oluşan “Dünden Yarına Nuri İyem” Retrospektif Sergisi açılır ve sergiye gelen tüm yapıtların yer aldığı iki ciltlik kitabı ve Cd yayımlanır.
18 Haziran 2005 tarihinde Ulus’taki evinde 90 yaşında vefat etmiş, Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilmiştir. Eşi ve hayat arkadaşı Nasip İyem’in de bulunduğu cenaze törenine katılanların yakalarına, sanatçıyı "Anadolu Kadınları" temalı bir tablosunun önünde gösteren fotoğrafı takılmıştır. [16]
Nalbant adlı tablosu
RESİM SANATI
Türk Resim Sanatının en önemli ve en çok ürün veren Ressamlarından biri olan Nuri İyem 3500 civarında resim yapmış, Anadolulu kadın portreleriyle tanınmıştır.
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, ifade ettiği gibi " Bir heykel kadar sımsıkı, yeşil mehtap aydınlığı kadar zarif, geçmiş zamanın havasını içinde taşıyan eski fresk ve ikonalar kadar yalın " resimler yapan sanatçı eserlerinde Anadolu insanlarını başarıyla karakterize eden kadın yüzlerini, köyden kente göçün yoğunlaştığı zamanlara ait temaları, Anadolu insanlarının çilelerini, mağdur duruşlarını, ezilen kadınların mazlum bakışlarını betimleyen sosyal temalı resimler yapmıştır. Mahur, çekingen, güzel, utangaç ve melankolik halleri olan bu yüzler, hem ölen ablasının hayalini hem de çilekeş Anadolu kadınlarının ruh hallerini ve duruşlarını yansıtan resimlerdir. Anadolu insanlarının gecekondularda şehir varoşlarındaki yaşamlarını betimleyen resimlerinde çok çalışan, emeğini topraktan çıkaran kadınlar sembolize edilmiştir. Türk Resim Sanatına kendine özgü bir yaklaşım getirmeye çalışan Nuri İyem'in resimleri Türk resim sanatının baş yapıtları arasında yer almaktadır.
İyem'in kadınları "Giysilerine takılmaksızın yüzlerini dikkatle incelersek köylü ya da kentli ayrımına düşmeksizin emekçi kadınları görürüz onlarda. Anadolu’da emekçi kadın olmanın suretidir onlar. Durgun, suskun, devinimsiz öylece bize bakarlar. Ataerkil toplumun ötelenmişliğini kuşanmıştır her biri. Silik ve ikincil. Sessiz ve hüzünlü. Yaşamın tüm acılarını bohçalayıp derinliklerinde saklama çabasındadır sanki her biri. Acı ve itilmişlik gizlenemez oysa, bakışları ele verir onları. Tüm sıkıntılarını depoladıkları bedenlerinin devinimsiz suskunluğuyla çelişen gözleri vardır onların. Kocaman üzüm karası." (5)
Türk Resim Sanatının en büyük ustalarından biri olarak kabul edilen sanatçı çok sayıda değerli ürünler vermiş çok sayıda sergiler açmış, bir yandan resimler yaparken diğer yandan görüşlerini yazmış yazmış ve tartışmıştır. Oluşturduğu kendine özgü biçemi, kadınları, portreleri, peyzajları, ölüdoğaları, nüleri ile figüratif ve soyut dönemleri ile kendine özgü bir sanatçı olmayı başarmıştır.
Kendine özgü bir çağdaşlık ve modernizim anlayışı geliştiren Nuri İyem’in sanatı," Tanpınar’ın yerinde deyişiyle “rehbersiz” ve “pusulasız” bir yörünge üzerinde gelişmiş ve akademi merkezli sanat görüşlerine karşıt bir seçenek üzerinde kimliğini bulmuştur. " [17]"Nuri İyem; Türk resminin toplumun geniş kesimlerine ulaşması için Hoca Ali Rıza , Çallı Kuşağı ve Bedri Rahmi'nin sürdürdüğü çabaları büyük ölçüde ilerilere taşımayı başarmıştır. Bunun için Akademi'ye cephe almış, sıkıntılı yıllara göğüs germiştir. " [18]
Nuri iyem'in resim sanatını iki devreye ayırmak mümkündür. İlk dönmlerinde nesenel figürlere dayalı resimler yapan sanatçı 1948 yılından sonra soyut resme yönelmiştir. Her iki resim anlayışında da kendine özgü bir stil yaratmayı başaran sanatçının eserleri Evin Sanat Galerisi tarafından tespit edilerek görselleri arşivlenmiştir. 2001 Projenin devamı olarak, 1504 resimden oluşan "Dünden Yarına Nuri İyem”" Retrospektif sergisi açılan ve sergiye gelen tüm yapıtların yer aldığı iki ciltlik kitabı yayımlanan sanatçı, Ulus’taki evinde 90 yaşında 18 Haziran 2005 tarihinde vefat etmiştir.
Nuri İYEM’ in eserleri Evin Sanat Galerisi’ nde sergilenmekte ve eserlerine sertifika verilmeye devam edilmektedir. Ayrıca, her yıl “Nuri İyem Resim Ödülü” adı altında bir resim yarışması ve iki yılda bir “Çağının Tanığı Bir Ressam : Nuri İyem” başlıklı araştırma – inceleme sergileri düzenlenmektedir. [19]
Bazı Sanatçıların İyem
le ilgili görüşleri şöyledir: Mehmet Güleryüz (ressam): "Nuri İyem bizim jenerasyonun önem verdiği, takip ettiği, etkilendiği bir sanatçıydı. Sanat görüşüyle yaşayan ender kişiliklerdendi. Akademi dışındaki duruşuyla da etkili olan biriydi. Önemli bir düşünce insanı ve ressam olan Nuri İyem , tavrını hiç bozmadı."
Mustafa Horasan (ressam): "Onun gidişiyle Türk resminde bir sayfa kapandı. Türk resminin mihenk taşlarından biriydi. Resim artık Türkiye de gerek bakış açısı gerek sorunsala yaklaşım anlamında başka bir yere gidiyor. Bu gidişi de önemli ölçüde Nuri İyem ve onun kuşağına borçluyuz. O, Türk resminde yeni bir çağın tohumlarını attı ve bize de önemli bir miras bıraktı."
Nedret Sekban (ressam): "Türk resmi ulu çınarlarından birini daha yitirdi. Toplumsal gerçekçiliğin en önemli ustasıydı. Onun Türk resim tarihindeki önemi Yeniler grubuyla başlıyor. Yeniler grubu o güne kadar Türk resim tarihi içinde politik siyasal anlamda ilk angajman sayılabilir. İyem de grubun en önemli üyelerinden biriydi. 90 yaşına kadar çizerek, boyayarak yaşadı. Önümüzde önemli bir örnekti."
Kemal İskender (ressam): "Bir kilometretaşıydı. Resminin hemen hemen her alanında -soyut dönemi de olmuştur- tutarlı ve yetkin işler verdi. Ayrıca ünlü Anadolu kadın tiplemesinde, Bizans ikonlarında gördüğümüz Meryem Ana figürüyle Rönesans Resiminde gördüğümüz Madonna figürünün bileştirerek evrensel kadını yaratmıştır."
Levent Çalıkoğlu (sanat eleştirmeni): "Türk resmi, sol politik eğilimin modernleşme sürecindeki en güçlü isimlerinden birini kaybetti. Toplumsal gerçekçi resmin kitlelere mal olmuş istisnai sanatçılarından biriydi. 1940`lı yıllardan başlayarak akademi karşıtı görüş ve sanat anlayışını hayata geçiren, bağımsız, kendi ayakları üzerinde yükselen en önemli isimlerden birisiydi."
Hakan Gürsoytrak (ressam): "Özellikle Anadolu insanını, emekçisini ve kadınını modern resim sanatı içine onuruyla yerleştirmeyi başardı. Cumhuriyetin modern ilkelerine uygun resim sanatının oluşmasında çok önemli katkıları olmuştur." Alıntı: Radikal
ÖDÜLLERİ
1973 Cumhuriyet’in 50.Yılı Resim Ödülü,
1989 Sedat Simavi Görsel Sanatlar Ödülü
1997 Tüyap İstanbul Sanat Fuarı Onur Ödülü
BAZI RESSAMLAR İLGLENDİĞİNİZE TIKLAYIN
D GRUBU, Nurullah Berk , Abidin Dino , Elif Naci , Cemal Tollu , Zühtü Müridoğlu , ,Cemal TolluBedri Rahmi Eyuboğlu, Halil Dikmen , Eşref Üren , Sabri Fettah Berkel , Hakkı Anlı
Toplumcu : Nuri İyem Agop Arad , Selim Turan, Fethi Karakaş, Ferruh Başağa , Mümtaz Yener , Ressam Avni Arbaş
KAYNAKÇA
[1] Günay, Elif (2011). "Nuri İyem ve Neşet Günal'ın Türk Resim Sanatındaki Yeri" (PDF) (Yüksek Lisans Tezi). 12 Ağustos 2018
[2] https://tr.wikipedia.org/wiki/Nuri_%C4%B0yem
[3] Deniz Çantay, http://www.turkishpaintings.com/index.php?=1&modPainters_artistDetailID=846
[4] Deniz Çantay, http://www.turkishpaintings.com/index.php?pl=1&modPainters_artistDetailID=846
[5] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/yeniler-liman-grubu-ve-ressamlari/112584
[6] https://tr.wikipedia.org/wiki/Nuri_%C4%B0yem
[7] https://tr.wikipedia.org/wiki/Nuri_%C4%B0yem
[8] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/yeniler-liman-grubu-ve-ressamlari/112584
[9]https://www.evinart.com/pPages/pGallery.aspx?pgID=7&lang=TR&sanID=154§ion=6&subSection=1&bhcp=1
[10] https://tr.wikipedia.org/wiki/Nuri_%C4%B0yem
[11]https://www.evinart.com/pPages/pGallery.aspx?pgID=7&lang=TR&sanID=154§ion=6&subSection=1&
[12] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/mumtaz-yener-hayati-ve-resim-sanati/79810
[13] https://sanattarihi.net/forum/index.php?topic=792.0
[14] https://arsizsanat.com/nuri-iyemin-insanlari/
[15]https://www.evinart.com/pPages/pGallery.aspx?pgID=7&lang=TR&sanID=154§ion=6&subSection=1&
[16] https://tr.wikipedia.org/wiki/Nuri_%C4%B0yem
[17] https://sanattarihi.net/forum/index.php?topic=792.0
[18]http://lebriz.com/pages/artist.aspx?artistID=36§ion=550&lang=TR&periodID=&pageNo=1&exhID=0&bhc
[19]https://www.evinart.com/pPages/pGallery.aspx?pgID=7&lang=TR&sanID=154§ion=6&subSection=1&
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın