16.06.2011
Abdal Musa'nın gerçek kimliği, rivayetler, efsaneler ve menakıpnamelerin ardında kaybolup gitmektedir. Bu anlatıların içerisinden gerçek kimliğine dair bilgileri toparlayıp çıkarmak oldukça güç bir iştir. Kaynaklar Bursa'nın Fethinden önce Anadolu'ya Buhara'dan gelen kırk abdaldan biri olduğu, Horasan'dan geldiği, Azerbaycan'ın Hoy kasabasından geldiğine dair bilgiler vermektedirler. 14. yy. Osmanlıların Bursa'yı fethi yıllarında Orhan Bey'in yanında savaşlara katıldığı ve büyük yararlıklar gösterdiği tarihi kaynaklarda yazılıdır.
Âşıkpaşazade tarihinde onun Bektaşi olduğunu yazar. ( bkz Âşıkpaşazade Hayatı ve Tevarih-i Ali Osman ) Taşköprü zade ile Hoca Sadettin Efendi tarihlerinde Bursa'nın fethine katıldığı yazmaktadır. [1]( bkz Tâcü't-Tevârîh Hoca Sadettin Efendi- ) Abdal Musa'nın Bektaşi geleneğine bağlı bir Kalenderi olduğu ona verilen Abdal sıfatında da anlaşılabilir. ( bkz Tarihte Abdal ve Kalenderi Zümreler) Ahmet Yaşar Ocak, Abdal Musa’yı Haydari dervişi olarak Abdalan-ı Rum (Rum Abdalları) erenlerinden saymaktadır. ( bkz TÜRKLERDE KALENDERİLİK VE TARİHÇESİ ) Kalenderîler Abdâlân-ı Rûm yahut Rum Abdalları adıyla da tanınmışlar Osmanlı fetihlerinde önemli roller üstlenmişlerdir. [2] Anadolu’daki ilk kalenderi dervişleri Sarı Saltık, Barak Baba, Geyikli Baba, Abdal Musa, Abdal Murat, Abdal Mehmet gibi dervişler olmuştur.
Karahanlı ve Selçuklu devletlerinin merkez üslerinden biri konumunda olan Horasan'ın Ahmet Yesevi 'nin kültürel yayılma alanı olduğu ve pek çok mutasavvıfın 13. yy da buradan Anadolu ya geldiği unutulmamalıdır. Horasandan gelmiş olduğu,( Azerbaycan'ın Hoy kasabasında bir müddet kalmış olduğu sebepleriyle) ,"Hoylu' olarak da anıldığı gibi, Kaygusuz Abdal Menkıbesine göre "Kösre Musa" adıyla da anılır. Hacı Bektaş Veli'nin halifelerindendir. Bedri Noyan(Dedebaba) Abdal Musa’yı Hacı Bektaş Veli’nin en önemli halifesi olarak zikreder. Noyan’ın verdiği bilgiye göre Abdal Musa’nın babası Hasan Gazi, annesi Sultan Ana, kız kardeşi Hüsniye Bacı’dır. [3]Bektaşi meydanındaki on iki posttan on birincisi olan “ ayakçı postu” O'nundur ve “ Abdal Musa Postu” olarak adlandırılır. Soyunun Ortaasya'dan gelmesi nedeniyle “ Horasan Erenleri”nden sayılır.
Aşıkpaşaoğlu, Abdal Musa'yı Hacı Bektaş'ın “müridi”, Hatun Ana(Kadıncık Ana)'nınsa “ muhibi” olarak gösterir. Abdal Musa Sulucakarahöyük'te Hacı Bektaş'ın yatırının başında bir süre kalmış, büyük bir olasılıkla Hacı Bektaş Dergâhı’nı Kadıncık Ana ile birlikte o kurmuş, Orhan Bey döneminde savaşlara katılmış, özellikle Bursa'nın alınmasında(1326) bulunmuş, bir asker üsküfünü başına koyarak geri geldiğinden Bektaşilerin “ Elifi taç”ı böylece onunla gelenekleşmiştir. Ancak bazı araştırmacılar Abdal Musa'nın Orhan Gazi'yi terk ederek Aydınoğullları Beyliğinin önemli denizcisi Umur Bey'i desteklemeye başladığını iddia ederler. Pek çok kaynağın Aydın'a yerleştiğini kabul etmesi bu iddiayı güçlendirecek şekildedir. İsmail Kaygusuz’un büyük ihtimalle Abdal Musa Velâyetname veya Pendnamelerine dayandırarak yazdıklarına göre Umur Beyi destekleyen Abdal Musa, Umur Bey'e el vermiş Kızıl Ali Sultan'ı ve kırk yiğidini yanına katarak Rumeli'nin fethini işaret etmiştir. [4]Fakat aynı yazar aynı yazısında bu çelişkiyi kendisi de ortaya koymaktadır. "Seyyid Ali Sultan’ın (ö.1402) Osman oğullarının, Orhan Bey’in oğlu Süleyman Paşa komutasında Çardak’tan (Çanakkale) Trakya’ya ilk geçişlerinde birlikte olduğu menakıpnamelerde anlatıldığına göre, kendisinden kılavuz olarak yararlanılmıştır."
Orhan Bey zamanına rastlayan dönemi O'nun yaşlılık dönemi olmalıdır. Yeniçeriliğin kuruluşuna (1363) ya kalmamış olmalı, ya da Yeniçeri dönemi savaşlara katılmamış olmalıdır. Bu nedenle “Elifi tac” Yeniçerilerle katıldığı savaşlardan değil de, daha önceki akınlara katılışı sırasıyla ilgili bir söylenceye bağlanabilir. Bursa’da ona bir makam verilmiş olmasına rağmen O heterodoks Türkmenlerin yoğunlukta olduğu yörelere gitmeyi tercih etmiş, önce Aydın sonra da Teke bölgesinde Antalya, Elmalı'ya yerleşmiştir. Abdal Musa'nın Bursa'nın fethinden sonra Manisa, Aydın ve Denizli yöresinde bulunmuş olduğu belirtilir. Denizli'deki "Yatağan Baba"dan esinlendiğini belirten kaynaklar bulunmaktadır. Menakıpnamelerde " Geyikli Baba ile de ilişkisini anlatan menkıbeler bulunmaktadır.
Antalya'da Türkmen ve Yörüklerin yoğun olarak bulunduğu Elmalı yöresine yerleşmiş, Bektaşiliğin merkez dergâhından sonraki en önemli Bektaşi dergâhı olarak şekillenecek olan Elmalı Tekkesi'ni kurmuştur. Elmalı aynı zamanda Tahtacı Alevilerinin yaşadığı önemli bir merkezdir. İsmail Kaygusuz’a göre Tekkesini 1330’larda kurmuştur.
Bektaşi eşik(asitane) ve dergâhlarının en büyüklerinden ikisinin Abdal Musa ve O'nun halifesi olan Kaygusuz Abdal adına kurulmuş olması, Abdal Musa'nın Bektaşilik içerisindeki yerinin önemini gösterir. Alevi yolunun kurallarını Abdal Musa netleştirmiştir. Aleviler, Balım Sultan'dan çok, Abdal Musa'ya önem verir, adına özel Cemler düzenler ve kurban keserler. Abdal Musa bu yönüyle kimi kez Hacı Bektaş'tan bile öne çıkarılır. Aslında kimi kaynaklara göre Anadolu’daki Alevi- Bektaşi geleneğinin kurucusu Abdal Musa olarak kabul edilir. Tekke’nin giriş kapısındaki kitabede
Edeble kıl ziyaret bir makaam-ı alişandır bu
Füyuz'u Hakk'a menba asitan-ı aşikaandır bu.
beytiyle başlayan yazı vardır.Buna rağmen Abdal Musa ile ilgili Bursa’da da rivayetlerin teşekkül etmiş olması Bursa da Abdal Musa türbesinin olması konuyu güçleştirmektedir. Elmalıda bulunan tekkesini ziyaret eden Evliya Çelebi " Burada ehl-i sünnet esaslarına dayalı ibadet eden üç yüzden fazla mücerret derviş vardır." diyerek bilgi vermektedir. [5]Elmalı, Tekke köyündeki dergâhı, ilk Bektaşilerin dört büyük "Asitanei Bektaşiyan" dan biridir. Ancak, Anadolu'nun inanç coğrafyasında seçkin bir yeri, etkin bir gücü olan Abdal Musa Sultan adına daha birçok yerde makam ve mezarlar yapılmıştır. Zile- Emirören köyünde bir mezar, Abdal Musa mezarı olarak bilinir. Zile ile Turhal arasındaki Emirören/Emirveren köyünde, Zile’ye 7 km. uzaklıkta Abdal Musa Düşeği adı verilen bir türbe mezar bulunmaktadır. [6]1989 Divriği'nin Timisi köyünde Abdal Musa koruluğu vardır. Divriği'ye bağlı Her gün tuzlasındaki 80 dikili taş “Abdal Musa'nın askerleri” olarak adlandırılır. “Abdal Musa'nın askerleri” miti Doğu Anadolu'nun Alevi çevrelerinin tümünde yaygındır. Anadolu Alevileri Muharrem ayında Abdal Musa çorbası(aşuresi) dağıtırlar. Bosna'nın Sarajova bölgesi, aşure çorbasına Abdal Musa çorbası derler. Bosna'dan Azerbaycan'a kadar Alevi- Bektaşiler Abdal Musa kurbanı keserler. Araştırmacı W. Bauer'e göre Bektaşiliğin batı ve güney batıya yayılması ve özellikle Likya'da tutunması Abdal Musa yoluyla olmuştur.
Abdal Musa'nın bu dergâhta oldukça fazla sayıda müridinin olduğu Kaygusuz Abdalın " Beylerimiz Avlan Gölü üstüne" mısrasıyla başlayan şiirinden de anlaşılabilir. Bu şiirde Abdal Musa'nın yaşadığı zamanda insanlar tarafından ne kadar rağbet ve hürmet gördüğü anlatılır. [7]Kaygusuz Abdal'ın ( Gaybi) Abdal Musaya intisabı hakkında şöyle bir efsane vardır. " Alanya Beyi'nin oğlu olan Gaybi bir geyik avı sırasında okuyla yaraladığı geyiğin izini sürerken Abdal Musa'nın dergâhına varmış ve dervişlerden geyiği sormuş. Abdal Musa koltuğunun altına saplanan oku göstererek "oğul attığın ok bu muydu" deyince şaşırıp üzülen Gaybi onun tekkesine kul olmuş ve Kaygusuz adını almış. Kırk yıl orada hizmet etmiş." [8]
KAYGUSUZ ABDAL, Kafi Baba, Budala Sultan, Sevündük Dede, Kilerci Baba, Baltası Gedik, Mesten Dede, Keramet Baba, Hasan Baba, Oturak Dede'ler ise Abdal Musa'ya, ya da zaman içerisinde tekkesine bağlanmış Bektaşi babalarıdır.
Abdal Musa Sultan Velâyetnamesi’nde konu edilen söylence Kaygusuz Abdal Gaybi'nin Abdal Musa’ya intisap etmesi şu şekilde anlatılmıştır:
''Alaiye reyinin oğlu Gaybi, Abdal Musa'ya derviş olup, Kaygusuz adını alınca, babası oğlunu kurtarmak ister. Tekke Beyi'nin yardımını talep eder. Tekke Beyi'de Kılağılı İsa adlı pehlivan yiğidini Abdal Musa'nın tekkesine yollar. İsa, dergâha varır ve kapıya gelince: Çağırın bana Abdal Musa'yı diye gürler. Ancak, atı ürker ve İsa'yı sırtından atar, sürükleyerek parçalar. Tekke beyi bu olaya çok sinirlenir ve ordusuyla harekete geçer. Abdal Musa Sultan'ı yakmak öbek öbek odunlar yığılır. Ateşler tutuşturulur. Abdal Musa Sultan'da üç yüz kadar müridi ile semah ederek yola koyulur... Bu öyle bir geliş ki, onlarla birlikte dağlar, ağaçlar, kayalar da beraber yürür. Dervişler bir gülbank çekip ateşe girer. Ateş onları yakmaz, onlar ateşi söndürürler. Bu manzarayı gören Kaygusuz 'un babası, duruma hayranlıkla bakar, Abdal Musa'nın ellerini öper ve geriye döner. Kaygusuz Abdal bu dergâhta kırk yıl hizmet eder...''
Abdal Musa Velâyetnamesi Ali Adil Atalay tarafından beşinci kez olarak yayınlanmıştır.
Antalya, Elmalı ilçesine bağlı Tekke köyündeki türbesi, 14. yy.'da Selçuklu mimarisi örneğinde yapılmıştır. Selçuklu geleneğinden esinlenerek yapılan türbe kare planlıdır. Yüksekliği 5 metredir. Beyaz yontma taştan yapılan Türbenin iç kısmı kubbelidir. Önünde giriş kısmı bulunur. Bu tekke Hacı Bektaşi Veli külliyesi pir evinde de olduğu gibi üç avluludur. [9]Annesi ve kız kardeşinin mezarları Abdal Musa'nın mezarının ayak tarafındadır. Solundaki sandukanın babası Seyit Hasan Gazi'ye ait olduğuna inanılmaktadır. Kaygusuz Abdal'ın mezarı da Abdal Musa'nın mezarının yanındadır. [10]
Tekke hakkında en önemli bilgiyi 17 yy. da burayı ziyaret eden ünlü gezgin, Evliya Çelebi , Evliya Çelebi Seyahatnamesi vermiştir. Bu bilgilere göre tekkenin kubbesindeki altın alem, beş saatlik yerden görülüyormuş. Abdal Musa Sultan sandukası başucunda seyyid olduğunu gösteren yeşil imamesi durur. Tekkenin etrafında bağ ve bahçeler uzanır, Misafirhaneler, kiler, mutfak meydanlar gibi birçok ek binalar varmış. Mutfakta kırk derviş hizmet eder. Meydanın dışında ayrıca büyük bir misafirhane bulunur ki, üstü konak, altı ise iki yüz at alacak kadar büyük bir ahırdır. Misafir hiç eksik olmaz. [11]17 yy da Elmalı Tekkesinin çok zengin bir asitane haline geldiği anlaşılmaktadır. Burada " Şeyh'in nazargahı" denilen ve şifalı olduğuna inanılan bir su kuyusunun bulunması ziyaretçi sayısını arttırmıştır. Evilya Çelebi : "Tekke yapıldığı günden beri mutfağında hiç ateş sönmemiştir. Tekkenin çok zengin vakıfları vardır. On binden fazla koyunu, bin camuzu, binlerce devesi ve katın, yedi değirmeni ve daha birçok varlığı " olduğunu belirtir. [12]
Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasından sonra dağıtılan tekkeler arasında Abdal Musa Sultan tekkesi de nasibini almıştır. 1829'da hükümetçe gönderilen memurlar tarafından, dergâhta mevcut bütün eşyalar ve binlerce canlı hayvan satılıp defteri İstanbul'a gönderilmiştir. 1874 yılında Sultan Abdülaziz tarafından yeniden onarıldığı kayıtlarda bulunmaktadır. Değişik dönemlerde onarım gören Tekke, zaman içinde yıkılmış, günümüzde ise sadece Abdal Musa Sultan türbesi kalmıştır. Türbede, Abdal Musa, annesi, babası, kız kardeşi ile Kaygusuz Abdal'ın Postnişin, dervişler bunların aile fertleri ve daha sonraki dönemlerde yaşamış olan Bektaşi dervişlerinin ve yeniçerilerin mezarları bulunmaktadır.[13]
Sağlam kalan ya da toprak altında bulunan bu mezar taşları Türk kültür tarihi açısından büyük önem taşımaktadır. [14]Elmalı dergâhı II. Mahmut zamanında Yeniçeri ocağının kapatılıp tekkelerin mallarına el konulması soncunda Nakşîlerin eline geçtiği tahmin edilmektedir. [15]
Abdal Musa'nın şiirlerinden çok azı günümüze kadar ulaşmıştır. Ancak az sayıda da olsa, Abdal Musa'nın şiirleri Alevi-Bektaşi geleneğine sahip çıkanlar tarafından bu edebiyatın seçkin örnekleri olarak kabul edilir.
İLGİLİ BAŞLIKLAR- LİNKLER
· Hulûl ( Tanrı’nın Bedenlere Girdiği İnancı)
· KALENDERİLİKTE İSLAMİYET DIŞINDAKİ ETKİLER
· TÜRKLERDE KALENDERİLİK VE TARİHÇESİ
· Ş. Bedrettin'in Fikirleri T. Münzer Hegel ve Reform Hareketlerine Tesirleri
· Seyyit Nesimi Hayatı Şairliği ve Hurufiliği ( 14 yy )
· Şeyh Bedrettin Hayatı İsyanı ve Fikirleri
· Tasavvufun Maksadı, Düşüncesi ve Vahdet i Vücut
· /tasavvufun-maksadi-dusuncesi-ve-vahdet-i-vucut/
· /vahdet-i-vucut-nedir-tanimlar-ve-izahlari/
· /cile-cille-cileye-girmek-cile-cikarmak-cilehane/
· /cile-cile-cekmek-siirimizde-cile/4995
· abdal-ve-eren-tassavvuru-ile-kalanderi-dervisligi/
· ABDAL MUSA SULTAN’DAN ÖĞÜTLER
· Abdal Nedir ve Beyitllerle Abdal Mazmunu
· Abdal Sırrı ve Mazmunu Nedir ( Beyit örnekleriyle)
· Abdal ve Eren Tassavvuru ile Kalanderi Dervişliği
BAZI ŞİİRLERİ
· Kim ne bilür bizi nice soydanuz
· Muhammed Ali’nin kıldığı dâvâ
· Gözlerin kör olsun ey kanlu Yezid
· Ben hocamdan aldım böyle dersümü
· ABDAL MUSA SULTAN’DAN ÖĞÜTLER
· Pirim Hacı Bektaş Veli değil mi
·
FAYDALANILAN KAYNAKLAR
[1] Fuat Köprülü, İslam Ansiklopedisi, Abdal Musa, C.I, Shf. 64 )
[2] Şahamettin Kuzucular , Kalenderilik Felsefesi Fikriyatı ve Yaşama Biçimleri, https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/kalenderilik-felsefesi-fikriyati-ve-yasama/74054
[3] Doç.Dr.Bedri Noyan Dedebaba, Abdal Musa Sultan Hakkında, İstanbul 1978, s.25)
[4] İsmail Kaygusuz, Londra, , ABDAL MUSA SULTAN'DAN ÖĞÜTLER, 1 Eylül 2006, https://www.aleviakademisi.de/site/content/view/351)
[5] Evliya Çelebi Seyehatnamesi, II.C., S.46
[6] Ünal Aslandoğmuş, Zile merkez 1965, Derleme)
[7] Şahamettin Kuzucular, Kaygusuz Abdal Divanı Ve Diğer Eserleri, https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/kaygusuz-abdal-divani-ve-diger-eserleri/76334
[8] Hüseyin Çimrin, Antalya Folkloru II. Kitap, Antalya–1985
[9] Baha Tanman, İslam Ansiklopedisi, Abdal Musa Türbesi, TDV. Yay. C.I, Shf. 66)
[10] Kutlu ÖZEN,A. Abdal Musa’nın Tarihi Kişiliği,kutluozen.com/default.asp?par
[11] Evliya Çelebi Seyehatnamesi, II.C., IX..273-276- 281)
[12] Evliya Çelebi Seyehatnamesi, II.C., IX..273-276- 281)
[13] ttp://www.kimkimdir.gen.tr/kimkimdir.php?id=2851
[14] Baha Tanman, İslam Ansiklopedisi, Abdal Musa Türbesi, TDV. Yay. C.I, Shf. 66)
[15] Fuat Köprülü, İslam Ansiklopedisi, Abdal Musa, C.I, Shf. 64
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın