Cadu - Cadu Fen, Cadu Kalem ( Sihirbaz, koğucu , fitneci- Cadı )

26.07.2015



 Cadu   ( Sihirbaz, koğucu , fitneci- Cadı )  

Osmanlıca yazılışı câdû : جادو

Farsça kökenli bir kelime olan  cadû;  sihirbaz, büyücü, bağıcı, afsuncu ve dilimize geçmiş hali ile cadı  demektir. Hilal NAYİR ‘ın  tespiti ile  cadının anlamı: Geceleri dolaşarak insanlara kötülük ettiğine in anı lan hortlak, Huysuz. çirkin. ihtiyar kadın.  Çok güzel göz." (TDK, 2005: 341). "Huysuz ve çirkin kocakarı. (Geniş anlamda) büyücü.'' (Tuğlacı. 1971: 382). 2. Gu1yabani, hortlak, karakoncolos,  vampir,  anlamlarına  gelmektedir. [1]

Cadu, daha ziyade kadın büyücü, fitneci,  sihirbaz kadın  gibi tasavvur edilmektedir. Divan edebiyatında ve halk edebiyatında  cadu,  saç telleriyle sihir ve büyü yapan, insanı büyüleyen, cazibeli, oynak bir  güzel görünümüne de girebilen bir büyücüdür.

Divan şairleri caduyu farklı hayal etmişler, şiirlerinde  Cadu’nun en çok bakışları, saçları, zülüfleri, kaşları ve gözlerin yaptıkları tesirleri üzerinde imgeler kurmuşlardır. Onların hayallerinde cadu insanı büyüleyen bir güzelliğe bürünebilir.  Bu tasavvurlar divan şiirinin güzelleri ile benzeşir. Büyüleyici, güzelliğe sahip olan güzeller ile cadılar arasında  alakalar kurulur. Hatta cadu ve güzel aynı  tesirleri uyandırır. Cadu, zaten büyüleyen, oynak hafifmeşrep bir kadın  şeklinde  görünür. Divan şiirinde sevgilin gözü, saçları, kaşları, kirpikleri, gamzeleri caduya benzetilmektedir. Sevgili bir cadı değilse bile sevgilinin  saçları, gözleri, gamzeleri aşığı büyüler.

Halk edebiyatındaki masallarda çok geçen  cadı  tasavvuru ile Divan şiirindeki Cadu tasavvuru bazı açılardan çok farklıdır. Halk edebiyatında cadı, süpürge ile uçan, küplere binip gezen,  çirkin,  yaşlı, kötü kalpli,  kılık ve varlık değiştiren, hatta  kahramanlara da kılık ve varlık değiştirten,  kötülük yapan yaşlı bir fitneci  kadın şeklindedir. 


Cadu ve Sevgili  İlişkisi 

Fakat divan şiiri  bu açıdan elbette ki çok zengin bir muhayyileye sahip olmuştur. Divan şirinde Cadu tahayyülünden hareketle sevgilin özellikleri betimlenmeye çalışılmış,  cadu tasavvurundan hareketle sevgilin güz, saçları, bakışları, beni, tüyleri, ve gamzesi gibi uzuvlarının  âşıkta uyandırdığı izlenimleri izah etmek için kullanılmıştır. Aşık sevgilisi karşısında büyülenir. Sevgili cadı değildir ama aşığı cadı gibi tesirlere maruz bırakan, aşığı büyüleyecek olan fenleri iyi bilen bir güzeldir.  

Cilve-i hüsnün  fırıp-i gamze-i  cadu fenin
Bayezıd’ı  Brehmen, Cibril-i Harut eylesin      Nedim
Senin o güzel cilvelerin,  ok gibi kaşların ve kirpiklerin ile o cadu – büyüleyici - bakışların – Beyazıt Bestami’yi  bir  Brehmen, Cebraili’-i de  Harut - Babilin kuyusuna hapsedilen büyüyü öğreten melek - eylesin. (Harut ve Marut Nedir Beyitlerde Hikaye ve Efsaneleri )

Bağlanır zülfine diller nice cadusun sen
Harem i Kabe’yi dam eyleyen ahusun sen       Naili
(  Saçların sihir yaptığına  ve  avlanması yasak olan Mekke ahusuna işaret ediliyor)

 

Akıbet gönlüm esir  itdün o gisulara sen
Hey ne cadusun ki ateş bağladın  mûlara sen      Nedim

Cadu, sihir ilmini bilen biridir. O yüzden Cad’u fen tabiri ile de kullanılır.  Gamze, göz ve saçlar özellikle bu fenni iyi bilen mazmunlar dır. Aşığı büyüler, , saç tellerine bağlar,  hareketsiz bırakır hatta öldürüp büyücülüğü öğreten Harut ve Marut’un kuyusuna benzeyen  gamzeye gömer .[2]

Safha bir lahzada Harutistan oldı yine
Turfa efsan okudu bu kalem- cadu – fen       Nedim

Sana yine bir anda  öyle bir  hal oldu ki   sanki sihirbaz bir büyü yaptı da senin sayfana  Harutistanın sihirleri gelip  kondu.

Gözleri cadulayıp kıldı bu aklumu esir
Zülfi silsilesine bağladı inanmadı                      K.Burhaneddin

Gözleri büyüyle aklımu esir etti; saçının zincirine bağladı, inanmadı.

Kemend-i züfiine bend oldu bir nice cadu
Zamane sihri ile pür-fesad olur giderek     Erzurumlu  Zihni [3]

Zülfünün kemendine  nice cadu  bağlanmış, Gör ki zamane giderek fesat dolacak


Sevgiliye Benzetilmeyen Cadu 

Divan şairleri Cadu’yu sevgiliye benzetmedikleri zaman  Cadu’yu  küplere binen, Ay’ı yay gibi gererek ok atan, alev kusan ejderhaları kamçı gibi kullanan, suya batmayan, ateşte yanmayan,  bir sihirbaz olarak düşünmektedirler

Cadu gözin çü fitneye binip  atar hadeng
Sihr ile ay olur yayı  kamçısı ejderha                 Şeyhi [4]

Bana Zail-i felek çektirdi ol muy-miyan cevrin
Görün bir tar-i muyu nice ejder etmiş ol  cadu            Fuzuli

İhtiyar felek bana o kıl gibi ince belinin eziyetini çektirdi; görün, o cadı siyah bir kılı nasıl ejderhaya çevirmiş "


Cadu Kalem  ( Sihirli kalem- Büyüleyici şiir ) 


Divan şairlerinin  caduyu sadece güzele, gözlerine, saçlarına, gamzelere değil kalemlerine de benzetmekte oldukları görülür. Şairler  kendi şairliklerinin gücünü, söz ustalıklarını büyüleyici ifadeler bulduklarını izah etmek için kalemlerini caduların sihirlerine benzetmişlerdir.

Kahramanım nlze vü şemşlre çekmem ihtiyac
Hame-i cildu-zeban ti"g u sinanımdır benim                    Nefi

"Kahramanım mızrak ve kılıca ihtiyaç duymam; cadı dilli kalem benim kılıcım ve mızrağım dır."[5]

 

Hem süvar-ı mihbere oldukta cadu-yu kalem
Söz değildür midhatinde  sihr ile efsun bulur          Sabit

Caduya benzeyen kalemim mürekkep okkasından küplere binince  kalem olmaktan çıkarak laf değil sihir ve büyü yapmaya başlar

Ne sihr etdin yine sözde hezar ahsente ey
Nef'l Senin gibi acep olur mu bir cildu-yı efsun-ger              Nefi

"Ey Nefi sen nasıl böyle sihirli sözler söyledin aferim sana. Ama senin gibi bir söz büyücüsüne bunlar   şaşılacak bir şey değil.  

 İLGİLİ BAŞLIKLARIMIZ VE LİNKLERİ




KAYNAKÇA

 

  • [1] Hilal NA YİR, DiVAN ŞİİRiNDE CADI, https://turkoloji.cu.edu.tr/mine_mengi_sempozyum/
  • [2] https://www.edebiyadvesanatakademisi.com/yazi/2000-b%C3%A2b___babil_ve_babil__kuyusu.html
  • [3] Sedat Kardaş , Divan Şiirnde Sihir -Büyü, https://www.academia.edu/11675830/
  • [4] A. Talat Onay, Eski Edebiyatta Mazmunlar, MEB Yayınları,  İst. 1996, sh 150
  • [5] Hilal NA YİR, DiVAN ŞİİRiNDE CADI, https://turkoloji.cu.edu.tr/mine_mengi_sempozyum/

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar