15.11.2016
ESER VE YAZARI HAKKINDA
“Çok Bilen Çok Yanılır “, Recaizade Mahmut Ekrem’in yanlış batılılaşmayı eleştirdiği komedi tarzındaki bir eserdir. Bu tiyatro eserinin konusu Bin bir Gece Masallarından alınmıştır. Masal, tiyatro oyunu haline getirilirken örf, adet, isimler ve olaylar bakımından Türk toplum yaşamına adapte edilmiş, adaptasyon bir çalışmadır. Bu bakımdan eserin konusu özgün sayılamaz.
Eser bir başka açıdan Şinasi ’nin yazmış olduğu Şair Evlenmesi adlı oyunun konusuna benzer bir şekilde görücü usulü ile evlenme konusuna da değinmektedir. Eser dil ve anlatım bakımında Tanzimat Dönemi tiyatro eserlerinin tipik özelliklerini taşır. [1]Tuluat tiyatrolarımızdan da esinlenen bu oyun onlar gibi komedi türündendir. Dört perdelik bu oyun R. Ekrem’in yazdığı tiyatro eserlerinden biridir. Eser. R. Ekrem’in Sanatta güzellik ve ”Sanat sanat içindir” anlayışına uygun olarak kaleme alınmaya çalışılmıştır.
1914 yılında, Recaizade Mahmut Ekrem’in ölümünden sonra yayımlanan [2]oyun, dil ve anlatım bakımından devrin dil anlayışına nazaran sade ve anlaşılır bir şekilde yazılmıştır.
ANAFİKRİ
Eserin adı eserin ana fikri sayılabilir. İnsanlar başkalarına kötülük düşünürler ve kendilerini başkalarından sütün ve akıllı görürlerse başkaları düşsün diye kazdıkları kuyuya kendileri düşerler.
KONUSU
Kadı Azmi Efendi’nin, kaymakamı çekememesi ve kaymakamın kızını işsiz güçsüz bir seyyahla(İhsan, aslında Vali’nin oğludur) evlenmesi için yaptığı düzenbazlık ve kendi kazdığı kuyuya kendisinin düşmesidir.
Eserde kıskançlık, bulunduğu mevkii kötüye kullanma ve hırs başlıca temalar olarak dikkati çeker.
Fesat ve kıskanç bir insan olan Maraş hâkimi Azmi Efendi, Kaymakam Edip efendi ile anlaşamamaktadır. O esnada kaymakamın kızı Lütfiye Hanım’ı, Halep valisinin oğlu İhsan Bey istemiştir. Bunun üzerine ihsan Bey, alacağı kızı görmek amacıyla yoksul bir gezgin kılığında Maraş’a kadar gelir. Azmi Efendi, İhsan Bey’in Halep Valisinin oğlu olduğunu bilmediği, gerçekten yoksul bir seyyah zannettiği hâlde, sırf kaymakama kötülük yapmak amacıyla onu Halep valisinin oğlu İhsan Bey olarak tanıtır. Böylece de bu seyyahı Maraş Kaymakamının kızı Lütfiye ile evlenmesini sağlar.
Hâlbuki İhsan Bey gerçekten valinin oğludur. Önce, fakir biri ile (oyuna gelerek) evlendiğine üzülen, sonra da onun, valinin oğlu ihsan Bey olduğunu anlayarak mutlu olan Lütfiye Hanım, kötü niyetli Azmi Efendi’den intikam almaya karar verir.
Bir gün niyetli Azmi Efendi’nin mahkemedeki odasına gizlice girer ve kadıya güzelliğini gösterir. Sonra da kendisinin, Kahveci Hasan’ın kızı Kokmuş Ayşe olduğunu, babasının onu çok çirkin bularak kocaya vermediğini söyleyerek onu buna inandırır. Lütfiye’yi çok beğenen Azmi Efendi, 30 senelik karısını boşayıp kahvecinin kızı zannettiği Lütfiye ile evlenir. Fakat düğün günü duvağı açtığı an karşısında gerçekten Kahveci Hasanın kızı sümüklü, salak, çolak ve topal Kokmuş Ayşe’yi görür. Lütfiye Hanım, hâkimden bu şekilde öç almış, Azmi Efendi’de kendi kazdığı kuyuya kendisi düşmüştür.
MİZAH İLE İLGİLİ BAŞLIKLAR VE LİNLERİMİZ
Tiyatro Nedir Eseri Oyunu ve Unsurları
Ahmet Vefik Paşa Hayatı Eserleri ve Tiyatroculuğu
Servet-i Fünun Döneminde Tiyatro
Tiyatronun Ortaya Çıkışı ve Gelişimi
Prof. Dr. Özdemir Nutku Hayatı ve Tiyatroculuğu
Şair Evlenmesi Hakkında Bilgiler Konusu ve Özeti İbrahim Şinasi
KAYNAKÇA
[1] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/tanzimat-donemi-tiyatro/113880
[2] https://www.idefix.com/ekitap/cok-bilen-cok-yanilir-recaizade-mahmut-ekrem/tanim.asp?sid=CF86K6LJSB0BYAI0OIE1
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın