Gelibolulu Mustafa Ali
Âlî, 948/1541’de Gelibolu’da doğdu. (1541-1600 ) Asıl Adı Mustafa’dır. Altı yaşında eğitime başlamış, Habîb-i Hamidî'den Arapça, kendisi gibi Gelibolulu olan Surûrî'den tefsir ve fıkıh dersleri almıştır. Eğitimine Gelibolu’da başladığını ama İstanbul’da da birçok hocadan ders almış, ilmiye sınıfına sonraları idari hizmete yönelmiştir. [1] ( bkz Gelibolulu Ali -Mustafa) Surûrî'nin etkisi ile şiire başlamış, ilk şiirlerini "Çeşmî" mahlasıyla yazmış, sonraları "Âlî" adını kullanmıştır. Bu yüzden Gelibolulu Ali -Mustafa olarak bilinir.
II.Selim’in yanına kâtip olarak girmiş, Şam beylerbeyi ve hemşerisi Gelibolulu Lala Mustafa Paşa’nın daveti üzerine önce Halep’e sonra Şam’a giderek altı yıl onun divan kâtipliğini yapmıştır. Yemen’in fethi için görevli olarak Mısır’a gitmiş, ancak, görevlerinden azledilmesiyle, Mısır’dan Manisa’ya Şehzade Murat (III. Murat)’ın yanına sığınmış ve onun aracılığı ile affedilmiştir. [2]Manisa’da iken, Mihri Vefa ve Nadir’ül Meharip eserlerini ona sunmuş, Rahat’ün nufus adlı eseri genişleterek tercüme etmiştir. [3]
1569’da Heft Meclis adlı eserini Sokullu Mehmet Paşa’ya sunması üzerine 1570’te Bosna’ya divan kâtibi olarak atanmış, III. Murat’ın padişah olmasıyla (1574) III. Murat’a Seyyid ile Seyyid Lokman Aşuri birlikte tamamladıklar Zübdetü't Tevarih adlı eserini sunmuş, kendisine Bosna Beylerbeyi Ferhad Paşa’nın divan kâtipliği verilmiştir. Lala Mustafa Paşa’nın Gürcistan, Azerbaycan ve Şirvan bölgesine başkomutan tayin edilmesi üzerine 1578’de onun maiyetine katılmış, Şirvan’ın fethiyle birlikte Halep tımar defterdarlığına getirilmiştir. Uzun süre yürüttüğü bu görevi ve bu seferler sırasında pek çok ola
Mustafa Âlî, dört divan tertip etmiş, hamse oluşturacak kadar [Mihr ü Mah, Riyazü’s-Salikîn, Tuhfetü’l-Uşşak, Camiü’l-Buhur Der-Mecalis-i Sur, Mihr ü Vefa] mesnevi yazmıştır. Onun dört adet Divanı ve çok sayıda diğer eserleri vardır. [5] Divanlarında bulunan 1549 gazel yer alır. Edirneli Nazmi , Kanuni Sultan Süleyman Muhibbi, Halepli Edip ve Zati ’den sonra en çok gazel yazan divan şairleri arasında yer almaktadır. Buna rağmen Gelibolulu Mustafa Ali En çok Tarihçilik yönü ile öne çıkmış, başta Kunhul Ahbar, Nusretname,gibi eserleri ile Osmanlının en önemli tarihçisinden biri olarak kabul edilmiştir. Siyaset, tarih, edebiyat, ahlâk ve tasavvuf gibi birçok alanda 60 a yakın eser veren GeliboluluÂlî’nin mühim eserleri tarihe dair olanlardır. Bun arağmen aynız amanda Divan edebiyatının en çok şiir yazan şairlerinden de birisi olmaktadır. Mustafa Âlî, dört divan tertip etmiş, hamse oluşturacak kadar Mihr ü Mah, Riyazü’s-Salikîn, Tuhfetü’l-Uşşak, Camiü’l-Buhur Der-Mecalis-i Sur, Mihr ü Vefa mesnevi de yazmıştır. [6]
1578 Gürcistan'ı fethi Lala Mustafa Paşa Kars'ta
Lala Mustafa Paşa ile Konya Mevlevîhânesinde
Bu eseri Mustafa Âlî ‘nin Lala Mustafa Paşa’nın münşi si olarak katıldığı 1578-80 Kafkas seferine aittir. Bu eseri Lala Mustafa Paşa’nın 986-988/1578–1580 yılları arasında devam eden Azerbaycan ve Şirvan seferlerinin tarihçesi olmaktadır.
Ali, bu eserini “ vuku bulan diplomatik kayıtların suretlerini ve günlük notlarını derleyerek “yazmıştır. Yazarın bu eseri bu sefer esansındaki olayları birinci elden tanık olarak yazması ve eserine 83 yazışmayı kaydetmesi, vuku bulan hadiseleri tamamen objektif olarak ele aldığından dolayı bu seferle ilgili en mühim kaynaklardan biri sayılmasına neden olmuştur. Esere ilave edilen minyatürler sayesinde de eser önem kazanmıştır.
İran Seferini yapan Lala Mustafa Paşa'nın münşi olarak bu seferde bulunan Mustafa Ali bu eserini sefer esnasındaki resmi yazışmaları eserine kronolojik bir sırayla yerleştirerek, olayların merkezinde bulunarak ve çeşitli rivayetleri de kullanarak yazmıştır. Bu sebepten de eserine, “zaferleri anlatan kitap anlamına gelen "Nusret-name" ismini vermiştir.( bkz Gelibolulu Ali Mustafa ve Nusretname)
Bu eser iki ana bölümden oluşmaktadır. “İlk kısım, Osmanlı-Safavi ilişkilerinin tarihi süreci ile Lala Mustafa Paşa liderliğindeki Osmanlı ordusunun 1578-79 Güney Kafkasya seferine dair hadiseleri ve resmi yazışmaları içermektedir. İkinci kısım ise, i579 ilkbaharında Osmanlı ordusunun Kars’a gelişi ile burada tarihi kalenin yeniden inşası gibi konuları ve bu dönemde vuku bulan diplomatik kayıtları ihtiva etmektedir.”[7]
Nusret-name Lala Mustafa Paşa’nın yaptığı sefer meclisleri toplantılarına ve bu toplantıların ilkinden başlamak üzere sefer sonuna kadar yapılan sıralarına göre düzenlenmiştir. Bu toplantılar İstanbul’daki sefer hazırlıklarından başlayarak ordunun kaldığı Erzurum ve Kars' ve sefer güzergâhındaki menzillerde yapılmış, Mustafa Ali de eserini bu kronolojik sıraya uyarak devam ettirmiştir. “Buralarda bazen mektuplar bazen de müellifin müşahedeleri ile çeşitli ravilerin rivayetleri veya her üçü alt başlıklar halinde verilmektedir. Sefer meclisi ilk yıl yirmi kez, bunu takip eden yılda ise on bir kez toplantı yapmış, dolayısıyla ile eser otuz bir adet ara bölüm den oluşmuştur. “[8]
Bu eser ve nüshaları üzerinde incelemeler yapan Mustafa Ali’nin diğer eserleri üzerinde de çalışmaları olan H. Mustafa Eravcı adı geçen yazısında “Eserinin ilk toplu müsveddesini Halep'de tımar defterdarı olarak bulunduğu esnada Fakir Şeyh isminde özel bir hattata yazdırmıştır. Bu nüsha bugün Londra'da British Müzesindedir bu nüshasında da minyatürler bulunmaktadır. (25 Mayıs ı582). “ bilgiler verir.
“Nusret-name'nin en önemli kaynağı kuşkusuz resmi yazışmalar olup, eserin yaklaşık üçte ikisini oluşturmaktadır. Nusret-name'de düz yazı arasında birçok şiir parçası vardır. O eserini, J Shimith'in Künhü'l ahbar adlı eseri için söylediği gibi toplum katmanlarından her kesimin anlaya bildiği Osmanlı inşasının karmaşık orta seviyesinden ziyade entelektüel kesim içinde değerlendirilecek üst kademedeki medrese öğrencilerine hitabet edecek şekilde yazmıştır. Eser Arapça, Farsça, Çağatay Türkçesi ve Osmanlı inşasının yer yer karışık vas at ve yüksek dereceleriyle yazılmıştır.”[9]
Mustafa Ali bu eserini sultana takdim etmesinde ön ayak olan kişi ise devrin saray ağası ve yakın dostu Gazanfer Ağa’dır. II Selim ve III. Murad zamanlarında saray ağaları oldukça etkin olmuş, veziriazamlar dahi padişahlarla görüşebilmek için bu ağalardan yardım istemek zorunda kalmaya başlamışlardır. III. Murat zamanında oldukça etkin olan saray ağası Gazanfer Ağa’nın aracılığı daha yüksek kademeler de istemiş olan Mustafa Ali, Halep te iken bu eserini25 Mayıs ı582de Fakir Şeyh isminde özel bir hattata yazdırmış, bu nüshası minyatürlerle de süslenmiştir. . Bu nüsha bugün Londra'da British Müzesindedir.”
Gelibolulu Musta Ali, 25 Mayıs ı582de Fakir Şeyh isminde özel bir hattata yazdırdığı bu nüshayı Gazanfer Ağa’nın aracılığı ile 1583 ilkbaharında III. Murad’a takdim etmiştir. Ali, bu eseri ile padişahın ilgisine mazhar olmuştur. Eseri çok beğenen II. Mustafa bu eserin tezhip, hattat ve minyatürcüler tarafından süslenerek yeniden yazılmasını emretmiştir. Böylece Ali’nin Nusretname adlı eseri Gelibolu Mustafa Ali’nin “ nezaretinde Sultan Murad'ın özel kâtibi Mustafa bin Abdülcelil ve saraydaki sanat erbabı bugün Topkapı Sarayı Hazine bölümünde bulunan özel münakkaş nüshayı istinsah etmişlerdir(l584). Bu eserin saray nakkaşları tarafından hazırlanmasına ise bizzat Gelibolulu Mustafa Ali nezaret etmiş eserin saray nakkaşları tarafından hazırlanması ise bir yıl sürmüştür. “ Sultanın emri ile asıl nüshasından yeniden yazılarak süslenen bu eser “ British Müzesindeki nüshasının kopyasıdır. “ [10] ve III. Murat’ın yazdırmış olduğu bu nüsha ise bu gün Topkapı Sarayındaki nüshasıdır.
“Katalog no 699, Hazine 1365'te kayıtlı olan Nusretnâme seferlere gidiş yolları, konak yerleri ve paşanın mektuplarını içerir. Gürcistan, Azerbaycan ve Şirvan fethini konu a lan bu nüshada 257 yaprak, 41 minyatür bulunur. Yazarı hayattayken istinsah edildiğinden dolayı önemlidir; III. Murad'ın özel kâtiplerinden Mustafa bin Abdülcelil tarafından istinsah edilmiş olması da önemini artırır. Eserin minyatürlerinden birinde müellif eserini Lala Mustafa'ya sunarken tasvir edilmiştir; bu sırada bir tarafta da Mevleviler sema etmektedir. Diğer minyatürlerde kalenin savaş sırasında tamiri ve çadırında oturmuş bunu bekleyen padişah görülür.” (Bkz: Günay Kut, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Hazine Kitaplığı’ndaki Kimi Minyatürlü Yazmalar,.obarsiv.com/guncel_gunaykut.html)
· British Mesuem Add. 22,011, in the Catalogue of Turkish manuscript in the British Museum (61 b-62a)
· Hazine No. 1365, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Türkçe Yazmalar Katoloğu, s. 230- i
· Revan No. 1298, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi TürkçeYazmalar Katoloğu, s. 231
· N:Nuri Osmaniye Kütüphanesi, No. 4350
· Viyana National Bib!. No. 1017, Flügel Kata!' II. s. 238
· Es'ad Efendi Süleymaniye Kütüphanesi, No. 2433, TC. YazmalarKatoloğu, s. 230
· Paris Bibliotheque Nationale, No. 1134,Bibliotheque cat II,s.175
· Kahire, Darü'l- Kütüb Mısri, No. TK 237,'Ali Efendi Hilmi
· Dağıstanı, Fihristü'I-Kı1tubit Türkiyyeti fi'l-Kütüphaneti'lHıdıviyyeti,Mısır1306, s.242.[11]
Lala Mustafa Paşa’nın hemşerisi ve gözde münşisi olan Mustafa Âli, Lala Mustafa Paşa ve o yıllarda sarayda çok etkin olan saray ağası Gazanfer Ağa’nın sayesinde devletin önemli görevlerinde bulunmuş, yazdığı eserleri devlet adamlarına ve sultanlara takdim ederek önemli ihsanlar elde etmiştir. II. Selim ve II. Murad zamanlarında yazdığı eserlerinden bol bol ihsan almayı başarmış ve yazdığı çok sayıda eserden istifade etmesini de bilmiştir.
Mustafa Ali’nin Nusretname adlı eserinin minyatürlerle de süslenmiş olmasın sağlayan kişi ise sultan dan ziyade III. Murad’ın Saray Ağası olan Gazanfer Ağa sayesinde olmuştur. Mustafa Âli’nin 1583 yılında yazdığı Nusretnâme adlı eserini III. Murad’a takdim edilmesinde aracılık eden Gazanfer Ağa bu eserin minyatürlerle donatılmasında ve süslenmesinde çok büyük bir rolü olmuştur. Eser Sultan III. Murad’a, Gazanfer Ağa aracılığı ile sunulduktan sonra eseri beğenen sultan Murad, eserin süslü bir nüshasının saray nakkaş hanesinde hazırlanmasını emreder. [12] Böylece Nusretname’nin minyatürlü nüshası Mustafa Âli’nin gözetiminde ve yirmi sanatçı tarafından bir yılda bitirilir.
“Kitap 1584 yılı Temmuz ayında bittiğinde minyatürleri, tezhipleri, halkârî süslemeleri ve özellikle kırmızı atlas üzerine zerduzî cildiyle çok göz kamaştırıcı olmuştur.[13] Bu eserin minyatürlerinden birinde Gazanfer Ağa da betimlenmiştir.”Eserde yer lan ilgili minyatürde “ Gazanfer Ağa , Sultan III. Murad’ın sağında, silahtarların yanında ayakta durmaktadır. Aynı resimde Âli’nin diğer destekçisi, padişah hocası ve 1598 yılında şeyhülislam olan Hoca Sadeddin Efendi de (ö.1599) sultanın solunda otururken betimlenmiştir.”
İLGİLİ BAŞLIKLARIMIZ VE LİNKLERİ
KAYNAKÇA
[1] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/gelibolulu-ali-mustafa-hayati-ve-eserleri/76006
[2] Bekir Kütükoğlu “Gelibolulu Ali Mustafa Efendi) TDV İA, İstnb. 1989, shf 412-416
[3] Bekir Kütükoğlu “Gelibolulu Ali Mustafa Efendi) TDV İA, İstnb. 1989, shf 412-416
[4] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/gelibolulu-ali-mustafa-hayati-ve-eserleri/76006
[5] Mustafa İsen, Gelibolulu Mustafa Âlî, , Ankara, 1988
[6] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/gelibolulu-ali-mustafadivanlari-diger-eserleri/76928
[7] H. Mustafa Eravcı , Mustafa 'Ali'nin Nusret-namesi ve Onun ışığında Yazarın Tarihçiliği, https://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/18/35/301.pdf
[8] H. Mustafa Eravcı, agy.
[9] H. Mustafa Eravcı, agy.
[10] Mustafa İsen, Gelibolulu Mustafa Âlî, , Ankara, 1988
[11] H. Mustafa Eravcı , Mustafa 'Ali'nin Nusret-namesi ve Onun ışığında Yazarın Tarihçiliği, https://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/18/35/301.pdf
[12] Cornell H. Fleischer, Tarihçi Mustafa Âli. Bir Osmanlı Aydın ve Bürokratı, çev.A. Ortaç, İstanbul, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 1996, s. 114-115
[13] Kemal Çığ, Türk Kitap Kapları, İstanbul, Yapı ve Kredi Bankası,1971, s. 40.