Gelibolulu Ali Mustafa ve Nusretname

24.12.2014

Gelibolulu Mustafa Ali 

Âlî, 948/1541’de Gelibolu’da doğdu. (1541-1600 ) Asıl Adı Mustafa’dır. Altı yaşında eğitime başlamış,  Habîb-i Hamidî'den Arapça, kendisi gibi Gelibolulu olan Surûrî'den tefsir ve fıkıh dersleri almıştır. Eğitimine Gelibolu’da başladığını ama İstanbul’da da birçok hocadan ders almış, ilmiye sınıfına sonraları idari hizmete yönelmiştir. [1]  ( bkz Gelibolulu Ali Mustafa Hayatı ve Eserleri)  Surûrî'nin etkisi ile şiire başlamış, ilk şiirlerini "Çeşmî" mahlasıyla yazmış, sonraları "Âlî" adını kullanmıştır. Bu yüzden Gelibolulu Mustafa Ali olarak bilinir.

II.Selim’in yanına kâtip olarak girmiş, Şam beylerbeyi ve hemşerisi Gelibolulu Lala Mustafa Paşa’nın daveti üzerine önce Halep’e sonra Şam’a giderek altı yıl onun divan kâtipliğini yapmıştır. Yemen’in fethi için  görevli olarak Mısır’a gitmiş,  ancak, görevlerinden azledilmesiyle, Mısır’dan Manisa’ya Şehzade Murat (III. Murat)’ın yanına sığınmış ve onun aracılığı ile affedilmiştir. [2]Manisa’da iken, Mihri Vefa ve Nadir’ül Meharip eserlerini ona sunmuş, Rahat’ün nufus adlı eseri genişleterek tercüme etmiştir. [3]

1569’da Heft Meclis adlı eserini Sokullu Mehmet Paşa’ya sunması üzerine 1570’te Bosna’ya divan kâtibi olarak atanmış, III. Murat’ın padişah olmasıyla (1574)  III. Murat’a Seyyid Lokman Aşuri  ile birlikte tamamladıkları ZÜBDET ÜT TEVARİH adlı eserini sunmuş, kendisine Bosna Beylerbeyi Ferhad Paşa’nın divan kâtipliği verilmiştir. Lala Mustafa Paşa’nın Gürcistan, Azerbaycan ve Şirvan bölgesine başkomutan tayin edilmesi üzerine 1578’de onun maiyetine katılmış,  Şirvan’ın fethiyle birlikte Halep tımar defterdarlığına getirilmiştir. Uzun süre yürüttüğü bu görevi ve bu seferler sırasında pek çok ola

Mustafa Âlî, dört divan tertip etmiş, hamse oluşturacak kadar [Mihr ü Mah, Riyazü’s-Salikîn, Tuhfetü’l-Uşşak, Camiü’l-Buhur Der-Mecalis-i Sur, Mihr ü Vefa] mesnevi yazmıştır. Onun dört adet  Divanı ve çok sayıda diğer eserleri vardır. [5] Divanlarında bulunan 1549 gazel yer alır.  Edirneli Nazmi , Kanûnî Sultan Süleyman Muhibbî  , Halepli Edip ve  Zati ’den sonra en çok gazel yazan divan şairleri arasında yer almaktadır. Buna rağmen Gelibolulu Mustafa Ali En çok Tarihçilik yönü ile öne çıkmış, başta Kunhul Ahbar , Nusretname,gibi eserleri ile Osmanlının en önemli tarihçisinden biri olarak kabul edilmiştir.  Siyaset, tarih,  edebiyat, ahlâk ve tasavvuf gibi birçok alanda 60 a yakın eser veren Gelibolulu   Âlî’nin mühim eserleri tarihe dair olanlardır. Bun arağmen aynız amanda Divan edebiyatının en çok şiir yazan şairlerinden de birisi olmaktadır. Mustafa Âlî, dört divan tertip etmiş, hamse oluşturacak kadar Mihr ü Mah, Riyazü’s-Salikîn, Tuhfetü’l-Uşşak, Camiü’l-Buhur Der-Mecalis-i Sur, Mihr ü Vefa mesnevi de yazmıştır. [6]

 

1578 Gürcistan'ı fethi Lala Mustafa Paşa Kars'ta       

   Lala Mustafa Paşa ile Konya Mevlevîhânesinde

 

NUSRETNAME

Bu eseri Mustafa Âlî ‘nin Lala Mustafa Paşa’nın münşi si olarak katıldığı 1578-80 Kafkas seferine aittir. Bu eseri Lala Mustafa Paşa’nın 986-988/1578–1580 yılları arasında devam eden Azerbaycan ve Şirvan seferlerinin tarihçesi olmaktadır.

Ali, bu eserini “ vuku bulan diplomatik kayıtların suretlerini ve günlük notlarını derleyerek “yazmıştır. Yazarın bu eseri  bu sefer esansındaki olayları birinci elden tanık olarak yazması ve eserine 83 yazışmayı kaydetmesi, vuku bulan hadiseleri tamamen objektif olarak ele aldığından dolayı bu seferle ilgili en mühim kaynaklardan biri sayılmasına neden olmuştur.  Esere ilave  edilen minyatürler sayesinde de  eser önem kazanmıştır.

( GENİŞ BİLGİ VE NUSRETNAME  MİNYATRLERİ İÇİN BKZ https://edebiyatvesanatakademisi.com/osmanli-minyatur-gravur-resim/nusretname-ve-minyaturleri/2285) 

Nusretname’nin Tarih Kitabı Olarak Önemi

İran Seferini yapan Lala Mustafa Paşa'nın  münşi olarak bu seferde bulunan Mustafa Ali bu eserini  sefer esnasındaki resmi yazışmaları eserine kronolojik bir sırayla yerleştirerek, olayların merkezinde bulunarak ve çeşitli rivayetleri de kullanarak yazmıştır.  Bu sebepten de eserine,  “zaferleri anlatan kitap anlamına gelen "Nusret-name" ismini vermiştir.

Bu eser iki ana bölümden oluşmaktadır.  “İlk kısım, Osmanlı-Safavi ilişkilerinin tarihi süreci ile Lala Mustafa Paşa liderliğindeki Osmanlı ordusunun 1578-79 Güney Kafkasya seferine dair hadiseleri ve resmi yazışmaları içermektedir. İkinci kısım ise, i579 ilkbaharında Osmanlı ordusunun Kars’a gelişi ile burada tarihi kalenin yeniden inşası gibi konuları ve bu dönemde vuku bulan diplomatik kayıtları ihtiva etmektedir.”[7]

Nusret-name Lala Mustafa Paşa’nın   yaptığı sefer meclisleri  toplantılarına ve bu toplantıların ilkinden başlamak üzere sefer  sonuna kadar yapılan sıralarına göre düzenlenmiştir.  Bu toplantılar  İstanbul’daki sefer hazırlıklarından başlayarak ordunun kaldığı Erzurum ve Kars' ve sefer güzergâhındaki menzillerde yapılmış, Mustafa Ali de eserini  bu kronolojik sıraya uyarak devam ettirmiştir.  “Buralarda bazen mektuplar bazen de müellifin müşahedeleri ile çeşitli ravilerin rivayetleri veya her üçü alt başlıklar halinde verilmektedir.  Sefer meclisi ilk yıl yirmi kez, bunu takip eden yılda ise on bir kez toplantı yapmış, dolayısıyla  ile eser otuz bir adet ara bölüm den oluşmuştur. “[8]

Bu eser ve nüshaları üzerinde incelemeler yapan Mustafa Ali’nin diğer eserleri üzerinde de çalışmaları olan H. Mustafa Eravcı adı geçen yazısında  “Eserinin ilk toplu müsveddesini Halep'de tımar defterdarı olarak bulunduğu esnada  Fakir Şeyh isminde özel bir hattata yazdırmıştır. Bu nüsha bugün Londra'da British Müzesindedir  bu nüshasında da minyatürler bulunmaktadır. (25 Mayıs ı582). “  bilgiler verir.

“Nusret-name'nin en önemli kaynağı kuşkusuz resmi yazışmalar olup, eserin yaklaşık üçte ikisini oluşturmaktadır. Nusret-name'de düz yazı arasında birçok şiir parçası vardır. O eserini, J Shimith'in Künhü'l ahbar adlı eseri için söylediği gibi toplum katmanlarından her kesimin anlaya bildiği Osmanlı inşasının karmaşık orta seviyesinden ziyade entelektüel kesim içinde değerlendirilecek üst kademedeki medrese öğrencilerine hitabet edecek şekilde yazmıştır. Eser Arapça, Farsça, Çağatay Türkçesi ve Osmanlı inşasının yer yer karışık vas at ve yüksek dereceleriyle yazılmıştır.”[9]

Mustafa Ali bu eserini  sultana takdim etmesinde ön ayak olan kişi ise devrin saray ağası ve  yakın dostu Gazanfer Ağa’dır. II Selim ve III. Murad zamanlarında saray ağaları oldukça etkin olmuş, veziriazamlar dahi padişahlarla görüşebilmek için bu ağalardan yardım istemek zorunda kalmaya başlamışlardır.  III. Murat zamanında  oldukça etkin olan saray ağası  Gazanfer Ağa’nın aracılığı daha yüksek kademeler de istemiş olan Mustafa  Ali, Halep te iken bu eserini25 Mayıs ı582de  Fakir Şeyh isminde özel bir hattata yazdırmış, bu nüshası minyatürlerle de süslenmiştir. . Bu nüsha bugün Londra'da British Müzesindedir.”

Gelibolulu Musta Ali, 25 Mayıs ı582de  Fakir Şeyh isminde özel bir hattata yazdırdığı bu nüshayı   Gazanfer Ağa’nın aracılığı ile 1583 ilkbaharında  III. Murad’a takdim  etmiştir. Ali,  bu eseri ile padişahın ilgisine mazhar olmuştur. Eseri çok beğenen II. Mustafa bu eserin tezhip, hattat ve minyatürcüler tarafından süslenerek yeniden yazılmasını emretmiştir. Böylece Ali’nin Nusretname adlı eseri  Gelibolu Mustafa Ali’nin “  nezaretinde Sultan Murad'ın özel kâtibi Mustafa bin Abdülcelil ve saraydaki sanat erbabı bugün Topkapı Sarayı Hazine bölümünde bulunan özel münakkaş nüshayı istinsah etmişlerdir(l584).  Bu eserin saray nakkaşları tarafından hazırlanmasına ise bizzat Gelibolulu Mustafa Ali nezaret etmiş eserin saray nakkaşları tarafından hazırlanması ise bir yıl sürmüştür.  “ Sultanın emri ile asıl nüshasından yeniden yazılarak süslenen bu eser   “ British Müzesindeki nüshasının kopyasıdır. “ [10] ve III. Murat’ın yazdırmış olduğu bu nüsha ise bu gün Topkapı Sarayındaki nüshasıdır.

ESERİN TOPKAPI SARAYINDAKİ NÜSHASI VE MİNYATÜRLERİ

“Katalog no 699, Hazine 1365'te kayıtlı  olan Nusretnâme seferlere gidiş yolları, konak yerleri ve paşanın mektuplarını içerir.  Gürcistan, Azerbaycan ve Şirvan fethini konu a lan bu nüshada 257 yaprak, 41 minyatür bulunur. Yazarı hayattayken istinsah edildiğinden dolayı önemlidir; III. Murad'ın özel kâtiplerinden Mustafa bin Abdülcelil tarafından istinsah edilmiş olması da önemini artırır. Eserin minyatürlerinden birinde müellif eserini Lala Mustafa'ya sunarken tasvir edilmiştir; bu sırada bir tarafta da Mevleviler sema etmektedir. Diğer minyatürlerde kalenin savaş sırasında tamiri ve çadırında oturmuş bunu bekleyen padişah görülür.”  (Bkz: Günay Kut, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Hazine Kitaplığı’ndaki Kimi Minyatürlü Yazmalar,.obarsiv.com/guncel_gunaykut.html)

 NUSRETNAME’NİN NÜSHALARI
  •  British Mesuem Add. 22,011, in the Catalogue of Turkish manuscript in the British Museum (61 b-62a)

  • Hazine No. 1365, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Türkçe Yazmalar Katoloğu, s. 230- i

  • Revan No. 1298, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi TürkçeYazmalar Katoloğu, s. 231

  • N:Nuri Osmaniye Kütüphanesi, No. 4350

  • Viyana National Bib!. No. 1017, Flügel Kata!' II. s. 238

  • Es'ad Efendi Süleymaniye Kütüphanesi, No. 2433, TC. YazmalarKatoloğu, s. 230

  •  Paris Bibliotheque Nationale, No. 1134,Bibliotheque cat II,s.175

  • Kahire, Darü'l- Kütüb Mısri, No. TK 237,'Ali Efendi Hilmi

  • Dağıstanı, Fihristü'I-Kı1tubit Türkiyyeti fi'l-Kütüphaneti'lHıdıviyyeti,Mısır1306, s.242.[11]

NUSRETNAME’NİN MİNYATÜRLÜ KOPYASI VE  MİNYATÜRLERİ

Lala Mustafa Paşa’nın hemşerisi ve gözde münşisi olan Mustafa Âli, Lala Mustafa Paşa ve o yıllarda sarayda çok etkin olan saray ağası  Gazanfer Ağa’nın  sayesinde devletin önemli görevlerinde bulunmuş, yazdığı eserleri devlet adamlarına ve sultanlara takdim ederek önemli ihsanlar elde etmiştir.  II. Selim ve II. Murad zamanlarında yazdığı eserlerinden bol bol ihsan almayı başarmış  ve yazdığı çok sayıda eserden istifade etmesini de bilmiştir.

Mustafa Ali’nin Nusretname adlı eserinin minyatürlerle de süslenmiş olmasın sağlayan kişi ise sultan dan ziyade  III. Murad’ın Saray Ağası  olan Gazanfer Ağa sayesinde olmuştur. Mustafa Âli’nin 1583 yılında yazdığı Nusretnâme adlı eserini III. Murad’a takdim edilmesinde aracılık eden Gazanfer Ağa  bu eserin  minyatürlerle donatılmasında ve süslenmesinde çok büyük bir rolü olmuştur. Eser  Sultan III. Murad’a, Gazanfer Ağa aracılığı ile sunulduktan sonra  eseri beğenen sultan Murad,  eserin süslü bir nüshasının saray nakkaş hanesinde hazırlanmasını emreder. [12] Böylece Nusretname’nin  minyatürlü nüshası Mustafa Âli’nin gözetiminde  ve yirmi sanatçı  tarafından bir yılda bitirilir.

“Kitap 1584 yılı Temmuz ayında bittiğinde minyatürleri, tezhipleri, halkârî süslemeleri ve özellikle kırmızı atlas üzerine zerduzî cildiyle çok göz kamaştırıcı olmuştur.[13] Bu eserin minyatürlerinden birinde Gazanfer Ağa da betimlenmiştir.”Eserde yer lan ilgili minyatürde  “ Gazanfer Ağa , Sultan III. Murad’ın sağında, silahtarların yanında ayakta durmaktadır. Aynı resimde Âli’nin diğer destekçisi, padişah hocası ve 1598 yılında şeyhülislam olan Hoca Sadeddin Efendi de (ö.1599) sultanın solunda otururken betimlenmiştir.”

İLGİLİ BAŞLIKLARIMIZ VE LİNKLERİ

KAYNAKÇA

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar