Rahimizade İbrahim Çavuş Hayatı Tarihçiliği ve Eserleri

11.04.2015

 


Rahimizade İbrahim Çavuş,

 

Rahimizade İbrahim Çavuş, Rahîmî mahlasıyla tanınan babası Rahimi  Mehmed Bey’den dolayı Rahimizade İbrahim Çavuş veya şiirlerinde Harimi mahlasını kullandığından dolayı Harimi adı ile bilinen  Kütahyalı Tarih yazarı  ve şairimizdir. 

 

Rahimizade İbrahim Çavuş veya şiirlerindeki mahlası olan  Harîmî  adıyla anılan şairin doğum tarihi belli değildir. Asıl adı İbrahim  olan şair şiirlerinde  Harîmî mahlasını kullanmış, " Şehr-i Kütâhiye ol şöhre-i dehr / Mevlid ü menşe’üm olmışdı meger ("Zafer-nâme: 2a) [1] Beytinden de anlaşılacağı gibi Kütahya’da doğmuştur.

 

Rahimizade İbrahim Çavuş  öğretimine Kütahya’da başlamış,  devrinin bilimlerini öğrenmiş iyi düzeyde Arapça, Farsça ve şiir bilgisi öğrenmiştir. Onun ne derece iyi eğitim gördüğü, sohbet adabı konusunda ihtimamla yetiştiği  Şehzade Selim ve Lala Mustafa Paşa’nın  vazgeçmek istemedikleri münşisi olmasından da anlaşılacaktır.  

 

Selanikî Mustafa Efendi’nin: “Sultân Süleymân zamânında âdâb-ı saltanat ve âyîn-i devlet ile mü’eddeb olup...” (Selânikî Mustafa Efendi, 1999: I/370) şeklinde verdiği bilgiden [2] Rahimi’nin Kanûnî Sultan Süleyman’ın saltanat yıllarında dünyaya geldiği, çocukluk ve öğrenim yıllarının da bu dönemde geçtiği anlaşılmaktadır

 

Rahîmî, Konya’da sancak beyi olarak bulunan Şehzade II. Selim’e intisap etmiş,  Sultan Selim’in meclislerine devama başlamış,  onun sohbetlerinden hoşlanan  Şehzade  Selim tarafından  alay beyi görevine getirilerek ağır zeamet sahibi olmuş [3](İpekten, 1996: 204)  Kütahya’da uzun yıllar  alay beyliği vazifesi yapmıştır.

 

Kanuni zamanında   saraya alınan Şehzade Selim sayesinde Dergâh-ı Âlî Çavuşu [4]olarak görev alan Rahîmî,  Nahcivan seferine katılmış, Şehzadeleri Bayezid İle Şehzade Selim’i karşı karşıya getiren Konya Muharebesi’nde Şehzade Selim’in saflarında yer almış (Afyoncu, 2005: 91-92) [5], Kanuni’nin son seferi olan Zigetvar seferine de iştirak etmiştir.

 

Kanuni’nin ölümünden sonra Şehzade Selim’in padişahlığı döneminde de Divan-ı Hümayun ‘da görev almış olduğu II. Selim’in ölümüne kadar da Divan-ı Hümayun ’da görev almış olduğu anlaşılmaktadır. Sultan II Selim’in saltanat yıllarındaki hayatı hakkında çok fazla detaya sahip değilsek de Sultan II. Selim’in  lalası olan Lala  Mustafa Paşa’nın da dostluğunu veya  takdirini kazanmış olduğu II. Murad dönemindeki hayatından anlaşılacaktır.

 

Kaynaklardan edinilen bilgilere göre  Sultan III. Murat tahta çıktığında da saraydadır ve Dergâhı Ali çavuşu olarak görev yapmaktadır. Nitekim  Sultan III. Murat- MURADÎ  tarafından Bağdat evliyaların ziyaret etmek üzere görevlendirilmiş, 1575 yılında  Bağdat ’a gitmiştir. Dergâh-ı Âlî Çavuşu olarak Bağdat’a gönderilmiş olan Harimi “ kimi evliyaların kabirlerini ziyaret etme fırsatı bulmuş ve onlar için manzumeler yazmıştır.” [6]

 

Sultan III. Murad tarafından Şirvan ve Gürcistan seferine  tayin edilen Lala Mustafa Paşa, Kütahya yakınlarında ordusu ile konakladığı sırada Harami’yi  “seferde vaki olacak hadiseleri tahrir etmesi” [7]emri ile   görevlendirmiş, ünlü tarihçi Gelibolulu Mustafa Ali  ’nin de yer aldığı Şirvan ve Gürcistan Seferine münşi olarak katılmıştır. Lala Mustafa Paşa’nın himayesine giren ve onun emrinde tarih yazıcısı olarak görevlendirilmiş olan Harami’nin  bundan sonraki hayatı  Gürcistan İran ve Azerbaycan seferlerinde geçecek yazmış olduğu tarih konulu eserleri bu sayede oluşacaktır.

 

Rahimi-zade İbrahim 1578-1590  yılları arasında oluşan   hadiselere bire bir şahit olacak bu tarihlerde cereyan eden  Osmanlı-Safevi ilişkileri, savaşları ve diğer olaylarını Zafername-i Hazret-i Sultan Murad Han, Gonca-i Bağ-ı Murad ve Kitâb-ı Gencîne-i Feth-i Gence adlı eserlerinde yazacak yazdığı bu eserler ise Osmanlı-Safevi ilişkileri ve Kafkasya Tarihi açısından kaynak niteliği taşıyan eserler olacaklardır.

 

Zafername-i Hazret-i Sultan Murad Han

 

Bu seferler esnasında yazdığı kitapların ilki Zafername-i Hazret-i Sultan Murad Han [8]adlı eseri olacaktır.  Bu eserinde anlatılan olaylar  Selaniki Mustafa ‘nın  yazmış olduğu Tarih-i Selanik’i  ile Gelibolulu Mustafa Ali’nin yazmış olduğu   Nusretname adlı eseri’nde anlatılan dönemle ilgili olaylardır.[9] Eser   III Murad’ın Serdarı Ekremi Lala Mustafa Paşa’nın 985-988/1577-1580 tarihleri arasında gerçekleştirdiği Azerbaycan seferi  Çıldır, Tiflis ve Şirvan fetihlerinin ve Kars kalesinin inşasını anlatmaktan  manzum ve mensur [10] bölümlerden oluşan bir eserdir.

 

Bu sefer sırasında Çıldır, Tiflis, Şirvan, Revan ve Kars yöresindeki türlü mücadeleler ve imar faaliyetlerinde yer almış olan Rahimizade İbrahim Çavuş sefer sırasında gördüklerini, yaşadıklarını duyduklarını Zafername-i Hazret-i Sultan Murad Han’ı kaleme almıştır. Bu eserini tamamladıktan sonra da eserini  III. Murad’ın Bâbü’s-sa’âde Ağası Mehmed Ağa vasıtasıyla Sultan III. Murad’a [11] takdim etmiştir.

 

Lala Mustafa Paşa’nın seferi 1580 yılında sona ermiş, 5 Nisan 1578 de  başlayan sefer sonrasında Lala Mustafa Paşa İran ordusunu bozguna uğratmış, Tiflis'e girerek Gürcistan ve Şirvan'ı almış ve görevini tamamlamıştı. Lala Mustafa Paşa  28 Nisan 1580 de Sokullu’nun ölümü üzerine Vezir-i azam olunca  komutayı Özdemir oğlu Osman Paşa’ya bırakmıştı. Rahimi’nin de bu sürede İstanbul’a döndüğü, yazmış olduğu Zafername-i Hazret-i Sultan Murad Han ve Gonca-i Bâğ-ı Murad adlı eserini Sultan III. Murad’a takdim ettiği anlaşılmaktadır.

 

Rahimi’nin sarayda  Dergâh-ı Âlî Çavuşu olarak görev yaparken Bâbü’s-sa’âde Ağası Mehmed Ağa ile iyi düzeyde bir dostluk kurduğu Bâbü’s-sa’âde Ağası Mehmed Ağa sayesinde sultanın huzuruna kadar çıkıp eserlerini  sultana takdim edebildiği ortaya çıkmaktadır. Harimi eserlerinde Bâbü’s-sa’âde Ağası Mehmed Ağa’dan bir hayli söz etmiş onun tavsiyelerini ve yönlendirmelerinden eserlerinde bahsetmiştir.

 

1580 ve  1582  yılları arasında İstanbul’a bulunduğunu tahmin ettiğimiz Rahimizade İbrahim Çavuş’un Lala Mustafa Paşa ile başlayan Doğu seferlerini yazmakla ilgili görevinin  Bâbü’s-sa’âde Ağası Mehmed Ağa’nın da istediği ve  tavsiyesi doğrultusunda devam ettiği bellidir.  Bu yüzden Rahimizade İbrahim Çavuş’un İran’a sefer yapmakla Sonrasında Özdemiroğlu Osman Paşa’nın serdarlığı ve yaptığı doğu seferlerinde de tarih yazıcısı olarak görevlendirildiği anlaşılmaktadır.

 

Lala Mustafa Paşa’nın emrindeyken  Çıldır Muharebesi ve 9 Eylül 1578'de İran birliklerini Koyun Geçidi Muharebesi'nde İranlıları büyük bir bozguna uğratan Özdemiroğlu Osman Paşa’nın mahiyetine girmiş olan  Rahimizade İbrahim Çavuş, Lala Mustafa Paşa’nın  komutayı Özdemiroğlu Osman Paşa’ya vermesinden sonra  onun  emrine girmiş ve Özdemiroğlu Osman Paşa’nın seferlerini de  yazmakla görevlendirilmiştir.

 

Özdemiroğlu Osman Paşa’nın  Kafkasya'da geçen beş yıllık idârî görevi  sırasında, Şirvan, Azerbaycan, Dağıstan ve Gürcistan'daki Osmanlı hâkimiyetini pekiştirme mücadelesine şahit olmuştur.  Rahimizade İbrahim Çavuş  Karabağ, Mugan ve Kızılağaç’a kadar bütün kuzey Azerbaycan'ı yağma ve tahrip eden Osman Paşa’nın yanında bulunmuş, 8 Mayıs 1583'te yetmiş bin kişilik İran ordusunun Meşaleler Muharebesi'nde  bozguna uğratılmasına  şahit olmuş ve Şirvan’ın  Osmanlı egemenliği altına geçmesini izlemiş  bu olayları da eserlerine  nakletmiştir.

 

7 Ekim 1585'de Şenb-i Gazan Muharebesi'ni  Osmanlı ordusunun İran ordusunu püskürtmesi ve hasta olan Özdemiroğlu Osman Paşa’nın  vefatına da şahit olmuştur.

 

Gonca-i Bâğ-ı Murad Mesnevisi

Rahimizade İbrahim Çavuş  Özdemiroğlu Osman Paşa’nın 1585 yılında vefatıyla sona eren Tebriz Seferi’nin ardından Gonca-i Bâğ-ı Murad Mesnevisi  [12] adlı manzum eserini kaleme alır.  

 

Bu eser, önce  Feth-i Tebriz, adıyla ve mensur olarak yazılmıştır. Feth-i Tebriz  “Özdemiroğlu Osman Paşa’nın serdarlığında gerçekleşen Tebriz Seferi’nde şahit olduğu hadiselere dair kaydettiği notlardan oluşmaktadır. [13]“ Eser önce mensur olarak yazılmış daha sonra ise manzum hale getirilip genişletilerek “ Gonca-i Bâğ-ı Murâd adıyla padişaha sunulmuştur. Aynı konuları içermesi bakımından Gonca-i Bâğ-ı Murâd’ın mensur bir müsveddesi yahut muhtasarı durumundadır. ” [14] ( Geniş Bilgi için bkzGonca-i Bâğ-ı Murad Mesnevisi Rahimizade İbrahim Çavuş)

 

Gonca-i Bâğ-ı Murâd’ın bilinen tek el yazma nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi TY. 2372’de kayıtlıdır.  “Eser, toplam 160 varak tutarındaki nüshanın 53a-97b (46 varak) varakları arasında yer almaktadır. 298 X 173 mm. ölçülerine sahip olan nüsha; harekesiz talik hatla, her sayfası 15 satırlı olarak, çift sütun hâlinde ve siyah mürekkeple kaleme alınmıştır. Nüsha, Rahimizade İbrahim Çavuş’un diğer eserleri Zafernâme-i Sultân Murâd Hân ve Gencîne-i Feth-i Gence ile birlikte Şeydişehirli Ahmed b. Hasan Karamânî tarafından 1001/1592 tarihinde kaleme alınmıştır.”[15]

 

Gonca-i Bâğ-ı Murâd, 44 bölüm başlığı altında 1214 beyitten oluşan bir mesnevi halindedir.  Eserin vezni fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün kalıbıdır. Eserine “tevhid beyitleriyle (53a-1/53b-3) başlayan Harîmî, ardından na’t türündeki bir gazeliyle Hz. Muhammed’i övmektedir. (53b-4/53b-9) Sözlerini geçmiş gazi ve mücahitlere övgüyle sürdüren şair, (53b-10/53b-13) Sultan III. Murad’a methiyeden (54a-1/54b-5) sonra münacatını dile getirip (54b-6/55a-15) ardından sebeb-i telif bölümüne yer vermektedir. (55b-1/56a-13)” [16]

 

Anlaşıldığı kadarı ile bu seferden sonra İstanbul’a dönmüş ve bu eserini de yine Bâbü’s-sa’âde Ağası Mehmet Ağa sayesinde Sultan III. Murad’a takdim ederek [17]onun ihsanlarına nail olmuş fakat eserinde belirtiğine göre de bu ihsanlardan yeterince memnun olamamıştır.

 

Rahimizade İbrahim Çavuş ‘un Gonce-i Bâğ-ı Murad adlı eserini  Sultan III. Murad’a  takdim edişi  Gencîne-i Feth-i Gence adlı eserinin  Topkapı Sarayı Kütüphanesi Revan 1296 numarada kayıtlı nüshasının 8b yaprağında bir minyatürle de tasvir olunmuştur.[18]

 

Gonca-i Bâğ-ı Murad’ı sultana takdim edince bu defa da Sultan  III. Murad tarafından  Gence Seferi’nin tahririnin de yazılması emri ile karşılaşır. Bu sebeple de Rahimizade İbrahim Çavuş Gence Seferini de yazmakla görevlendirilmiş ve Tebriz Seferi’ni müteakip bu kez Ferhat Paşa’nın serdarlığında Gence Seferi’ne (991- 994/1583-1586) katılmıştır.

 

Kitâb-ı Gencîne-i Feth-i Gence

Özdemiroğlu Osman Paşa’nın sağlığında başlayan  Gence seferleri  ve İran Cephesi serdarlığı Özdemiroğlu Osman Paşa öldükten sonra Ferhat Paşa’nın serdarlığında devam etmiştir.  Ferhad Paşa’nın emrine ve mahiyetine giren Harimi üç yıl devam eden sefer boyunca İran ve Azerbaycan cephelerinde şahit olduğu  pek çok askeri ve diplomatik olaylara tanık olduğu diğer hadiseleri Kitâb-ı Gencîne-i Feth-i Gence adlı eserinde kaleme almıştır.

 

Kitâb-ı Gencîne-i Feth-i Gence 1583-1590 yılları arasında cereyan eden Osmanlı-İran savaşlarını, Ferhat Paşa'nın yürüttüğü faaliyetleri, Gence'nin fethini, Osmanlıların doğuda en geniş sınırlara ulaşmalarıyla neticelenen mücadeleleri konu edinmektedir.  Eser  tıpkı Zafer-nâme-i Sultan Murad Han’da olduğu gibi mesnevi tarzında manzum bir girişle başlar. Eser toplam  sekiz bâb hâlinde tertip edilmiştir. ( Geniş bilgi için bkzKitâb-ı Gencîne-i Feth-i Gence Rahimizade İbrahim Çavuş ); “Eser’in  günümüze ulaşan iki yazma nüshası mevcuttur. .Eserin Nüshaların ilki İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi TY. 2372’de 98b-160b varaklar arasında Zafer-nâme-i Sultan Murad Hân ve Gonca-i Bâğ-ı Murad’la birlikte yer almaktadır. İkinci nüshası ise Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Revan 1296’da kayıtlıdır. Eserin Topkapı Sarayı nüshasında 20 minyatür de yer almaktadır

 

Eserin Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Revan 1296’da kayıtlı yazma nüshasında 20 adet minyatür de bulunmaktadır. Eserin yazma nüshaları Prof. Dr., Günay Karaağaç, ve Yrd. Doç Dr.  Adnan Eskikurt tarafından incelenmiş,  eserin  tenkitli metni günümüz Türkçesine çevrilmiş, inceleme ve metinle birlikte minyatürleri de ihtiva eden tıpkıbasımlı halde   2010 yılında basılmıştır.Sultan III. Murad’ın saltanatı yıllarında 12 yıl süren  Osmanlı İran Mücadelesi 1590 yılında  yapılan Ferhat Paşa Antlaşması ile neticelenmiş ve Harimi’nin şark seferlerindeki tarih yazıcılığı  görevleri de sona ermiştir.

 

Bununla birlikte Rahimizade İbrahim Çavuş bu görevinin devam ettiği Şark cephesinden Garp cephesine yollandığı ve bu cephelerdeki olayları kaleme almak için görevlendirildiği ve orada elim bir olay sonucu şehit olarak ölmesinden anlaşılmaktadır.

 

1590 yılında imzalanan Ferhat Paşa antlaşmasından sonra   sükûn bulan Osmanlı İran Savaşları sonrasında  Şark cephesindeki görevi biten Rahimizade İbrahim Çavuş’un Garp cephesindeki görev 1002/1594 yılı, görev yeri ise Rumeli’de Estergon kalesidir.  Nitekim Rumeli’deki  hudut kalelerinden biri olan Hatvan Kalesi  yakınlarında meydana gelen savaşta da hayatını kaybedecektir.  1594 yılında  Rumeli Beylerbeyi  Sokulluzade Mehmed Paşa’nın kumandasındaki Osmanlı ordusunun Estergon ve Hatvan kaleleri civarındaki Avusturya kuvvetleri ile yaptıkları muhabere belere katılan Hatvan Kalesi yakınlarında 36 çavuşla birlikte hayatını kaybetmiştir. [19]

 

Rahimizade İbrahim Çavuş özellikle 1578- 1590 yılları arasında cereyan eden Osmanlı İran mücadelesini anlatan eserleri ile bu denem ışık tutmuş başlıca kaynaklardan biri olmuştur. Bizzat katıldığı savaşları  gözeyen, resmi belgelerden ve  duyduğu rivayetlerden de  faydalanarak eserlerini yazmış ama aynı dönemi anlatan Hoca Sadettin ile Gelibolu Ali’nin  “ gölgesi altında “ kalmak şanssızlığına  uğramıştır.

 

Eserlerini,  süslü bir dille yazmış olması anlaşılır olmasını güçleştirmiş,  tarih yazıcılığı süresince İstanbul’dan uzakta kaldığı için önemli mevkiler elde edememiş,  Gelibolu Ali, Selanikli Mustafa  ve Hoca Sadettin kadar başarılı eserler verememiş, rivayetlerden faydalanıp destansı bir tarih yazıcılığı hevesine katıldığı için çok güvenilir bir yazar olarak görülememiş, eserlerinde anlattığı olaylara kaynak belirtmediği için de  eleştiri görmüş veya rakipleri kadar makbul görülmemiştir.

 

İLGİLİ LİNKLER 

  • Gelibolulu Mustafa Ali Kunhul Ahbar
  • Zafername-i Hazret-i Sultan Murad Han Rahimizade İbrahim Çavuş
  • Gonca-i Bâğ-ı Murad Mesnevisi Rahimizade İbrahim Çavuş
  • Kitâb-ı Gencîne-i Feth-i Gence Rahimizade İbrahim Çavuş
  • Rahimizade İbrahim Çavuş Hayatı Tarihçiliği ve Eserleri
  • Tâcü't-Tevârîh Hoca Sadettin Efendi ve Osman Gazi'nin Ş. Edebali'nin Evinde Gördüğü Rüya
  •  Tâcü't-Tevârîh Hoca Sadettin Efendi
  •  Selaniki Mustafa Tarih-i Selanik’i
  • Gelibolulu Mustafa Ali ve Nusretname Adlı Eseri
  • Gelibolulu Ali Divanları ve Diğer Eserleri
  •  Gelibolulu Ali Mustafa Hayatı ve Eserleri
  • Gelibolulu Mustafa Ali ve Nusretname Adlı Eseri

Kaynakça

 

[1] Süleyman EROĞLU, KÜTAHYALI HARÎMÎ VE GONCA-İ BÂĞ-I MURÂD MESNEVİSİ, https://www.sosyalarastirmalar.com/cilt7/sayi32_pdf/1dil_

[2] Selânikî Mustafa Efendi (1999). Târîh-i Selânikî (haz. Mehmet İpşirli), Ankara: Türk Tarih Kurumu Yay., C. I-II

[3] İPEKTEN, Halûk (1996). Divan Edebiyatında Edebî Muhitler, İstanbul: Millî Eğitim Bakanlığı Yay

[4] ŞAHAMETTİN KUZUCULAR, ZAFERNAMEİ HAZRETİ SULTAN MURAD HAN RAHİMİZADE İBRAHİM ÇAVUŞ, https://edebiyatvesanatakademisi.com/Arama.aspx?id=32706

[5]  AFYONCU, Erhan (2005). “Osmanlı Müverrihlerine Dair Tevcihat Kayıtları II (156 belge ile birlikte)”, Türk Tarih Belgeleri Dergisi, Cilt: XXVI, Sayı: 30, s. 85-348.

[6] Süleyman EROĞLU, KÜTAHYALI HARÎMÎ VE GONCA-İ BÂĞ-I MURÂD MESNEVİSİ, https://www.sosyalarastirmalar.com/cilt7/sayi32_pdf/1dil_

[7] Süleyman EROĞLU, KÜTAHYALI HARÎMÎ VE GONCA-İ BÂĞ-I MURÂD MESNEVİSİ, https://www.sosyalarastirmalar.com/cilt7/sayi32_pdf/1dil_

[8] Rahimizade İbrahim Çavuş ,Kitâb-ı Gencîne-i Feth-i Gence, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi TY. 2372 (98b-160b)

[9] ŞAHAMETTİN KUZUCULAR, ZAFERNAMEİ HAZRETİ SULTAN MURAD HAN RAHİMİZADE İBRAHİM ÇAVUŞ, https://edebiyatvesanatakademisi.com/Arama.aspx?id=32706

[10] Mustafa Eravcı, Rahimizade (İbrahim Çavuş), https://ottomanhistorians.uchicago.edu/tr/historian/

[11] Rahîmî-zâde İbrâhim Çavuş Harîmî (2010). Kitâb-ı Gencîne-i Feth-i Gence (haz. Günay Karaağaç-Adnan Eskikurt), İstanbul: Çamlıca Yay., s. 14.

[11] Harîmî, Gonca-i Bâğ-ı Murâd, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi TY. 2372 (53a-97b)

[12] Harîmî, Gonca-i Bâğ-ı Murâd, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi TY. 2372 (53a-97b)

[13] Süleyman EROĞLU, KÜTAHYALI HARÎMÎ VE GONCA-İ BÂĞ-I MURÂD MESNEVİSİ, https://www.sosyalarastirmalar.com/cilt7/sayi32_pdf/1dil_

[14] Süleyman EROĞLU, KÜTAHYALI HARÎMÎ VE GONCA-İ BÂĞ-I MURÂD MESNEVİSİ, https://www.sosyalarastirmalar.com/cilt7/sayi32_pdf/1dil_

[15] Süleyman EROĞLU, KÜTAHYALI HARÎMÎ VE GONCA-İ BÂĞ-I MURÂD MESNEVİSİ, https://www.sosyalarastirmalar.com/cilt7/sayi32_pdf/1dil_

[16] Süleyman EROĞLU, KÜTAHYALI HARÎMÎ VE GONCA-İ BÂĞ-I MURÂD MESNEVİSİ, https://www.sosyalarastirmalar.com/cilt7/sayi32_pdf/1dil_

[17] Süleyman EROĞLU, KÜTAHYALI HARÎMÎ VE GONCA-İ BÂĞ-I MURÂD MESNEVİSİ, https://www.sosyalarastirmalar.com/cilt7/sayi32_pdf/1dil_

[18] Süleyman EROĞLU, KÜTAHYALI HARÎMÎ VE GONCA-İ BÂĞ-I MURÂD MESNEVİSİ, https://www.sosyalarastirmalar.com/cilt7/sayi32_pdf/1dil_

[19] Süleyman EROĞLU, KÜTAHYALI HARÎMÎ VE GONCA-İ BÂĞ-I MURÂD MESNEVİSİ, https://www.sosyalarastirmalar.com/cilt7/sayi32_pdf/1dil_

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar