Zaifi , Gazavat-ı Sultan Murad İbni Muhammed Han
Gelibolulu Mehmed Zaîfî Efendi tarafından kaleme alınan eser II. Murad’ın gazalarından bahseder (Afyon Gedik Ahmed Paşa Ktp., nr. 183.349) [1] Zaifi bu eserini II. Murad'a ithaf etmiş, II. Murad'ın seferlerini manzum olarak anlatan bu eseri II. Murad devri için en önemli kaynaklardan biri olmuştur.
Müellif ve eserinden Sehi Bey tezkiresinde söz edilmiş Sehi Bey müellifin Gelibolulu olduğunu bildirmiştir. Evliya çelebinin de söz ettiği bu eser hakkında ilk bilgiyi Vasfi Mahir Kocatürk vermiş “Gazavat-ı Sultan Murad İbni Muhammed Han” adlı eserden Türk Edebiyatı Tarihi adlı [2]çalışmasında özet bilgiler vermiştir.
Vasfi Mahir Kocatürk bu eserin Afyon Kütüphanesindeki nüshasından söz etmiş ve serin içeriği hakkında bazı özet bilgiler vermiştir. Daha sonra ise Âmil Çelebioğlu eserin Afyon İl Halk Kütüphanesi Gedik Ahmed Paşa Bölümü no: 18349’da bulunan nüshasını bir makaleyle bilim dünyasına duyurmuştur.[3]
Eldeki nüshası 2566 beyitten oluşmaktaysa da eksik olduğu bellidir. Zaifî, II. Murad’ın meclisindeki şairlerden biri olduğu, Rumca ve Slavca bildiği, II. Murad ile gazalara katıldığı bu eserindeki verdiği bilgilerden anlaşılmaktadır. Zaifi’nin II. Murad’a oldukça yakın olduğu eserinde belirttiği olaylardan da anlaşılmaktadır. Bu eser Fatih 12 yaşındayken II. Murat’ın tahtını niye ona bıraktığı ve diğer bazı konularda özgün bilgiler vermesi bakımından diğer kaynaklardan ayrılır. Rumca ve Slavca bilmesi yanında Rumeli’deki olaylara vakıf olması onu II. Murad’ın danışmanları arasına sokmuş olmalıdır. “Hatta belki de casus olarak hizmet verdiğine dair bir delil olarak yorumlanabilir.” [4]
Zaifi II. Murad’ın daha 12 yaşında iken tahtını neden Fatih’e bıraktığını II. Murad’ın Bursa’da iken bir rüya gördüğü, rüyasında “Resulullah’tan (a.s.) aldığı emir doğrultusunda tahtı oğluna bıraktığı, ileride Peygamberî müjdeyi gerçekleştirecek olan Sultan Mehmed’in düşmanla mücadeleye daha erken yaşlarda başlamasının istendiği için böyle bir manevi işaret aldığı belirtilmekte ve yeni padişahın cülus merasiminin Edirne’de gerçekleştiği kaydedilmektedir.” [5]
V. Mahir’in verdiği bilgilere göre: Kitap, dini manzumeler, hasbıhal, ve şiir mukaddimeleri ile başlar. Sonra Sultan Murad’ın meclisinden bahseder. Sonra Sultan Murad’ın işret alemlerinde ,sazendelerin i kendisinin ve güzellerin ağzından söylenmiş gazellere yer verir.İş işret, zev kü safadan bahseder. Sonra iki derviş hikâyesine geçer. Daha sonra Sultan Murad’ın gazalarını ve devrindeki olayları sade, anlaşılır bir dille ve manzum olarak anlatır. [6]
“Azablar saffıyıdı on bin iy yâr
Kocası yok yigididi ne kim var
Yarakları kılıc u yay u okdı
Re’islerinde çukalları çokdı
Dutar her biri iki i agacdan
Ucı ser-tîz geçer urursa tadan
ki yüz dahi artugıdı sancak
Yeil kızıl saru gök ü kara ak
Çalınurdı dibinde kopuz u nây
Kıvanurdı görüben yohsul u bay
Biri birine dir hâllü halince
Uralum kâfire ok tâ ölince verleridi
kim tîzcek varalar Okıla
Üngürüzleri kıralar” (Sarı, 1994: 283) [7]
KAYNAKÇA
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın