İbrahİm Peçevi Hayatı Tarihi

19.06.2011


İBRAHİM PEÇEVİ'NİN HAYATI  VE TARİH KİTABI

 

brahim Peçevi veya Peçuyli İbrahim Efendi (1572–1650) Türkmen kökenli Macaristan'da doğmuş Osmanlı tarihçisidir. Macarlarca (vakanüvis) adıyla tanınır. Bosna Alaybeyi Cafer Bey’in oğludur. 

Kendisinin ataları hakkında verdiği bilgilere bakılacak olursa bildiği en eski atası Fatih Sultan Mehmet zamanında Bosna’da bir zeamet sahibi olan silahtar Kara Davut’tur. Kara Davut’un Peçevi İbrahim Efendi’nin dedesi olan bir oğlu Cafer Bey de Bosna’da (Tergrişte’de) alaybeyidir. Ailesinin Alaybeyioğulları adıyla tanındığını belirten Bekir Sıtkı Baykal, Saraybosna’da yerleşmiş bu ailenin “Biha” denen bir nahiyesinde meskûn olduklarını kaydetmektedir. [1]


Annesi Ünlü Boşnak ailesi Sokullu'ya (Sokolović) mensup olan ve soylu bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. İyi bir öğrenim gördü; Macarca öğrendi. Peçevî İbrahim, ilk tahsiline babasının sancakbeyi bulunduğu Peç’te başladı. On dört yaşında babası ölünce, Budin Beylerbeyi olan Gâzi Ferhad Paşanın yanına giderek orada tahsiline devam etti. Bilâhare Bosna’ya gelerek öğrenimini tamamladı.

Peçevî 14 yaşında babasını kaybedince, Budin valisi olan dayısı Ferhat Paşa’nın konağına gitmiş Âile geleneklerine uygun olarak, serhad boyunda vazife almış, sonrada akrabası Anadolu Beylerbeyi Lala Mehmet Paşa 1593 yılındaki Osmanlı-Avusturya Seferi sebebiyle oraya gelince, onun emrine girmiştir. Lala Mehmet Paşanın katıldığı bütün askerî hareketlerde bulundu ve on beş sene yanında kaldı. 1593-1606 yılları arasında devam eden Nemçe Seferindeki olayları bizzat gördüğü gibi, siyâsî müzâkerelerde de yazılı tercüman veya delege olarak bulundu. Estergon Kalesi ele geçirildiğinde, fetih müjdesini sultana götürünce huzûra kabul edildi ve Pâdişâh Birinci Ahmed Han (1603-1617) tarafından hil’at giydirildi.

Sadrazam Lala Mehmet Paşa, İstanbul’a dönünce onunla berâber geldi. Sadrâzamın 1606’da ölümünden sonra yeni sadrazam Derviş Paşa tarafından İnebahtı, Eğriboz, Karlı ili sancaklarının tahriri ve yoklamasıyla vazifelendirildi. Kuyucu Murâd Paşa zamânında, başka vazife verildiyse de kabul etmeyerek memleketi Peç’e döndü. Bir müddet burada kaldıktan sonra, 1618’de Diyarbekir defterdarlığına tâyin edildi. Tokat, Tuna ve Anadolu defterdarlıklarında bulunduktan sonra Kırka Sancakbeyi olarak memleketine döndü. Önce Feyer (Stuhlweissenburg), sonra Temeşvar defterdarı oldu.1641’de resmî vazifelerden tamamen ayrıldı. [2]1641 yılında  Budin’e gitti. Hayatının geri kalan kısmını memleketinde geçirdi. Burada ve Peçevî (Fünfkirchen) de tarih kitabını yazmaya başladı.  Peç’te ve Budin’de sâkin bir hayat yaşayarak, ölümüne kadar, meşhur iki ciltlik Peçevî Târihi’ni yazmakla vaktini geçirdi. Macar dilini çok iyi bilmesi, yabancı târih kitaplarını da tetkik etmesine yardımcı oldu.

Gereksiz süs ve oyunlara kapılmadan yalın bir dil kuran Peçevi, iki ciltlik tarihinin birinci cildinde Kanunî Süleyman dönemini yazarken Celalzade Salih Efendi’nin, Ramazanzade’nin, Kâtip Mehmet Efendi’nin tarihlerinden yararlandı. Yapılan antlaşmaları da gözden geçirdi (Murat Uraz). İkinci ciltte ise II. Murat’ın tahta çıkışıyla (1574-1595) başlayarak IV. Murat’ın ölümüne kadar (1639) süren döneme ışık tuttu. Lala Mehmet Paşa'nın korumasında eserler vermiştir. Pek çok kez Osmanlı-Avusturya savaşlarına katılan Peçevî, Anadolu ve Rumeli'de defterdarlık görevlerinde de bulunmuştur. 

Peçevî İbrâhim Efendi, meşhur târih kitabını yazmaya 1640 tarihinde başladı. 1641 yılında devlet görevinden çekilerek tarihini yazmaya başlamıştır. [3]Macaristan’ın Osmanlı yönetimindeki tarihini ve bunların geçirdiği değişiklikleri anlatan eserini, Budin Beylerbeyi Kara Mûsâ Paşaya sundu. Onun tavsiyesiyle barış zamanındaki olayları da içine alacak şekilde, eserini yeni baştan yazarak genişletti. Kânûnî Sultan Süleyman Hanın 1520’de, tahta geçişinden 1648’e kadar geçen olayları anlattığı eserine, daha sonraki senelerde Tameşvar Defterdârı Belgradlı Mustafa ibni Ahmed Efendi, 1635-1648 yılları, Mehmed Paşa 1640-1648 yılları için zeyl (ek) yazdılar.


Pecevi bu eserinde kullandığı kaynaklara gayet acık belirtmiştir ve eserini yazarken daha önce yazılmış pek çok tarih kitabını incelemiştir. Böylece Osmanlı tarihlilerinin arasında ilk defa olara Avrupalı tarihçilerin eserlerine, özellikle Macarca yazılmış tarih eserlerine kaynak vermiştir. 1520-1648 yılları arasındaki Osmanlı tarihini en iyi anlatan kaynak olan bu eser, yazılı kaynaklardan başka, yazarın kendi müşahedelerini ve hatıralarını da içine toplamıştır. Yazdığı iki ciltlik Tarih-i Peçevi 17. yüzyıl ve öncesi Osmanlı tarihinin en önemli kaynaklarından biridir. Eser, Târih-i Peçevî adıyla 1864-1866 yıllarında bastırıldı. İki cilt olarak basılan tarihinden başka (1864-1866). Macarcadan da çevirdiği bir tarih kitabı vardır.

Peçevî İbrâhim’in ölüm tarihi, kesin belli değildir. 1649 veya 1651 olarak tahmin edilmektedir. Bazı kaynaklarda 25.12.1650’de öldüğü kaydedilmektedir. Kabri memleketindedir.

 

PEÇEVİ TARİHİ HAKKINDA

Peçevî Tarihi 1520-1639 yılları arasındaki olayları anlatmıştır. Özellikle 1600- 1639 arası dönem için bir ana kaynaktır. Ayrıca ilk kez Batı kaynaklarından yararlanan ilk Osmanlı tarih yazarıdır. [4]


Peçevi tarihini hazırlarken Macarcayı iyi bilmesinden dolayı Macar ve Batılı tarihçilerin eserlerinde de yararlanmıştır. Kanuni Sultan Süleyman dönemi için Celal-zade Mustafa ve Salih, Nişancı Mehmet Paşa, Âlî, Hasan Beyzâde, Hadîdî, Kâtip Mehmet Za’îm, Hoca Sadettin gibi yazarların ve babası ile eski silah arkadaşlarının verdikleri bilgilere dayanmıştır. Ayrıca N. V.İstvanffy ve K. Heltai gibi Macar tarihçilerinin eserlerini de inceleyerek herhalde yabancı kaynaklara da bakan ilk Osmanlı tarih yazarı olmuştur. [5]  Sonraki yıllara diar yazdıklarını ise görgü tanığı olarak kaleme almıştır. Eseri basit ve açık bir dille kafiyelerden, seci’lerden,  tumturaklı ifadelerden kaçınılarak yazılmıştır. Gerçekçi içten ve hilesiz bir şekilde yazıldığı bellidir. Sadece askeri ve siyasal olayların sıralanması ile yetinilmeyerek bunların da yanında sosyal ve kültürel konulara da temas etmiştir.

 

PEÇEVİ TARİHİNDEN ÖRNEKLER


Turgut Reis’in fetihleri:

"Turgudca, İspanya’nın metin kalelerinden Narlo, Aşme, Moyka, Marmos, Marmenor kalelerinin kimini fethile, Fransa memleketine katmış ve kimi gartetmiştir. 966 (1558) yılı Recebinin yedinci günü, Piyale Paşa denize çıkıp, Koyun adaları önüne vardıkta, Turgudca bundan haberdar olarak, düşman donanmasının Gebre (Gerbe, Kuzey Afrika sahilinde Garbes körfezinde bir ada olup, Tunus’un bölümlerindendir.) adasında bulunduğu ve Trablus üzerine saldırmaya hazırlandığını bildirmek için bir adam eriştirdi. Piyale Paşa hazırlıklarını tamamladıktan sonra, Gerbe yakınlarına gelerek, düşman donanmasına saldırmış ve donanmanın büyük bir kısmını tahrip etmiştir. Düşman Gerbe kalesine sığınmaya mecbur kalmıştır. Piyale Paşa Gerbe’yi kuşatmak istemişse de kale sahilinin denizi sığ olduğundan, gemiler yanaşamamıştır. Bu sırada Turgudca karadan askeri ile erişip, gemilerden büyük topları çıkararak kaleyi kuşattıktan sonra, yürüyüş ile zaptetmişlerdir. "[6]

“Turgud Paşa Trablusgarb Beylerbeyi idi. Malta adasının her durumunu ve kalenin dövülecek semtine bütünüyle sahiptir ve sezgileri çoktur. Sakın oyuna karşı çıkmayın diye Cenab-ı Padişahiden tenbih olunmuş idi. Lakin bunlar ( Mustafa Paşa ve Piyale Paşa) Malta’ya geldiklerinde, Turgudca henüz hazırlıklarını tamamlamamıştı. Sentrme (St. Elmo) isminde Malta2nın sağlam bir kalesini almaya ve sonra Malta’ya hücum etmek için Turgudca’yı beklememeye karar vermişler. Yedi gün savaştan sonra Sentrme düşmedi. Turgudca geldiği zaman üzüldü. Sentrme alındığının faydası nedir? On Sentrme dahi bina etseler, Malta alınmayınca zaptettirilmek ne mümkündür? Diye kızdı. Fakat o dahi katılmış (savaş A.İ). On yedinci günü fetholundu, ne çare ki en iyi askerin bir kısmı öldü, bir kısmı yaralandı. Turgudca’nın hodbini (kendini beğenmişlik, bencillik. A.İ) vuruldu. Sentrme fethinde mühimmatın ve barutun vesair levazımatın çoğu harcanmıştı. Ada zapt olunmadan dönülmüştür.[7]

 

KALENDER ÇELEBİ VE AYAKLANMASI:


"Adı geçen Kalender Şah o kadar güç ve itibar kazandı, o kadar kalabalık bir topluluğun başı oldu ki, böylesi şimdiye dek hiçbir asiye nasip olmuş değildi. Işık ve Abdal diye anılan ne kadar inancı ve eylemi bozuk kimseler var idiyse yanına toplayıp yirmi, otuz bin kadar eşkiyadan oluşan büyük bir çete meydana geldi..Kalender Hacı Bektaş-ı Veli’nin torunlarındandır, yani Hacı Bektaş-ı Veli’nin Kadıncık Ana’dan burnu kanı damlasıyla doğma öz oğlu olan Habib Efendinin soyundan gelmedir. Onların inançlarına göre Kalender’in babası İskender, İskender’in babası Balım Sultan, bunun babası Resul Çelebi bunun da babası Habib Efendi’dir…”[8]

Sitemizdeki Tevarihler Gazanameler Gazavatnameler Zafername ve Selimnameler 

  1. Nişancı Ahmet Feridun Bey Kanunnâme ve Miftâh-ı Cennet

  2. Tursun Bey Tarihi-i Ebu’l Feth-Sultan Mehmet Han,

  3. Tevârîh-i Âl-i Osmân ( Behişti Târîhi ) Behişti Ahmet SinanÇelebi

  4. Âşıkpaşazade Hayatı ve Tevarih-i Ali Osman

  5. Dâstân ve Tevârîh-i Mülûk-i Âl-i Osman- Bu tevârîhi çün eyledüm

  6. Dâstân ve Tevârîh-i Mülûk-i Âl-i Osman'dan

  7. Hadîdî Tevarih-i âl-i Osman

  8. İlk Osmanlı Tarih Eserleri Yahşi Fakih Ahmedi Saray Takvimleri Ve Anonim Tevarih-I Ali Osmanlar

  9. Kemalpaşazade ( İbn-i Kemal) TEVARİH- İ AL'İ OSMAN

  10. Lütfi Paşa Tevarih-i Al’i Osman Ve Asafname

  11. Matrâkçı Nasûh Mecmâu't-Tevârîh

  12. Oruç Bey Tarihi Tevarih’i Ali Osman

  13. Ramazan-zade Nişancı Mehmed Paşa Tevarih i Ali Osman

  14. Ruhi Tarihi- Tevârîh-i Âl-i Osmân

  15. Rüstem Paşa (1500-1561) Tevarih-i âl-i Osman

  16. Seyyid Lokman Aşuri ZÜBDET ÜT TEVARİH

  17. Şükrullah (1388-1464) Behçetü’t-tevarih,

  18. Tâcü't-Tevârîh Hoca Sadettin Efendi

  19. Tâcü't-Tevârîh Hoca Sadettin Efendi Osman Gazi'nin Ş. Edebali'nin Evinde Gördüğü Rüya

  20. Tevârîh-i Âl-i Osmân ( Behişti Târîhi ) Behişti Ahmet SinanÇelebi

  21. Tevârîh-i Cem ü İskender itmez hâtırum hergiz

  22. Tevârîh-i Mülûik-i Âl-i Osman’dan

  23. Tevârîh-i Mülûk-i Âl-i Osman'dan : Osman bir ulu gazi kim ol,

  24. Za'îm mir Mehmed Kâtib Câmi’u’t-Tevârîh

KAYNAKÇA

  • [1] Peçevî İbrahim Efendi, Peçevî Tarihi, C. I, Hazırlayan: Bekir Sıtkı Baykal, 3. baskı, Özkan Matbaacılık, Ankara, 1999, s. XIX

  • [2] Peçevîİbrahim Efendi, Peçevî Tarihi, C. I, Hazırlayan: Bekir Sıtkı Baykal, 3. baskı, Özkan Matbaacılık, Ankara, 1999, s. XIX.

  • [3] Tahsin Yazıcı, Ahmet Eflaki, İslam Ansiklopedisi, C.I , shf. 62

  • [4] Yrd. Doç. Dr. M. Emin YOLALICI,TÜRK TARİHİNİN KAYNAKLARINA GENEL BİR BAKIŞ,,S.478,.sosyalarastirmalar.com

  • [5] Ercan GÜMÜŞ,16. YÜZYILDA OSMANLI DEVLETİ’NDE MEYDANA GELEN MUHALİF NİTELİKLİ HAREKETLERİN OSMANLI TARİH YAZARLARI VE ESERLERİNE YANSIMASI, GÜ.Ank. Master TEZİ, 2008 )

  • [6] PEÇEVİ İbrahim Efendi; Peçevi Tarihi ,Prof. Dr, Bekir Sıtkı Baykal,KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI Ankara 1981, c. I ,s : 346-348)

  • [7] Peçevi Tarihi, a.g.e., C. I s.410-412

  • [8] Peçevi İbrahim Efendi: "Peçevi Tarihi" Cilt 1. Sayfa 125. Kültür Bakanlığı Yayınları. Üçüncü baskı. 199

Edebiyat Dil bilim, Kültür, Folklor, Geleneksel ve Güzel Sanatlarla ilgili, Tez, yazı, İnceleme, ve Araştırmalarınız bize başvurarak bu sitede Paylaşabilirsiniz.

 BAŞVURU İÇİN : ESA, İLETİŞİM  veya [email protected]

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar