Sancho’nun Sabah Yürüyüşü Hakkında ve Özeti Haldun Taner

30.10.2019

Sancho’nun Sabah Yürüyüşü Hakkında ve Özeti  Haldun Taner

 

 

 

OYUN HAKKINDA BİR KAÇ SÖZ 

Sancho’nun Sabah Yürüyüşü adlı oyun Haldun Taner’in ilk  kez 1964’te yazdığı bir oyundur.  Edebiyat tarihimizin en büyük hiciv, komedi,  kabare yazarı olan Haldun Taner bu oyununda yine ironik bir anlatımı tercih etmiş, bir sosyete köpeğinin bakış açısından insanları, insanlarımız ve medeniyetleri ustalıkla hicvetmiştir.

 Yazar bu öyküsünde Kavaklıdere’den Sıhhıye’ye kadar sahibi ile gezen Sancho adlı köpeğin gözünden Ankara sokaklarında rastladığı sosyetik dünyaya ait insan modellerini hicvetmiş köpeklerine bakarak sahiplerini sahiplerine bakarak da insanlık hallerini ustaca bir güldürü ve kara mizah ile bizlere aktarmıştır.  Eser 1964 yılında Ankara’nın sosyal ve siyasi boyutunu ustalıkla gözler önüne sermekte bu parodisi ile güldürürken düşündürtmekte, güldürürken de ağlatacak şekilde ağır sosyal ve siyasi buhranlara değinmektedir.   

Olayı mekânları Ankara içinde geçer. Seçilen mekân pek çok sosyete ve siyasi tipin bulunduğu bir mekândır.

Gezinti Ankara Atatürk Bulvarı'ndan Bakanlıklar'a ve Sıhhıye’ye; Sıhhıye’den de Kavaklıdere’deki evlerine dönüş rotası üzerindedir.

 

 

KONUSU

Sancho adlı köpeğin sahibi ile Ankara bulvarlarında gezinirken gördüğü diğer sosyete köpekleri ile sahipleri hakkındaki düşünceleri ve değerlendirmeleri  eserin konusunu teşkil eder.

Gezinti AnkaraAtatürk Bulvarı'ndan Bakanlıklar'a ve Sıhhıye’ye, Sıhhıye’den de Kavaklıdere deki evlerine dönüş rotası üzerindedir.

ÖZETİ

Sancho, Ankara’da yaşayan sosyetik bir hanımın cinsi açıkça söylenmeyen bir sosyete köpeğidir. Sancho’un sahibi ise Hülya adında sosyetik bir bayandır.   Vakanın seçildiği bu günde Sanco sahibi Hülya’nın babası ile sabah gezintisine çıkmıştır.  Sanco ile Hülya’nın babası Ankara,  Çankaya, Atatürk Bulvarından bakanlıklara doğru gezintiye başlamışlardır.  Bu ikili öykü sonunda Sıhhıye’ye kadar ineceklerdir.  

O gün, Ankara’da güneşli bir hava vardır ve Atatürk Bulvarı kıpır kıpırdır.  Pek çok sosyetik hanım ile bey de kendi köpeklerini almışlar sabah yürüyüşü yapmaktadır. Bu nedenle Sancho kendisi gibi sosyetik pek çok köpekle karşılaşır.

 Bu köpeklerin hepsi güzelce traş edilmiş, şampuanlarla yıkanmış, parfümlerle kokutulmuş, tüyleri özenle taranmış toplumun üst seviyesindeki insanların iyi cins köpekleridir.

Sancho zeki bir köpektir ve köpeğine bakarak köpeklerin sahipleri hakkında yorumlar yapmaktadır.  Yürüyüş boyunca karşılaştığı çok sayıda cins köpek ve çok sayıda sahibi hakkında fikir yürütür.

Örneğin Almanya Büyükelçiliğinin kaniş cinsi köpeği Feldmareşal von Mackensen'e benzeyen bir bıyık bırakmıştır.

Hedi ismindeki köpeğin sahibi ise yıllarını Avrupa da geçirmiş, bu yüzden iki toplum ve iki kültür arasında kalmış sinir hastası bir sahibin köpeğidir.  Bir Pakistanlının gezdirdiği Pakistan Tazısı ise elektrik çarpmış gibidir.

Hikmet Bey’in bu saf kan Pakistan tazısı, elektrik prizini yalayıp cereyana kapıldığı günden beri, kuyruk sokumu ile oylukları arasında sürekli bir sızıdan yakınıyordu (...).Sen Londra’da özel bir klinikte sezeryanla dünyaya gel, sonra Hacettepe Baytar okulu polikliğinde sokak köpeklerinin peşinde saatlarece sıra bekle. Altes’i hastalıktan çok bu durum üzmüş gibi idi. Akla bak akla. İyi ol da nerde olursan ol.”

İhtişamlı halleri ile gezdirilen, İsabella ve Mirella ise Belçika Büyükelçiliği'nin köpekleridir.  Bunların içinde ise en rüküş olanı ise Müsteşar Bey’in köpeği Semiranmis’tir.

Sancho, sahibi ile Bakanlıkları geçip Kızılay'a geldiklerinde Kastor’la karşılaşır Kastor ise protokol kurallarını ve sosyete köpeği olma hallerini ise sonradan öğrendiği belli olan kırma bir sokak köpeğine benzemektedir.

 

Kastor siyaset kurallarını çocuk yaşta sindire sindire değil de, belirli bir çağdan sonra kitaptan ezberleyen yeni vekiller, senatorler, ya da taşralı hariciyeciler gibi sivri derecede nazik bir chow chowdu. Ama buna rağmen, yine de daldığı, ya da heycanlı olduğu zamanlar anasının çoban köpeği diyalektini gizleyemediği anlar oluyordu.”

Selmin Hanım'ın Diyojen adlı köpeği ise bilgelik ile çok gün gömüşlük edalarında dolaşan, başına çok iş gelmiş olduğu anlaşılan” kaşarlaşmış “ bir hanımın köpeğidir. Sancho bu köpeğe sahibi hakkında bilgi sormaktan çekinir. Çünkü kasaba kökenli bir politikacı olarak tahmin ettiği bu köpeğin sahibi hakkında bu köpeğin bilgi vermeyeceğini tahmin etmiştir.

Selmin Hanım masanın altında sol iskar- pinini çıkarmış, zarif ayağına nefes aldırıyordu. Hülya’nın babası birden ayağını usulca onunkinin yanına kaydırdı. Kadın çoraplı ayağını kaçırdı. Adam öbür ayağını yakaladı. İki ayağının arasına adeta hapsetti. Kadının dizi ürperdi...”

Sancho ve sahibinin sabah yürüyüşü artık bitmiştir.  Sancho ve sahibi karşı kaldırma geçerek Kavaklıdere’ye ve eve doğru gitmeye başlarlar. Köpek Sancho’nun iç monologları; köpekleri ve insanları yorumlayışları şimşeklerin çakıp göklerin gürlemeye başlaması ve yağmurun yağması ile biter.  Hülya’nın babası, yağmurdan kaçmak için Sancho’yu hızlı hızlı çekmeye başlamış ve eve yaklaşmışlardır.

 

SİTEMİZDE İLGLİ LİNKLER İLGİLİ YAZILAR TIKLATIP AÇABİLİRSİNİZ

Öyküleri

·         Yaşasın Demokrasi (1948)

·         Şişhane’ye Yağmur Yağıyord (1950)

·         Tuş  (1951)

·          Ay Işığında Çalışkur (1954)

·         Sancho’nun Sabah Yürüyüşü  (1964)

·         Konçinalar  (1967)

·         Kızıl Saçlı Amazon  (1970)

·         Yalıda Sabah  (1979)

·         Şeytan Tüyü (1980),

·         Bir Kavak ve İnsanlar

Tiyatro oyunları

 

·         Eşeğin Gölgesi

·         Günün Adamıti (1957)

·         Keşanlı Ali Destanı (1964)

·         Fazilet Eczanesi  (1960

·         Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım (1964)

·         Zilli Zarife (196

·          Haldun Taner Vatan Kurtaran Şaban (1967)

·          Sersem Kocanın Kurnaz Karısı (1969)

·         Astronot Niyazi  (1970)

 

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar