Aşık Ömer Hayatı Edebi Kişiliği

27.05.2011

 

AŞIK ÖMER
 

 Âşık Ömer'in hayatı hakkında kesin bilgiler yoktur. Araştırmacılar onun bir şiirindeki "Kendim Gözleveli, Ömer'dir ismim" mısrasına dayanarak Konyalı, Aydınlı veya Kırımlı olabileceğini söylemektedirler. Âşık Ömer’in doğum ve ölüm tarihleri kesin olarak bilinmez. Doğumu hususunda araştırıcıların ileri sürdüğü tarih 1619, 1621, 1651 yıllarıdır. A. Kadir Karahan doğum tarihinin 1651 yılı olduğunda ısrar etmektedir. [1]

Ölüm tarihi üzerinde ise birleşilen yıl 1707’dir S.Nüzhet Ergun, onun Kırımlı Şerifi’den ders aldığını söyler. 1707'de İstanbul'da vefat etmiştir. [2] İlk şiirlerinde "Adlî" mahlasını kullanmışsa da, sonradan aldığı "Ömer" mahlasıyla tanınmıştır. Hem Divan, hem de Âşık Edebiyatı tarzında yazılmış Âşık Şiirlerinden meydana gelen bir divanı vardır. Divan'ı yayımlanmıştır. Bazı şiirleri Aşık Gevheri ’ininkilerle karıştırılmıştır.

Doğum yeri ve tarihi hakkında çeşitli rivayetler vardır; bunların içinde doğruya en yakın görüneni, onun Konya'nın Hadim ilçesinin Gezleve köyünde 1651 yılında doğmuş olduğu yolundaki rivayettir. 

Şairin Kırım Gözleve'de doğduğu iddialarına karşın şairin Konya, Hadim ilçesi Gezleve köyünde doğduğu şu dörtlüğünden anlaşılır. [3]

Kendim Gezlevili Ömer’dir ismim
Tâ levh u kalemden yazılı resmim
Bir katre meniden var oldu cismim
Cennetü’l-me’vâya uğradım geldim

Şeklindeki dörtlüğü zikrederek Âşık Ömer’in Konya iline bağlı Hadim ilçesinin Gezlevi köyünden olduğu hususunu dile getirmiştir. [4] Fuad Köprülü ise, şairin:

Kendim Gözleveli Ömer’dir ismim

Vatan-ı aslîmiz Aydın ilidir

Mısralarından hareketle Aydın' da doğmuş ve daha sonra Gözleve’ye yerleşmiş veya Gözleve’de doğmuş olabileceğini ifade etmektedir. [5]

Düzenli bir medrese tahsili görmediği  devrin kültür muhitleri içinde bulunmak suretiyle kendi kendini yetiştirmiş ve aynı devrin diğer  Halk Ozanları göre daha seçkin bir yer kazanmış olduğu görüşlerine karşın  aksine şairin iyi bir eğitim gördüğü, Arapça ve Farsçayı iyi düzeyde bildiği, Divan edebiyatı nazım türleri hakkında bir hayli bilgi sahibi olduğu anlaşılmaktadır.  [6]

Şerifî adlı bir şairden ders aldığı, başta FUZULİ olmak üzere Divan Edebiyatının belli başlı büyük şahsiyetleri yanında Hâfız'ın divanı ile  Sa'di Şirazi ‘nin Bostan Gülistan 'ını okuyacak kadar Farsça öğrendiği anlaşılmaktadır. [7]

Edebiyatımızda ün yapmış, başta Fuzuli olmak üzere birçok Divan şairlerinin ve Hâfız’ın dîvânını okumuş, Sa'di Şirazi’nin Bostan Gülistan ’ını okuyup anlayacak kadar Farsça da öğrenmiştir. [8]

 

İçmişim aşkın kitâbın kendi gönlüm eğlerim 
Söylerim Arabî, Fürsü kem kelâmı n’eylerim 
Sana bir nasîhatim var tutarısan söylerim 
Bildiğin bilmediğin insana karşı söyleme 

Şeklindeki dörtlüğünden, onun iyi bir medrese tahsili gördüğü, bunun yanında Arapça ve Farsçayı da çok iyi bir şekilde öğrendiği, bu dillerle konuştuğu ve yazdığı da anlaşılmaktadır. [9] Âşık Ömer’in dîvân edebiyatı tarzında, aruzla ve gazel, dîvanî, kalenderî, semaî... Türlerinde de şiirleri bulunmaktadır ve bunlar sayı olarak da hece ile yazdıklarından oldukça fazladır. [10]

Yazdıklarına ve rivayetlere bakılarak orduya girdiği, sınır kalelerinde bulunduğu, hatta bazı savaşlara katıldığı tahmin edilmektedir. IV. Mehmet’in 1678'de Cehrin Kalesi'ni fethi münasebetiyle bir manzume yazdığı gibi, II. Ahmet’in saltanat yıllarındaki Rus, Venedik ve Avusturya seferleri ve II. Mustafa'nın bir gazasıyla ilgili bazı manzumeler de yazmıştır. Şiirlerinden İstanbul, Bursa, Yama, Sakız, Sinop ve Bağdat gibi yerleri dolaştığı anlaşılmaktadır. Başlangıçta divan şairlerini taklide özenerek Adlî mahlasını kullanmış, Ömer mahlasını daha sonra benimsemiştir. Şiirlerinde Bağdat'tan Tuna'ya kadar uzanan geniş bir coğrafya yer almakla beraber bazı şiirlerinin hayal mahsulü olduğu tahmin edilmektedir. 1707'de İstanbul'da öldüğü ve Yemiş İskelesinde bir türbesinin bulunduğu da yine rivayetler arasındadır.[11]

XVII. yüzyılda Aşık Gevheri ve  Karacaoğlan 'la birlikte Türk Halk Şiirinin önde gelen isimleri arasında yer alan Âşık Ömer, geniş halk kitleleri tarafından benimsenme açısından da müstesna bir yere sahiptir. Kendisinden sonra gelen Halk Ozanlarından birçoğu ona nazireler yazmış, bestelenmiş şiirleri çeşitli meclislerde çalınıp okunmuştur. Âşıkane ve sûfıyâne mahiyetteki bazı manzumeleri ise bir tür ilahi gibi uzun zaman Tekke ve zaviyelerde terennüm edilmiştir. Asker ocağında bulunması dolayısıyla hem serhat boylarının biraz serbest ve maceralı hayatını yaşayarak dile getirmiş, hem halk şiirinin, hem de Divan Şiirinin ölçü, kafiye ve söz sanatlarını , hatta biraz da dilini kullanarak o çevrelerin havasını yansıtmıştır. 

Âşık Ömer’in iki binin üzerinde şiiri bulunmaktadır. Bu özelliğiyle Âşık edebiyatının en çok yazan halk ozanlarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Âşık Ömer’in 17. asırda Aydın’a gelmesi ve orada uzun müddet kalması ihtimal dâhilindedir.

Kendisinden önce gelen saz şairlerinden farklı olarak klasik Türk edebiyatından büyük ölçüde etkilenen Âşık Ömer, bilhassa aruz vezniyle yazdığı divanlarda divan şiirinin kalıplaşmış mazmun ve hayal dünyasına büyük ölçüde yer vermiştir. [12] Daha sağlığında üstat kabul edildiği için kendisinden sonraki ozan Geleneği arasında onun gibi yazmak bir moda haline gelmiş, bu da Âşık Edebiyatının kendi içinde tabii bir şekilde gelişmesini engellemiştir. Onun açmış olduğu divan şiirini taklit cereyanı yüzünden saz şiirinin eski saflığı ve dili fark edilir şekilde bozulmuştur. Geriye bırakmış olduğu 2000'den fazla şiirle Türk edebiyatının en çok yazan şairlerinden biri olarak tanınan Âşık Ömer hece vezniyle söylediği şiirlerde daha başarılıdır.

Âşık Ömer divanının en önemli iki yazmasından biri Konya  MEVLANA MÜZESİ Müzelik Eserler bölümünde bulunan, Hüseyin Ayvansarayâ'nîn istinsah ettiği nüsha ile (Envanter nr. 99) şimdi Süleymaniye Kütüphanesinde bulunan (Hacı Mahmud Ef. nr. 5097) İstanbul Yahya Efendi Dergâhı nüshasıdır.

 

Ayrıca cönklerde de pek çok şiirine rastlanmaktadır. Şiirleri, hayatı hakkında geniş bir incelemeyle birlikte S. Nüzhet Ergun tarafından yeni harflerle de yayımlanmıştır (İstanbul 1936).

SONUÇ VE ÖZET

Âşık Ömer 16 yy ın çok ve Tüm Türk Halk Edebiyatının en değerli halk ozanlarından biridir. 1620 li yıllarda doğmuş olduğu sanılmaktadır. Ölüm tarihi üzerinde birle şilen husus 1707 dir. Kırım Gezleveli değil Konya Hadım ilçesi Gezleve köyündendir. Medrese eğitimi almamış olsa bile Arapça ve Farsçayı bildiği şiirlerinden anlaşılır. Divan şiirine vakıf olduğu yazdığı çok sayıdaki divan şiiri türlerinden belli olmaktadır. İki binden gazal şiiri vardır. Hakkında yazılmış çok sayıda  cönk ve nüshalar bulunmaktadır. Şiirlerindeki asıl başarıyı  halk şiiri tarzında yazdığı koşma, güzelleme ve semailere göstermiştir. Yalın ve halk diliyle yazdığı şiirleri ile pek çok halk ozanının etkilemiştir. Etkisi uzun süren ve çok sayıda halk ozanını tesir altında bırakan birkaç önemli ozanlarımızdan biridir. Şiirlerinde özgün imgeler, deyişler, benzetmeler ve tablolar çizen şairin kendine has bir üslubu vardır.

İçli, duygulu ve gerçekçilik kokan lirik şiirleri vardır. Ahenk konusunda son derece başarılı olan şairin, Anadolu halkının zevkine uygun söylemesi, düşünmesi, benzetmesi, çok zor olan deyişleri çok kolaymış gibi dile getirmeyi bilen usta bir söz ustasıdır. 

Önemli Halk Ozanlarımız ( İlgilendiğiniz isme tıklayınız )

Kayıkçı Kul Mustafa ,  Katib , Erzurumlu Emrah ,  Erzurumlu Aşık Sümmani  ,  Divriğili Deli Derviş Feryadi ,  Aşık Yemini Derviş Muhammet ( Malatya- Arguvan) ,  Aşık Ferrahi ,  Kağızmanlı Hıfzı  ,  Musa Merdanoğlu  ,  Posoflu Aşık Müdami ,  Deliktaşlı Ruhsati , Âşık Zülali,  Âşık Şenlik,  Ercişli Emrah  ,  Âşık Ardanuçlu Efkari, Şarkışlalı Âşık  Şarkışlalı Talibi Çoşkun ,  Kaygusuz Abdal  ,  Kul Himmet Üstadım , Arapgirli Aşık Fehmi Gür

 

ŞİİRLERİ İÇİN TIKLAYINIZ

·         GÖNÜL DÜŞÜRDÜM.

·         BEGAZİLER

·         GÖNÜL

·         ELA GÖZLERİNE KURBAN OLDUĞUM

·         ŞUH U CİHANUM

·         GELMİŞTİR.

·         ŞU KARŞIDAN GELEN DİLBER

·         BU GÜN BEN BİR GÜZEL GÖRDÜM

·         SALUNUP SEYRAN YERİNE

·         BEN

·         İÇERİ

·         Ey çarh-ı sitem-ger dil-i nalâna dokunma

·         Cemâlin dilberâ bâğ-ı İrem'dür de ne dersen de

·         Gider oldum pür-cefâ sen bir yana ben bir yana

·         Şiddet-i Bahr-ı Siyâh'ın nev-bahândur Sinop

·         Ey bütün dünyâyı bünyâd eyleyen Mevlâ meded

·         Hamdüli'llâh zahir oldı mu'ciz-i Peygamberi

·         Aç gözün Nemçe kiralı Gazi Sultan'dur varan

·         Söylenür dillerde nâm-ı âli-şânı Varna'nın

·         Aşkın ile ciğeri büryân ararsan işte ben

·         KÜSTÜN BANA

·         ELVERMEDİ

·         Dedim dilber yanakların kızarmış

·         Ey şahin bakışlı yükseğe bakma

·         Garip bülbül kılur zârı

·         Gel dilberim kan eyleme

·         Kurulalı neler çekmiş

·         Şita hengâmının şiddeti geçti

·         Şu karşıdan gelen dilber

·         Ağlayan Dideler Gülse Gerekdir

·         Arızın Nihan Et Berg-i Ter İçre

·         Arzıhal Eylesem Ettiğin Cevre

·         Aşk Beni Şerimsar Eyleyip (Ben)

·         Aşk U Mahabbetten Da'va Kılanlar

·         Avare Gezerken Dehri Seraser

·         Ayırdın Felek (Dad Elinden)

·         Ayırdın Felek (Dad Elinden)

·         Bahar Oldu Düştük Dile

·         Bana Cevr-i Bişümarı Neylersin

·         Başınçün Bir Sual Sorayım Sana

·         Beni Bana Komaz (Ağlarım)

·         Benim İle Yiyip İçip Gezerken

·         Benim Sen Çeşm-i Şehlaya

·         Benim Velvele-i Nale Vü Ahım

·         Bir Hoşça (Bir Kaşı Hilale)

·         Bisütun-i Gamda Ağlar Gezerim

·         Bize Nisbet Mi Sultanım

·         Bu Anka Denilen Ey Dil-i Şeyda

·         Bugün Ben Bir Güzel Gördüm

·         Canım Senin İçin İşim Her Gün Ah

·         Cevr Ü Cefaları Canıma Yetti

·         Coşkun Sular Gibi Çağladım Aktım

·         Cümlenin Ma'budu Yaradan Huda

·         Cüz'i Hidayetin Dünyaya Vermez

·         Çün Garip Garip Ötersin

·         Çün Halka-i Dilde Destires Oldum

·         Çünki Beni Derunundan Sevmezdin

·         Çünki Yarın Kibr Ü Kini Yok Bize

·         Dedi Bir Pir Bana Pişman Olursun

·         Devlet Hümasını Tutayım Derken

·         Devretmedi Muradımca Zamane

·         Dil Verip Sevdiğim Şivekar Olsa

·         Dilbera Bendene Divane Dersin

·         Dudu Dillim Meclis Üstüne Geldin

·         Efendim (Pay-i Taht İçinde)

·         Efendim Gisü-yi Siyehkarında

·         Elem Çeküp Deli Gönül Gam Yeme

·         Ey Bağıban Senden Bir Sualim Var

·         Ey Dil Eser Fena Badein Olursun

·         Gam Yükleri İle Yükümüz Tuttuk

·         Gel Efendim Gel (Çün Dilek)

·         Gele Canım Sana Bir Sualim Var

·         Giriftar Olanlar Bir Özge Derde

·         Gönül Eğlencesi Ey Tutu Dillim

·         Gönül Melul Olup Eyleme Ahı

·         Gönül Muntazırdır Nazlı Yarine

·         Göz Süzüp De Sakın Kaşın

·         Güzel (Beni Bülbül Gibi)

·         Güzel Benim Senden Şikayetim Var

·         Hak'tan Gayri Kimse Bilmez

·         Hakikat Rahında Gönül Bülbülü

·         Hal-i Sevda İle Pür İnkisarım

·         Hayvanlar Destanı

·         Hicran Köşesinde Yatarım Hasta

·         İçeri (Kadir Mevlam Senin)

·         İçeri (Kadir Mevlam Senin)

·         İriştik Vaslına Mah-ı Sıyamın

·         Kamu İnsan Bir Ahenge Maildir

·         Kıskanırım (Gel Dilberim)

·         Koyup El Güğsüne Hakk'ın Selamın

·         Kurulalı Neler Çekmiş

·         La'l-i Nabın Yarin Hokka Feminden

·         Melahat Mısrında Küşade Falin

·         Neden Sonra (Şu Karşıdan Gelen)

·         Nedir Bu (Sinem Üzre Olan)

·         Nevbahar Eyyamı Artmada Cuşun

·         Niçe Dil Vermesin Divane Gönlüm

·         Ol Mahın Hüsnünde Hal-i Mükerrem

·         Ol Tıfl-ı Nevreste

·         Perişan (Çıktım Yücesine)

·         Pire Destanı

·         Rah-ı Mahabbeti Seyran Ederken

·         Sabahtan Bahçeye Girdim

·         Sabr-ı Eyyub İle Id-i Visale

·         Sebep Oldun Ayırdın Beni- Rakip-

·         Ser Feda Zülfüne Der İmiş Rakib

·         Sevda-yı Aşkına Düşeli Cana

·         Sinem Üzre Adedi Yok Dağların

·         Sözümden Mahabbet Remzini Alıp

·         Şimdi Almaz Oldun Benim Selamım

·         Şunda Bir Nazenin Çıkmış Meydana


 

FAYDALANILAN KAYNAKLAR

 

[1] Abdülkadir Karahan, “Âşık Ömer”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, Cilt 4, s. 1.

[2] Nihat Sami Banarlı, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, s.719.

[3] Yakup KARASOY, Orhan YAVUZ, 17. Yüzyıl Saz Şâiri Âşık Ömer Üzerine Bazı Mülâhazalar , https://www.turkiyat.selcuk.edu.tr/

[4]   Kemal Akça; “17 inci Asrın Saz Şâirlerinden Gezlevili Âşık Ömer” Folklor Postası, Cilt I, Sayı 3, 1944, s. 9, 10, 17

[5]  F. Köprülü, Türk Saz şairleri, Ankara, 1962 s.254.

[6]  Yakup KARASOY, Orhan YAVUZ, 17. Yüzyıl Saz Şâiri Âşık Ömer Üzerine Bazı Mülâhazalar , https://www.turkiyat.selcuk.edu.tr/ )

[7]  Yakup KARASOY, Orhan YAVUZ, 17. Yüzyıl Saz Şâiri Âşık Ömer Üzerine Bazı Mülâhazalar , https://www.turkiyat.selcuk.edu.tr/ )

[8]  Yakup KARASOY, Orhan YAVUZ, 17. Yüzyıl Saz Şâiri Âşık Ömer Üzerine Bazı Mülâhazalar , https://www.turkiyat.selcuk.edu.tr/ )

[9] Kemal Akça “ 17 Yüzyıl  Saz Şâirlerinden Gezlevili “Aşık Ömer”, Folklor Postası, Cilt: I, sayı: 3, 1944, s.9.

[10]  Yakup KARASOY, Orhan YAVUZ, 17. Yüzyıl Saz Şâiri Âşık Ömer Üzerine Bazı Mülâhazalar , https://www.turkiyat.selcuk.edu.tr/ )

[11] Şükrü Elçin, Âşık Ömer, Ankara-1987.

[12] Nihat Sami Banarlı, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, s.719

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar