Divan Şiirinde Nakkaş

13.05.2020

 

 Nakkaş Nedir

 

 Osmanlıca Yazılışı : nakkaş : نقاش

Nakkaşlık :  نقاشلق

Nakkaş sözcüğü Arapça da boyama, bezeme “birden fazla renkte boyamak, iğne veya özel aletlerle işleme yaparak süslemek” anlamlarına gelen ( nkş )  nakş - نقش – sözcüğünden gelmektedir.  Bu nedenle nakkaş, boyayan, süsleyen, boya işlemesi yapan anlamına gelmektedir.  Boyanmış, işlenmiş, resim, süs anlamına gelen nakş; boyayan, süsleyen,  işlenmiş renkli işlenmiş anlamına gelen nakış; resimleyen, bezeyen anlamına gelen münakkaş, sözcüklerinin hepsi Arapçadaki  “nkş “ kökünden türemiş sözcüklerdir.[1]

Nakkaş unvanı çok geniş anlamda kullanılmış, hakkâk, oymacı, tezhip ustası , ressam, minyatürcülere, hatta bez ve kumaş üzerine iğneyle işleme yapanlara, motif nakşedenlere “müzehhip, siyahkalem, musavvir, şebihnüvis, meclisnüvis, cetvelkeş, renkzen ve tarrâh gibi değişik işler yapanların tamamına” [2] nakkaş adı verilmiştir. Şu halde nakkaş, boyama, süsleme, oyma, işleme, bezeme, resim, kuyumcu, hakkâk işleri  vb yapan tüm mesleklerle uğraşan  kişilerin ortak adı olarak kullanılmıştır. ( bkz Nakşetmek Nakış ve Nakkaş Nedir)

Nakkaşlar Osmanlı devletinde ehl-i hiref teşkilâtının en önemli bölüklerinden biri olarak görülmüş, sarayın bezeme, nakış, altın ve kumaş işleme, resim,  minyatür, hat, hakkâk, kuyum işlerini yapan bir bölük olarak sarayda bulunmuşlardır. [3] Osmanlıdaki ilk nakkaşların İran’dan getirildiği, bu teşkilatın Bizans, Rum ve Balkanlardan getirilen ustalarla güçlendirildiği, Yavuz Sultan Selim’in Tebriz’den getirttiği ustalarla yeni üsluplar kazandığı da bilinmektedir.

DİVAN ŞİİRİNDE NAKKAŞ

Divan şiirinde nakkaşlar, sevgilinin tasvirini yapmakta beceriksiz olan müsavvirler olarak görülmüş, sevgilinin yüzündeki ayva tüyleri nakkaşların yazdıkları çizgiller, nakışlar olarak kabul edilmiştir. Zaten sevgilinin ağzı gözü, kaşları vb ilahi kudretin yaptığı remz ve işaretlere dolu mucizevî bir resim gibi görülür.  Sevginin yüzündeki bu organlar, Arpa harflerine benzetilir.  Örneğin ağız mim, kaşlar vav harfine, sevgilinin gözleri ile burnu Allah yazısına vb benzetilir.  “Nakkaş kelimesi Allah'ın  sıfatı yerine kullanılır. Nakkaş-ı Ezel ve Nakkaş-ı Sun' gibi tamlamalar ile bu anlam kasdedilir.”[4]

Sevgilinin bakışları, kaşları, gözleri, saçları; aşığın gönlünü oyan, kalbine yara açan, bağrını deşen, kılıç gibi kan dökerek boyayan, ok atıp, temren vuran bir nakkaş gibidir.  Sevgilinin ezaları aşıkta bu türlü nakışlar açar.

Sevgilin saçları sevgilinin yüzüne düşüp kalktıkça çeşitli nakışlar yapar. Sevgilin saçları, yılan gibi, aşığı bağlayan kement,  darağacı veya idam eden ip gibi çeşitli hallere girer.

Nakkaş denilince divan şairlerinin aklına Mani ve [5] gelir. ( bkz Erjeng Engelyun Kitab-ı Erjeng ve Mani ) Mani,  Sasani hükümdarı Behram Şapur  ( bkz Sasani Şahı Genceli Nizami ‘de Nakkaş I. Şapur ve Hayatı )  zamanında Çinden İran’a gelmiş;  Şehinşah Şahpur’un  Persepolis'teki sarayının  pay- i taht odasının duvarlarını resimlerle süsleyen mucizevi resimler yapan bir ressam olarak bilinmiştir. Bihzad ise Cem devrinde yaşamış, resmi icad etmiş,   efsanevi bir musavvir olduğu gibi İran’da gerçekten de yaşamış bir başka ressamın da adıdır. Gerçekteki ressam Bihzad ile Efsanevi musavvir Bihzad’ın kişilikleri bir birlerine karışmıştır.[6] ( bkz Divan Şiirinde Ressam Bihzâd Mazmunu- Bihzad Efsanevi Acem Nakkaşı Ressamı )

Zülfü nakkâşı suya bir resm eder kim reşk eder
Mâni-i Çîn yazdıgı nakş-ı Nigâristân ana             Ahmet Paşa 


Anı nakkâş-ı kudret-hâne-i feyz etmiş ol rütbe
Göreydi lâl olurdu noktasın Behzâd ile Mâni              (E. Zihni)


Bu san'atde ne Erjeng ü ne Mânîdür sana hemtâ.
Güzel tasvîr edersün hatt u hâl-i dil-beri ammâ       Naili 

Hazân yiryüzin eyle itdi münakkaş (302/1)
Ki Mânî görse anı eyleye gaş             Ahmedi 

Gerçi gayet de latif eyledi nakşını Bihzad
Sana benzetemedi tu suretine bihzad’ın       Sabit

Rengin Eder  evsaf-ı ruhun hame-i Baki
Ol sureti vermez sanema,nakşına Bihzad     ( Baki)

Şâh-ı ‘ışkam dil münakkaş bir otagumdur benüm
 Bend-i gam anda girihler şemse dâgumdur benüm   EMRÎ ( D. Edirne?

  BAZI MİNYATÜR BAŞLIKLARIMIZ VE LİNKLERİ

Seyyid Lokman Aşuri ZÜBDET ÜT TEVARİH

Şehinşahname ve Minyatürleri Seyyid Lokman ve Nakkaş Osman

Seyyid Lokman Aşuri Hayatı ve Eserleri

Seyyid Lokman Aşuri ve Minyatür Eserleri

Matrakçı Nasuh ve Nakkaş Osman

Şehnameci Talikizade Mehmet Suphi Hayatı ve Eserleri

Şehinşahname ve Minyatürleri Seyyid Lokman ve Nakkaş Osman

Üstat Nakkaş Osman Hayatı Hakkında Tespitler

Matrakçı Nasuh ve Nakkaş Osman

KİTAB- I SİYER-İ NEBİ VE MİNYATÜRLERİ

Alaeddin Ali Çelebi'nin Minyatürlü Humayunname Nüshaları

Az Bilinen Selçuklu ve Osmanlı Minyatürcüleri İle Eserleri

ÇAĞDAŞ TÜRK MİNYATÜRÜ VE MİNYATÜRCÜLERİ

Hariri Makâmât Adlı Eseri ve Minyatürleri

Hünername ve Minyatürleri

İlhanlı Safevi Özbek ve Babür Devletlerinde Minyatür

Levni Hayatı Minyatürleri ve Şairliği

Minyatür Nedir

MİNYATÜR NASIL YAPILIR ?

Minyatür Nedir ve Özellkleri

Minyatür’ün Tarihçesi ve Osmanlı Minyatür

KAYNAKÇA

  [1] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/naksetmek-nakis-ve-nakkas-nedir/120244

[2] NEBİ BOZKURT, https://islamansiklopedisi.org.tr/nakkas

[3] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/osmanli-kuyumculugu-ve-ehl-i-hiref-teskilati/11067

[4] İskender Pala, Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü ,

[5] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/bihzad-efsanevi-acem-nakkasi-ressami/85139

[6] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/divan-siirinde-ressam-bihzad-mazmunu/84900

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da