Güzide Sabri Aygün Hayatı ve Popüler Romancılıığı

02.02.2012

 

 

Güzide Sabri (Aygün)

 

(1886–1946)  Kadın romancılarımız içinde yaygın şöhrete sahip olanlardan ilkidir. Eserleri ve yazılarında Güzide Osman takma adını da kullanmıştır.

 

Güzide Sabri, 1883 yılında İstanbul’da, Fındıklı semtinde doğmuştur. Babası reis’ülküttap Mustafa Efendizade’lerden olan Salih Reşat Bey’dir Salih Bey, Adliye Nezareti memurlarındandır. Annesi Nigar Hanım ise şair Koniçeli Kazım Paşa’nın yeğenidir. [1]

 

Güzide Sabri zengin, refah ve kültür seviyesi yüksek, çamlar içinde bir köşkte yaşayan bir ailenin kızıydı. Çocukluk günleri böylesi müreffeh bir ortam içinde ve oldukça mutlu başlamıştı.

Ancak Güzide Sabri, istibdat idaresinin kuvvetle hissedildiği bir devirde yetişmiş ve ailecek bu idarenin sıkıntıların üzerinde hissetmişti. Çok sevdiği babasının Abdülhamid’in hiddetine uğrayarak İstanbul’dan Anadolu’ya sürülmesi üzerine Çamlıca’daki köşklerinde geçen güzel günler bitecekti.

 

Güzide Sabri’nin babası Abdülhamit’in İstibdâd İdaresi Dönemi’nde Sivas’a sürülmüş[2] babası onları İstanbul’da bıraktığı için Güzide Sabri annesi tarafından büyütülmüştü.  Maddi durumları hayli iyi olan bir ailede büyüyen Güzide Sabri, Çamlıca’da bulunan köşklerinde özel hocalardan aldığı derslerle eğitimini sürdürmüştü. Edebiyat hocası sözlük sahibi Hoca Tahir Efendi'dir. Güzide Sabri bu nedenle edebiyata merak salmış, daha çocuk yaşta yazmaya başlamıştı.

 

Babasının Sivas’a oradan da Tokat’a sürgüne gönderilmesi nedeni ile baba özlemi ile büyüyen Güzide Sabri bir ara hastalanmış, doktor tavsiyesi ile Büyükada’da çamların arasında bir evde de yaşamıştı. Büyükada ile Çamlıca Koşuyolu’ndaki köşkleri arasında gidip gelen yaşantısı arasında Koşuyolu’nda arkadaş olduğu Münevver Hüsniye ile çok yakın bir dostluk kurmuştu. Ancak Münevver evlenmiş, evlendikten sonra da kan kusarak ölmüştü.[3] Bu ölüm onu derinden sarsacak ve bu arkadaşının romanını yazacaktı.  

 

Bu merakını ilk önce ders gördüğü hocaları baltalamak isteyecekti. Hocaları  “Şairliğe özeneceğine farzı, sünneti öğren” diyerek ona tepki vermişlerdi. Bu tür baskılara rağmen İlk romanı olan “Münevver” adlı romanının Hoca Tahir Efendi’den dersler aldığı ilk gençlik günlerinde yazıp yayımlamıştı. Bu romanı veremden ölen Münevver adındaki kız arkadaşının hatırasına ve onun hayatından etkilenerek yazılmıştı. Eser 1899 yılında yazılmış Hanımlara Mahsus adlı gazetede tefrika edilmiş ve oldukça beğeni toplamıştı. [4] İki yıl sonra kitap olarak basılan Münevver -1901-  Sırpçaya da tercüme edilmişti..

 

Güzide Sabri’nin iki kız kardeşi daha vardır. Bu kardeşlerinin adı ise Fatma Aliye ve Emine Semiye’dir.[5] 

Küçük yaşta Beyoğlu birinci Noteri Ahmet Sabri Aygün ile evlenir.  Fakat Ahmet Sabri Bey, karısının isminin ön plana çıkmasından, rahatsızlık duyan birisidir. Hocalarının bu tepkisi yetmediği gibi kocasının da yazarlık yönüne karşı çıkması Güzide Sabri'yi yazma hevesinden vazgeçirememiştir. Eşi Ahmet Sabri Aygün beyin yazarlık yapma hevesine karşı kırıcı davrandığı hatta yazarlığına engel olmaya çalıştığı anlaşılmaktadır. Evlendiğinde eşinin izin vermemesi yüzünden, geceleri gizli kapaklı roman yazmaya koyulmuştur.

 

Ama Kısa bir zaman sonra eşi Ahmet Sabri Bey vefat etmiştir. Eşinin erken ölümü onda derin izler bırakacaktır. Güzide Sabri, ömrü boyunca mesut olamamış bir kadın yazar, edebiyat tarihinde hüzünlü bir hayat olarak kalacaktır.

 

Bu yıllarda Recaizade Mahmut Ekrem ve öğrencilerinin başlattığı  Servet-i Fünun hareketi edebiyat dünyasına damgasını vurmuştur. Fakat Güzide Sabri bu harekete katılmayan kendi yolundan devam eden yazarlar arasında olmuştur. Kendi çizgisinde kaldığı ve diğer edebi hareketlere dâhil olmadığı halde kadın romancılarımız içinde yaygın şöhrete sahip olanlar ilk kadın yazar olarak dikkati çekecektir. Eserlerini Servet-i Fünûn ve  Millî Edebiyatın revaçta olduğu dönemlerde yayımlamış; fakat hiçbir edebi topluluğa dâhil olmadan yazmıştır.

 

Meşrutiyet ve Cumhuriyet devrinin ilk yıllarında halk arasında çok tutulan Türk edebiyatında ilk kara sevda romanları yazan[6] Güzide Sabri’nin romanları birçok baskı yapmış, bazıları da birkaç defa filme alınmıştır.  His, hayal, kara sevda ve kırk kalpler konulu romanları Meşrutiyet ve Cumhuriyet devrinin ilk yıllarında halk arasında çok tutulmuştur.  İkinci romanı olan Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrûkesi en çok okunan eseridir. Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi, ülkemizde filme de uyarlanmış, birçok defa basılmış ve Ermeniceye de çevrilmiştir. Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi,1901’de yayımlanmasından sonra ilki 56’da, ikincisi 69’da olmak üzere iki kez filme çekildi; ikincisinde Ediz Hun ile Hülya Koçyiğit rol almışlardır. [7]

 

Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrûkesi’nde kalbinden hasta olan Fikret, doktoru Nejat’a âşık olur. Evli, iki çocuk babası Nejat Bey de Fikret’i sevmektedir. Fakat Fikret, Nejat’ın yuvasını bozmamak için kaçar, kendisinden yaşça epey büyük, zengin bir beyle evlenir. Oysa zevci, Nejat’ın yakın akrabasıdır. 

 

Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi adlı romanının arka kapağında Güzide Sabri hakkında bazı yazarların görüşleri bulunmaktadır. Bu görüşlerden birisi de Nazan Bekiroğlu’na aittir. Nazan Bekiroğlu, Güzide Sabri'yi anlatan bu yazısında ondan şöyle söz etmektedir. "Güzide Sabri, kelimenin tam mâniasıyla bir kalem âşığıdır. Rahat ve çok yazabilmek için, "tazimle sevdiği" eşinin dahi uyumasını bekleyerek, gaz lambasının ışığı altında sabahlara kadar yazar. Ne parayı, ne mülkü sevdiğini, yalnızca kendi sebepsiz ıstıraplarını dinlemek, başkalarının felâketlerini ruhunda canlandırmak için yazdığını ifade eder. Güzide Sabri, kadınlara ait meseleleri kadınların daha iyi anlatabileceğine inandığı için, kadınlara yazar olmayı öğütlemiştir."

 

Aynı kitabın arka kapağında  Selim İleri, Güzide Sabri için şunları yazmaktadır. "  Bilincine tam varılmamış bir özgürlük istemi, bu tarz popüler karasevda romanlarıyla yerli okurun duygulanmalarında ifade bulmaktadır. Güzide Sabri'nin İstanbul romansları, İstanbul, İzmir gibi büyük kentlerin dışında, taşrada bile okurun ilgisini çeker."

 

Hikmet Münir ise Güzide Sabri için şunları yazmıştır: "Bayan Güzide Sabri, kadınların kafes arkasında bir mahpus hayatı yaşadığı zamanlarda muhitinin teşvikine kapılarak değil, kendi ruhundakini hissetmek ve hissettiğini neşreylemek ateşiyle yazıcılığa başlamış bir 'münevver' Türk kadınıdır. Ve Güzide Sabri'nin eserleri, yazıları kendileri yaşarken ölen bazı muharrirler gibi 'ölmüş bir kadının evrâk-ı metrûkesi' haline gelmeyecek derecede kuvvetli görünüyorlar."

 

Sıradan okurlara hitap eden romanlar yazan Güzide Sabri popüler veya piyasa romancılığı denen romancılık tarzının ilk örneklerini vermiştir.  Güzide Sabri popüler kırık kalp romanlarının öncüsü sayılır.

Güzide Sabri’nin İstanbul romansları, İstanbul, İzmir gibi büyük kentlerin dışında da oldukça ilgi çekmiştir. Güzide Sabri romanlarında  yasaklanmış aşkları işlemiş, Türk Edebiyatında popüler aşk romancıların öncüsü yazar olmuştur. 1930’da yayımlanan “Hicran Gecesi “ yasak, imkânsız aşk konularında bir adım daha ileriye gidererek kahramanları kötülük timsali olan kadın kahramanları ve entrikalarını da anlatamaya başlar. Onun bu yaklaşımı edebiyatımızda bir ilk olacaktır. Romanın kahramanı olan Serap çekici ama kötü bir kadındır. Bu roman, Erenköy’ünde şaşaalı “muhteşem” bir köşkte geçmektedir. Fazıl Şükrü Bey, yaşça kendisinden epey genç Serapla evlenmiştir. Kışları Şişlide göz kamaştırıcı bir apartmanda oturmaktadırlar. Serap köşkte Celâl ile tanışır. Celâli baştan çıkaran Serap, sevdiği adamı bir süre sonra çok genç ve güzel bir kıza kaptıracaktır. Fakat Serap, Nişantaşı’nın bir caddesinde dalgın ve umutsuz yürürken, otomobil kazası neticesinde ölür. [8]1940’larda yazılan bu roman toplumsal değişimlerin ve hayata bakış açısının Güzide Sabri üzerinde de kendini göstermeye başladığına bir delil olmaktadır.  

 

Romanları özellikle Meşrutiyet sonrası birçok gazete ve dergide tefrika edilmiş olan Aygün, 1940’lı senelere kadar en çok okunan kadın romancılardan olmuştur.

"Güzide Sabri’nin eserlerinde kadınca bir duyarlılık hâkimdir. Eserlerinde bir tür iç dökme, duygularını dışa vurma görülür. Romanları hayale dayanan, aşırı duygusal içeriğe sahip olup sonları da genellikle ölümle bitmektedir." Yazarın romanları, popüler roman türünün bizdeki ilk başarılı örnekleri arasında yer alır. Kadın kahramanları çoktur ve bunlar genellikle kültürlü, sanat ve musikiden anlayan tiplerdir. Bu kadar çok okunmasının en önemli sebepleri arasında ise duru dili ve sürükleyici üslubunun etkili olduğu söylenebilir. Eserlerinin birçok baskıları yapılmış, bazıları da birkaç defa filme alınmıştır.

Güzide Sabri (Aygün) 1946 yılında Giresun'da ölmüştür. 

Ölümden sonra yalnızca Nahit Sırrı Örik onun hakkında şöyle bir yazı yazmıştır.  
“Şimdi hiçbirinin mevzuunu hatırlayamamakla beraber, bu kitapları düşünürken o eski köşklerde sürülen rahat hayatın âdeta tadını duyar gibi oluyorum. Ve Güzide Sabri’nin eserlerinden muhafaza ettiğim hazzı söyleyebilmek için, yazı hayatımda karşıma çıkan ilk fırsatın ölümü olmasından da hüzün duyuyorum…”  

 

Hakkında yapılan en derli toplu çalışma Prof. Dr Nazan Bekiroğlu’na aittir. “ Güzide Sabri İmajı “ Dergah, S..24-25-26- ( Şubat Mart- Nisan 1992)

 

Eserleri:

 

Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi( yedi defa basıldı ve Ermenice tercüme edildi.)(1905) Yaban Gülü(1926). Nedret(1922) Hüsran(1928) Hicran Gecesi(1937)  Gecenin Sırrı(1938)  Nejla(1941) Mazinin Sesi(1944)roman yazarı olarak tanınan ve en çok Münevver, Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi, Nedret

 

Hakkında Kaynakça

  • Canpolat-Yanardağ, Müge. “İlk Kadın ‘Aşk ve Karasevda’ Yazarımız Güzide Sabri ve Aşk Anlayışı.” Virgül. Sayı: 128. Mayıs-Haziran 2009.
  • Coşkun, Betül. “Türk Modernleşmesini Kadın Romanları Üzerinden Okumak.” Turkish Studies. 5/4 Fall (2010): 930-964.
  • Doğan, Abide. "Güzide Sabri Aygün". Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları, 1993.
  • Güneş, Aslı. "Kemalist Modernleşmenin Adab-ı Muaşeret Romanları: Popüler Aşk Anlatıları". Yüksek Lisans Tezi. Bilkent Üniversitesi, Ankara, 2005.
  • İleri, Selim. “Keder Veren Siyah Elbiseler İçinde.” Zaman. 21 Temmuz 2007.
  • ---. “Soğuk Karlı Bir Gecede.” Radikal Kitap. 29 Temmuz 2011.
  • Karaca, Şahika. "Güzide Sabri Aygün: Hayatı, Sanatı ve Türk Edebiyatındaki Yeri Üzerine Bir İnceleme-Araştırma." Yüksek Lisans Tezi. Erciyes Üniversitesi, Konya, 2004.
  • Necatigil, Behçet. Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü. İstanbul: Varlık, 2004.
  • Özçelik, Nalan. "Güzide Sabri’nin Romanlarında Kadın ve Aile." Yüksek Lisans Tezi. Marmara Üniversitesi, Türkiyat Enstitüsü, İstanbul, 2002.
  • Özher-Koç, Sema. "Hikâye ve Romanlarıyla Güzide Sabri." Yüksek Lisans Tezi. Fırat Üniversitesi, Elazığ, 2001.
  • Yazar, Mehmet Behçet. Edebiyatçılar Âlemi-Edebiyatımızın Unutulan Simaları. Yay. Haz. Mustafa Everdi. Ankara: 21. Yüzyıl Yay., 1999      
  •  

ROMANCILAR İLE İLGİLİ BAŞLIKLAR VE LİNKLERİ


Kaynakçamız

 

 

[1] Selim İleri, “Keder veren siyah elbiseleri içinde...”, cumaertesi.zaman.com.tr

[2] PROF. DR. ABİDE DOĞAN, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/aygun-guzide-sabri

[3] Doğan, Abide (1993). Güzide Sabri Aygün. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları.

[4] Dr Aslan Tekin Edebiyatımızda İsimler, Elips Yayınları, Ank. 2005, shf, 86

[5] https://www.antikkitap.com/yazarlar/guzide-sabri-aygun.aspx?harf&list=1

[6] Necatigil, Behçet (1972). Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü. İstanbul: Varlık Yayınları.

[7] https://cinairoman.com/makaleler )

[8] Selim İleri, “Keder veren siyah elbiseleri içinde...”, cumaertesi.zaman.com.tr

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar

Esa

Esa

2 years ago

GÜZİDE SABRİ İÇİN KAYNAKÇA   Prof. Dr Nazan Bekiroğlu, Güzide Sabri İmajı “ Dergah, S..24-25-26- ( Şubat Mart- Nisan 1992) Banarlı, Nihat Sami (2004). “Güzide Sabri Aygün”. Resimli Türk Edebiyatı Tarihi. MEB Yayınları, C.2, s.1222. Doğan, Abide (1993). Güzide Sabri Aygün. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları. Karaca, Şahika (2004). Güzide Sabri, Hayatı, Sanatı ve Türk Edebiyatındaki Yeri Üzerine Bir İnceleme- Araştırma. Yüksek Lisans. Kayseri: Erciyes Üniversitesi. İleri, Selim (1982). Düşünce ve Duyarlık. İstanbul: Adam Yayınları. Necatigil, Behçet (1972). Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü. İstanbul: Varlık Yayınları. Uraz, Murat (1941). “Güzide Sabri Aygün”. Resimli Kadın Şair ve Muharrirlerimiz. İstanbul: Tefeyyüz Matbaası, s.226-240. Yazar, Mehmet Behçet (1940). “Edebiyatçılarımızı Tanıyalım Bayan Güzide Sabri”. Yedigün. C.XIV,S.357,s.17. PROF. DR. ABİDE DOĞAN, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/aygun-guzide-sabri Selim İleri, “Keder veren siyah elbiseleri içinde...”, cumaertesi.zaman.com.tr ŞAHAMETTİN KUZUCULAR, GÜZİDE SABRİ AYGÜN HAYATI VE POPÜLER ROMANCILIĞI, https://edebiyatvesanatakademisi.com/