Harabat ve Harabat Ehli
Osmanlıca yazışlı: harâbat : خرابات
Harabat kelimesinin sözlüklerdeki anlamları: yıkılmış yerler, yıkıntılar, harabeler, viraneler anlamlarındadır. Fakat bu sözcük divan edebiyatında mecazi anlamda içkili eğlence mekanı, içki içilen yer, meyhane anlamlarında kullanılmıştır.
Harabat kelimesi tekil anlamı olan harab’tan gelir. Harap ise yıkılmış, uçmuş, virane olmuş yer anlamındadır. Harab’ın çoğulu olan harabat ise gerçek anlamı ile yıkıntılar, harabeler, viraneler manalarına gelir. Kelime: Meyhane müdavimi, hara’ba’ti gönül ehli anlamlarında da kullanılır.
Muhabbet küpünün olsam şarabı
Yar beni doldurup içer mi bilmem
Mamur olmak için gönül harabı
Bir mimar eline geçer mi bilmem Everekli Seyran
Fakat bu kelime divan edebiyatında mecazi manada içki içilen, içki içerek eğlence yapılan meyhane, hatta büyük meyhane anlamına gelecek şekilde kullanılmıştır. Aynı anlama gelen harabat ehli, ehl- i harabat Ehlikeyf Keyf Ehli ise bu meyhanede içki içenler anlamını taşır.
Rindâna böyle göz mü karartırdı ehl-i keyf
Her yıl geleydi kahve Yemenden ziyâdece Enderunlu Vâsıf
Öğme şarâbı zemmidüp afyonu sâkiyâ
Açdırma ehl-i keyfe kutunun kapağını Fennî
Harabat veya Keyf ehli kelimeleri ver terkipleri gerçekten şarap afyon , esrar içenler manasında kullanıldığında karşımıza sarhoşların, esrarkeşlerin ayyaşların dünyası çıkmaktadır.
Ehli keyfe keyif verir kahvenin kaynaması
Eşşegi yoldan çıkarır sıpanın oynaması Anonim
Sorma keyf ehlinüñ ahvâlini ey rind-i cihân
Bir bölük cânı cebinde zu’afâ-yı devrân Naili Kadim
Yiyüp afyonını nûş itse müreffeh gahve
Açılur hâtırı güller gibi şâd u handân
Gel gör ol sa’ati kim olmaya berş ü afyon
Teng olur başa yine cümle bu çerh-i gerdân Naili Kadim
Erenler! Tâlib-i esrâra bizden çok niyâz eylen
Şarâb-ı aşkın a’lâsın içen abdâla aşk olsun Âgehi
Hayreti’nin dahi arttırmak için hayretini
Cüradanı getir abdal yine hayran olalım Hayreti
Bu nedenle, harabat kelimesi, mey, hammar, saki, kadeh, ayak, ayak çekmek, pir-i mugan, şarap, Cem kelimeleri ve renklerinden ve diğer çeşitli yönlerinden dolayı, la’l, halka, devr, meclis, cam, zahid, rint, vb kelimeleri ile birlikte görülür.
Divan şiirinde harabat, içki içilen, içki meclisleri kurulan içinde güzel ve genç sakilerin şarap dağıttığı, içki içenlerin halka kurarak kadehleri elden ele dolaştırdığı bilinmektedir. Bu meclisde her kesin şaraptan bir yudum alarak yanındakine uzattığı, rakkasların ve rakkaselerin raks ettiği, aşırı içerek kendilerini kaybeden civanların gömlek yaktıkları ( bkz Gömlek Pirahen Yakmak Nedir Divan Şiirinde Raks Edip Soyunmak) donlarına kadar soyundukları, diğerlerinin de bunu seyrettikleri ve nümayişlerde bulundukları anlatılır. Şarap içenlerin kadehte kalan son yudumları Cem’in aşkına yer döktükleri, kısaca cam-ı safa eyledikleri bir yerdir.
Eyâ pîr-i harâbâtî humârum var deli göŋlüm
Mahabbet bezm-gâhında içilen bâdeden ister Bursalı Rahmi
Dilerem cân oynayup ışkunda cânâ ten yakam
Raksa girem germ olup meclisde pîrahen yakam Hayreti
Bir dolu nûş et, şarab-ı nab gelsün çeşmine
Mest olursan nâza başla hab gelsün çeşmine. Nefi
Ey sâkinân-ı mey-gede tutman gönülde gam
Bezm-i safâda câm-ı mey-i ergavan tutun (Bâkî, G-281/1)
Mey-hâne mukassi görünür taşradan ammâ
Bir başka ferah başka letâfet var içinde Nedim
Hârâbatı görenler her biri bir haletin söyler
Safasın nakleder rindân u zahid sıkletin söyler Koca Ragıp Paşa
Meyhaneyi görenlerin her biri onun başka bir özelliğini söyler. Rindler safasını ham sofular ise ağır ve sıkıcı olduğunu anlatır
Yine mestâne gelüñ ‘azm-i harâbât idelüm
Hizmet-i pîr-i mugân ile mübâhât idelüm Avni Fatih Sultan Mehmet
TASAVVUFİ MANADA HARABAT VE HARABAT EHLİ
Tasavvufi şairler ise Harabat-ı bir tekke, meyhanenin sahibi olan hammarı ( ise şeyh olarak düşünürler [1]( bkz Hammâr Nedir Meyhaneci Mürşit Ayyaş Derviş ilişkisi) Tasavvufi mandadaki harabat ehli rintleri gönül adamlarını, ilahi cezbeye tutulmuş olgun dervişleri ifade eder. “Rint, geniş görüşlü bir kimsedir. Birçoklarının ömürleri boyunca peşinden koştukları mal, şöhret, mevki gibi şeyleri umursamaz. Din karşısında hoşgörülü, yaşam ve geçim kurallarına boş vericidir. Kimsenin kınamasına aldırmayarak riyasız ve yalansız olmaya çalışır. Hikmete, hakikate düşkündür.”[2]
Tasavvufi manada harabat bir tekke, içilen şarap ise şeyhin dedikleri sözler ve tekkede bulunan manevi huzurdur. Harabat ehli gerçek manası ile üstüne başına dikkat edemeyen, içip içip, sızan, kendini kaybeden, sarhoş sarhoş dolaşan, kıyıda köşede kalmış, , tekrar içmeye başlamaktan başka bir şeyi düşünemeyen, sorumluluklarından vb vazgeçmiş ayyaşları, sarhoşları… Kısaca alkolikleri ifade eder.
Tasavvufi manada ise harabat ehli her şeye boyun eğmiş, dünya malına tamah etmeyen, dünyanın varına, mala, mülke, servete değer vermeyen, kanaatkâr, itaatkâr, şeyhine ve tekkesine bağlı, ilahi cezbeye kapılmış, buna rağmen filozofça kelamlar eden, gönlü gani, ilahi aşka kapılmış, Mecnun tabiatlı âşıkları ve dervişleri ifade eder. Harabat ehli tabiri genellikle ilahi cezbeye tutulmuş dervişleri ifa de edecek şekilde kullanılır. Bu durumda mey, meyhane, cam, saki, kadeh, safa cur’a vb mecazi manada kullanılan unsurlar haline gelir.
Sakiya bir cur'a sun cam-ı safanın aşkına
Sakı-i kevser Aliyy'el Murtazanın aşkına KUL NESİMİ
Hakkı gel sırrını eyleme zahir,
Olmak ister isen bu yolda mahir,
Harabat ehlini hor görme şakirt,
Defineye malik viraneler var. Erzurumlu İbrahim Hakkı
Müslümanem, ben kalender ve harabat,
Yerim meyhanedir, işim melamat. Mevlana
Aşkın şarabın içeli kandalığım bilmezem
Şöyle yavu kıldım beni, isteyuben bulumazam
Derya-vü umman olmuşam, gevherlere kan olmuşam
Hüsnünde hayran olmuşam, kendüzüme gelimezem Yunus Emre
Kimi zaman tasavvufi manadaki harabat ehli aynı zamanda içki, şarap afyon içen bir harabat ehli ile birleşir. Kalenderi Melami, Bektaşi tarikatlarındaki dervişlerin, kişilerin veya taliplerinin de şarap, afyon esrar içtikleri her kes tarafından bilinmektedir. Örneğin, Hayreti, Hayali, Bosnalı Sabit, gibi şairler içki, şarap, harabat kelimelerini her iki manada da kullanabilen şairlerdir. Nedim, Enderunlu Vâsıf, Fenni, Sünbülzade Vehbi gibi şairler bu kavramları ilk akla gelen anlamları ile kullanan şairlerdir.
Harâbât ehline dûzah azâbın anma ey zâhid
Ki bunlar ibn-i vakt oldu gam-ı ferdâyı bilmezler Hayali
İlgili Başlıklarımız
· Bezm Nedir Meclis İşret ve Divan Şiirinde İçkili Eğlenceler
· Dostkâni ve Dostkâni Muhabbet Şiirimizde Mahbub Meclisleri
· Hammâr ( Meyhaneci ile Mürşit , Ayyaş ile Derviş ilişkisi )
· MEYHANE NEDİR VE OSMANLIDA MEYHANE ADAPLARI VE EĞLENCELERİ
· Câm ( kadeh- içki- peymane, sağar, ayak, dolu) )
· Harâbâti ( Mestâne- Ser- hoş)Sarhoş
· Cem ( Divan Şiirinde Cem ve Tüm Özellikleri )
· Câm-ı Cem, Câm-ı cihannüma, Câm- âlemnüma,
· AYİNE- İ İSKENDER ve AYİNE-İ ALEM NÜMA )
· Hammar ( Meyhaneci ile Mürşit , Ayyaş ile Derviş İlişkisi)
KAYNAKÇA
[1] Şahamettin Kuzucular, https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/hammar-nedir-meyhaneci-mursit-ayyas-ve-dervis/107582
[2] Gülay DURMAZ, “DÎVÂN ŞİİRİNDE RİND”, U.Ü. FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ Yıl: 6, Sayı: 8, 2005/1