Kâfir Nedir Şiirlerde Kâfir ve Sevgili İlişkisi

24.09.2017
 
 

Kâfir ve Sevgili İlişkisi

 

Kâfir Nedir Kökeni Anlamları

Osmanlıca yazılışı:  كافر  kāfir, çoğulu: كفّار  kuffār,

Kâfir, Arapça kökenli bir sözcüktür ve  “ kfr “ kökünden gelir. Bu kökün sözlüklerdeki anlamı ise bir şeyi örtmek, gizlemek, nimeti inkâr etmek ve nankörlük etmek şeklindedir. Bu nedenle kâfir sözcüğü , küfr, küfrân, kâfirûn, kefere, küffâr sözcükleri ile aynı kökten gelmektedir.

Kâfir,  sözlük anlamı ile Allah'a inanmayan, hakkı tanımayan,  küfreden, küfredici, iyilik bilmeyen, Müslüman olmayan, küfür işleyerek dinden çıkan ve nankör anlamlarına gelir.

Kısaca kâfir, Allah'a ve Hz Peygamberin getirdiği dine inanmayan, Müslüman olmayan, Mü’min’in zıddı olan kimse, kimseler veya milletlere denmektedir.

Müslümanlıktan önce bu kelime daha çok örten gizleyen saklayan manaları ile kullanılmıştır.  Örneğin zırhını elbisesi ile örtüp gizleyenlere   "kefere dır'ahû", silahını örtüp gizleyen kişiye "mükeffir" denmiştir.  Karanlığı ile her şeyi örtüp gizleyen geceye, tohumu toprağa gömen çiftçiye, içindekileri gizlediği için denize, büyük nehre ve büyük vadilere de "kâfir" (küffar, kefere ve kifar) denmiştir.

Kâfir, içindeki küfrü saklayan, küfre girmiş olan, küfür içinde olduğunu gizleyen, saklayan anlamlarında Müslüman olmayanlar için de kullanılan bir kelime olmuştur.  Kâfir kelimesi topluluk ve çoğul anlamı ile küffar şeklinde de ifade edilebilir. Kâfirlerin yaşadığı yerlere ise Kâfiristan veya küffarlar (kâfir ülkesi)  denilebilir. Kâfir sözcüğü daha çok Hristiyanlar ve Hristiyanların yaşadığı ülkeler için kullanılır.

Kâfir kelimesinin örten, karanlıkta bırakan açığa vermeyen manalarından hareketle kara renk ile de alakası vardır. Bu yüzden esmer Hintlilere ve Hindistan’daki bir bölgeye de kâfir denmiştir.

 

Edebiyatta Kâfir

Divan şairleri kafir kelimesini kara anlamına da gelecek şekilde sevgilinin saçı, beni, yüzümdeki siyaha dönmeye başlayan tüyleri vb. için de kullanmışlardır.  Bu yüzden sevgilin benleri, saçları, kaşları, ince tüyleri kâfir olmakla suçlanır.

 Divan şiirinde aşığa cezalar çektirmesi,  kara gözleri ile öldürücü nazarla bakması, cellatların genellikle Hintli, Habeşi ve Zenci gibi kara derili olmasından hareketle aşığı katletmeye yeltenen tavırlar içersine girmesi nedeni ile sevgili de kâfirdir.

Sevgili aşığa zulüm etmesi, yüz vermemesi, öldürücü bakması, gelmemesi ve diğer yapıp ettiklerinden dolayı da kâfirdir.  Sevgili merhametsiz olduğu gibi güzelliği ile Müslümanlara musallat olmuş,  Müslümanların aklına kötü kötü şeyler getirten, onları Müslümanlıktan çıkarmaya çalışan, veya Müslümanlıkta haram olan şeyleri akıllara getirten, imanlıları günaha sokmaya sevk eden , âşığı aşk şehidi eden  vasıflara da sahip olması nedeni ile kafirdir.

Sevgilinin hileleri de kâfir hilelerine benzer.  Saçları papazların bellerine taktıkları zünnâr gibi bellerinde dolaşır ve kapkaradır.  Bu nedenlerle divan şairleri sevgililerini Kâfir olarak görürler. Kâfir kelimesi divan şairlerinin hayal dünyalarında kötü anlamından sevgiliye edilen bir takdir, sevgili için kullanılan iyi bir sıfata dönüşür.

Gönül ki kâfir-i deyr-i elest olup kalmış
Bakıp cemâline sûret-perest olup kalmış        Naili Şiirleri,

Ol büt-i kâfir kim oldum zâr ü ser-gerdân aña
Nakş-i deyrem gûyiyâ kim olmışam hayrân aña     / Benli Hasan- Ahi -Dilsiz Danişment 

Böylece sevgiliye kâfir denilince kelime tevriyeli bir anlam kazanır. Sevgili kâfir olarak nitelendirilirken kötü iyi ve mecaz anlamlara da gelmiş olur.  Bir kâfirde bulunan her şey sevgilinin sıfatı haline gelebilir. Bazen sevgilinin güzelliği Mushaf’a; mahallesi de cennet veya Kâ'be’ye benzetilir. Âşık, sevgilinin güzelliklerini görürse, mushafı açmış okumuş olur, sevgilinin Kâbe ve Mekke’ye benzetilen mekânları etrafında dolaşılmışsa âşık;  hacı olmuş, hacca gitmiş, tavaf etmiş gibi gösterilir. Gönlünü ve aklını sevgiliden ayıramayan aşığın kıblesi ise sevgilinin olduğu yerlerdir. ( bakz Kâbe - Edebiyatta Kâ’be Âşık ve Gönül ilişkisi ) Böylesi durumlarda Sanem kelimesi Kâfir ile eş anlamı olur. ( bkz Büt-i Tersa Hiristiyan putu ve Güzeli )

Göster cemâlin Kâ‘be’sin kim görsün Ahmed kıblesin
Hem kıblesin uşşâka hem kıblenümâ ol ey sanem”         Ahmed Paşa 

Sevgili aşığı kendine esir eder. Bu  yönü ile de sevgili kafire benzetilir.

Esîr oldun o kâfir hâl ü zülf-i dil-rübâdan geç
Tutuldun murgveş ol dâne vü dâm-ı belâdan geç      Meşhuri Ahmet (d. Selânik 1783- –ö.1857) Şiirleri

Gamze kâfir turası zünnâr şeklin gösterür
Çeşmi câdûdur saçından mâr şeklin gösterür     Nevizade Atai - Atayi- Şiirleri

Sanmanuz aglar müselmân hâlüme kâfir güler
Kâfir ağlar böyle kalursam bana itler güler        Aşık Çelebi 16 yy- Şiirleri

Sacı ile kan yalaşmış mürde kafir başları
Ateş-i pur-dûda manend olnıuş idi guyiya           Yahyâ Bey

Demadem cevrlerdir çektiğim bi-rahm-ı bütlerden
Bu kâfirler esiri bir müselman olmasın ya Rab            Fuzûlî

Kâfir hattı ki yârun hüsni bâgın bozmadı
 Kimseler hîç bâde-i la`li yasâgın bozmadı       Şeyhülislam Yahya Şiirleri

Ne kâfirliklerin gördüm ben ol zulf-i siyeh-karın
O ebrunun o zalim gamzenin ol ceşm-i mekkarın        Nedîm

Biri kâfir biri Hindi biri güya Müselman
Dini ayrı üç biraderdir o zulf ü hal ii ruh İzzet Molla

İLGİLİ BAŞLIKLAR VE LİNKLERİMİZ

 
 

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar