Neşri Tarihi Cihannüma

02.11.2014


Mehmed Neşrî (ö.1520) Cihan-nüma

Bayezid (Bayezid-i Velî) devrinin (1481-1512)  tarihçisi olan Mehmet  Neşri hakkında Cihannüma adlı eseri   yazan bir tarihçi  olması dışında bilinen şeyler çok azdır.   Neşrî  ise onun bir mahlasıdır. Bu yüzden asıl adının ne olduğu dahi karanlıkta kalmış,  Halil İnalcık Bursa şer’iyye sicillerine dayanarak tam adının Hüseyin bin Eyne Bey olabileceğini belirtmiştir. [1]Şuarâ tezkirelerinde ismi sadece Neşrî  veya Mevlânâ Neşrî  olarak  geçmektedir. 19. yüzyıldan itibaren kaynaklarda yazarın ismi Mehmet Neşrî  yazılmaya başlanmıştır. 

Bursalı olabileceği, Karmanla ilgisinin olduğu Bursa da tahsil gördüğü, Bursa’da yaşadığı, ulemadan olduğu,  1520′de Bursa’da vefat ettiği kısmı bilgilerin bazılarıdır. Eserinden elde edilen bilgilere göre, Neşrî’nin 3 Mayıs 1481′de Fatih Sultan Mehmed’in vefatında Gebze’deki Osmanlı ordugâhında bulunduğu, Padişah’ın vefatından sonra İstanbul’da çıkan olaylara şahit olduğu anlaşılmaktadır. Neşri’nin  Cem Sultan ile  II. Bayezid arasında geçen taht mücadelesinde Neşri’nin  Cem Sultan tarafını tuttuğu, Cem ölünce  II. Bayezid ’ den af dileyip saraya kabul edildiği, eserini ona sunmasından ve  II. Bayezid’a yazdığı kasideden anlaşılmaktadır.

II.Murat, Avni Fatih Sultan Mehmet  ve II. Bayezid devirlerinde yaşamış olan Neşri bir cihan tarihi yazmak istemiş yaratılıştan başlayıp kendi dönemine kadar getirdiği 6 bölüm ve ciltten oluşan eserini 1493 tarihinde Sultan II. Bayezid’e sunmuştur. Sultan Bayezıd’a sunduğu altı ciltlik eserinden günümüze sadece 6. Cilt ulaşmıştır. Eser, k itab-ı Cihannüma, Tevarih-i Al-i Osman veya Neşrî Tarihi olarak anılır. [2]

Cihannüma (cihan görüntüsü), bir “cihan tarihi” olmak iddiası ile yazılan eser evrensel bir tarih kitabıdır ve Hz Âdem’den başlar. 6. Cildi ise üç bölümden oluşur. Bu bölümler Oğuzlar, Selçuklular ve Osmanlı Hanedanı hakkındadır. Bu cildin en uzun bölümü de Osmanlı hanedanının tarihçesinden oluşur. Osmanlılarla ilgili bölüm, 1288 yılı olaylarıyla başlar ve Osmanoğullarının siyasî tarihini Kara-Boğdan gazası (Eylül-1485) ile bitirir. Eser, Neşrî ‘nin II. Bayezid için yazmış olduğu bir kaside ile sonlanır.[3]

Neşri, Türklerin Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan tarihini üç tabakaya ayırır.

Birinci tabakada Oğuz Han’ı ve soyunu anlatır. Neşri bu bölümde Türklerde saltanatın, Oğuz’un Gün Han oğlu Kayı Han’ın ve oğullarının elinde kaldığını belirtir. Bir zaman sonra saltanatın Dağ Han oğlu Salur boyuna geçtiğini ifade eder.

İkinci tabakada Türklerde saltanatın sol koldan Oğuz Han oğlu Deniz Han oğlu Kınık nesline geçtiğini ifade ederek Selçuklu aileleri ve devletini kısaca anlatır.

Üçüncü tabakada ise Osman gazi oğullarını beyan eder ve Nuh aleyhisselamın oğlu Yafes’den Ertuğrul Bey’e kadar bir şecere nakleder.[4]

Neşrî,  olayların kritiğini yaparak okuyucuya doğru bilgiler vermede titiz davranmıştır. Kullandığı bilgilerden bazıları kendi zamanından şahit olduklarına, bazıları kişilerin ağzından, bazıları ise ikinci elden alınmıştır.  Eserini özellikle Türkçe yazmak istediğini belirten yazar,  sözlü olarak faydalandığı kaynaklarının isimlerinden söz etmez ve “Rivayet ederler ki” sözleriyle geçiştirir.

İkinci elden aldığı bilgilerin başına “rivayettir ki…”  sözünü eklemiş ve okuru uyarmıştır. Bazı bilgileri de  Oruç Bey ’in ÂşıkpaşazadeTevarih-i Ali Osman ’dan almış ve oradan iktibas yaptığını sık sık ifade etmiştir. Bu gün için isimleri bilinmeyen bir kaç kaynakta daha da yararlandığı anlaşılmaktadır. “ Neşrî’nin Cihânnümâ’sı kuruluş ve yükseliş dönemlerine ait Osmanlı tarih yazıcılığının en iyi örneklerinden biridir.”

Son kısmı Osmanlı tarihi ağırlıklı olup 1485 yılına kadar olan olayları anlatır. Neşri’nin Cihannüma’sı “tenkitçi” tarzda yazılmış ilk tarih eseridir. Neşri olayları kronolojik sıraya göre yazmış eserini yazarken, faydalandığı kaynakların doğru olmasına özen gösterdiğini belli etmiştir.  [5]

Neşri’nin Cihan-nüma’sı kendinden sonraki tarihçilere kaynaklık etmesi açısından önemlidir ve 15. asır için en önemli kaynaklar arasındadır. Solakzade Mehmet Hemdemi Efendi ve Münecimbaşı Ahmet gibi sonraki tarihçiler tarafından kaynak eser olarak kullanılmışlardır.

Neşrî’nin Cihân-nümâ’sı, süssüz, yalın bir anlatımla ve yer yer öz-Türkçe sözcüklerle yazılmıştır. Cihân-nümâ, bu yönüyle, edebiyat tarihi bakımından olduğu kadar dil tarihi bakımından da önemli bir eser olma özelliğini taşımaktadır.

Eser i Türk Tarih Kurumu Prof Dr M. A.  Köymen ve Faik Unat’ın günümüz Türkçesine çevirmeleri ile Cihannüma(Osmanlı Tarihi 1288-1485) Mevlana Mehmed Neşri  adıyla yayımlamış, , Prof. Dr. Necdet Öztürk ise eseri sadeleştirerek Aşiretten İmparatorluğa Osmanlı Tarihi (1288-1485) Mevlânâ Mehmed Neşri, Necdet Öztürk adıyla   yayımlamıştır.  [6]

ESERDEN ALINTILAR

“…Ertuğrul Bey doksan üç yaşında ahrete intikal edip Söğüt’te defnettiler; göçer evler (aşiretler) bazı Osman’ı ve bazı Ertuğrul karındaşı Osman’ın annesi Dündar’ı, ‘Bey’ kılmak istediler. Amma kendü kabilesi Os¬man’a vecih görüp, el altından haber gönderip söyleştiler. Dündar dahi halk ortasına gelecek, halkın Osman’a meyi ve İtikadın görecek ‘beylik’ten vazgeçip, ol dahi Osman Gazi’ye biat etti.”

O zamanın büyük ve asil hükümdarlarının hepsi, Osman Gazi’nin niyetinin samimi olduğunu gördüler. Bu sebepten Osman Gazi Bilecik’i fethedince ona mani olmadılar, aksine “Kâfirlerden her ne fethederse, ona helal olsun.” derlerdi. Bu yüzden Osman’a ve evladına “gazi” denildi. Bunların niyeti, öteki melikler ve sultanların yaptıkları gibi İslam ülkelerini ele geçirmek değildi. Devletlerinin temeli sırf “gaza ve cihad” ile atıldığından, bunlar, “gazilik” adına gerçekten hak kazandılar. Bu ad, adı konana uygun oldu.[7]

Osman Gazi, “oğul, eğerçi bu Tatar ile ahd idüp and virüb gönderdük, ammâ Tatar and bekler tâife olmaz. Ben bunda oturayın. Bu kere var, sen gazâ it. Ümiddür ki Hak teâlâ zafer vire.” [8]

 Sitemizdeki Tevarihler Gazanameler Gazavatnameler Zafername ve Selimnameler 

  1. Kalkandelenli Sücûdî ve Selimnâme'si

  2. Keşfî Mehmed Çelebi Selimname

  3. Kılıççızâde İshak Çelebi Selimnâme (İshaknâme)

  4. Nişancı Celalzade Mustafa Çelebi Tabakatü’l-Memalik, Selimname ve Diğer Eserleri

  5. Sa’d b. Abdülmute’al ve Selimnamesi

  6. SELİMNAME Koca Nişancı Celalzade Mustafa Çelebi

  7. Gazavâtnâme Çeşitleri ve Eserleri

  8. Gazavâtname ve Türleri

  9. Selatin-name Dasitan-ı Ali Osman ( Kemal )

  10. 14-15. Yy. Osmanlı Tarihçileri ve Eserleri

  11. Başlıca Osmanlı Tarihçileri ve Eserleri 16. yüzyıl

  12. Başlıca Osmanlı Tarihçileri ve Eserleri 17-18-19 yy

  13. Dâstân ve Tevârîh-i Mülûk-i Âl-i Osman'dan

  14. Osmanlı Tarihçileri ve Tarih Konulu Eserleri

  15. Şehinşahname ve Minyatürleri Seyyid Lokman ve Nakkaş Osman

  16. Câm-ı Cem- Ayîn Hasan bin Mahmûd el-Bayâtî

  17. Şehnâme-i Âl-i Osmân ve Minyatürleri

  18. Pend-i Attâr Tercümesi.

  19. Gelibolulu Mustafa Ali Kunhul Ahbar

  20. Gelibolulu Mustafa Ali ve Nusretname Adlı Eseri

KAYNAKÇA

[1] https://tr.wikipedia.org/wiki/Ne%C5%9Fr%C3%AE

[2] Britannica Online: Nesri”. Erişim tarihi: 2 Şubat 2009.

[3] Martijn Theodoor Houtsma, T W Arnold, A J Wensinck (1993). E.J. Brill’s First Encyclopaedia of Islam, 1913-1936: 1913-1936. BRILL. ss. 902.

[4] Prof Dr Ahmer Şimşirgil, Osmanlı Kayı ilişkisi, https://ahmetsimsirgil.com/osmanli-kayi-iliskisi/

[5] Kenan İnan (1997). “Klasik Devir Osmanlı Tarihçilerinde Kaynak Kullanma Usulleri”. Tarih Araştırmaları Dergisi (29): 91-135.

[6] https://www.timas.com.tr/kitaplar/tarih/osmanli-tarihi/asiretten-imparatorluga-osmanli-tarihi.aspx

[7] Neşri Tarihi/Cihannüma, Mevlana Mehmed Neşri, haz.Necdet Öztürk, İstanbul, 2008: 28-29..

[8] Bkz. Neşrî, Kitâb-ı Cihan-nümâ, I, 125

 

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da