Taşlama Nedir Örnekleri

07.01.2024

 

ÂŞIK ŞİİRİNDE TAŞLAMA

 

Kişisel hataları, toplumsal aksamaları, devleti, ileri gelenleri, yanlış gelenekleri, kuralları vb tenkit ve hicveden âşık şiiri türüdür.

Taşlamanın eş anlamlıları ta’rîz , hiciv, hicviye ve yergidir. Taşlama, İslamiyet’in kabul edilmesi sonrasında gelişen ozan geleneğinin koşma ve koşma düzenindeki nazım şekillerinden konusu itibari ile ayrılan bir nazım şekli olmuştur. Taşlamalar tıpkı koşmalar gibi dörtlük sistemi ile söylenen, hece ölçülü, duraklı, kafiyeli, redifli şiirlerdir. Yani biçim yönünden koşmaların bütün özelliklerini taşır. Taşlamalar, sadece konu yönünden koşmalardan ayrılır.

Taşlamalar nazım şekli özellikleri ile koşma düzenindeki diğer şiirlere benzer. Fakat taşlamalar çeşitli yönleri ile kaidelere, geleneklere, törelere, ahlaki ve dini kurallara aykırı düşmüş kişilere ve toplumda aksayan yönlere, sorunlara, hoşa gitmeyen durumlara, siyasi düzene ve devlet adamlarına yapılan mizahi, alaycı ve iğneleyici bir eleştiri getirmesi gibi konuları ile koşmalardan ayrılmıştır.

Taşlamalarda iğnelenmek istenen birinin huylarını kötülemek,  alay etmek gayesi vardır. Taşlamalarda alay, tenkit, iğneleme, bariz bir şekilde aşağılama ve iğneleme bulunur. Taşlamalardaki iğneleme ve tenkit; mizahi bir şekilde olabileceği gibi, öfkeli ve hakarete kadar varabilen bir üslupla da olabilir.

Taşlama, yergi ve hiciv ustalarına heccav da denilmiştir. Taşlama ve yergilerde makbul eden tenkit, iğneleme, alay ve aşağılamanın makul düzeylerde kalmasıdır. Halk ozanlarımız taşlama yaparlarken çoğunlukla edep ve terbiyenin dışına çıkmamışlardır. Bu nedenle halk ozanlarının şiirlerinde küfür ve argoya pek rastlanılmaz.  

Taşlama Ta’riz Hezl ve Hiciv

Taşlamaların divan edebiyatındaki karşılığı hicivdir.  Divan edebiyatında “birinin kötü bir yanını ortaya koyma ve kötüleme amacıyla yazılan şiirlere ta’rîz de denir. Ta’rîz sözün muhatap alınan kişiyi, iğnelemesi, muhatabı övüyormuş edası ile muhatap ile alay edilmesi, göklere çıkarıyormuş gibi gösterilip küçük düşürülmesi; sözün, imalı, alay amaçlı ve nükteli söylenmesidir. [1]   Divan şiirinde alay, şaka ve eğlendirmek, güldürmek maksadı ile yapılan alay ve iğnelemelere ise hezl ( Hezli Hezliye Hezliyat Tehzil ) ) denir. Fakat her iğneleme ve taşlamada zarafete ve edebî inceliklere dikkat edilmemiş aşırılığa küfür ve ayıplara da yer veren, kaba, çirkin ve ayıp sözlere de hezli denmiştir. Kişilerin başlarından geçen mizahi hadiseler hikâye edilirken mübalağalı ama zarif bir üslûbunun kullanılması ile hezl ve hiciv bir diğerinden ayrılmış olmaktadır.[2] Hezl veya hezliyat, hicivden daha ağır ama küfür ve ahlak dışı olmaktan çekinmesinden dolayı hicivden hafif bir türdür. Divan şiirinde ve yazılı edebiyata arasında argo ve küfre de yer veren heccavlar yetişmiştir.  Divan şiirinde kaside şeklinde olduğu gibi kıta şeklinde yazılmış hicivler de bulunur.

Türk halk şiirinde KAYGUSUZ ABDAL, Pir Sultan Abdal , Aşık Ömer, Aşık Gevheri , Karacaoğlan, Kâtibi, Ruhsati , Seyrani, Dertli , İlhami Demir , Gufrani  , Âşık Mahzuni Şerif, Âşık Feymanî , Abdürrahim Karakoç en önemli taşlama ustalarıdır. Azerbaycan edebiyatında Sabir,  Türk edebiyatında  Şair Eşref' ile Neyzen Tevfik halk şiiri tarzında taşlama ve yergiler yazan önemli şairler olmaktadır.

HALK OZANLARINDAN TAŞLAMA ÖRNEKLERİ

Hiciv Hicviye Taşlama ve Enfes Örnekleri

Satirik Şiir Nedir Hiciv Örnekleri

Hiciv ( Hicviyye) Nedir ve Örnekleri?

Ta’rîz Taşlama İğneleme Alay Sanatı

Hezl Nedir Hezli Hezliye Hezliyat Tehzil Nedir ve Örnekleri

TAŞLAMA VE ÖRNEKLERİ

Üç beş hurufattan hisse kapanlar

Her alimi her hocayı beğenmez

Bir iki ilaçla deva yapanlar

Eflatun'u ve Lokman'ı beğenmez

 

Her tarafa meydan vurup laf eden

Heva-yı nefsine ömrün sarf eden

Karanlıkta gölgesine hayfeden

Rüstemi Zal pehlivanı beğenmez

 

İbare okuyup mana seçmeyen

Aşkın şarabından damla içmeyen

Kendi karısına sözü geçmeyen

Adalette Süleyman'ı beğenmez

 

Dost benimdir bana kimse değmesin

Bu sevdadan gayrı vazgeç demesin

Canan huzurunda boyun eğmesin

Kemter Seyrani'yi bir kul beğenmez   Aşık Seyrani

**

 Varsın şurda hırılasın

 Bize taş atıp ürenler

 Eşek olup zırılasın

Bize taş atıp ürenler

 

 Bir didilmiş kavuk olsun

 Yazı, kışı soğuk olsun

 Bir yolunmuş tavuk olsun

 Bize taş atıp ürenler

 

Pek nallanmış ata dönsün

 Uyuz olmuş ite dönsün

 Kilisede puta dönsün

 Bize taş atıp ürenler

 

 Hayvanlara kuşak olsun

 Kalaycıya uşak olsun

 FERYADİ' ye eşek olsun

 Bize taş atıp ürenler          Divriğili Deli Derviş Feryadi

***

Mevlam gudan ince sırad yaradın

Geçmeyen olursa ne yapacahsın

Böyle bir gorhuyla cenned gapusun

Açmıyan olursa ne yapacahsın.

 

İnsanın insana yoh itimadı

Bahşeyledin dürlü nazı nimedi.

Azrayil elinde ecel şerbedi

İçmeyen olursa ne yapacahsın.

 

Derdi pay edmedin daş ile dağa

Gumaşı çıharan bürünür ağa

Her canı verirsin gara toprağa

Göçmeyen olursa ne yapacahsın.

 

Âşık İLHAMİ sever cömerd olanı

Allahım af eyle sen bu yalanı

Fikrimin faydasız geri galanı

Biçmeyen olursa ne yapacahsın. İlhami Demir

**

Adalet kalmadı hep zulüm doldu

Geçti şu baharın gülleri soldu

Dünyanın gidişi acayip oldu

Koyun belli değil, kurt belli değil

 

Başım ayık değil kederden yastan

Ah ettikçe duman çıkıyor baştan

Haraba yüz tuttu bezm-i gülistan

Yayla belli değil, yurt belli değil

 

Çark bozulmuş dünya ıslah olmuyor

Ehl-i fukaranın yüzü gülmüyor

Âşık Ruhsati dediğini bilmiyor

Yazı belli değil, hat belli değil  Ruhsati

 

KAYNAKÇA

[1] https://www.edebiyatvesanatakademisi.com/post/ta-riz-taslama-Igneleme-alay/142090

[2] https://www.edebiyatvesanatakademisi.com/post/hezl-nedir-hezli-hezliye-hezliyat-tehzil-nedir-ve/90394

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da