Tragedya Trajedi Nedir ve Özellikleri

02.05.2013

 

 

Hayatı acıklı ve hüzünlü yönleri ile ele alan tiyatro eserleridir. Komedilerin tam karşıtı olan tragedya Antik Yunan kökenli, asilzadelerin zevkine uygun olarak şekillenen bir oyun türüdür.

Trajedi (tragedya) Kelimesinin kökeni Antik Yunan dilindeki tragoidia’dan gelir.  Kaynaklara göre tragos (keçi) ve oidie (türkü) sözcüklerinin birleşmesiyle oluşmuş  "keçilerin türküsü" anlamındadır. [1]

Tragedyalar,  tiyatro oyunlarının başlangıcın oluşturur. İlk tiyatrolar ise Yunanlıların şarap tanrısı Dionysos adına yapılan bağ bozumu şenliklerinde ortaya çıkmıştır. Dionysos şenliklerinde Yunanlılar Dionysos’a duydukları şükranlarını dle getirmek amacıyla, şarkılar söyler,  oyunlar oynarlardı.  Bu oyunlar ve şarklılarda söylenenleri tekrar  eden bir koro vardı. “Koro, tanrının ona bağlı kölelerini simgeliyordu. Tanrının çevresinde hep doğanın yabancı güçlerini temsil eden teke ayaklı satirler bulunduğu için ilk başlarda, koro da satirlerin biçimine giriyordu; ilk dönemlerde, korodaki oyuncular teke derileri (tragoi) giyerek oyun alanına çıkıyorlardı. Tragedya türü de tragos'ların şarkılarından doğdu. “ [2]Tragedyalar önce ikili sonra da üçlü konuşmalarla gelişti.  Koro zamanla oyun içindeki lirik bölümleri okuyan bir şekil aldı. Antik Yunan oyuncu ve oyun yazarı Thespisı koronun karşısına farklı kişilikleri farklı maskelerle temsil eden bir oyuncu koydu. Böylece oyunlarda  karmaşık konular ele alınabiliyor farklı anlatım biçimleri denenebiliyordu.Thespis'in  tragedyaları  Dionysos şenliklerinin bir parçası olarak gelenekselleşti.( Bkz Tiyatronun Ortaya Çıkışı ve Gelişimi)  İÖ 5 . Yüzyılın ilk yarısında Aiskhylos koroyu 50 kişiden 12 kişiye indirerek ve ikinci bir oyuncu ekleyerek bugünkü Batı tiyatrosunun da temelini attı. Antik Yunanlılar Dionsos şenlikleri için  oyun yarışmaları düzenlemeye başlayınca Aiskhylos, Eurupıedes ve Sofokles gibi antik Tragedya yazarlarının önü açılmış ve böylece trajedilerin evrimleşmesi hızlanmıştı. Hatta  Sophokles ve Euripides gibi yazarlar  bu oyunları tamamen tanrıların, tanrıçaların, efsanevi varlıkların konu edildiği bir oyun olmaktan çıkartarak  hayatın gerçekliğine, siyasi konulara da temas edebilecek hale de getirmeyi başarmışlardı. 

Antik Yunan’da Tragedyanın kaynağı destan, mit ve efsanelerdi. Tragedya  mitler, efsaneler,  dinsel ve siyasi mesajlar içeren bir oyun olarak şekillendi..Efsaneler yoluyla önemli gerçekler üzerinde duruldu.

Yunan tragedya yazarları, oyunlarında günah ve ceza kavramları üzerinde durmuşlar, gururlarına kapılanlara ceza verilen bir kurgu üzerinde ısrarcı olmuşlardı. Yunanlılar için gurur en kötü huylardan ve ceza gerektiren duygulardan biriydi. Bu nedenle tanrıları Nemesis'i, gururlarına kapılanları cezalandıran bir tanrı olarak görüyorlardı.  İlk Tragedya yazarlarından biri olan Antik Yunanlı Aiskhilos bu nedenle bu dinsel kavramlara her zaman dikkat etmişti.  “Ancak antik tragedyadaki günah kavramı bugünkünden değişikti: bazen günah hafif olur, unutulurdu; bazen günahı işleyen farkına bile varmazdı; bazen da günahı işleyen cezaya çarptırılan değil, onun babası ya da atası olurdu. Tragedya kahramanları günahlarından dolayı vicdan azabı çekmezlerdi.” [3]

İnsanların hayatını, karşılaştıkları faciaları, hayatın acıklı yönlerini oyunlaştıran bu eserler, asilzadelerin beğenisine uygun sahne, kostüm, duygu, olay ve konuları işleyen bir oyun olarak şekillendi. Bu tarz tiyatroların tüm özellikleri yüksek zümrenin beğenisine uygun olarak  düzenlenmişti.  Komedi türü ahalinin eğlencesi olarak görülmüş, trajedi de soylu sınıfın zevkine hitap eden bir oyun olmuştu. Bu nedenle trajedilerde kaba, çirkin, gösterişsiz, sıradan olan hiçbir elbise dekor, kişi, olay veya duygu  yer alamaz hale geldi.

Trajediler pagan tanrılarının efsanelerin, krallar ve yarı tanrılara olan efsanevi ilişkilerini sahnelenen bir tür oldu. Bu nedenle Kikahramanlar; tanrı, tanrıça, kral, kraliçe, prenses, hayali, efsanevi veya en üst tabaka kişilerden seçilmişti. Orta tabakadan veya alt tabakadan, köle, tüccar, gibi sıradan ve basit halk adamlarına yer verilmedi. Kahramanları arasında geçen olaylar, erdem, fazilet, vefa,  ihtiras irade gibi yüce duygular ve davranışlardır. Bu insanların ve mitsel varlıkların ihtirasları, kahramanlıkları, zaafları i, trajedilerin ana temaları oluyordu. 

Trajedilerde parlak nutukları andıran yüksek ve asil bir üslup kullanılmaya özen gösterilidi. Bu yüzden tiradlara yer verilmişti. Trajedilerin anlatımı da diğer özelikleri gibi seçkin olmalıydı. Kaba, çirkin, bayağı, argo sözler bu oyunlarda yer almıyordu. Sıradan söyleyişlere ve gündelik dildeki basit cümlelere yer verilmedi. Trajedilerin dili, süslü, parlak, heyecan verici, tanrı, yarı tanrı, soyluların dili olması gerektiği gibi edebi bir dildi. Trajedi yazarları derin manalı, parlak nutukları andıran ve hikmet dolu bir dil kullanmaya özen göstermişlerdi. 

Trajediler tek bir olay üzerine kurulur. Bu olaylar Tanrı tanrıça, kral, prens, prenses gibi yüksek zümreden ve mitolojik varlıklarla süslenmiş esatiri kahramanlarla insanlar arasında geçen olaylardır. Buna rağmen sahnede korkunç, iğrenç tiksinti verebilecek kan, ölüm,  cinayet, kavga gibi olaylar sahnede canlandırılamazdı. Çirkin olayların seyircinin önünde gösterilmemesine özenle dikkat edilirdi.  

Trajedilerde kadere, ahlak, töre ve geleneklere değer verilirdi.Trajedinin maksadının “insani acılarının ifade edilerek seyircilerin ruhunda korku ve merhamet uyandırılması” olduğu kabul edilmekteydi. Trajediler,  korku ve acıma hislerini uyandırarak insanları kötü duygularından arındırmayı amaçlayan bir tiyatro türü olarak kullanılmıştı. Trajedilerde iç içe girmiş karmaşık olaylar bulunmazdı. Ayrıntıya girmeden tek bir olay şeklinde kurgulanırdı.

Yunan tragedyasının yapısı konuşmalı ve şarkılı bölümlerle kuruluydu.Eserin kahramanları uzun tiradlar da söyleyebiliyor, koro ise umumun görüşünü dile getiren sesler çıkarıyordu. Trajedilerin bu yapısı  16 yy dan sonra  beste, müzik ve dansın da dahil olduğu opera türünün ortaya çıkmasına zemin de hazırladı.  ( bkz Müzikli Tiyatro : Opera Operet Bale Revü Skeç) Trajediler Konuşmalı bölümler üçe ayrılırdı.

Progolos Prolog,  (trgedyanın başlangıcı)

 Tragedyalarda Koronun ortaya çıkmasından önce söylenen bölümdü.  Bu bölümde oyun hakkında bazı açıklamalar yapılırdı. Bir kişi tarafından seyirciye izahat verilirdi.  Bu başlangıç bitince koro oyun alanına girer ve oyun bitinceye kadar kalırdı.

Epeisodion'lar  ( epizot)

 Bunlar koronun şarkıları arasındaki bölümlerdi. MÖ 5. yüzyıldan itibaren her oyunda üç Epeisodion'un olması bir kural durumuna geldi.

Eksodos ,  Eksod, (tragedyanın bitişi)

 İlk dönemlerde koronun dışarı çıkması sırasında söylenen lirik bir şarkıydı.

Trajediler üç birlik kuralı denilen bir sistemle yazılan oyunlardır. Üç birlik kuralı kısaca, olayda, zamanda ve yerde birlik demektir. Yani oyun hep aynı yerde,  aynı dekor içinde ve bir günlük zaman dilimi içinde geçmelidir.

1 — Zamanda birlik: Konu belli bir zamanla sınırlıdır. Onun dışına çıkamaz. Trajedilerde konu 24 saat içinde başlayıp neticelenecek şekilde yazılır.

2 — Yerde birlik: Olayın geçtiği yerler, mantık ve uzaklık bakımından birbirine yakın olmalıdır. Olay tek bir dekor içinde geçer.

3 — Konuda birlik: Konu seyirciyi şüpheye düşürmeyecek, şaşırtmayacak, mantık zincirinden çıkmayacak şekilde ele alınarak işlenmelidir. Eser tek olay üzerine kurulur, tek bir olay sergilenir.

Trajedilerdeki üç birlik kuralı, Shakspeare’den başlayarak önemini kaybetmiş, günümüzde ise tamamen bırakılmıştır. 17. yüzyıla kadar manzum olarak kaleme alınan trajediler bu yüzyıldan sonra nesir olarak da yazılmaya başlanmış, konusunu ve karakterlerini de yine bu yüzyıldan sonra, halk halkın içinden seçmeye başlamıştır.  17 yy. dan sonra üç perdelik oyunlar beş perdeye bölünmeye başladı ve korolar ortadan kaldırıldı. Zamanla da trajedi şeklindeki oyunlar hiç yazılmamaya başladı. Günümüzde ise neredeyse ortadan kalkmış oldu. .  Bu yönelmeler sonunda da Dram türünün ortaya çıkmasına zemin hazırlanmıştır. [4]

En ünlü tragedya yazarları; Aiskhylos, Sophokles, Euripides, Pierre Corneille, Jean Racine’dir

 

Trajedi'nin özellikleri nelerdir?

  •  
  • 1- Koro, trajedinin temel öğesidir. Halkı temsil eder, eyleme karışmaz. Kentin yaşlıları ya da kadınlarından oluşur. İnsanlara öğüt verir, yol gösterirler. Konular mitoloji ya da tarihten alınır.
  • 2- Erdeme ve ahlaka değer verilir.
  • 3- Kahramanları, sıradan insanlardan değil; doğaüstü varlıklar ( Tanrılar, Tanrıçalar…), yüksek tabakadan kişilerden ( kral, soylular) oluşturulur.
  • 4- Eser, baştan sona kadar ciddi bir hava içinde geçer.
  • 5- Acı veren; vurma, yaralama, öldürme gibi olaylar sahnede seyirciye gösterilmez. Yalnızca bu olayların öyküsü anlatılır.
  • 6- Sahnede basit ve sıradan bir üslup kullanılmaz.
  • 7- Kaba saba sözlere yer verilmez. 3 Şiir biçiminde yazılır.
  • 8- Sahnede üç birlik kuralına ( yer. Zaman, olay) uyulur.
  • 9- Trajedi birbiri ardından süren diyolog ve koro bölümlerinden oluşur.
  • 10- Korolar Ürik, diyologiar dramatik bölümlerdir.
  • 11- Koralar şarkı ve danstan oluşur.
  • 12- Trajedi bir bütün halinde aralıksız oynanır. Korolar, dramatik bölümlerin arasında perde aralarını gösterir.

İLGİLİ YAZILARIMIZ

 

KAYNAKÇA

  • [1] https://tr.wikipedia.org/wiki/Trajedi
  • [2] https://tr.wikipedia.org/wiki/Trajedi
  • [3] https://tr.wikipedia.org/wiki/Trajedi
  • [4] Dr Aslan Tekin , edebiyatımzıda Terimler, Epsilon yaınları, Ankara, 2006, shf, 374

 

 

 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar