Kerime Nadir Hayatı ve Romancılığı

07.02.2012

 


Kerime Nadir

(d. 5 Şubat 1917 / ö. 20 Mart 1984) Yazar

 

 

(1917-1984) 5 Şubat 1917'de İstanbul'da doğdu. 20 Mart 1984'te İstanbul'da yaşamını yitirdi. Asıl ismi Kerime Nadir Azrak'tır. Mısır Kadısı Şebinkarahisarlı Hattat Zade Yahya Reşit Efendi'nin torunu Maliyeci Nadir Arzak’ın kızıdır. Annesi ise Zehra Hanım’dır. İlk ve orta öğrenimini çeşitli okullarda tamamlayan Azrak, 1935'te İstanbul Bebek Saint Joseph Sörler Okulu'nu bitirdi.[1] Ayrıca özel eğitim gördü. 

 

Zengin bir aileye sahip olan Kerime Nadir, çocukluk yıllarındaki yaz aylarını teyzelerinin Beylerbeyi ve Çamlıca yolundaki köşklerinde geçirmişti. Bu köşklerde şahit olduğu konforlu ve üst düzey hayat romanlarındaki kişilere ve konulara sirayet edecekti. Bu nedenler ile romanlarında elit zümrelerin hayatları ve aşklarını anlatan romanlar yazdı. Çünkü çocukluk yıllarından beri bu çevreyi tanımış, köşklerde ve yalılarda geçen olaylara şahit olmuş, bu çevredeki insanlara ve hayatlarına dair izlenimler edinmişti.


Şiir yazmaya başlamasının ardından ilk öyküleri Servet-i Fünun, Uyanış, Yarımay gibi dergilerde yayımlandı. Düz yazı türündeki çalışmaları Aydabir, Yedigün, Hayat dergilerinde çıktı. [2]İlk romanı "Yeşil Işıklar" 1937'de yayınlandı. Çoğunlukla kadın kahramanlar üzerine kurduğu duygusal aşk ve serüven romanlarıyla 1940-1970 arasında çok okunan ve sevilen bir yazar oldu. Birçok baskısı yapılan bu romanlarından bazıları sinemaya da uyarlandı. 40'tan fazla roman yazan Nadir'in konuları, genellikle kırık aşklar üzerine oldu. Hıçkırık adlı romanında Mustafa Tosun'u ve eşi Üftade Hanım’ın yaşam öykülerini konu edindiği sanılmaktadır.

Yedi yaşında öksüz kalan bir çocuğun evlatlık olarak alındığı evin tek çocuğuna karşı duyduğu büyük aşkı anlatan Hıçkırık romanıyla memleket çapında tanındı. Kaleme aldığı aşk ve karasevda romanları, tefrika edildikleri yıllarda gazetelerin tirajını artırdı. Hemen her eseri, bazen birkaç kez filme de alınan, insanlara roman okuma sevgisini aşılayan kadın romancılarımızdan birisi olmuştur. Kadın kahramanlar üzerine kurduğu duygusal aşk ve serüven romanlarıyla çok okunan bir yazar olan Kerime Nadir, anılarını Romancının Dünyası(1938) adlı kitapta topladı. Kerime Nadir’in Posta Güvercini adlı romanı Fransızcaya da çevrildi. 

Kerime Nadir, köşklerde, yalılarda geçen olaylarla “soylu ve seviyeli kişileri anlatan romanlar yazmakla, popülist romancılık tavrıyla eserler vermekle itham edilmiştir. Romanlarında çağının sorunlarıyla alakasız, sadece kendisinin hayal dünyasına ait romantik aşkları anlatmakla suçlanan eleştirilerle karşılaşmıştır. Eleştirmenlerin pek çoğu Kerime Nadir'i piyasa romancısı tabiri ile ifade etmekten yana bir tavır sergilemişlerdir. Kerime Nadir’; sıklıkla küçümsenmiş,  yok sayılmış, “yazarlığını topluma ve gerçeklere sırt çevirerek kendi dünyasında sürdürmekle” eleştirilmiş. Öte yandan romanlarının yığınlar tarafından kabul görmesi nedeniyle onu “halka okuma sevgisi aşıladığı ve okuru gerçekçi romanlara hazırladığı için” dikkate değer bulanlar da olmuştur.[3] Verem, karşılıksız kalan aşklar, kavuşamayan sevgililer,  gibi "oyalayıcı" konuları ele almış olması, büyük meselelere, ideallere yer vermemesi, bir tezinin olmaması, analizler üretmemesi gibi açılardan sürekli eleştiri gören bir yazar olmuştur. Ediplerin ve eleştirmenlerin tüm bu tenkitlerine inat, Kerime Nadir'in romanları en çok satan ve en çok okunan romanlar olmayı da başarmıştır.

 

Kerime Nadir 1938 yılına kadar yaşadığı anılarını “ Romancının Dünyası 1981 “ adlı kitabında topladı. Kerime Nadir, iki kez evlendi ancak her iki evliliği de çok uzun sürmemişti. [4]Bu nedenle ömrünün son yıllarını Maçka Palas’ta geçiren kerime Nadir 1984’de ve 67 yaşında iken kanser nedeni ile hayata gözlerini yumdu.[5]


KERİME NADİRİN ROMANCILIĞI VE ROMANLARINDAKİ  TİPLER

Şu alıntılar Kerime Nadir'in romancılığı hakkında fikir vermesi bakımından ilginç tespitlerle doludur. " Hiç evlenmeyen, hatta hiç âşık olmadığını söyleyen Kerime Nadir, hiç âşık olmadığı halde arka arkaya aşk romanları yazmış,  hatta  başöğretmen görünümüne rağmen, şehvetli bir vampir romanı bile kaleme almıştı." Kerime Nadir,  kitaplarının yayınlanıp çok sattığı dönemi şöyle anlatıyor: “Üç aşağı beş yukarı hepsi sıcağı sıcağına yaşadığım günlerdi. Dönüp baktığımda keder dolu bazı hayat hikâyelerini hatırlatıyorlar bana… Borçlarını ödeyememeyi kendine yediremediğinden canına kıyacak kadar onurlu Nevzat Pesen… Büyük bir yalnızlık içinde ölümü bekleyen sevgili, biricik Belgin Doruk… Görkemli güzelliğini hiç fark etmemiş gibi yaşadıktan sonra, olanca alçak gönüllüğüyle aramızdan ayrılıp giden Neriman hanım… Onların öyküleri de Samanyolu’nun binlerce yıldızıyla sarmaş dolaş.”

Türk edebiyatının en çok satan romanlarından biri olan Samanyolu  yıllar sonra, yayınlandığı andan itibaren bir fenomene dönüştü. Önce tefrika olarak yayınlandı, daha sonra kitap olarak çıkıp baskı üstüne baskı yaptı ve sessiz sakin yazarını bir anda şöhretin zirvesine taşımıştı. Kerime Nadir, kendi kendine konuşur gibi bi üsluba sahip, sade ve herkesin anlayabileceği, kolay anlaşılır bir dil kullanmıştır. Romanları her düzeydeki okuyucunun kolayca anlayabileceği bir dille yazılmıştır. Kısa cümleler sık sık yenilenen paragraflar olayların adeta özet haline getirilerek anlatışı, yazarın romancılığında dikkat çeken unsurlardır. Bununla birlikte aşkın gönül yakıcılığı yine duyumsanır kavuşulamayan veya karşılıksız kalan  umutsuz aşklar, romanlarının vazgeçilmez konusu olmuştur.

Kerime Nadir ile röportaj yapan İ. Şevket Erkoç'un Kerime Nadir ve romancılığı ile ilgili şu değerlendirmeleri  yapılan eleştirileri eleştirmesi bakımından ilginçtir. " Çünkü Kerime Nadir, kolay okunan aşk romanları yazmış olsa da fettan kadınları ve duygusal erkekleri ile hep benzerlerinden ayrıldı. Ancak romanlarının bu tür özelliklerine ve satış rekorları kırıp  gazeteleri peşinden koşturmasına rağmen meslektaşları onu hep küçümsedi. Eleştiri tarihimiz ondan "piyasa romancısı" deyip kurtuldu. Türk edebiyatı Kerime Nadir'i pek içinde barındırmak istememiş. Mesela hayatta olduğu dönemde yazılmış, eleştiri yazılarında ya da kitaplarda fazla yer bu­lamamış hatta birçoğunda hiç yer ala­mamıştır. Yer aldığında da piyasa roman­cısı olarak tanımlanmıştır."[6]

Kerime Nadirin romanlarındaki tiplemeler aşağı yukarı her romanında da birbirlerine yakın ortak özellikler taşıyan tiplemeler olmuştur. Romancının romanlarındaki kadın kahramanları biraz hain ve hesapçı kadınlardır. Mesela Nalân bile başlangıçta Kenan'a karşı haindir. Erkekler daha munis, romantik, duygulu olarak ele alınır. Kerime Nadir'in romanlarındaki erkek karakterler kadınlara nazaran çok daha fazla acı çekerler. “Samanyolu" romanındaki erkek kahramanı örnek olarak gösterecek olursak, roman baştan sona bu erkek kahramanın çekiştiği ıstırabın üzerine kurulmuştur. Kerime Nadir'in kadınları delişmen, hoppa ve kendini seven erkeği anlamayan, ya kendini de başkalarını da sevemeyen ya da aşka karşılık vermeyerek erkekleri üzen veya  çok kolay aldanarak erkeklere  kapılıp giden karakterler olarak karşımıza çıkmaktadır.

30 civarında eseri senaryolaştırılarak sinema filmi çevrildi. "Yazarlığını topluma ve gerçeklere sırt çevirerek kendi dünyasında sürdürmekle" eleştirilmesinin yanı sıra; okuma sevgisi aşıladığı yönünde olumlu yorumlara da hedef olan yazar; uzun yıllar Maçka Palas'ta kalmıştır. Bazı romanları yabancı dillere de çevrilen Nadir'in romanları 5 milyondan fazla satış yapmıştır.


Romanlarının konularını karşılık görmeyen veya kavuşamayan âşıklar teşkil eder.   Kerime Nadir, yaşadığı zaman diliminde “bir markaya dönüşmüş”tür. Romanları Akşam, Cumhuriyet, Demokrat İzmir, Hakikat, Halkın Sesi, Hayat, Hürriyet, İstanbul Ekspres, Son Posta, Tan, Tasvir, Tercüman, Vatan, Yedigün, Yeni Gazete, Yeni İstanbul gibi dergi ve gazetelerde tefrika halinde yayınlanmış[7] daha sonra da kitaplar halinde basılmıştır.


ROMANLARI: 

Yeşil Işıklar (1937), Hıçkırık (1938), Günah Bende Mi? (1939), Seven Ne Yapmaz? (1940), Samanyolu (1941), Funda, Gelinlik Kız (1943), Aşka Tövbe (1945), Uykusuz Geceler (1945), Balayı (1946), Kahkaha (1946), Solan Ümit, Ormandan Yapraklar (1948), Aşk Rüyası ( 1949), Posta Güvercini (1950), Ruh Gurbetinde (1953), Pervane (1955), Esir Kuş (1957), Kırık Hayat (1957), Sonbahar (1958), Aşk Bekliyor (1959), Gümüş Selvi (1960), Karar Gecesi (1973)

  ROMANCILAR İLE İLGİLİ BAŞLIKLAR VE LİNKLERİ


KAYNAKÇA

 

[1] Kerime Nadir Romancının Dünyası (1981: 9)

[2] (2001). "Kerime Nadir”. Tanzimat'tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi II. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları. 499-500.

[3] Bâki Asiltürk, Kerime Nadir'in Romanlarında Aşk: Türk Dili Dergisi, Sayı 782, s.132-133,

[4] Günay, H. Nilüfer (2007). Kerime Nadir’in Romanlarında Toplumsal Cinsiyet Rollerinin İnşası. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. İzmir: Ege Üniversitesi.

[5] DR. REYHAN TUTUMLU, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/kerime-nadir-azrak

[6] İ. Şevket Erkoç,Funda ve Kenanların isim annesi Kerime Nadir,https://www.haber7.com/haber/

[7] DR. REYHAN TUTUMLU, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/kerime-nadir-azrak

 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar