Mahzuni Şerif Hayatı Edebi Kişiliği Şiirleri

27.05.2011

 

Mahzuni Şerif

Mahzuni Şerif, (d.17 Kasım 1940, Afşin, ö.Kahramanmaraş - 17 Mayıs 2002, Köln) Aşevi Bektaşi geleneğinde yetişmiş olan Türk Halk şairi

HAYATI

Asil adi Şerif Çirik’tir.  Şerif adı ona kendi doğumundan önce vefat eden amcasının adının hatırası için verilmiştir. Mahzuni Şerif, 1943 yılında Kahramanmaraş’ın şimdilerde Afşin, o yıllarda ise Elbistan`a bağlı Berçenek Köyünde  (şu andaki ismi Tarlacık köyü) doğmuştur. Babasının adı Zeynel annesinin adı ise Döndü’dür. Mahzuni’nin babası bu köyün sahibi olan ağanın bir ırgatıdır. [1]Şair, doğum tarihi hakkında şöyle bilgi vermiştir.  “Babamın dediği doğruysa, anamın da dediği doğruysa 1943 yılının Ocak 3'ünde Afşin' e bağlı Berçenek köyünde doğmuşum.” [2]

Elbistan’ın Berçenek köyü ahalisi Alevi inancına sahiptir.  Bu köydekilerin soyu Horasan'dan Tunceli'ye göçen Ağuiçen adlı Türkmen aşiretine dayanır.  Bu köyün halkı Tunceli’nin Hozat ilçesine bağlı Bargeni köyünden göçüp Berçenek köyüne yerleşmişlerdir. Bu bakımdan Mahzuni bir anlamda Hozatlı sayılmaktadır. [3]

Alevilik inancı II. Beyazıt zamanında Anadolu da yayılmaya başlamış Yavuz’un Şah İsmail'i yenmesi hadisesine kadar ve sonrasında Alevi Türkmenler, Nurhak Dağları`na ve Osmanlının sürgün ettiği diğer bölgelere de yayılmışlardı. Bu kesimlerden bazıları daha sonra Sünni inanca geçmişti.  “Nitekim  Mahzuni Şerif`in büyük dedesi Seyyid Mehmet`in türbesinin bulunduğu Hasan Köyü de 1800`lü yılların ortasında Sünniliği seçmiştir. Seyyid Mehmet`in ölümünden sonra aile iki kola ayrılmış.  Bir kol, Berçenek`e yerleşerek Alevi inancını sürdürmüş, diğer kol ise Hasan köy de kalarak Sünni inancını benimsemiştir.” [4]

Mahzuni okul çağı geldiğinde köyü Berçenek
te ilkokul olmadığı için Elbistan`in Alembey Köyü`nde bulunan Lütfü Efen di Medresesi`nde Kur’an kurslarına gitmiş Arapça ve Osmanlıcayı da kısmen öğrenmiştir. Fakat 1956 yılında köyüne ilkokul yapılmasıyla köyündeki okula devam etmeye başlamış ve bu okulu tamamlayabilmiştir.[5]

Diğer Alevi ve halk ozanları gibi Mahzuni de ozanlık geleneğini  kendi muhitindeki ozanların sazlı sözlü meclislerinden ve usta âşıklarından öğrenir. “12 yaşından itibaren amcası Âşık Fezalı (Behlül Baba)`den saz çalmayı öğrenen Şerif Çirik, Alevi yol ve erkânı ile Tasavvuf bilgisini Şakir ve Cirik Baba`dan öğrenmiştir. Cirik Baba, saz çalıp nefesler de söyleyen bu kara kuru mahcup delikanlıya "Mahzuni" mahlasını vermiştir.” [6]

Alevi geleneklerinin ve meclislerinin, zakirlerinin sazları ve sözleri ile âşıklık dünyasına adım atmış olur. Artık Mahzuni mahlasını da almış olduğundan Mahzuni Şerif olarak anılmaya başlamıştır. Şiirlerinde de bu adı kullanacaktır.

Daha on iki yaşında iken ilk evliliğini yapar. Çevrenin adetlerine göre çok küçük yaşta dayısının kızı evlenmiş bu evlilikten bir de kızı dünyaya gelmiştir. Evlendiği ilk eşinin adı Emine’dir. [7]

İlkokulu bitirdikten sonra Astsubaylara ve üniformalarına heveslenen Mahzuni İlkokulu bitirdikten sonra Astsubay olmak ister ve Mersin Astsubay okuluna devam etmeye başlar.  Bir yandan Mahzuni mahlasıyla deyişler çalıp söylerken bir yandan da Mersin`deki Astsubay Okuluna devam eder. 1956 yılında girdiğim Mersin Astsubay Hazırlama Okulunu 1959'da bitirir. Saz çalmayı da astsubay okulunda öğrenim görürken öğrenmeye başlamıştır. ( bkz:  Irmak, Yılmaz (2013 )  1960 yılında Ankara Ordu Donatım Teknik Okulu`na devam etmeye başlar. Burada çok kısa süren bir eğitim-öğretimden sonra Sivas’a gönderilir ve orada beş ay stajyerlik yapmıştır. 1960 ta ilk eşi olan İmam nikâhlı karısı Emine’den boşanır.[8]

1960 ihtilalında görevlendirilmiş ve bu görevinden dolayı da madalya verilmiştir. Fakat daha sonra bu görevinden dolayı da yargılanacaktır.  Ertesi yıl ikinci evliliğini de yapar. Bu kız İtalyan asıllıdır.  Mahzunu ası Sonia olan bu kızı alıp kaçırmasını şe şekilde anlatmıştır.   “1961 yılıydı. Ankara'da İtalyan asıllı Sovina (Suna) isimli bir kızla tanıştım. Onunla evlenmeye karar verdim. Daha 14 yaşındaydı Suna o zamanlar. Yasalara göre evlenmemiz mümkün değildi. Suna'yı kaçırıp, köye götürdüm...” [9]Fakat bu olay onun okuldan ve askerlikten atılmasına yol açacaktır.  1960’ta eşi Suna'yı kaçıran ve 6 ay köyünden dönmeyen Mahzuni’nin Okulu Balıkesir'e nakledilmiştir.  Okul komutanının çabası ile yeniden okula dönen Âşık Mahzuni, 6 ay devamsızlık yaptığına ilişkin bir ihbar üzerine okuldan atılır. Mahzuni yeniden köyüne dönmek zorunda kalmıştır. [10]

Bazı kaynaklara göre ordudan atılma sebebi çantasından Alevi ozanlara ait şathiye türünde yazılmış kitapların çıkmasıdır. Bu iddianın doğru olup olmadığı tarafımızdan araştırılmamıştır.  

Mahzuni, adını Suna yaptığı Sovina'yı çok sevmiştir Bu evlilikten Ferhat, Şirin ve Emrah adlı üç çocuğu dünyaya gelmiştir. Askerlikten atıldıktan sonra köyüne dönmüş ve askerlik hizmetini tamamlamak için Askere gitmiştir. 1964. Şair askerde iken eşi Suna üç çocuğunu bırakıp evi terk eder. Mahzuni askerlik dönüşü Ankara’ya gelir ve Ankara’da Halk Ozanlarının, buluştuğu mekânlara  gelip gitmeye başlar. Ankara`da usta âşıkların davet edildiği mekânlarda çalıp söyler. Bu yıllar arasında  Âşık Veysel ve diğer ünlü ozanlarla tanışma fırsatı bulmuştur. Mahzuni Şerif, ilk plağı " İşte Gidiyorum Çeşmi Siyahım'"ı yaptığı 1967 yılında henüz yirmili yaşlarının başında çok genç bir ozandır.

1967`den 1980`li yılların başına kadar Mahzuni Şerif oldukça popüler bir halk ozanı olmuştur. Kasetleri en çok satan ozanların başında gelmektedir. "İlk plağında bir sevda türküsü okumasına karşın Mahzuni asil çıkısını Alevi Tasavvufi ve yola ilişkin ne fesleri ile yapmıştır." Mahzuni’nin ilk şiirleri sevda ve tasavvuf konuludur. Alevi Bektaşi geleneği  yolunda söylediği şiirleri ile bu çevreler tarafından desteklenmeye başlar. İlk şöhretini bu mezrada ve bu yoldakilerin alakaları ile kazanmıştır. "  Mahzuni`nin İmam Hüseyin`e yazdığı mersiye 1967 yılında bir muhabbet sofrasında Fikret Otyam tarafından kaydedilmiş ve üç yıl önce albüm olarak piyasaya çıkmıştı. Bir senfoni niteliğindeki bu eserden sonra da Mahzuni, Tasavvuf   konulu deyişler üretmeyi sürdürdü ve asil ününü bu alanda yaptı." [11]Çok genç yaşlarda iken Âşık Veysel 'in takdirini de kazanmış Âşık Veysel katıldığı her mecliste ona övgüler dizmiş "yaşı çok genç olmasına karşın aralarına büyük bir ozanın katıldığını ifade etmiştir." İlk yıllarında bu bakımdan Alevi Bektaşi çevrelerinden önemli destekler görmüştür. 
 
Buna karşın şöhret olmaya başladıktan sonra siyasi içerikleri yoğun şiirlere yönelmeye başlar. Bu yıllar 1970 li yıllardır ve siyasi ortam oldukça gergindir. Bu yıllarda  daha çok siyasi mahiyette şiirleri ile dikkat çeker. Fakat bu şiirlerinde sanattan ziyade  siyasi görüşlerini halka dikte ettirmeye çalışan şiirlere yer vermiştir. Bu yıllarda çok popüler olduğu halde şiirleri ile şiir sanatından uzakta kaldığı söylenebilir. 12 Mart 1972’de Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edilmesi üzerine, “Erim erim eriyesin” türküsünden dolayı dört ay hapse mahkûm olur.

Bu kovuşturmadan sonra artık sık sık mahkemelere düşecek, siyasi söylemlerini öne çıkarmaya başlayacaktır.  Bu yılarda şöhreti artarak devam eder. Anadolu Halk Ozanları ve âşıklık geleneğinde en önemli isimlerden biri haline gelen Âşık Mahzuni Şerif, 1980 li yıllarda bir hakkında açılan birçok davalarla ile karşı karşıya kalır.

 Siyasi şiirlerinden ve şiirlerinde kimilerine hakaret ettiğinden dolayı çeşitli kovuşturmalardan ve mahkemelerden gelip geçer. 1980 yıllarda suskunluğa düşen şair  bu yıllarda çok popüler olduğu Almanya'ya taşınır. Almanya'da pek çok konserlere katılmakta peş peşe plakları ve kasetleri çıkmaktadır. 

17 Mayıs 2002`de Köln`de Hayata gözlerini yummuştur.

ÂŞIKLIK ÖZELLİKLERİ

Âşık Mahzuni Serif son yüzyılda yasayan Halk Ozanlarının kuskusuz en ünlüsüydü. O nedenle öldüğünü haber yapan yazılı basın ve televizyon kuruluşları onu "yüzyıla damgasını vuran ozan" olarak tanımladı. Ölümü, Türkiye`de ve Türklerin yaşadığı ülkelerde büyük yankı uyandırdı. Mahzuni Şerif, hiçbir halk ozanına, sanatçıya, hatta politikacıya kolay kolay nasip olmayacak görkemli bir törenle son yolculuğuna uğurlandı."[12]

Âşık Mahzuni Şerif ölümünden iki yıl önce şiir haline de getirerek bir vasiyet vermiştir. Bu vasiyetinde “ Öldüğünde, Hacıbektaş` pirinin topraklara gömülecek, mezarının bulunduğu topraklara bostan ekilecek, gelen geçen yolcu bu bostanlardan yiyecektir. “ [13]Şairin bu vasiyeti dostları tarafından yerine getirilmiştir.

Mahzuni’nin tespit edilmiş 550 kadar şiiri bulunmaktadır. Mahzuni’nin şiirlerini din ve inançla ilgili olanlar, aşk konulu olanlar, sosyal muhtevalı şiirler ve taşlamalar, siyasi ve ideolojik olanlar olmak üzere dört gruba ayırma eğilimi vardır.

Dünya Görüşü

Şairin görüşleri büyük ölçüde kendisinden önce yaşamış olan.  Pir Sultan Abdal,  Şah İsmail -Hatai ,  Kul Himmet Üstadım  ,  Kaygusuz Abdal Seyyit Nesimi , Aşık Veysel, Sah Turna, Muhlis Akarsu , gibi halk ozanlarının geleneklerinden gelen Alevi Bektaşi görüşleri de taşımakla beraber, Karacaoğlan,Yunus Emre, Seyrani, Deliktaşlı Ruhsati gibi ozanlardan da etkilenmiştir.  Son şiir kitabi olan "Dolunaya Tül Düştü" isimli eserindeki; kimliği ve dünya görüsü hakkında söyle demektedir: "Ben Alevi bir aileden gelme olduğum için kök kültürümde Alevi ve Bektaşilik yatar". Siyasi rengime gelince; "ben demokrat solcu bir ozanım". Ancak "insan sevgisi din anlayışımda en büyük isimdir".[14]Diye bir izahat getirmiştir. Buna rağmen Mahzuni Şerif’i klasik düşünceleri olan bir Bektaşi şairi olarak da çerçevelemek yanlış olacaktır. Onun şiirlerinin pek çoğunda eşitsizlik, adaletsizlik, yolsuzluk, sosyal çarpıklıklara ve belli siyasi düşüncelere ve partilere yatkın temalar da bulunmaktadır.

Şiirlerinde belli siyasi görüşlerin etkisinde kaldığı ve bu görüşlerini ağır hatta hakaretlere yakın ölçekler de dile getirdiği de vakidir. Bu yüzden de hakkında çeşitli davalar açılmış, hatta tutuklanmıştır. Bu açıdan bakıldığında şairin birçok şiiri politik maksatlar ve düşünceler içermektedir.

Üstelik birçok şiirinde hümanist yaklaşımlar da göstermiş bazı şiirlerinde ise bilim, soru, sorgu, felsefe, gericilik gibi temalar yönelmiştir. Bu bakımdan Mahzuni sadece bir Alevi Bektaşi ozanı olarak değerlendirilemez. Ona çok geniş bir çerçeveden bakmak lazım gelmektedir.

Kimi şiirlerinde devlet, millet, doğruluk, barış, yiğitlik, güzellik gibi temalar da işlenmiştir. Kimi şiirlerinde Alevi Bektaşi şairlerinin birlik konuları ela alınmışken kimi şiirlerin de, zulüm yoksulluk adaletsizlik, yolsuzluk hacı-hoca, softa ve dedelere getirilmiş eleştiriler vardır.  

Onun şu sözleri onun dine, mezhebe ve hayata bakışını oldukça iyi bir şekilde özetlemektedir. “ Hayatımda tek din taşımadım; insan tarihinde gelmiş geçmiş bütün dinlerin hepsinden birer parçayla yaşadım. Gün oldu yedi dinli, gün oldu di "Ben doğada bulunan her canlının içinde seçkin bir yeri olan insan sıfatında dünyaya nsiz kişiliklerimle gezdim. Somut olarak söyleyebilirim ki, insan sevgisi benim öz dinim oldu. Hiçbir mezhebi kendine yön olarak tayin etmedim. Zira mezhepler benim indimde, tarihi hikâyeciliklerden öte olmadı. Ancak Ehlibeyt'e gönül verdiğim ve Ali evladına bel bağladığım doğrudur. Bu da sadece tarihe verdiğim önemden ileri gelmektedir. Ben insanları sevmekten hiç fire vermedim..."[15]

İnanç Dünyası 

Mahzuni‘nin inanç yönünden Alevi Bektaşi bir ozandır. 

Beni merak edip şüphe duyanlar
Kendin bilmezlerin telaşıyım ben
Aslim Horasan'dan toprağım Afşin
Elbistan düzünün bir taşıyım ben

Bir gün âşık’ların kara gününde
Ah çekip dolaştım sevda çölünde
Kuran'da okudum murşid önünde
Saz çalıp söyleyen Bektaş'iyim ben

Buna rağmen onun Alevilik inancı diğer Alevi ozanlarınkinden biraz daha farklı bir çizgidedir. Mahzuni  “gerçek Aleviliğin; insanin içinde olduğunu; Aleviliğin insan sever, barışsever, eşitlikçi ve toplumcu bir düşünceyi savunduğu ve yalanı, dolanı, sömürüyü, üçkağıtçılığı, namussuzluğu, adaletsizliği, erdemsizliği, hoşgörüsüzlüğü, bağnazlığı, şeriatçılığı, şekilciliği...vb. ret ettiğini;” [16]ifade eder.

Bana bir Sünni demişler
Ben alevi olamam ki
İşim gücüm yalan dolan
Ben alevi olamam ki
Eğer böyle isen dostum
Sen alevi olamazsın

On iki imamı haktır
Bende layık imam yoktur
Aleviyim diyen çoktur
Ben alevi olamam ki
Olsam da bilemem ki
Bilsem bile süremem ki.

Cahil cahil muska yazdım
Yapıp yapıp ikrar bozdum
Muhammed'e kuyu kazdım
Ben alevi olamam ki
Olsam da bilemem ki
İnan ki bulamam ki.

Ali yalan söyledi mi?
Yetim hakkini yedi mi?
İyiye kötü dedi mi?
Ben alevi olamam ki
Olamam ki olamam ki
Olsam da bilemem ki.

Mahzuni Serif...” Her şeyin tanrı; tanrının ise her şey olduğu düşüncesini; evrenin aslında Tanrının kendisi olduğunu belirtmektedir.  “[17] Bu düşünceler Melamiliğin ve Vahdet-i Vücudun yeni dil ile izahıdır. Kimi şiirlerinde Tanrıya inandığını ifade etmekle beraber, din mezhep ve Tanrı inancı onda kökleşmiş ve yerleşmiş bir inanç değildir.

Dostlar ben Allah’ı inkâr etmedim
Bu şekilde hayvan kalana çattım
Şeriatı savdım, yere yatmadım
Gösterişe namaz kılana çattım.

Ne sakal ne bıyık dosta yetirir
Ne dua ne telkin canlar bitirir
Ne muska ne divit Hakk’a götürür
Ben canlı içinde yalana çattım.

Onun inançlarında ve mezhep telakkisinde her zaman şüphe bulunmuş bu şüpheleri ve tavırları kimi şiirlerinde ve söylemlerinde bariz bir şekilde kendini belli etmiştir.  Dine, mezhebe ve menkıbelere inanmaktan çok sorgulayan şüphe duyan bir yaklaşım içindedir.  Bu yüzden pek çok şiirinde dini mezhebi, Tanrıyı, bu ve öbür dünyayı sorgulayan inançla ilgili öğretileri birebir kabullenmeyen Ateizme yakındır denilebilecek bir çizgi içindedir.

Cennet çevresinde sur çevrilmedi
Ne kapısı ne de tokası yoktur.
Kullar senedini dünyada alır
O sırat’ın iki yakası yoktur.

Dünya yokken boşluk ise kâinat
Boşluklar kimlere ederdi biat
Gerçi beni sevmez ama şeriat
Gel gör ki bilimin şakası yoktur.

Gene tanrı varsa tanrıdan önce
Bu hesabi nasıl tuttun gönlünce
Bir varlık kendini yapar mı sence
Zamanın boş yere akası yoktur.

Mahzuni nedense şükür biter mi
Cenabı Mevla ya zikir biter mi
Sen baslar kesersin fikir biter mi
Gönlümün gerçekten çıkası yoktur.

Görüldüğü gibi bu şiirinde Müslümanlık, Alevilik ve dini inançlarla ilgili öğretilerin hepsini inkâr eden bir  yaklaşım içindedir.  “Cennet ve Cehennemin bu dünyada adlandırıldığını,...Sırat diye bir köprünün olmadığını, köprülerin yasadığımız dünyada bulunduğunu ve bunların insanlar tarafından yapıldığını[18]vurgulaması işte tüm bu açılardan manidardır.

Siyasi ve İnsancıllık Yönleri

Mahzuni Şerif,”Benim dinim "İnsana sevgidir" diyen hümanist bir ozandır.  “O'nun için önemli olan insanin yasam hakkıdır. Hiçbir neden insan’ı öldürmenin bahanesi olamaz. Toplumdaki sınıf kavgası bile insan öldürmeyi hakli kılamaz.”  
--------

Iki gönül bir olunca
Bayram olur seyran olur
Bir dost bir dosta gelince
(İnsanlar gerçek dost olunca)
Bayram olur seyran olur

Aktı kanım ılık ılık
Biz yalancı kör değilik
Aradan kalksa ikilik
Bayram olur seyran olur
Barış olur dostluk olur

İşte tüm bu sebeplerden o bir Alevi Bektaşi olduğu kadar Aleviliğin ve Bektaşiliğin kalıplarının dışında da kalan bir ozandır.  Onun düşüncelerini sosyalizmin, Hümanizmanın Aleviliğin ve Bektaşiliğin uyuşan noktalarının tümünde birden aramak gerekecektir. “Şiirlerinde yobazlara, insani sömürenlere arasında ayrım yapanlara karşı çıkmıştır., olumsuzlukları eleştirmiş, insanları öldürenleri kınamış, savaşlara karşı koymuş, dünya halklarının barışını savunmuştur. ...” [19] [20]

NE GÜZEL

İnsan deryasında Hak'kın yolunda
Edep ile hür olması ne güzel
Bunca bilmezlerin bunca cahilin
Başlarında pir olması ne güzel

Geleceği güneş olmalı gencin
Ey ihtiyar başım bitmedi sancın
Tadına doyulmaz helal kazancın
Her ekmekte ter olması ne güzel

Adem baba varken dinler yok idi
Fitneye fesada karni tok idi
Su ikilik canımıza okudu
Tüm insanin bir olması ne güzel

Der Mahzuni yanlış yola yürürsem
Nefsim için toprak olup çürürsem
İnsanları ayrı ayrı görürsem
Gözlerimin kör olması ne güzel

Mahzuni  Pir Sultan Abdal,  Şah İsmail -Hatai ,  Kul Himmet Üstadım  ,  Kaygusuz Abdal Seyyit Nesimi gibi Alevi Bektaşi ozanlarının izinden giden şiirleri ile kendi çağına damga vuran, geleneksel halk şiirine dâhil bir ozandır.

Ancak Mahzuni mevcut düzeni eleştirmiş, sosyalist çizgiye vakıf bir mecrada yol almış, siyasi, içerikli şiirler de söylemiştir. Hatta birçok şiirlerinde siyaseti aşırıya da kaçacak şekilde de kullanmıştır.

Kimi hızlı gider uzun yol yutar
Kimi altın satar kimi pul yutar
Kimi soğan bulmaz kimi bal yutar
Kimi parmağını yalamış gider
………..


Milletin sırtından doyan doyana
Bunu gören yürek nasıl dayana
Yiğit muhtaç olmuş kuru sobana
Bilmem söylesem mi, söylemezsem mi?

--------

Bizdeki yürekler başka yürekler
Günümüz dayanır tuzlu çörekler
Senin sofrandaki ballar börekler
Ömür boyu zehir zıkkım bizim be

Hem evladı yedin, hem de ata’nı
Düşünmedin topraklarda yatanı
Devleti, milleti, bütün vatan’ı
Ulan hey cıvacı sana kim verdi

Bir gün gelecek ki, kim kime güler
Dişi olmazsa da, damağın biler
Böyle ev sahibi olmaz dürzüler
Ya bizi kiracı sana kim verdi. [21]
-----
Bütün insanlık adına
Amerika katil katil
Hukuk yapar kendi bozar
Amerika katil katil

Vietnam’ın suçu nedir?
Hür yasamak ayıp mıdır?
Atom patlat ister kudur?
Amerika katil katil

Türk Milleti Türk Milleti
Nerden gelmiş elin iti?
Bu gidisin sonu kötü
Amerika katil katil.

Bir gün gramlar bir olur
Kilodan hakkini alir
Zalim olan bela bulur
Amerika katil katil.

Mahzuni Şerif uyuma
Gün geldi çattı aksama
Bizden selam Vietnam'a
Amerika katil katil.

--------

1970'li yıllardan sonra sol görüşleri temsil eden düşüncelerin etkisinde kalmış olması ile sömürüye, zulme, emperyalizme, düşmanlığa ve baskıya, başkaldıran, siyasi tercih ve düşüncelerini içeren birçok şiir yazmıştır.” [22]

Doğudan batıya bir ses yükselir

Yiğitler, yiğitler bizim yiğitler
Gâvur dağlarından Dadallar gelir
Yiğitler, yiğitler bizim yiğitler

Alnı çizgi çizgi, zafer oyuklu
Anası ağlamış öfke yayıklı
Elinde dirgeni kara bıyıklı
Yiğitler, yiğitler bizim yiğitler
Bizim yiğitleri bilmiyor it oğlu itler

Karşıdan geliyor elinde dirgen
Sırtı yırtık omzunda yorgan
Yaktı anamızı zalim kemirgen
Yiğitler, yiğitler bizim yiğitler

Mahzuni Şerif’im yiğit yavrusu
Anadolu'sundan yoktur kaygısı
Sizin değil beyler isin doğrusu
Yiğitler, yiğitler bizim yiğitler

ŞİİRLERİNDEN SEÇMELER

Yakışmaz

Sana böyle melül durmak yakışmaz
Nerde senin yiğitlerin dağlarım?
İşte bundan çiğdemlerin kokuşmaz
Nerde senin yiğitlerin dağlarım?

Güneş olan güneş yüksekten inmez
Bulutun sözüne toprak gücenmez
Ey Mahzuni bizim yiğit tükenmez
Nerde senin yiğitlerin dağlarım?...

ŞİİRLERİ İÇİN TIKLAYIN

·         Yakışmaz

·         Yalnız Berçenek

·         Yarım Softa

·         Osmanlı Ve Türkler

·         Öğretmenim

·         Sultan Süleyman

·         Uyan Çoban

·         Vergi Kaçıranlara

·         Katip

·         Kerim Ağa

·         Kıbrıs'ta Bir Şehit

·         Kızılırmak

·         Londra Geceleri

·         Milli Arzu

·         Nerdesin

·         İntizar

·         İşte gidiyorum çeşm-İ siyahım

·         Devran

·         Divane Gönlüm

·         Düştü

·         Fermanım Mı Var

·         Beni De

·         Canandan Gayrı 

 Önemli Halk Ozanlarımız ( İlgilendiğiniz isme tıklayınız )

Kayıkçı Kul Mustafa  Katib , Erzurumlu Emrah  Erzurumlu Aşık Sümmani  ,  Divriğili Deli Derviş Feryadi ,  Aşık Yemini Derviş Muhammet ( Malatya- Arguvan) ,  Aşık Ferrahi ,  Kağızmanlı Hıfzı  ,  Musa Merdanoğlu  ,  Posoflu Aşık Müdami  Deliktaşlı Ruhsati , Âşık Zülali,  Âşık Şenlik,  Ercişli Emrah  ,  Âşık Ardanuçlu Efkari, Şarkışlalı Âşık  Şarkışlalı Talibi Çoşkun ,  Kaygusuz Abdal  ,  Kul Himmet Üstadım , Arapgirli Aşık Fehmi Gür Tokatlı Nuri 


KAYNAKÇA 

[1] Otobiyografisi; https://www.mahzuniserif.com/sayfa/ana.htm

[2] Zaman, Süleyman (1997). Mahzuni Şerif Yaşamı- Dünya Görüşü-Şiirler. Ankara: Yeniden Doğuş Matbaası.

[3] uslanmam.com/muzik-genel/159938-asik-mahzuni-serif-kimdir-taniyalim.hl, son erişim, 22-6 2013

[4] Zaman, Süleyman (1997). Mahzuni Şerif Yaşamı- Dünya Görüşü-Şiirler. Ankara: Yeniden Doğuş Matbaası.

[5] . Irmak, Yılmaz (2013). Folklorun Beş İşlevine Göre Âşık Mahzuni Şerif’in Şiirleri. Samsun: Ondokuz Mayıs Üniversitesi

[6] https://www.uslanmam.com/muzik-genel/159938-asik-mahzuni-serif-kimdir-taniyalim.html

[7] Otobiyografisi; https://www.mahzuniserif.com/sayfa/ana.htm

[8] NURETTİN ALBAYRAK, https://islamansiklopedisi.org.tr/mahzuni-serif

[9] Otobiyografisi; https://www.mahzuniserif.com/sayfa/ana.htm

[10] https://tr.wikipedia.org/wiki/Mahzuni_%C5%9Eerif

[11] ]mahzuniserif.net/01.(yasami).htm

[12] ]mahzuniserif.net/0.(yasami).htm

[13] ]mahzuniserif.net/01.(yasami).htm1

[14] ]mahzuniserif.net/01.(yasami).htm

[15] mahzuniserif.com/IPOD/-DunyaGorusu.htm

[16] mahzuniserif.com/IPOD/-DunyaGorusu.htm

[17] mahzuniserif.com/IPOD/-DunyaGorusu.htm

[18] mahzuniserif.com/IPOD/-DunyaGorusu.htm

[19] https://www.kocak.dk/Mahzuni_serif.htm

[20] com/muzik-genel/159938-asik-mahzuni-serif-kimdir-taniyalim.html

[21] com/muzik-genel/159938-asik-mahzuni-serif-kimdir-taniyalim.html

[22] com/muzik-genel/159938-asik-mahzuni-serif-kimdir-taniyalim.html

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar

Şahamettin Kuzucular

Şahamettin Kuzucular

8 years ago

Yalnız yukarıdaki ibarede Berçenek'in doğum yıllarında Elbistan sonraki yıllarda ise Afşın olduğunun izah edildiğini gözden kaçırmışsınız.