Samim Kocagöz Hayatı ve Edebi Yönü

26.02.2012

 

Samim Kocagöz

Samim Kocagöz ( d.13 Şubat 1916'da Aydın'ın Söke, ö.5 Eylül 1993'te İzmir ) Sosyal gerçekçi roman ve öykü yazarı, öğretmen.

AİLESİ

Asıl adı Hasan Samim Kocagöz'dür. Babası tarafından ataları, İstanbul'dan Söke'ye Sancak Beyi İlyasoğlu'nun yanına müsellim olarak gönderilen üç kardeşten Kocagözlü olarak anılan Mehmet Efendi’den gelmektedir. Samim Kocagöz’ün dedesi Çakırcalı Ahmet Ağa,  babası ise dedesinin en büyük oğlu Şükrü Bey’dir (1887-1954). Samim Kocagöz'ün annesi Vahide Hanım ise (1901-1964), şairNedim  ’in çağdaşı ve devrinin şairler sultanıOsmanzade Taib  ’e dayanan İzmir eşraflarından Osmanzadeler sülalesine dayanır  [1]]

13 Şubat 1916'da Aydın'ın Söke ilçesinde doğan Samim Kocagöz,  Vahide Hanım ve Şükrü Kocagöz çiftinin beş çocuğundan biri [2] Ferzan ve Halil Kocagöz’ün ağabeyleridir.[3] Samim Kocagöz, Ferzan Gürel ve Halil Kocagöz, edebiyat dünyamızda isim yapmış üç değerli kalemdir. Sanatsever bir aileden gelen Kocagözler pek çok yazar şair ve ressam yetiştirmiştir. Ressam Ziya Gürel, Samim Kocagöz’ün yeğeni Rezzan Gürel’in oğludur.  Ayrıca Şükrü Sina Gürel'in öz dayısıdır.

DOĞUMU EĞİTİM YILLARI

Çocukluk yılları Söke’de geçen yazar 1928 yılında ilkokulu Söke’de bitirmiştir. Ancak o yıllarda Söke'de ortaokul olmadığı için iki yıl dedesi Ahmet Ağa'nın evinde, Hoca Ahmet Efendi'den özel dersler almıştır.[4]

 1930'da İzmir Erkek Lisesi'nde (şimdiki adı Atatürk Lisesi) orta öğretimine yatılı olarak başlar. İzmir Erkek Lisesi'nde yatılı olarak öğrenimi altı sene sürecektir. Çiftçilikle uğraşan bir aileden gelen Samim Kocagöz, tatil günlerini Söke’deki arazilerinde ailesine yardımcı olarak geçirmiştir. Kocagöz, lise yıllarında iken edebiyata heveslenir ve İzmir'de çıkan Anadolu Gazetesi'nin edebiyat sayfasına yazılar göndermeye başlamıştır.  Çiftçilik hayatını iyi bilen hatta yaşayarak öğrenen Samim Kocagöz bu bakımdan eğitim çocukluk ve gençlik yıllarında toprağı, toprak insanlarının hayatını ve köy hayatını yakından görmüş ve yaşamıştır. Bu yüzden eserlerinde bu konuları işlerken bu günlerdeki hayatından izlenimlerini eserlerine başarı ile aksettirmiş olacaktır.

 

Lise yıllarında iken yöresinin yazarı olanSabahattin Ali’nin  öykü, roman ve şiirlerini okur. Sabahattin Ali onun yazar olması, konu seçiminde oldukça etkili olacaktır.

1937 yılında liseyi bitirdikten sonra da en büyük amacı olan edebiyat öğrenimini almak üzere girdiği İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesine kayıt yaptırır.

1942'de Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olur. Mezuniyeti sonrasında ilk önce Paris’e gitmeye karar verir. Ancak II. Dünya savaşı çıkınca bu fikrinden vaz geçmek zorunda kalır.  1942–1945 arasında İsviçre’ye giderek Lozan Üniversitesi'nde sanat tarihi eğitimi alır.

ÇALIŞMA HAYATI

1945 ‘te Türkiye'ye döndükten sonra askerlik görevini yerine getirmek üzere Giresun'a gider. Askerliği sırasında  "Fındık Yaprakları"  adlı hikâyesinde “Giresunlulara hakaret ettiği gerekçesi ile Sivas’a sürgün edilir. 1947'de askerlik görevini bitirir. 8 Eylül 1947 tarihinde Sevinç Hanım'la evlenir. 1950'de Kocagöz'ün büyük oğlu Şükrü, 1953'te ikinci oğlu Fadıl dünyaya gelir. Siyasi sebeplerle iş bulamayan yazar ve eşi, babadan kalma beş yüz dönüm tarladan sağladıkları gelirle geçinirler.” ( PROF. DR. SONGÜL TAŞ, agy)

Bir süre İzmir Ticaret Okulu'nda edebiyat, Devlet Konservatuarı’nda sanat tarihi dersleri verir. Söke'de çiftçilikle uğraşır.[5]

 Servet-i Fünun Uyanış, Ses, Hep, Bu Topraktan, Vatan, Fikirler, Yenilikler, Yeditepe gibi dergilerle Demokrat İzmir gazetesinde yayınlanan öyküleriyle bilinir. 1946'da vatan gazetesinde çıkan "fındık yaprakları" öyküsü nedeniyle Sivas’a sürüldü.1950'de Yeni İstanbul gazetesi ve New York Herald Tribune gazetesinin ortaklaşa düzenlediği Dünya Hikâye Yarışması'nda "Sam Amca" öyküsüyle birincilik kazandı.

Hüsamettin Bozok'un kurduğu Yeditepe Yayınevi’nin 1955-1960 yılları arasında ortağı oldu. 1960 YILINDA Türkiye İşçi Partisinin yönetiminde yer aldı [6]

İlk öyküsü "yarıntı" 1939'da ses dergisinde yayımlandı. "yarıntı" ile başlayan öykücülük serüveni, Telli Kavak (1941), Sığınak (1946), Sam Amca (1951) kitaplarıyla devam etmişti. Yeni İstanbul ve New York Herald Tribune gazetelerinin 1950 yılında düzenledikleri Dünya Hikâye Yarışması’nda "Sam Amca" öyküsüyle Türkiye birincisi oldu. 1944 yılında tamamlanıp 1948'de yayımlanan Bir Şehrin İki Kapısı adlı romanı, toplumcu gerçekçi çizgisini yansıtan ilk romanı olmuştu. Roman, 1985'te yapılan ikinci baskısında “Nabi’nin Park Kahvesi” adıyla yayımlandı. 

Öykücülüğünün ikinci dönem eserleri olan Cihan Şoförü (1954), Ahmet’in Kuzuları (1958), Yolun Üstündeki Kaya (1964) kitapları basıldı. Kocagöz, 1957'de çıkan “Onbirlerin Dönüşü” ’nde, ikinci dünya savaşı sırasında ortaya çıkan fikir ayrılıklarını, insanların düş kırıklıklarını anlattı. Kalpaklılar-Doludizgin (1962) ise kurtuluş savaşı ve milli mücadele ekseninde yaşananların anlatıldığı beşinci romanı oldu. “Yağmurdaki Kız “ adlı öykü kitabıyla 1968 Türk Dil Kurumu Öykü Ödülü’nü kazandı.

Üyesi olduğu Türkiye İşçi Partisi’nden 1970 yılında ayrıldı.[7] Tip’te geçirdiği yıllara dair gözlemlerini ve Davutpaşa Kışlası’ndaki tutukluluk zamanlarını anlattığı tartışma (1976) adlı romanında 12 Mart müdahalesine yer verdi. Yazdığı oyunlarından yalnızca “Sayılı Günler “ve “ Yaşlı Kız “ okura ulaştı.

Yörüklerin, cumhuriyet öncesi yaşamlarını anlattığı “Bir Karış Toprak” (1964) adlı romanının devamı olarak, bir çift öküze sahip olmak isteyen göçmenlerin dramını anlattığı “Bir Çift Öküz “(1970) romanı yayımlandı. Demokrat Parti'nin son yıllarıyla 27 Mayıs’a geliş sürecini anlattığı ve 1973 yılında yayımlanan “İzmir’in İçinde” adlı romanıyla Türkiye’nin siyasal durumunu ortaya koydu.  1978'de basılan “Alandaki Delikanlı “adlı öykü kitabıyla 1979 Lions Hikâye Ödülü’nü aldı.2006–2007 tiyatro sezonunda 50. Yılını yaşayan İzmir Devlet Tiyatrosu, yazarın hemen hiç bilinemeyen "Islak Ekmek" adlı oyununu repertuarına aldı.

Samim Kocagöz, daha çok kendi memleketi olan Söke yöresini ele aldığı romanlarıyla dikkati çeker. Bir Şehrin İki Kapısı, Yılan Hikâyesi, Bir Karış Toprak, Bir Çift Öküz bu özelliği taşıyan romanlarıdır. Kalpaklılar ve Doludizgin, Kurtuluş Savaşı'nın panoramasını çizen romanlar olarak dikkati çekerler. İzmir'in İçinde ve Tartışma ise 27 Mayıs 1960'a 12 Mart 1971'e geliş nedenlerini ele alışlarıyla bu konulara değinmede ilklik taşırlar.

Kocagöz'ün, roman, romancı, okur, eleştirmen, sanat, edebiyat, Türk edebiyatının dünya edebiyatı içindeki yeri üzerine yazdığı yazılarının bir araya getirildiği deneme kitabı roman ve yazarlık onuru 1983'te yayımlandı. sosyo-politik olayların konu edildiği öykü kitaplarından biri olan gecenin soluğu 1985 yılında çıktı.

12 Eylül 1980'i anlattığı on birinci romanı Mor Ötesi, 1986 yılında, "Simon pépéta" adlı uzun öyküsüyle birlikte yayımlandı. Bu romanıyla 1987 Ferit Oğuz Bayır Roman Ödülü'nü kazandı. 1989 Orhan Kemal Roman Ödülü’nü aldığı en son romanı “Eski Toprak” 'ta (1988), 12 Mart 1971'e geliş sürecini sorguladı. 1989 yılında çıkan “Bu da Geçti Yahu” adlı anı kitabından bir yıl sonra “Baskın” adlı öykü kitabı yayımlandı. Aynı yıllarda geçirdiği felce rağmen yazmaya devam etti.

29 Kasım 1991'de eşi Sevinç Hanım’ı kaybeden Samim Kocagöz eşinin vefatının ardından uzun zamandır tasarladığı "Kocagözgiller" romanını bitiremeden rahatsızlanır.  Bağırsaklarından sorun yaşayan Samim Kocagöz, 5 Eylül 1993 tarihinde, İzmir’de vefat eder. Cenazesi doğum yeri olan Söke’ye getirilip Söke’de toprağa verilir. Ölümünden sonra adına bir öykü ödülü konmuştur.
 

Samim Kocagöz'ün Edebi Kişiliği

Eserlerinin bazıları yabancı dillere çevrilmiş, antolojilere girmiş ve hakkında çeşitli makaleler yazılmış olan Samim Kocagöz, köy ve kasaba insanlarının sorunlarını, günlük yaşamlarını ve duygularını yalın bir dil ve gerçekçi tutumla yansıtan sosyal gerçekçi bir yazardır. Cumhuriyet dönemi ikinci kuşağı öykü ve romancılarından olan yazar köy edebiyatı mensubu yazarlar arasındadır.

Edebi hayatına İstanbul Edebiyatta öğrenim görürken girmiş olan ve toplumsal gerçekçiler arasına almamız gereken bir yazar olan Samim Kocagöz, 1950 yıllarından sonra tanınmaya başlayan, halkçı ve toplumcu çizgide eserler veren bir romancı ve hikâyecimizdir. Batı Anadolu, Ege, Menderes havzası ve çevresinin insanlarını ve yaşanan dramları anlatan Samim Kocagöz edebiyata hikâyeleri ile girmiştir. Samim Kocagöz, olay hikâyeciliği denilen Maupassant tarzında yazan öykücülerimiz arasındadır. İlk öykülerinden sonra kendi tarzını ve üslubunu yakalamış son dönem öykülerinde ise kısmen Sait Faik ve Çehov tarzına yaklaşan öyküler de kalem almıştır.

Samim Kocagöz'ün edebi yönü, Oktay Akba 'ın kaleminden şu şekilde özetlenir. "Samim Kocagöz’ün yazısını yönlendiren, gerçeklik duygusuydu. Ona ihanet vatana ihanetle eşdeğerdi. (...) Değişen Türkiye’yi anlamada kendinin de dediği gibi, sosyologlardan daha zengin bir malzeme bıraktı bize. Toplumcu gerçekçi edebiyattan bugünü anlamak için öğreneceğimiz çok şey var. Samim Kocagöz de bu anlayışın önemli bir adıdır."

Doğan Hızlan ise onu şekilde değerlendirir:  “Her şeyi yazdım, olduğu gibi anlattım diyen ünlü yazar André Gide bile acaba her şeyi yazdı mı? Yazdığına inanmıyorum. Her yazar, önce insandır. İnsanın yüreğinin içinde, derinliklerinde kendi kendisine bile inanamadığı gizler, korkular, kederler, sevinçler vardır. "Samim Kocagöz. Toprak reformundan yana bir çiftçi, sosyal idealleri uğruna edebiyatı heder etmeyen bir yazardır. Eserlerinde kuşağının toplumsal projelerini, başlarından geçenleri görebilirsiniz. Ama sadece bu yönleriyle öne çıkan, yaşam koşullarının iyileştirilmesi halinde değer/işlev yitimine uğrayacak kitaplar değildir. Kocagöz, yazdıklarını estetik bir donanımla kuşatmayı, okurun ezberini bozmayı bilmiştir. Gerçekçilikten anladığı; slogan üretmek değil, insana/edebiyata dair bir yaşantıyı özgün bir biçim/biçem ile yansıtabilmektir.” Edebiyat tarihimizde yadsınamayacak bir yeri vardır. Sait Faik’ten Orhan Kemal’e, Kemal Tahir’den Fakir Baykurt’a, Yakup Kadri’den Tennesse Williams’a kadar pek çok isimle yakın dostlukları olan Kocagöz, yaşadıkları ile çok renkli bir kişiliktir. "

Toplumcu gerçekçi sanat anlayışı doğrultusunda ürünler veren Samim Kocagöz, hikâyelerinde genellikle Ege bölgesinde yaşayan insanların sorunlarını anlatır. Hikâyelerin konularını yaşadığı Söke çevresinden ve Menderes vadisinin toprak sorunlarından almıştır.

Yazara 1967′de Türk Dil Kurumu′nun Hikâye Ödülü′nü kazandıran Yağmurdaki Kız da değişen insan ilişkilerine eleştirel bir dille kaleme alınması sonucu doğmuştur. Kurtuluş Savaşı′nı belgesel roman tarzında, işleyen Kocagöz, romanlarında da hikâyelerinde olduğu gibi toprak sorununu dile getirmiştir. Topraksız ya da az topraklı kesimin ilerleyen teknoloji karşısında içine düştüğü sıkıntıyı ′Bir Karış Toprak′ta anlatan yazar, ′İzmir′in İçinde′ adlı romanında ise 1960 Hareketi öncesi oluşan toplumsal karışıklığı feodalizmin tesviyesiyle birlikte ve çeşitli kesimlerden seçtiği karakterler aracılığıyla verir. [8]

ESERLERİ 

Samim Kocagöz, elli yıla ulaşan edebi hayatında, on iki hikâye kitabında yüz kırk sekiz hikâye, on iki roman, bir inceleme kitapçığı, bir makaleler dizisi ve bir de anılarını topladığı kitap olmak üzere toplam yirmi yedi eser yayımlamıştır

ROMAN:

·         İkinci Dünya (1938)

·         Bir Şehri İki Kapısı (1948)

·         Yılan Hikayesi (1954)

·         Onbinlerin Dönüşü (1957)

·         Kalpaklılar (1962)

·         Doludizgin (1963)

·         Bir Karış Toprak (1964)

·         Bir Çift Öküz (1970)

·         İzmir'in İçinde (1973)

·         Tartışma (1974)

·         Eski Toprak (1988)

ÖYKÜ:

·         Telli Kavak (1941)

·         Sığınak (1946)

·         Cihan Şoförü (1954)

·         Ahmet'in Kuzuları (1958)

·         Yolun Üstündeki Kaya (1964)

·         Yağmurdaki Kız (1967)

·         Alandaki Delikanlı (1978    

  DENEME

·         Roman ve Yazarlık Onuru (1983)

ÖDÜLLERİ:

·         1968 Türk Dil Kurumu Öykü Ödülü Yağmurdaki Kız ile

·         1978 Lions Hikaye Ödülü Alandaki Delikanlı ile

·          

Hakkında Detaylı Bilgi İçin Tıklayın

 Samim Kocagöz Hayatı ve Edebi Yönü

Kalpaklılar Hakkında Konu Özet İnceleme Samim Kocagöz

Kalpaklılar Romanı Hakkında ve Konusu Samim Kocagöz

Doludizgin Hakkında Konu Özet İnceleme Samim Kocagöz

Samim Kocagöz ve İzmir'in İçinde Romanı

ROMANCILAR İLE İLGİLİ BAŞLIKLAR VE LİNKLERİ

·         Emine Işınsu Hayatı ve Edebi Kişiliği

·         Nezihe Meriç Hayatı Edebi Yönü Eserleri

·         Yusuf Atılgan Hayatı ve Şiirleri

·         Mehmet Seyda Hayatı ve Şiirleri

·         Tarık Buğra Hayatı Romancılığı ve Öykücülüğü

·         Necati Cumalı Hayatı ve Romancılığı

·         Talip Apaydın'ın Hayatı Edebi Kişiliği ve Romancılığı

·         Kemal Tahir Hayatı ve Romancılığı

·         Kemal Bilbaşar Hayatı ve Edebi Yönü

·         Cevdet Kudret Solok Hayatı ve Yazarlığ

·         Suat Derviş Hayatı ve Eserleri

·         Nahid Sırrı Örik Hayatı ve Edebi Yönü

·         Mithat Cemal Kuntay Hayatı ve Yazarlığı

·         Sadri Ertem Hayatı ve Romancılığı

·         Sabahattin Ali Hayatı Romancılığı

·         Şükufe Nihal Başar Hayatı ve Edebi Yönü


KAYNAKÇA

 

[1] PROF. DR. SONGÜL TAŞ, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/samim-kocagoz

[2] Anonim,https://www.aydinnethaber.com/kocagoz-ailesinin-aci-gunu-35155h.htm son erişim, 12-12-2014

[3] Dr Aslan tekin, Edebiyatımızda İsimler, Elips yayınları, ANKARA, 2005, SHF 332

[4] PROF. DR. SONGÜL TAŞ, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/samim-kocagoz

[5]  Taş, Songül (1998). Samim Kocagöz Yazar-Eser-Üslûp. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları.

[6] Dr Aslan tekin, Edebiyatımızda İsimler, Elips yayınları, ANKARA, 2005, SHF 332

[7] https://www.edebiyol.com/samim_kocagoz.htm

[8] https://www.edebiyol.com/samim_kocagoz.html

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar