23.11.2014
Bu mesnevi Leyla ile Mecnun ve, Ferhat ile Şirin , Arzu ile Kamber gibi aşk hikâyeleri olarak kabul gören halk hikâyelerine üslup konu ve vaka düzeni bakımından çok benzeyen bir hikâyedir.Aslında 7.yüzyılda yaşamış bir Arap şairinin, Urva ibn Hizam’ın, hikâyesine dayanan Varka ve Gülşah hikâyesi, Gazneliler devrinde 11 yy da Ayyukî [1]adlı bir şair tarafından kaleme alınmıştır. Fars Ayyukî adı ile birlikte anılmıştır.
Varka ve Gülşah mesnevisinin bilinen ilk nüshası, 14. Yüzyılda yazılmış olan ve yazarının Yusuf ı Meddah adlı bir mesnevici olduğu bilinen bir mesnevidir. Topkapı sarayı H. 841 de kayıtlı bulunan bu eser bu konuda Anadolu sahası Türk edebiyatında yazılmış ilk mesnevi olmalıdır. Yusuf-ı Meddah Varka ve Gülşah hikâyesini her ne kadar meclisler halinde ve topluluk karşısında anlatılmaya uygun olarak yazmış, eserini, Ayyukî’nin eserini model alarak yazmıştır. Yusuf-ı Meddah’ın Varkave Gülşah adlı mesnevisi 1974 yılında Grace Martin Smith tarafından Berkeley Üniversitesinde, ülkemizde ise 2007 yılında Kâzım Köktekin tarafından yayınlanmıştır.[2] Bu eser, İran Azebaycan’ı Hoy kentinden gelerek Konya’ya yerleşmiş bir aileden gelen Abdül Mümin adlı bir nakkaş tarafından minyatürlerle süslenmiştir. Bu eser 13- 14 Yy Selçuklu minyatür sanatının en güzel örneklerini sergileyen bir eser olarak da dikkat çeker. [3] İslam sanatındaki resimli nadir aşk konulu eserlerden biri olan bu eserin Topkapı Sarayı Müzesindeki nüshası 70 yaprak olup 71 minyatür ihtiva etmektedir. [4]
Varka ve Gülşah hikâyesinin 14. Yy da yazılmış olan ve Abdül Mümin adlı nakkaşın resimlediği bu nüshası, minyatür sanatı için de önem taşıyan içerisinde pek çok minyatür bulunan, resimlerle süslenmiş bir eserdir. [5]XVI. yüzyılda Defteremini Mustafa Çelebi’nin de yazmış olduğu Varka ı Gülşah adlı mesnevinin [6]14 yy da yazılmış olan nüshasından konu olarak pek farklı değildir. Mustafa Çelebi’nin Varka ve Gülşah’ı, kütüphane kayıtlarında mesnevi Bediî adına kayıtlı olduğu için bugüne kadar edebiyat tarihlerinde yer almamıştır. [7] Bu eser Ayşe Yıldız tarafından tespit edilmiş ve yayımlanmıştır. Eser İstanbul Arkeoloji Müzesi Kütüphanesi 1020 numarada kayıtlıdır. Ayşe Yıldız araştırmaları sonucunda Bedi adına kayıtlı olan bu eserin Defteremini Mustafa Çelebi tarafından 1548 ile 1566 yazılmış Varka ve Gülşah adlı eser olduğunu da tespit etmiştir.
Ziyaî ve Selamî’nin Varka ve Gülşah adlı eserleri ve Anadolu ve Çağatay sahalarında aynı adla kaleme alınmış yazarı bilinmeyen mesneviler daha olduğu bilinmektedir. Türk Edebiyatında yazılan Varka ı Gülşah mesnevisi ile eserin ilk müellifi olan Ayyuki’nin eseri arasında karşılaştırmalar yapan Ayşe Yıldız adı geçen Doktora tezinde “Ayyukî’nin mesnevisinin 2238 beyitken Mustafa Çelebi’nin mesnevisi 6712 beyit olduğunu tespit etmiştir. Türk Edebiyatında yazılan Varka ı Gülşah Mesnevilerinin tam bir tercüme olmadığını üzerine ilaveler yapılan, her bölümü genişletilerek yazılan telif sayılabilecek eserler olduklarını ileri sürmüştür. Eserin bazı nüshaları , “Fâ'ilâtün Fâ'ilâtün Fâ'ilün (Fâ'lün)” kalıbıyla [8]yazılmıştır. Bu kalıp Türkçeye oldukça uygundur.
Eserin 14 yy da yazılmış olan nüshasından sonra halk tarafından öğrenildiği, Leyla İle Mecnun ve Ferhat ile Şirin gibi bir Türk Halk hikâyesi şekline dönüştüğü, anonim bir hikâye haline geldiği ortaya çıkmaktadır. Varka ve Gülşah hakkında yazılmış olan diğer bir mesnevi ise XIV. yüzyılda Yusuf-ı Meddah tarafından mesnevi türünde yazılmıştır.
Hikâyeci ozanların hikaye reperturarlarına da dâhil olduğu anlaşılan bu hikayenin halk için yapılmış baskıları ve nüshalarının da olduğu bilinmektedir. Fakat bu baskılar ve nüshalar elde mevcut değildir. İsmail Hikmet Ertaylan adı geçen yazısında Varka ve Gülşah’ın üç ayrı yazma nüshasından söz etmiştir. Bu nüshalardan birisi Kağızman'da bir muallimin elinde bulunmaktadır. Bu yazma Sivas'ta 1168 tarihinde ağartılmıştır. Diğeri ise, 1282'de, Kızılviran'da Molla Tahir tarafından ağartılan nüshadır. Ertaylan'ın verdiği bilgiye göre, her üç nüsha da, Yusufî Meddah'ın eserinden istinsah edilmiştir. [9]
İsmail Hakkı Uzunçarşılı’ya göre , “Varka ve Gülşah’ın Sivas'ta “ Mevlevî Yusuf isimli biri tarafından, 1368'de ağartıldığı"nı ileri sürer.[10] Fakat, bu güne kadaı yazma ele geçmemiştir. Adı geçen bu yazmanın kimde bulunduğu ise meçhuldür.[11]]Üç ayrı nüshanın varlığından bahseden yazar, diğer nüshaların asıl nüshadan istinsah edildiğini ve her istinsah sırasında da bir takım değişikliklere uğradığını ileri sürmektedir. [12]
Prof. Dr. Ahmet Ateş’e göre , Varka ve Gülşah İran ve Arap edebiyatımızdan edebiyatımıza girmiştir. Aşk konulu ilk hikâyelerin bu muhitlerden edebiyatımıza girmiş olması, konu benzerlikleri, mekânlar ve kişilerin adları bu kanıyı güçlendiren gerekçelerdir. [13]Fakat öldükten sonra bir ermişin duasıyla yeniden dirilme motifi, Türk mesnevilerinde ve halk hikâyelerinde bulunan bir özelliktir. Şu halde Varka ve Gülşah da Yusuf kıssası, Leyla ile Mecnun ve Ferhat ile Şirin gibi Türkleştirilmiş ve halk hikâyelerimizden biri haline gelmiştir.
Varka-ı Gülşah Mesnevileri ve Mesnevicileri
Varka ve Gülşah Hikayesi Özetleri
Varka ve Gülşah Hikayesi Özeti Yusuf-ı Meddah Nüshası
Varka ve Gülşah Mesnevisi ve Minyatürleri
VARKA VE GÜLŞAH’IN ÖZETİ ( Alıntı : Gıyasettin Aytaş ) [14]
( Özet, Gıyasettin Aytaş ve Varka ve Gülşah Hikayesi Özeti Yusuf-ı Meddah Nüshası’ndan faydalanılarak hazırlanmıştır )
Varka ve Gülşah Mesnevisi , (ilk on beyit) bir na'at ile başlar.
Mekke'de Hayyı Benî Şeyba isimli bir aşiret vardır ve bu aşiretin reisleri Hilâl ve Hüman adlı iki kardeştir. Hilâl ve Hüman ‘ın eşleri hamiledir ve bu iki kadın aynı gün, aynı gece hatta aynı saate doğum yaparlar. Aynı gecede dünyaya gelen bu çocukların birisi kız, diğeri ise erkektir. Bu çocuklara aileleri Varka ve Gülşah koyarlar.
İki amca çocuğu olan Varka ve Gülşah yedi yaşına kadar birlikte büyümüşlerdir. Aynı yatakta yatıp, aynı oyunları oynamışlar, bir birlerini çok sevmişlerdir.
Varka erkek Gülşah ise kızdır. Yedi yaşından sonra ise, Varka, silahşorluk konusunda eğitim alması ve ok talimlerini öğrenmesi için Gülşah’tan ayrılmak zorunda kalır. Ancak Gülşah, çok sevdiği kuzeninden ayrı olmaya dayanamadığı için, ağlayıp sızlamaya başlar. Bunun üzerine Gülşah’ı da Varka’nın talim yaptığı yere götürüler. Böylece Gülşah’da Varka ile birlikte silahşorluk eğitimi almaya başlar.
Aşiretin reisi olan Hilal ve Hüman evlilik çağı gelince Varka ile Gülşah’ı evlendirmek konusunda anlaşmışlardır. Sonuçta her ikisi de büyüt ve evlenme zamanları gelmiştir. Her iki kardeş çocukları evlendirmek için hazırlık yapmaya başlar. Tüm kabile de bu iki kuzenin sevgilerini takdir ederek bunları evlendirilmesi taraftarı olmuştur.
Fakat civarda Müslüman olmayan Beni Amr adında bir kabile reisi ve kabilesi vardır. Beni Amr, Gülşah’a aşık olmuştur. Gülşah’ın evleneceğini duyunca iyilikle alamadığı takdirde zorbalıkla almak askerlerini toplayarak yola çıkar.
Amr, geldiğinde düğünün başladığını görür. Düğün gecesi yapılan eğlenceler sırasında gafletten faydalanan Amr , bir baskın yaparak Gülşah’ı kaçırır. Varka sevgilisini kurtarmak isterken, Amr ile çarpışmaya giren babasını kaybeder. Daha sonra Varka, Amr ile savaşır ama teke tek yapılan bu çatışmada yenilip Amr’a esir düşer.
Fakat aklını kullanan Gülşah, Varka’yı Amr'ın elinden kurtarır. Varka ile Gülşah kaçarak obalarına dönerler. Fakat bu defa da Varka’nın babası öldüğü ve Varka’nın fakir düştüğü için istenilen süt hakkını vermeyeceğinden dolayı kızı Gülşah’ı Varka’ya vermeyi reddeder . Varka'nın ise, bunu karşılayacak gücü yoktur.
Ancak Varka kendisinden istenen süt parasını bulmak üzere Yemen Padişahı olan dayısından yardım almak üzere ayrılır. Ancak bu sefer de dayısının Anter isimli bir düşmana esir düştüğünü ve asılmak üzere olduğunu görür. Dayısını kurtarır. Dayısından gerekli yardımı da aldıktan sonra memleketine döner. Ancak, Gülşah’ın annesi ve babası onu Muhsin Şah isimli çok zengin birine vermişlerdir. Kabile içinde Varka lehine birçok münakaşa çıkmış ama Gülşah’ın annesi herkesi kandırmıştır. Varka'ya da kızlarının ayrılığa dayanmayarak öldüğünü söylerler. Hatta ona bir mezar gösterip bu mezar Gülşah’ın derler.
Varka bu duruma inanarak kırk gün boyunca yemeden içmeden, Gülşah’ın mezarı diye gösterilen, fakat içinde bir koyun leşi gömülü mezarın başında ağlar. Kırkıncı günün sonunda, Gülşah'ın bir sır ortağı vasıtasıyla gerçeği öğrenir. Bu sefer Şam'a doğru yola çıkar. Yolda haramilerle karşılaşır ve ağır yaralanır. Onu baygın bir şekilde Muhsin Şah bulur ve sarayına getirir.
Gülşah, Melik Muhsin’le evlenmiş ancak ona teslim olmamıştır. Melik Muhsin de hikayesini dinleyip onu kardeşi gibi kabul edip Gülşah’a dokunmamıştır. Yola çıkan Varka, yolda haramilerle karşılaşır çoğunu öldürür ama kendisi de ağır yaralanır. Onu baygın bir şekilde Muhsin Şah bulur ve sarayına getirir.
Burada çeşitli durumlarda sonra, Gülşah'a kavuşur Varka, onun bir başkasıyla nikâhlı olmasını kabullenemeyerek oradan ayrılır.Yolda bir tabibin derdinin dermanı, dost vaslıdır, demesi üzerine, Allah'a yalvararak ruhunu kabzetmesini ister. Duası kabul edilerek oracıkta ruhunu teslim eder.
Varka'nın öldüğünü öğrenen Gülşah, mezarının başına gelerek, hançerle kendisini öldürür. Onu da aynı mezara gömerler. Bir gazadan dönen Hz. Peygamber ve sahabeler o şehre gelmiştir. Bu hadiseyi öğrenir ve mezarı görmek ister. Sahabelerin ricası üzerine, Hz. Peygamber Allah'a yalvararak, bu iki aşığın dirilmesini ister. Peygamberin duası kabul edilir ve iki âşık dirilir. Nikâhlarını da Hz. Peygamberimiz kıyar.
İlgili Linkler
EŞREF BEY İLE ZÜHRE HAN HİKAYESİNDE ASTROLOJİK UNSURLAR
Tahir ile Zühre Hikayesi Kıbrıs Varyantı Özeti
Yusuf ile Züleyha Hikayesi Kökeni Yazarları Özeti
ŞAH İSMAİL İLE GÜLİZAR HİKAYESİ HAKKINDA BİLGİLER VE ÖZETİ
Ferhat ile Şirin Hikayesi Varyantları ve Özetleri
Şahsenem ile Aşık Garip Hikayesi Hakkında Çalışmalar ve Özeti
Ercişli Emrah İle Selvihan Hikayesi ve Özeti
Mem u Zin Hikayesi Asıl Aşk Hikayeleri ile Mukayesesi ve Özeti
Eşref Bey Hikayesi Varyantları ve Özetleri
Sümmani ile Gülperi Hikayesi ve Emsal Günaydın Derlemesi
Hurşit İle Mahmiri Hikayesi Metni ve Hikaye Hakkında Bilgiler
Asuman İle Zeycan Hikayesi Hakkında Motif ve Epizotları
Aşık Garip Hikayesi Osmaniye Varyant
Koçak Nebi Hikayesi Türküleri ve Varyantları
Gılınçoğlu Hikayesi ve Oluşumu Hakkında Düşünceler
Arzu ile Kamber Hikayesi Hakkında Varyantları ve Özetleri
Vamuk u Azra Hikayesi Kökeni Mesnevileri ve Özetleri
KAYNAKÇA
[1] Yıldız, Ayşe (2009). Mustafa Çelebi Varka ve Gülşah.3 c. Harvard: Harvard University Press. https://yayinlar.yesevi.edu.tr/files/article/636.pdf
[2] Yıldız, Ayşe (2009). Mustafa Çelebi Varka ve Gülşah.3 c. Harvard: Harvard University Press. https://yayinlar.yesevi.edu.tr/files/article/636.pdf
[3] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/selcuklu-minyatur-eserleri/132552
[4] Murat Selamet, Anadolu Selçuklu Dönemi Türk Minyatür Sanatı, https://www.altinoran.com/2012/03/30/anadolu-selcuklu-donemi-turk-minyatur-sanati/
[5] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/selcuklu-minyatur-eserleri-ve-ozellikleri/80342
[6] ] Ertaylan, İ. Hikmet, Türk Dili ve Edebiyatı Örnekleri I, Varka ve Gülşah, İstanbul 1945, s. 4 vd.
[7] Yıldız, Ayşe (2009). Mustafa Çelebi Varka ve Gülşah.3 c. Harvard: Harvard University Press. https://yayinlar.yesevi.edu.tr/files/article/636.pdf
[8] Gıyasettin AYTAŞ, VARKA ve GÜLŞAH MESNEVİSİ HAKKINDA BAZI TESPİTLER, https://w3.gazi.edu.tr/~giyaytas/varaka.htm
[9] ] Ertaylan, İ. Hikmet, Türk Dili ve Edebiyatı Örnekleri I, Varka ve Gülşah, İstanbul 1945, s. 4 vd.
[10] Uzunçarşılı, İ. Hakkı, Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri, Türk Tarih Kurumu Yayınları. VIII. Ankara, 1937, s. 82.
[11] Gıyasettin AYTAŞ, VARKA ve GÜLŞAH MESNEVİSİ HAKKINDA BAZI TESPİTLER, https://w3.gazi.edu.tr/~giyaytas/varaka.htm
[12] .Ertaylan, İ. Hikmet, Türk Dili ve Edebiyatı Örnekleri I, Varka ve Gülşah, İstanbul 1945, s. 4 vd.
[13] Ateş, Ahmet, Varka ve Gülşah Mesnevisinin Kaynakları, Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, C. II, s. 1 -2, İstanbul 1946.
[14] Gıyasettin AYTAŞ, VARKA ve GÜLŞAH MESNEVİSİ HAKKINDA BAZI TESPİTLER, https://w3.gazi.edu.tr/~giyaytas/varaka.htm
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın