Varka ve Gülşah Hikayesi Özeti Yusuf-ı Meddah Nüshası

11.03.2015

 


Varka ve Gülşah Hikayesi Hakkında Gerekli Bilgiler 

 

 Varka ve Gülşah,  Leyla İle Mecnun i ”, "  Ferhat ile Şirin  ”, “ Arzu ile Kamber ”, gibi  aşk hikâyeleri  kapsamında Arap ve Acem kökenli bir aşk hikâyesidir. Bu hikâye kahramanlık konularını da taşıyor olması ile benzerlerinden kısmen ayrılır.   Hikâye, Arap edebiyatında bir hikâye haline gelerek oradan da İran edebiyatında bir mesnevi olarak karşımıza çıkan sonra da oradan da Türk edebiyatına tercüme edilen bir aşk konulu bir halk hikâyesidir.

 

Hikâyenin kökeni 11 yy da Gazneliler devrinde yaşayan Ayyuki adı ile anılan İranlı bir mesnevi cinin Arap edebiyatındaki bu halk hikâyesini mesnevi haline getirmesine dayanır. Hikâyenin edebiyatımızdaki ilk yazma nüshası Yusuf ı Meddah adlı bir mesnevicinin 14 yy da Ayyuki’nin eserinden esinlenerek yazmış olduğu mesnevidir. XVI. yüz­yılda Defteremini Mustafa Çelebi’nin yan ısıra;  Ziyaî ve Selamî’nin Varka ve Gülşah adlı eserleri ve Anadolu ve Çağatay sahalarında aynı adla kaleme alınmış yazarı bilinmeyen mesneviler daha olduğu bilinmektedir. [1]

 

Konu mesnevi şeklinde birçok şair tarafından tekrar kaleme alınmış, daha sonra hikâye halk hikâyecilerinin de repertuarlarına girmiş ve anonim halk hikâyeleri arasında karışmış bu hali ile de birçok baskı görmüş olmalıdır.  Halk hikâyesi haline dönüşen hikâyelerin kütüphanelerde örnekleri bulunmamakta ama baskılarından bazıları özel kişilerin elinde bulunmaktadır.[2]

 

YUSUF-I MEDDAH'IN VARKA VE GÜLŞAH MESNEVİSİNİN ÖZETİ  [3]

 

Aşağıdaki özet Yusuf-ı Meddah'ın 14. yy da kaleme aldığı mesnevinin özetidir.

 

Özet

 

( V. Mahir’in yazdığı özetten de faydalanılarak hazırlanmıştır. )

 

Vaka Peygamber zamanında Mekke de geçmektedir.  Mekke'de Hayyı Benî Şeybe isimli bir kavmin, Hilâl ve Hü­man isminde iki reisi bulunmaktadır. Bu iki kardeş reisin aynı anda ve aynı gecede çocukları olur. Birisinin adını Varka, diğerinin adını Gülşah koyarlar. İki amca çocuğu yedi yaşına kadar birlikte bü­yür.  Aynı yatakta yatıp,  aynı oyunları oynamışlar, bir birlerini çok sevmişlerdir. Yedi yaşından sonra Varka, silahşorluğu ve ok talimlerini öğrenmesi için Gülşah’tan ayrılmak zorunda kalır. Ancak ayrılığı kabul et­meyen Gülşah, ağlayıp sızlamaya başlar.  Bunun üzerine Gülşah’ı da Varka’nın talim yaptığı yere götürüler.  Böylece Gülşah’ta  Varka [4] birlikte Silahşorluk eğitimi görmeye başlar. Böylece iki kuzen bir arada bulunmayı başarmış olurlar.   Evlilik çağına gelince de tüm kabile saf ve samimi sevgilerini takdir ederek bunları evlendirmeye karar verir.

 

Fakat civarda Müslüman olmayan Beni Amr adında bir kabile reisi ve kabilesi vardır. Beni Amr Gülşah’ı görmüş ve çok sevmiştir.  Bu nedenle de Gülşah’ı almak ister. İyilikle alamadığı takdirde zorbalıkla almak için de askerlerini toplayarak yola çıkar.

 

Aynı gün Varka ile Gülşah’ın düğünü olmaktadır.  Amr, geldiğinde geç kaldığını düğünün başladığını görürü. Düğün gecesi  yapılan eğlenceler sırasında  gafletten  faydalanan Amr, bir baskın yaparak Gülşah’ı kaçırır.

 

Amr,  Gülşah’ı kaçırıp birlikte olmak ister Gülşah ona karşı gelince onu çırıl çıplak direğe bağlar  ve kamçılmak ister fakat sarhoş olduğu için sızar. Bu arada Varka, adamları ile yetişir.  Beni Amr -, kendisiyle tek tek savaşacak bir yiğit ister Varka karşısına çıkmak isteyince Gülşah engel olur.  Gülşah’ın kendisi çıkar ve yenilip esir olur. Bu defa Varka’nın babası Varka’ya engel olarak çarpışmaya o girer. Beni Amr , Varka’nın yaşlı babasını da öldürür.

 

Beni Amr,  gece olunca Gülşah’la birlikte olmak ister. Gülşah bir hile yaparak – onu çok sevdiğini ama düşmanı olan ve istemediği halde evlenmek zorunda kaldığı Amr’dan çok korktuğunu, onu öldürürse onunla olacağını söyleyip kandırarak o gece beni Amr’ın elinden kurtulur. Ertesi gün Amr, Varka’yı teke tek savaşa çağırır. Bu savaşta da Amr kazanır ve Varka’yı esir alır. Gülşah, Amr’a intikam almak için Varka’yı eliyle öldürmek istediğini söyler. Bir köle ile Varka’nın yanına giden Gülşah, köleyi öldürüp Varka’yı kurtarır ve birlikte kaçarlar. Düşman ordusunu da yenip yurtlarına dönerler.

Varka, Gülşah'ı Amr'ın elinden kurtarıp gelir ama bu defa da Gülşah’ın annesi babasız kalan Varka ‘nın artık fakir düştüğü için, kızını vermek istemez. Çünkü çok yüklü miktarda süt hakkı istemektedir. Varka'nın ise, bunu karşılayacak gücü yoktur.

 

Varka kendisinden istenen süt parasını bulmak üzere Yemen Padişahı olan dayısından yardım almak üzere ayrılıp Yemen’e gider. Ancak bu sefer de dayısının Anter isimli bir düşmana esir düştüğünü ve asılmak üzere olduğunu görür.  Çeşitli çarpışmalardan sonra Varka’nın zekâsı sayesinde düşman mağlup edilir. Yemeni ve Dayısını kurtarır.  Dayısı onu bir müddet ağırlar. Dayısından gerekli parayı aldıktan sonra memleketine döner.

 

Ancak, Gülsah'ın annesi ve babası, Gülşah’ı kandırarak Şam Hükümdarı Melik Muhsin Şah’a vermişlerdir.  Kabile içinde Varka lehine birçok münakaşa çıkmış ama Gülşah’ın annesi herkesi kandırmıştır. Bu hadiseye müteakip Varka’nın altınlarla zümrütlerle dönmesi herkesi şaşırtır.  Geri dönüp gelen Varka'ya da kızlarının ayrılığa dayanamayarak öldüğünü söylerler. Varka, bu duruma inanarak kırk gün boyunca yemeden içmeden, Gülşah'ın mezarı diye gösterilen, fakat içinde bir koyun leşi gömülü olan mezarın başında ağlar. Kırkıncı günün sonunda, Gülşah'ın bir sır ortağı vasıtasıyla gerçeği öğrenir. Bu sefer Şam'a doğru yola çıkar.

 

Gülşah Melik Muhsin’le evlenmiş ama durumu anlatarak ona teslim olmamıştır. Melik Muhsin onu kardeşi gibi kabul edip el sürmez.  Yola çıkan Varka Yolda haramilerle karşılaşır çoğunu öldürür ve haramileri kaçırtır ama ve ağır yaralanır. Onu baygın bir şekilde Muhsin Şah bulur ve alıp sarayına getirir.

 

Burada Varka ile Gülşah’a karşılaşır. Varka ile Gülşah'ın içki âlemlerinden sonra baş başa bırakmıştır.  Onların sevişmelerini ve sarılmalarını da görmüştür. Onun bir başkasıyla nikâhlı olmasını ve Melik Muhsin'in yaptığı insanlığın karşısında yaptıklarını kabullenemez. Melik Muhsin, Gülşah'ı boşayacağım ve sana vereceğim demesine rağmen oradan ayrılır. Yolda bir tabibin “derdinin dermanı, dost valsıdır” , demesi üzerine, Allah'a yalvararak ruhunu kabzetmesini ister. Duası kabul edilerek oracıkta ruhunu teslim eder.

 

Varka'nın öldüğünü öğrenen Gülşah, mezarının başına gelerek, hançerle kendisini öldürür. Onu da aynı mezara gömerler. Bir gazadan dönen Hz. Peygamber ve sahabeler o şehre gelmiştir. Bu hadiseyi öğrenir ve mezarı görmek ister. Sahabele­rin ricası üzerine, Hz. Peygamber Allah'a yalvararak, bu iki aşığın dirilmesini ister. Peygamberin duası kabul edilir ve iki âşık dirilir. Nikâhlarını da Hz. Peygamberimiz kıyar.

 

İlgili Linkler

 

KAYNAKÇA

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar