Halili Firakname Alıntılarla Özeti

29.07.2015

Halili Firakname  Alıntılarla Özeti

 

Firakname’nin Konusu Özeti

Şair bu eserinde kendi hayat hikâyesini de anlatmış olur. Hikâyedeki anlatılanlara göre Azerbaycan’dan tahsil görmüş ve diyar-ı ruma gelmiştir.  İznik’te gezerken bedestende bir güzel görmüş ve ona âşık olmuştur. Bu aşk onu bir takım sıkıntılara düşürür.  Şair üzerine düşen bu sıkıntılı durumdan kurtulmak için İstanbul’a gider. Fakat sevgilisinden bir mektup alır ve yeniden umutlanır. Sevgilisi bu mektubunda onun aşkına ve içtenliğine inandığını yazmıştır.  

Böylece şair yeniden İznik’e döner. Ancak ilk önce ona içtenlikle yaklaşan sevgilisi daha sonra aniden kaybolur. Yeniden kederlenen şair derdini dökmek için kurda kuşa rüzgâra derdini dökmeye başlar.  Bunsan sonrasında şaire sahrada bir ışık gözükür.

Eserde anlatılan bu olayın arasına iki kaside, bir murabba, bir muhammes, bir terciibend ve yirmi altı gazel serptirilmiştir.  Şairin bu eserinde anlatılan olayların İlahi mi beşeri bir aşk mı olduğu tartışma yaratmıştır. Ancak Halili bu eserini altmış yaşını geçkin bir sırada yazmış eserinde bazı olayları sembollerle anlatmış, ayrıca bu eserini yazdıktan kısa bir müddet sonra da tekkede şeyh olmuştur. Bu bakımdan eserindeki aşk olaylarının tasavvufi olması daha yakın ihtimaldir.

  “V.M . Kocatürk bu eserin adını  “Firkatname “ olarak okumuş veya yazmıştır. [8]Bu eser aynı zamanda onun bir hayat hikâyesi olduğu için Halili hayatı hakkındaki bilgileri bu eserinde dile getirir. Şair Firakname adlı eserinde Allah’a ve Peygambere övgüler dile getiren şiirler yazmış sonra eserinin asıl bölümünde kendi başından geçenleri anlatarak  güzel bir e ser yazmak istediğini dile getirmiştir.

Acem mükünde idim ilme meşgul

Okurdum gah nucum u gah  makul

Yerim ki medrese idi cami idi

Dilimde nuru kudret lami idi

 

Benim var idi bir yar-i eniism

Ol idi kune-i halvette celisim

Anınla bile okurdum ul’umu

Gehi ma’kul u gah i nucumu

 

Gelip  vakt-i seherde ol vefadar

Didi tahsil olunmaz bunda ey yar

Dur imdi ta sefer azmin kılalım

Varalım Ruma  hoş meşgul olalım [9]

 

Dizlerinde çocukluk ve ğeitim yıllarını anlatarak Makul ve nucum ilimlerinde gelişme gösterdiğini , bir müderristen ders aldığını daha sonra da hocası ile birlikte Anadolu’ya geldiğini , Anadolu’ya gelince bir güzele vurulup ilmi ve tahisle boş vermeye başladığını anlatmıştır.  

 

Dile dedim ki ey gönlüm ne oldun

Ki böyle dopdolu kan ile doldun

Gözüm gönlüm elinden  dad u feryad

Ki bir lahza bunlardan olmadım şad

 

Halili’nin bu eseri   V. Mahir’e göre “ Devrin  değerli mesnevileri evsafında orijinal bir mesnevidir. Şair bu eserinden baştan sona  başından geçenleri anlatmış ve ben dilini kullanmıştır. ” [10] Bu eser şairin kendi başından geçenleri şairin ağzından  ve birinci tekil şahsı kullanarak anlatması yönünden divan şiirindeki ilk örneklerden biri olmakla dikkati çeker.  Şairin şiirlerinin  devrin ve kendinden sonraki pek çok şaire etkisini göstermesi bakımından şu murabbası  çok önemlidir. [11]

 

Cürmünü gördü gören zülf ü semensay gönül

Eyledi her suhenin derdini  bir cay gönül,

Seveme didüm nitekim eslendim hay gönül

Vay gönül ey vay gönül vay gönül ey vay gönül

 

Bu şiiri büyük bir ihtimalle  ilk önce Halili yazmış  ve bu şiiri  Ahmet Paşa'nın  özgün bir şiiri olarak  tanınmış olmalıdır. Çünkü Halili ile  Ahmet Paşa'nın ölüm tarihleri arasında bir hayli zaman farkı vardır.  Halili'nin ölüm tarihi 1485 olduğu halde Ahmet Paşa Halili'den  12 yıl sonra vefat etmiştir. 

 Halili sevdiği için bir aracı koyar. Aracı ona kötü bir habwer getirir. “ Ben sultanlara layığım o da kim oluyor, haddini bilsin der. Mektup yazar ve  hakaret dolu bir cevap alır. Bunun üzerine oradan göçerek İstanbul’a gelir.

 

İçi dopdolu bağ-ı gülistandır.

İki deryası rahat bahş-i candır.

 

Hususa ol binalar kim yapılmış

Anın lutfuna can u dil kapılmış

 

Kamunun  sakf u divarı  müzehhep

Be küli şehri mermerden  mürettep

 

Neye baksan görürsün nakş u çini

Ki fharfin yazamaz nakkaş-ı çini

 

Eğerçi cümle bağı gülşen idi

Çu yar anda değildi külhan idi

İstanbul’ a hayran olan şairin rüyasına sevdiği gire ve ondan bir şiir yazmasını ister. Sonra sevdiğinden bir mektup gelir Şair hemen oraya gider ama sevgilisi onu tanımaz ve kara yüzlü birisi ile birliktedir. Şair oradan gider  intiharı düşünmeye başlar.  ama  tekrar haberleşirler. En sonunda şair sevgili ile buluşur  o gün yer içerler ama sevgili  ertesi gün çekip gider.

 Firkatname Yazmaları

Halili Hayatı Firakname Şiirleri Edebi Kişiliği

Firakname'den

Fürkatnâme’nin İstanbul (İÜ Ktp., TY, nr. 3770; Millet Ktp., Ali Emîrî Efendi, Manzum, nr. 1063), Ankara (TDK Ktp., nr. 263; DTCF Ktp., nr. A/334), Manisa (Muradiye Ktp., nr. 3201/2), Berlin (Pertsch, VI, 370), Londra (Rieu, s. 210) ve Paris’te (Blochet, I, 120) çeşitli nüshaları mevcuttur. Ayrıca Günay Kut eserin bir nüshasının kendisinde bulunduğunu bildirir (TDAY Belleten [1977], s. 335). Fürkatnâme üzerinde Orhan Kemal Tavukçu bir yüksek lisans tezi hazırlamıştır (bk. bibl.)[12]

 

İLGİLİ LİNKLER

 Sa'di Şirazi Hayatı Bostan Gülistan ve Şiirimize Tesirler

Sadi Şirazi ve Bostan'dan Seçmeler

Sadi Bostan ve Gülistan'dan Seçmeler

Sadi Şirazi ve Bostan'dan Seçmeler

Hoca Mesud Süheyl ü Nevbahar ve Ferhengnâme-i Sa'di

HOCA MESUD SÜHEYL Ü NEVBAHAR HAKKIND

Ferhengname i Sadi Hoca Mesut

Mahmut Şebusteri Elvan-ı Şirazi Gülşen-i Raz,

MAHMUT ŞEBUSTERİ - GÜLŞEN-İ RAZ' DAN ÖRNEKLER

Seyfi Sarayi Gülistan Tercümesi ( Memluk Sahası)

Harezmi Muhabbetname Harezm Sahası

Şeyh Şeref, Cevahirü'l Esrar ( Harezm Sahası)

İrşadü'l-Mülük Ve's-Selatin Berke Fakih- Memluk Sahası

Codex Comanıcus Kuman Kıpçak Kitabı Sözlüğ

Et-Tuhfetü'z-Zekiyye fi' l-Lûgati't-Türkiyye ve Memluk Sahası Eserleri

Kitâbü'l _idrâk li-Lisâni' l Etrâk Ebu Hayyam

Mu'înü'l-Mürîd Hakkında Bilgiler ve Şeyh Şeref

Halili Firakname Alıntılarla Özeti

Kaşgarlı Mahmud Divan-ı Lügat-üt Türk Deyim Atasözü Şiir Örnekleri

Hakim Süleyman Ata Hayatı ve Bakırgan Kitabı

 

KAYNAKÇA 

[1] DR. ÖĞR. ÜYESİ GÜLÇİÇEK AKÇAY, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/halili-halil-ibrahim

[2] DR. ÖĞR. ÜYESİ GÜLÇİÇEK AKÇAY, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/halili-halil-ibrahim

[3] Ali Emîrî (1328). Tezkire-i Şuarâ-yı Âmid. İstanbul.

[4] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/halili-hayati-firakname-siirleri-edebi-kisiligi/77615

[5] DR. ÖĞR. ÜYESİ GÜLÇİÇEK AKÇAY, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/halili-halil-ibrahi

[6] V.M . Kocatürk, Türk Edebiyatı Tarihi, MEB,1996, shf. 229

[7] V.M . Kocatürk, Türk Edebiyatı Tarihi, MEB,1996, shf. 229

[8] “V.M . Kocatürk, Türk Edebiyatı Tarihi, MEB,1996, shf. 229

[9] “V.M . Kocatürk, Türk Edebiyatı Tarihi, MEB,1996, shf. 229

[10] “V.M . Kocatürk, Türk Edebiyatı Tarihi, MEB,1996, shf. 229

[11] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/halili-hayati-firakname-siirleri-edebi-kisiligi/77615

[12] MUSTAFA ÖZKAN, MUSTAFA İSEN, https://islamansiklopedisi.org.tr/halili

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar