Hoca Mesud Süheyl ü Nevbahar ve Ferhengnâme-i Sa'di

18.06.2011

Hoca Mesud, 

14.Yüzyıl Divan Edebiyatının Türkçe yazan şairlerindendir. Babasının adının Ahmet olduğunu kendisi de yazmıştır. (  Süheyl ü Nevbahâr , s.9) [1]Asıl adı Mesud bin Ahmed’dir. Süheyl ü Nevbahâr ve Ferhengnâme-i Sa dî adlı eserleriyle tanınan Hoca Mesud, bu devirde bilhassa mesnevi edebiyatının değerli simâları arasında yer almıştır.  Şairin doğum ve ölüm tarihleri bilinmezlik içindedir. Fakat Süheyl ü Nevbahâr’ı yazdığında 1350 artık kocamış olduğunu belirtmesi, Şeyhoğlu Mustafa ’nın  Kenzü'l Kübera adlı eserini 1400 de yazmış olup, bu eserinde Hoca Mesud'’u rahmetle anmış olmasından dolayı 14. Yy ın ikinci yarısından sonra öldüğü ortaya çıkmaktadır.[2]

Hayatı hakkında yeterli bilgi yoktur. Babasının adının Ahmet olduğunu eserlerinden anlaşılır. Şairin nereli olduğu ve nerede doğduğu da bilinmemektedir. M. Fuad Köprülü, Hoca Mesud'un Germiyan Beyliği'nde yaşayan  14. Yüzyılın ünlü şairi Şeyhoğlu'nun  “Hoca Mesut’un gözde talebesi” olduğunu belirtir. Bu bilgi göz önünde bulundurulursa Hoca Mesut’un Germiyan sahası şairi olabileceği ihtimali ortaya çıkmaktadır.[3] Tahsin Banguoğlu ise Hoca Mesud'un Bursa ve Konya  gibi büyük şehirlerden uzak bir yerde hayat sürmüş olabileceği kanaatindedir. Kilisli Rıfat BilgeFerhengname i Sadi Tercümesi neşrinde onu Emsiletü't-tasrif ve Kitâbü'l-İnbisat müellifi Şeyh Mes'ûd b. Osman- Gülşehri  ile  ıSüheyl ü Nevbahar’ı birleştirmek istemiş, ancak Mordtmann'ın  neşrinden sonra bu görüşünden vazgeçmiştir. [4]

“ Şeyhoğlu Mustafa 'nın 1400'de tamamladığı Kenzü'l-küberasında onu. Âşık Çelebi Meşâirü'ş-şuarada I. Murad devrinden bahsederken adının Ahmed olduğunu ve Süheyl ü Nevbahâr'ın manzum tercümesini meydana getirdiğini kaydeder. J. H. Mordtmann, Farsçadan yaptığı tercümelerle tanınması ve Süheyl ü Nevbahâr'da olduğu gibi Kelîle ve Dimne tercümesinde de Farsça için "tat dili" ifadesinin kullanılmasından hareketle Hoca Mesud'un, Aydınoğlu Umur Bey adına Kelile ve Dîmne '’yi Farsçadan tercüme eden KUL MESUD 'la aynı kişi olabileceğini söylemiştir.  [5]  Süheyl ü Nevbahâr'da bahsettiği Musevî, Ermeni ve Frenkleri İzmir 'de görmüş olması ihtimali üzerinde durarak Aydınoğluları sarayında yaşamış olabileceğini ileri sürmüştür. “  [6] Sonuç olarak nereli olduğu ve nerede doğduğu belirsizdir. Diğer araştırmacılar Hoca Mesud ile Kul Mesud’un aynı kişiler olamayacağı konusunda birleşmiş durumdadır.

Hoca Mesud, “eserlerinde önemli kimselerin soyundan geldiğini, kendisinin ise onların yolundan gitmediğini “söylemekle beraber ailesi hakkında başka bilgi vermemiştir. Diğer kaynaklardan da ailesi hakkında bilgiye rastlanmamıştır.

Muhtaç da olsa bir şah katında yüz kızartmaktan uzak kalacağını ifade etmesi onun başkalarına minnet etmekten hoşlanmadığını gösterir. Eğitimi hakkında da bilgi edinilemeyen şairin eserlerinden yola çıkılarak İran edebiyatını yakından tanıdığı, Farsça ve Arapçayı iyi bildiği anlaşılmaktadır.

Eserlerini yazarken Firdevs’inin Şehnamesinden beyitler ilave etmiş olması, ayrıca Bostan’ı tercüme etmesi  Firdevsî ile  ye Sadi Şirazi’ye hayran olduğunu gösterir. İran şairlerinden Sadi ve Firdevs’iyle hayran olan şairin. Şeyhoğlu Mustafa'nın hocası olması ihtimali yüksektir.  Şeyhoğlu Mustafa  Kenzü'l-küberâ'  adlı eserinde Hoca Mesut’tan  "üstat" ve "hoca" diye bahsetmiştir. Ayrıca eserlerinde Hoca Mesud'un eserlerinden seçtiği beyitlere yer vermiştir. [7]  Bütün bu gerekçeler Şeyhoğlu Mustafa'nın hocası olma ihtimalini de kuvvetlendirmektedir.[8]

 Hoca Mes'ud, Süheyl ü Nevbahar mesnevisinin beyit aralarına yerleştirdiği Gazellerle esere kendi edebi üslubunu ve şiirlerini katarak onu yalnızca bir tercüme eser görünümünden çıkarmıştır. Öte yandan Süheyl ü Nevbahar'ın asıl şairi bilinmediğinden ve eserin Farsça çeviri yaptığı eserin orijinali elde bulunmadığından Hoca Mes'ud'un çeviri sırasında eserin aslına ne ölçüde sadık kaldığı belli değildir.

Hoca Mesud'un ayrıca İranlı ünlü mutasavvıf   Sadi-i Şirazi 'nin  Bostan ve Gülistan'nından  seçerek Türkçeye çevirdiği Ferheng-name-i Sadi adlı eseri bulunmaktadır. Bu eser edebi yönden Süheyl ü Nevbahar kadar önemli bir eser olmamakla birlikte İran Edebiyatının ünlü didaktik eserinin Türkçe ilk manzum çevirisi olması bakımından önemlidir.[9]

HOCA MESUD 'UN ESERLERİ

SÜHEYL Ü NEVBAHAR

Süheyl ü Nevbahar ,5568 beyitten oluşan bir mesnevidir. [10] Hoca Mesut, bu eserinde   İranlı şair Sadi’nin "Bostan" adlı eserinden seçtiği şiirleri de  Türkçe'ye çevirmiştir. Hoca Mesut bu eserini Yeğeni İzzeddîn Ahmed le birlikte 1350 (H.751) yılında yazmıştır. ( Köprülü, age. S. 188)

Süheyl ü Nevbahâr  Hoca Mesut'un ilk eseridir.  Ayrıca Süheyl-i Nevbahar TÜRK EDEBİYATININ beşeri aşk konusunda yazılmış ilk mesnevisi olarak da dikkatleri üzerine çekmektedir.

Eser aşk ve mâcera konuludur.  İlk bin beytini yeğeni İzzeddîn Ahmed, geriye kalan 4661 beyti de Hoca Mesud'un yazdığı anlaşılmaktadır. Eser, Şehname vezni " olarak bilinen faulün / fa'ûiün / fa'ülün / fa'ûl kalıbıyla yazılmıştır.  Eser toplam olarak  5669 beyittir. [11]

Eserde, Süheyl ile Nevbahâr ın ağzından söylenilen gazeller vardır. Bu gazellerin vezni asıl eserin vezniyle aynı değildir. [12]

Konusu Fars edebiyatından alınan eserin aslına rastlanamamış eserin hangi İranlı şairin eserinden esinlenerek yazıldığı tespit edilememiştir.  Eser Yemen hükümdarının oğlu Süheyl ile Çin hükümdarının kızı Nevbahar arasında geçen bir aşkın romantik bir hikâyesidir.[13]

Bazen didaktik unsurlara değinen bu eserde masal unsurları da bulunmaktadır.[14] Fakat bunlar eserde çok fazla yer işgal etmez ve göze batmamaktadır. Eserin işleniş şekli eserdeki masal unsurlarının göze batmasını engellemiştir.  
Süheyl ü Nevbahâr ın  asıl özelliği içeriğindeki şiirlerden ve yer verdiği masal unsurlarından ziyade, eserin saraylara yer vermesi,  idare sistemi ve tebaayı ele alması, devrine göre bir nevi siyaset tarzını da ortaya koymasıdır. Eser, dili bakımından mühimdir. Kelime hazinesi de zengindir.

FERHANGNAME-İ SA'Dİ

Ferhengname i Sadi adlı ve 1073 beyitlik eserine gelince; bu eser Şeyh Sa dî-i Şirâzî (ölm. 1292/H.691)nin Bostan adlı kitabının tercümesidir. Eserin Farsça aslı 4184 beyittir. Hem asıl hem de tercüme feûlün feûlün feûlün feûl vezniyledir. Hoca Mesûd bu eseri 1354 (H.755) yılında tamamlamıştır. Eser Süheyl ü Nevbahâr a nispetle, sanat yönünden sönük kalır. Fakat dil tarihi itibariyle kıymetini muhafaza etmektedir. Konu itibarîyle nasihat tarafı ağır basar. Bostan’ın bütününün tercümesi olmayan eser, bir nevi seçme tercüme hüviyetindedir. Şâir müntahabatında (seçmesinde) eserin asıl tertibine riayet etmemiş, yerine göre, hikâyelerin seçiminde takdim tehir de yapmıştır.[15]

Bu eser Türk edebiyatında beşeri aşk mevzuunda yazılmış ilk mesnevidir. Ayrıca çağdaşı olan mesnevilere göre çok daha sade bir Türkçe ile yazılmış olması esere dil tarihi açısından da büyük bir önem kazandırmıştır. Eser nazım tekniği açısından kusursuzdur. Edebî sanatlar oldukça zengindir. Eser ana konusunun yanı sıra dini ve ahlaki düşünceleri de işlemiş toplum hayatı ile ilgili kimi konuları kimi gelenek ve görenekleri de yansıtmıştır. [16]Bu eserde 3300'den fazla eski sözcük ve deyim yer almıştır. Eser  Kutadgu Bilig  'de kullanılmış olan aruz kalıbı ile yazılmıştır. 5703 beyitlik bu eserde kafiyenin her türüne rastlanmaktadır.[17]

SÜHEYL Ü NEVBAHAR'IN NÜSHALARI

Berlin Devlet Kitaplığı nüshası (M nüshası) : Bu nüshayı Mordtmann bulmuş ve 1925 senesinde Almanya'da 13 sahifelik bir mukaddime ile tıpkıbasım olarak yayınlamıştır. 5568 beyit olan bu nüsha 189 yapraktır ve her sayfada 17 satır vardır. Yazı okunaklı bir harekeli nesihtir. Başlıklar(62) Farsçadır ve kırmızı ile yazılmıştır. [18]Nüshanın sonunda istinsah tarihi verilmiştir ancak müstensihin adı yoktur. Yazmanın ilk ve son sayfalarında Bayezid-i Sânî RahmetuIlahi Aleyh'in mührü bulunmaktadır. Dehri Dilçin nüshası (D nüshası) : Eserin bu nüshası A.Talat Onay tarafından Mordtmann nüshasından bir sene sonra (1926) Çankırı'da bulunmuştur. [19] Bu nüshada 12 yaprak eksiktir. Son yaprağın bir sahifesi eksik olarak görünmektedir. Bu nüsha 5278 beyittir. Kopuk sahifelerde 345 beyit olması gerektiğine göre bu nüshanın beyit sayısı yaklaşık 5623 olacaktır. [20]Yani bu nüshanın ilk istinsah edildiğinde M nüshasından 55 beyit daha fazla olduğu tahmin edilebilir. Nüsha güzel talikle yazılmış hareke yoktur.


SÜHEYL Ü NEVBAHAR'IN DİL ÖZELLİKLERİ

Eski Anadolu Türkçesinin bütün ses bilgisi yapı bilgisi ve söz dizimi özelliklerini taşımaktadır. Söz varlığı çok zengin olup yüzlerce kelime ve deyim ihtiva etmektedir.[21]

Hoca Mes'ud eserinde sade bir dil kullanmakla yetinmemiş söze canlılık vermek için bol bol Türkçe deyim ve Arabî-Farisi kelimelerle kurulmuş deyimlere yer vermiştir. (diş bilemek boyun virmek / baha biçmek... [22]

Sözcüklerin gerçek ve mecazlı anlamlarını cinas sanatları içinde büyük bir başarı ile değerlendiren şair dilbilgisi açısından muhtelif yapılardaki ad ve fiilleri ikilemeler biçiminde kullanarak anlatımı güçlendirip zenginleştirmiştir. Süheyl ü Nev-bahar'ın dilinde Arapça ve Farsça sözcüklere çok az rastlanmaktadır. Bu kelimelerin büyük bir çoğunluğu Hoca Mes'ud'un yaşadığı devrin halk dilinde kullanılan sözcükler olmalıdır.

Eserde Arapça ve Farsça tamlamaların çok az olmasına karşın u- ü -vü bağlaçlarına çok rastlanmaktadır. —ki ve çü bağlaçları da vezin doldurmak için sık sık kullanılmıştır. Anlatımda en yaygın olarak görünen geçmiş zaman ve hikâyesi geniş zaman ve hikâyesi istek kipinin üçüncü tekil ve çoğul kişi çekimleri kullanılmaktadır.[23]


Hoca Mesud'dan bir gazel:

Toldur kadehi sun elüme kıl beni serhoş
Ger ağu ola yarüm adına idüven nûş.

Bu od ile kim aşkı yüregüme bırahdı
Sanma ki damardağı kanum eylemeye cûş.

Kirpiklerinün nazûk ohı sineme batdı,
Sınamağiçün sun elüni demreni gör uş.

Yüzin göreli gitmeyiser yaş gözümden
Lâbüd güneşe kim ki baha gözi ola yoş.

İy gönlüm alan âlem eğer kavga dolarsa
Fikrüm evini eylemişem aşkın içün boş.

Her gice karanuda hayalün beni ister
Koma yalınuz gelmeğe bir kimse bile koş.

Seni göreli gitdi benüm aklum u huşum.
Her kim ki peri yüzini göre ola bîhûş.


Günümüz Türkçe ile:

Doldur kadehi, sun elime beni serhoş et,
Eğer zehir olsa bile yarim adına içeyim.

Yüreğime aşkı bu od ile öyle bıraktı ki
Damardaki kanım coşmaz sanma.

Kirpiklerinin nazik oku sineme battı,
Sınamak için sun elini, işte temreni gör.

Yüzünü göreli gitmiyor yaş gözümden
Elbette ki güneşe kim bakarsa gözü kamaşır.

Ey gönlümü alan, eğer âlem kavga dolarsa
Ben fikrimin evini aşkın için boş bıraktım.

Her gece karanlıkta hayalin beni ister
Yalnız gelmeğe bırakma, yanına birini kat.

Seni göreli benim aklım fikrim gitti,
Peri yüzünü gören herkesin aklı başından gider.

ESER ÜZERİNDE YAPILAN ÇALIŞMALAR

Bu önemli eseri üzerinde Cem Dilçin, eldeki iki nüshaya dayanarak, mükemmel bir eleştirili yayın gerçekleştirmiş; eseri Türk edebiyatı açısından geniş bir incelemeyle ele almıştır. SemihTezcan da, bu eleştirili yayın üzerinde genellikle metin onarımlarını içeren görüşlerini, yetkin bir çalışmayla bir kitapçıkta toplamıştır.

Hoca Mesud Süheyl ü Nevbahar ve Ferhengnâme-i Sa'di

Hoca Mesud Hayatı ve Şiirlerinden Örnekler

Ferhengname-i Sadi Hoca Mesud

İLGİLİ LİNKLER

Sadi Bostan ve Gülistan'dan Seçmeler

Ferhengname i Sadi Hoca Mesut

Sadi Şirazi ve Bostan'dan Seçmeler

Sadi ve Bostan Adlı Eseri hakkında

Bübül-ü Şiraz Nedir ve Sadi-i Şirazi

Mahmut Şebusteri Elvan-ı Şirazi Gülşen-i Raz,

MAHMUT ŞEBUSTERİ - GÜLŞEN-İ RAZ' DAN ÖRNEKLER

Seyfi Sarayi Gülistan Tercümesi Memlu

 


KAYNAKÇA

 

[1] Mustafa Erkan, Mustafa Özkan,  Hoca Mes’ud”, TDV İA, İst. 1998, C.18. shf187-188,

[2] Mustafa Erkan, Mustafa Özkan, agy. shf-188,

[3]  Fuat Köprülü, Türk Edebiyatı Tarihi, Ötüken yayınları, shf,349

[4] K.Rıfat Bilge Süheyl ü Nev-bahar'a Dair, Türkiyat Mecmuası. )

[5]   J.H.Mordtmann : Suheil und Nevbahar  Romontisches Gedicht des Mes'üd bin Ahmed Hannover 1925.

[6] Mustafa Erkan, Mustafa Özkan, agy. shf-188,

[7] Fuat Köprülü, Türk Edebiyatı Tarihi, Ötüken yayınları, shf,349

[8] Mustafa Erkan, Mustafa Özkan, agy. shf-188

[9] Ahmet Ateş: Mesnevi, İslam Ansiklopedisi, c: 8İst.1928.

[10] K.Rıdat Bilge Süheyl ü Nev-bahar'a Dair, Türkiyat Mecmuası

[11] K.Rıdat Bilge Süheyl ü Nev-bahar'a Dair, Türkiyat Mecmuası

[12]  İ.Bilgen: Süheyl ü Nev-bahar(Metnin yazı çevirisi yazılış ve dil özellikleri)Hacettepe Ünv. Edb. Fak. Türk Dili ve Edb. Mezuniyet Tezi,1980.

[13] Mustafa Erkan, Mustafa Özkan, agy. shf-188,

[14]  .Selami Ece, Mensur Süheyl ü Nevbahar İnceleme Metin Sözlük, Aktif Yayınevi; İst, 2003

[15] Anonim, https://www.aksaray.gov.tr/

[16] K.Rıdat Bilge Süheyl ü Nev-bahar'a Dair, Türkiyat Mecmuası.

[17] Mehmet CAN: Süheyl ü Nev-bahar(Mensur)Transkripsiyonlu Metin ve İndeks. İst. Ünv. Edb.Fak.Türk Dili ve Edb. Mezuniyet aaai 1980Türkiyat Mecmuası

[18] Mehmet CAN: Süheyl ü Nev-bahar(Mensur)Transkripsiyonlu Metin ve İndeks. İst. Ünv. Edb.Fak.Türk Dili ve Edb. Mezuniyet aaai 1980Türkiyat Mecmuası

[19] İ.Bilgen: Süheyl ü Nev-bahar(Metnin yazı çevirisi yazılış ve dil özellikleri)Hacettepe Ünv. Edb. Fak. Türk Dili ve Edb. Mezuniyet Tezi,1980

[20] İ.Bilgen: Süheyl ü Nev-bahar(Metnin yazı çevirisi yazılış ve dil özellikleri)Hacettepe Ünv. Edb. Fak. Türk Dili ve Edb. Mezuniyet Tezi,1980

[21] K.Rıdat Bilge Süheyl ü Nev-bahar'a Dair, Türkiyat Mecmuası.

[22] İ.Bilgen: Süheyl ü Nev-bahar(Metnin yazı çevirisi yazılış ve dil özellikleri)Hacettepe Ünv. Edb. Fak. Türk Dili ve Edb. Mezuniyet Tezi,1980

[23] Mehmet CAN: Süheyl ü Nev-bahar(Mensur)Transkripsiyonlu Metin ve İndeks. İst. Ünv. Edb.Fak.Türk Dili ve Edb. Mezuniyet aaai 1980Türkiyat Mecmua

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar