Tarikat Nedir Tarihçesi Kademeleri Kaideleri Türk Tarikatları

20.12.2023
Tarikat Nedir Tarihçesi Kademeleri Kaideleri Türk Tarikatları


Tarikat

Osmanlıca yazılışı: Tarikat :  طریقت

Tarikat Kökeni Sözlük Anlamları

Tarikat kelimesi Arapçada “yol, patika yolu “anlamına gelen “tarik” sözcüğünün çoğuludur. Tarik ve tarikat sözcükleri Arapça sülasi- üçlü bir kök- olan ve “yol, ayak, yürümek” anlamları ile ilgili sözcükler üretilen “ trk “ kökünden gelmektedir.[1]

Böylece tarik sözcüğü ” yol”; çoğulu olan tarikat sözcüğü ise " yollar, yöntemler, tasavvufta izlenen yollar " hatta bir bakıma “metot, yöntem “ manasına da gelir. Tasavvuf yolu ise, “ikrar verip bir yola girme” olarak ifade edilen," Allah'a varmak için izlenen yol ve yöntemlerdir.”

Tarikatların Tarihçesi

Tarikatların pek çoğu 11. ve12. Asırlarda Irak ve Horasan’da ortaya çıkmıştır. İslami tarikatların hemen hepsinin kökeni başta Cüneyd-i Bağdâdî olmak üzere Yusuf el-Hemedânî(ö. 535/1140) , Bâyezid-i Bestâmî , Hasan Basri, Süfyan-ı Sevri, Ebu Haşim, Râbiatü'I- Adeviyye, İbrahim Edhem, Zünnun-ı Mısri, Maruf Kerhi, Seriyy Sakati, Bişr-i Hafi, Şakik Belhi, Abdülkâdir-i Geylânî ,Bahâeddin Nakşibend (ö. 791/1389) gibi mutasavvıflara ve tarikat kurucularına dayanmaktadır. Birçoğu ilk kurulan tarikatlardan olup, Türk dünyasında etkili olan tarikatlar şunlardır.

Tarikatları Ehlisünnet’in izinden gidenler, Şii, Bâtıni, Melami tarikatlar olmak üzere iki ana kola ayırmak mümkündür. İslam âleminde 200 den fazla tarikat ve kollarının olduğu bilinmektedir. Şia ve İmamiye düşüncesinde olan 12 tarikat şunlardır: Bayramî, Bedevî, Bektâşî, Celvetî, Disûkî, Halvetî, Kâdirî, Mevlevî, Nakşibendî, Rufâî, Sa'dî ve Şâzelî.

Selçuklu ve Osmanlı Tarikatları

Anadolu ve Türk dünyasındaki tarikatların hepsi Ahmet Yesevi’nin kurduğu Yesevi Tarikatı kökenlidir. Yesevi tarikatı kökeninden gelen tarikatların pek çoğu Selçuklular zamanında şekillenmiş, Osmanlılarda da çeşitlenerek devam eden tarikatlar olmaktadır. Hacı Bektaş-ı Veli , Ahi Evran ve Mevlana’nın tarikatları Yesevi kökenine bağlanır. 

Emir Sultan’ın Bursa’da kurduğu Nurbahşiyye Tarikatı Osmanlı devrinde kurulan ilk tarikat olmaktadır. Daha sonra Bayramiye( Hacı Bayram Veli ) Şemsiyye (Akşemseddin), Melamiyye (Emir Sıkkini), Celvetiyye (Aziz Mahmut Hüdayi ) gibi tarikatlar kurulmuştur. Irak, Suriye ve Mısır'da Kadiriyye, Rufaiyye, Mevlevilik meşhur tarikatlardandır.

Tarikatlar, vahdet i vücut ve vahdet-i mutlak temel düşüncelerine sahiptir. Vahdet-i vücut : “ kâinatta varlık olarak ne varsa yaratanın kendisidir”, " gördüğümüz bütün eşya hep onun esma ve sıfatlarının tecellisinden ibarettir” , “ eşyaya bakan onun kudretini temaşa eymiş demektir.” İfadeleri özetlenebilecek bir düşüncedir. [2] Tarikatlara dâhil olan talipler ve dervişler bir şeyhin - insan-ı kamilin -gözetimi altında tarikatın öğretileri ile hayvani neftsen kurtulup fenafillâha ulaşmak ve insan-ı kamil olmak amacındadır. ( bkz Deniz Damla ve Vahdet Nedir )

Sufîler, şeriatı dinin dış yüzü, tasavvufu ise iç yüzü olarak görmektedir. Hakikate ulaşmak için müridin manevi yola girmesi ve seyrü süluku tamamlaması gerekir. Bunun için insan-ı kâmile -şeyhe,mürşide- bağlanmak gerekir. Sofiler hakikate ulaşmak, manevi yolda yükselerek fenafillâha erişmek ( Allah’ın varlığı ile bütünleşmek ) için  ilk şartın nefsin terbiye edilmesine bağlar. Sofiler, nefsi: nefs-i tabiî, nefs-i nebatî, nefs-i hayvani ve nefs-i insanî olarak dört türe ayırmışlardır. Nefsin dört türünde aşama gösterebilmenin yedi mertebesi vardır. Bu yedi mertebe : nefs-i emmâre, levvâme, mülhime, mutmaine, râziye, merziyye ve kâmiledir.

Mürşide bağlanmak ve tasavvuf yoluna girmek isteyen kişiye “talip” denir. Talipin olduğu mertebe tasavvuf okulunun ilk kademesi olan nefsi emaredir. Taliplerin olduğu veya başvurduğu ilk kademeye Levvame denmektedir.( bkz Levvame Nedir Nefsin ve Tasavvufun Levvame Mertebesi ) edergâha kabul edilebilmesi için bir şeyi sevebilmesi yani “ emmare” göstermesi gerekir. Nefsin Mertebeleri Emmare Levvâme Mülhime Mutmaine Râziye Merziyye Kâmile

Tarikatlarda Kademeler

Her bir tarikat vahdeti vücut ve vahdeti mutlak düşüncesini kendine göre yorumlar. By yorum farkları nedeni ile tarikatlar hem farklılaşmış hem de kendi içlerinde çeşitli kollara ayrılmışlardır.

Her bir tarikatın kendi kendisine mahsus üsul, erkân, âyîn ve âdâbı vardır. Her tarikat kendine özgü serpuş, başlık, giysi vb seçmiş; kendilerine özgü, kabul törenleri, çile süreleri ve yöntemleri; zikir, ibadet şekilleri; dua içerikleri, ayin, cem, meclis, tören yöntemleri geliştirmiştir.

Tarikatlarda taliplik mertebesinden insan-ı kamil ve şeyhlik mertebesine kadar ulaşan kademeler aşağıdan yukarıya şu şekildedir.

Talib: Tarikata girmek için başvuranlar, mürşidin denetimine girmeye tarikat kaidelerine uymaya istek duyan, tarikata talebe olmayı dileyen

Mürid: Tarikata girmesi kabul edilen ve bir şeyhe bağlı olanlar ( bkz Sülûk Seyr-i Sülûk Nedir ve Müridin Eğitimi)

Sâlik : Şeyhe bağlı olarak tasavvuf yolunda azmedip şeyhi tarafından gösterilen şekilde tarikatın usul ve adabını öğrenip seyrü sülükle üstün vasıflara ulaşanlar. Saliklerin seyr ü sülûku tamamlaması için dört mertebeyi aşması gerekmektedir.Bu mertebeler şunlardır.

1-Seyr-i ilâllah: Seyr ü sülûkun ilk mertebesidir. Nefisten ve hayvani varlıktan geçip yaratana sefer etmek, Allah’a doğru seyretmek.

2-Seyr fillah: Hakkın işaret ettiği ahlak ile süslenerek beşeri sıfatları yok kabul edip, ledünni ilmin sırlarını keşfetmektir. Vacibü'l- Vücud’da bir damla olarak yok olduğunu bilme aşamasında seyr eylemek mertebesidir. Bu mertebe Allah'ta seyretme onun esma ve sıfatlarında dolaşma düzeyidir. Salik bu mertebede fenafillaha erişmiştir.

3-Seyr ma'allah: Her mertebede Allah ile olan seyri, Ehadiyyet makamınâ yükselmesi demektir. Bu mertebeye “kabe kavseyni ev-edna” da denmektedir.

4-Seyr anillah: Halkı İrşad edebilmek için Hak'tan halka dönüşme mertebesidir

Vasıl: Talip için en son aşamaya denilir. Ölmeden önce ölmek mertebesi olarak kabul edilir. Saliklerin yükselerek eriştiği mertebedir.

HalifeVasıl kademnesini i de aşmış olan, Şeyhin sağlığında yerine geçeceklerini açıkladığı kişilerdir.

Şeyh:  Pirden dergâh açmak için aldığı yazılı veya sözlü "icazeti" alan, mürşid katına yükseldiği ilan edilen, tarikata bağlı bir dergah açmak yetkisine sahip olan tarikat büyüğüdür. Pir makamından sonra en yüksek mertebedir. ( bkz Şeyh Nedir Şeyh Makamı )

Pir: Tarikatın kurucularına denir. Pirlere “Sâhib-i Tarîkat”, “Tarîkatın Müessisi”, “Tarîkatın Bânîsi”, “Şeyh-i Tarîkat”, “Ser-çeşme”, “Pîr-i Tarîkat” da denilir. ( bkzPir Nedir Pir Tasavvurları Şiirlerimizde Pir)

Tarikatların hepsinde, tevbe, zühd, tevekkül, kanaat, uzlet, zikir, Hakka yöneliş, murakebe, rıza, çile, mukabele kavramları vardır.

·        Şeriat tarîkat yoldur varana

·        Hakikat ma'rifet andan içerû Yunus

·        

·        Şeriattır tarikatın kapısı

·        Tarikattır hakikatin yapısı Hilmi Dede

KAYNAKÇA

·       [1] https://www.etimolojiturkce.com/kelime/tarikat

·       [2]https://www.edebiyatvesanatakademisi.com/post/vahdet-i-vucut-nedir-tanimlar-ve-izahlari/75274


Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar