Sermet Muhtar Alus
Sermet Muhtar (20 Mayıs 1887 - 28 Mayıs 1952) Tarihçi, gazeteci yazar, karikatürist ve daha çok Akşam gazetesinde yayımlanan eski İstanbul`u anlatan yazılarıyla tanınmış bir İstanbul beyefendisidir.
Sermet Muhtar`ın geçmişi, hem anne hem de baba tarafından İstanbul`un eski ve köklü ailelerine dayanır. Babası Abid Paşa’nın oğlu o devrin Askerî Müze Müdürü olan Ferik Ahmed Muhtar Paşa’dır. Annesi ise Osman Âbid Paşa’nın kızı, Fatma Kevser Hanım’dır. Sermet Muhtar Alus’un annesi de yazardır ve o devride çıkan Hanımlara Mahsus adlı gazete de F. K. imzasıyla yazıları yayımlanan kültürlü bir kadındır. [1]
Sermet Muhtar Alus, 28 Mayıs 1887’ de Mahmut Muhtar Katırcıoğlu ve Kevser Hanım`ın oğlu olarak İstanbul Saraçhanebaşı’nda dünyaya gelmiştir. Sermet Muhtar Alus ilk eğitimini anne ve babasının yanı sıra diğer paşa çocukları gibi özel tutulan hocalar tarafından almıştır. Onun ilk hocaları Fîruz Ağa Camii imamı Mustafa Efendi ve Muhacir Ârif Efendi’dir. Hatta devrin diğer paşa çocuklarından ayrı olarak henüz çocuk yaşta iken Fransızcanın yanı sıra Almanca derslerini de almaya başlamıştır. Dedesinin Göztepe' deki yazlığına taşındıklarında da kız-erkek karma eğitim veren Taş Mektep'te ders almıştır. [2]
Çocukluk yılları dedesi Abid Paşa'nın Saraçhanebaşı'ndaki ve Göztepe'deki konaklarında geçmiştir. Bu konaklarda başlayan görkemli hayatında daha sonraki yazılarına malzeme olacak olan pek çok önemli şahsiyet tanıyacak, bu kişilerin hayat öyküleri ve zengin yaşantılarından pek çok malzeme edinecektir.
Sermet Muhtar, henüz on yaşlarında iken Halep’te sürgünde olan dedesi Abid Paşa ile bir müddet kalmak için Halep’e gider. Halep de uzun bir müddet kalmış ve ve eğitimini orada sürdürmüştür. Halep dönüşünde diğer paşa çocuklarının gittiği Galatasaray Sultanisinin son sınıfına kaydolur. Sermet Muhtar, bu okulda öğrenim görürken Ahmet Şuayib, İbrahim Alaaddin Gövsa , Behçet Yazar, Burhan Felek , Fuad Köprülü ile aynı okulda eğitim görmüş ve bu simalar ile de arkadaşlıklar kurmuştur. 1906`da Galatasaray Sultanisinden mezun olur. [3]
Dedesine ait olan Şehzadebaşı'ndaki konak, devrin tiyatrosunun kalbi durumunda olan tiyatro faaliyetlerinin olduğu mekânlara çok yakındır. Bu nedenle tiyatro ile iç içe yetişmiş, Batı kültürünün değişik kaynaklarına ilk ulaşan kişilerden olmuştur. Yetiştiği bu aristokrat ve entelektüel çevre onun ağırbaşlı bir çocuk ve genç olmasına yol açmış, bu muhitte pek çok kültürel birikim sağlamıştır. Tiyatro mekânlarına çok yakın yerde yetişmiş olması sayesinde hem batılı hem de geleneksel tiyatro oyunlar ı ve oyuncuları ile de çok sıkı iletişimler kurmuştur. “ Kel Hasan, Kavuklu Hamdi, Abdi, Küçük İsmail, Katip Salih, Peruz Hanım, Minyon Virjini) takip eden, hatta Karagöz tasvirleri toplayan biridir.”[4]
Lakin mezun olduğu sene Hukuk Fakültesi`ne giren 1910 yılında hukuk diplomasını okul birincisi olarak almıştır. Hukuk Fakültesinde iken annesinin de yazılarının çıktığı Hanımlara Mahsus Gazete`de bazı makaleleri çıkmış, edebiyat dünyasında da bu gazetedeki yazıları ile dâhil olmuştur.
Hukuk Fakültesinden mezun olduktan sonra hâkimlik veya avukatlık yapmak istemediği için babasının müdürü olduğu Askeri Müzede kâtip olarak iş hayatına başlar. Bu yıllar sorunlu yıllardır ve 1908 yılında Meşrutiyet ilan edilmiştir. Sermet Muhtar bu yıllarda Davul ve el-Üfürük dergilerine karikatürleriyle katkıda bulunmaktadır.[5]
Askeri Müzedeki çalışma hayatı ve kâtiplik görevini babasının ölümüne kadar 1926 devam ettirmiştir. Babası ölünce kendisi de bu görevinden ayrılır. Görevi esnasında müze için üç cilde ulaşan rehberler hazırlamıştır. Bu rehberler daha sonra üç cilt halinde basılır. [6]
Sermet Muhtar, 1926 yılından sonra kendisini tamamen yazarlığa verecektir. Hayatını babasından kalan servetler ve gazetede çıkan yazıları ile kazanmaya başlamıştır. Dergi ve gazetelerde çıkan yazıları çok iyi bildiği İstanbul ve İstanbul’un cemiyet hayatına dair yazılar olmaktadır. 'Samiha Necat' takma adı ile İstanbul’la ilgili yazıların çoğunluğu Akşam gazetesinde yayımlamaya başlar. Akşam gazetesi o yıllarda öğleden sonra satışa giren ve o devride en çok okunan gazetedir. Sermet Muhtar’ın bu gazetede çıkan yazıları “30 Yıl Evvelkiler” "Masal Olanlar", "İstanbul Kazan, Ben Kepçe" şekillerinde başlıklar taşımıştır.
Sermet Muhtar, anne ve baba tarafından İstanbul’un aristokrat ailelerini ve cemiyet hayatları ile eski İstanbul’a ait pek çok enteresan bilgileri bilen ve onlara ulaşabilen biridir. Müzecilikten edindiği bilgileri de bu yazılarında rahatça kullanmaktadır. Tüm bu yazıları Akşam gazetesinin tirajını artıracak derecede ilgi çekici olmaktadır. Sermet Muhtar’ın bu gazetede yüzlerce makalesi yayımlanır.[7] Bu yazılar sosyal ve folklorik açıdan İstanbul`un yakın tarihini ve yaşantısını ortaya koyan pek çok kültürel malzeme ile doludur. Zaman içinde Tan, Son Posta, Cumhuriyet gibi gazetelerde çok sayıda makale daha yayımlar. Dergilerde ve gazetelerde yayımladığı yazıların sayısı bini geçmekte ve birçok değişik konuyu kapsamaktadır. Tarihten Sesler dergisinin de kadrosunda yer almıştır. [8] Bu dergiler ve gazetelerde pek çok romanı da tefrika edilmiş ama bu romanları gazetelerde tefrika olarak kalmış, kitap halinde basılma şansını bulamamıştır. “Rüküş Hanımlar” Akşam, 1934, Dünün Genci Anlatıyor” (Cumhuriyet, 1935), “Kırkından Sonra” (Kurun, 1936), “Anasını Gör Kızını Al” (Kurun, 1937), “Nanemolla” (Akşam, 1938), “Şahende Hala” (Amcabey, 1943), “Banker Arif” (Amcabey, 1943), “Bebek Emine” (Vatan, 1943), “Molla Beyin Baldızı” (Aydede, 1949)[9]
En önemli eseri olan Kıvırcık Paşa 1933 yılında İstanbul’da yayımlanır. Tarihçi Reşat Ekrem Koçu`nun isteği üzerine hazırlık aşamasında olan İstanbul Ansiklopedisi`ne yüzlerce bilgi yollar. Fakat İstanbul Ansiklopedisi Reşat Ekrem Koçu`nun ölümüyle G harfini aşamaz. Reşat Ekrem Koçu`nun ölümüyle birlikte değerli fotoğraf ve resimleri de kapsayan malzemeler oraya buraya dağılmış, kendisinin de gönderdiği bilgilerin dahi akıbeti tam olarak bilinememiştir. Kibar ve ve tam bir İstanbul Beyefendisi olan Sermet Muhtar’ın en yakın arkadaşlarından birisi de Yusuf Ziya Ortaç ’dır. Soyadı kanunun çıktıktan sonra Yusuf Ziya Ortaç , Ortaç; kendisi de Alus soyadını alacaktır. [10]
Sermet Muhtar Alus birkaç kez evlense de yaptığı evlilikler uzun süreli olmamıştır. Evliliklerinin uzun sürmemesinin nedeni de muhtemelen annesine olan aşırı bağlılığıdır. Sermet Muhtar’ın ilk evliliğinden Tülin (Hanım) adında bir kız çocuğu olur. Kızı evlendiği zaman Türsan soyadını alır. Sermet Muhtar’ın diğer bir evliliği ise Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın soyundan gelen ve Jön Türklerin hamisi Prens Sabahattin'in kızı Fethiye Hanım ile olmuştur. Sermet Muhtar ile Fethiye Hanımdan da Şaban adında bir oğlu dünyaya gelmiş ancak bu evlilik de çok uzun sürmemiştir. [11]
Sermet Muhtar annesi Kevser Hanım`a olan düşkünlüğü ömrü boyunca sürmüştür. Matbaaya bile annesiyle beraber gelip beraber döndüğü söylenir. Şüphesiz ki annesi için en büyük acılardan biri 65 yaşında vefat eden oğlu Sermet`in ölümünü görmek olmuştur. Sermet Muhtar`ın ölümüyle birlikte İstanbul çok önemli bir aşığını kaybetti.
Sermet Muhtar, yetiştiği ortam ve aile nedenleriyle, İstanbul aristokrat ve entelektüel çevresindeki görgüye, bilgiye, kibarlığa ve nüktedanlığa sahip ağırbaşlı bir kişiydi. Ömrünün sonlarına doğru cömertliği ve diğer nedenlerle yoksulluğa sürüklenmiş ama bunu da kimseye hissettirmeye özel önem sarf etmişti.
EDEBİ KİŞİLİĞİ VE YAZIN HAYATI
Sermet Muhtar 1930’lu yıllarda başlayarak, Akşam, Vakit, Tan, Tasvir-i Efkâr, Vatan ve Yeni Sabah gibi gazetelerle birlikte Yedigün, Yeni Mecmua, Akbaba, Amcabey vb. dergilerin vazgeçilmez yazarı oldu. 30 Sene Evvel İstanbul, İstanbul Kazan Ben Kepçe, Masal Olanlar, Eski Defterdekiler, Eski Günlerde, Gördüklerim Duyduklarım ve daha birçok yazı dizisinin yanı sıra yine eski İstanbul hayatının çevresinde gelişen olayları, dönemin kişilerini konu edinen, gündelik hayatın bütün ayrıntılarının tasvir edildiği romanlar yazdı. Kıvırcık Paşa, Harp Zenginin Gelini, Pembe Maşlahlı Gelin vb. gibi kitaplaşmış romanlarının yanı sıra Sülün Bey’in Hatıraları, Agob’un Kazı, Nanemolla, Onikiler, Havalanmalar vb. gibi kitap haline gelmemiş, gazetelerde yayımlanmış eserleri bulunmaktadır.
Sermet Muhtar Alus, Osmanlı saltanatının son demlerinden Cumhuriyet Türkiye’sine geçişte yaşanan ikili yapıyı en ince ayrıntılarıyla eleştirel ve mizahi bir üslupla resmeder. Romanları, hikâyeleri, piyesleri, anı ve sohbet yazıları sadece edebi açıdan değil, sosyal tarih araştırmaları açısından da son derece önemlidir. “İstanbul’un Büyük Evladı” olarak ün kazanan yazarda, gördüklerini, duyduklarını ve yaşadıklarını canlı bir dille tasvir eden bir geçmiş zaman “bilge” sinin tavrı vardır. Şehri ve insanlarını anlatırken, geleneksel meddah tarzı anlatımın imkânlarını Batılı çizgiyle birleştirmeyi başarabilmiş bir yazardır.
Reşat Ekrem Koçu için İstanbul Ansiklopedisi’ne yazmış olduğu 135 maddede İstanbul’un Arap Abdullah, Karakaşyan Kardeşler, Asalı Molla, İdmancı Faik Bey gibi tarihi kişilikleriyle; Belvü Gazinosu, Fataki Eczanesi, Eşya-yı Ayniye Gümrüğü, Angurya Çiftliği gibi konuları yazmıştı. Paşazade Sermet Muhtar, nüktedan bir üslûba sahip “iğne deliğinden Hindistan’ı gören, İstanbul’un zengin gece âlemlerini bütün ayrıntılarıyla bilen ve anlatan bugün de olanca canlılığıyla okurun ilgisini çekecek özelliklere sahip seçkin bir yazardı.” [12]
HAKKINDA YAPILAN ÇALIŞMALAR.
Sermet Muhtar Alus Hakkında bu güne kadar yapılmış çalışmalara ilaveten günümüzde de çalışmalar yapılmaktadır. Neslihan Seven, 100. Yıl Ünvr. Sosyal Bilimler Enstitüsünde Sermet Muhtar Alus'un romanlarında ve öykülerinde eski İstanbul adlı bir yüksek lisans tezi hazırlamıştır. Sermet Muhtar hakkında son zamanlarda da bazı çalışmlar yapılmıştır. Bunlardan birisi: Meral Demiryürek'in Bir İstanbul Bilgesi Sermet Muhtar Alus 1887-1952 adı eseridir. Eski Günlerde Sermet Muhtar Alus, İletişim Yayınevi / İstanbul Dizisi adında kitapları yayımlanmaktadır. İletişim Kitabevi Samet Muhtar Alus'un bütün eserlerini yeniden yayımlama kararı almıştır.
Romanları
Liste kesin olmayıp sadece bir kısmını içermektedir
Kıvırcık Paşa (beyazperdeye de aktarılmıştır.
Harp Zengininin Gelini
Rüküş Hanımlar
Hayalanmalar
Bir Varmış Bir Yokmuş
Eski Çapkın Anlatıyor
Eski Konaklar
Nanemolla
Piyesleri
Dert
Zincirleme
Helal Mal
Duvar Aslanı
Yıldızlar Barıştı
İstanbul Yazıları
30 Sene Evvel İstanbul
Eski Günlerde
İstanbul Kazan Ben Kepçe
Masal Olanlar
Lügatleri
Türkçe-Fransızca Askeri Müze Rehberi
Türkçe-Fransızca Lugat
ROMANCILAR İLE İLGİLİ BAŞLIKLAR VE LİNKLERİ
KAYNAKÇA
[1] ALİM KAHRAMAN, https://islamansiklopedisi.org.tr/alus-sermet-muhtar
[2] DR. MERAL DEMİRYÜREK, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/alus-sermet-muhtar
[3] ALİM KAHRAMAN, https://islamansiklopedisi.org.tr/alus-sermet-muhtar
[4] DR. MERAL DEMİRYÜREK, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/alus-sermet-muhtar
[5] https://tr.wikipedia.org/wiki/Sermet_Muhtar_Alus)
[6] ALİM KAHRAMAN, https://islamansiklopedisi.org.tr/alus-sermet-muhtar
[7] Taha Toros,Tarih ve Toplum, Şubat:1994, Sayı:122, Cilt:22
[8] Taha Toros,Tarih ve Toplum, Şubat:1994, Sayı:122, Cilt:22
[9] Meral Demiryürek, Bir İstanbul Bilgesi Sermet Muhtar Alus, İstanbul 2005
[10] Yusuf Ziya Ortaç, Bizim Yokuş, İstanbul 1966,
[11] https://tr.wikipedia.org/wiki/Sermet_Muhtar_Alus)
[12] Meral Demiryürek, Bir İstanbul Bilgesi Sermet Muhtar Alus, Kitap Yayınevi, 2007