Daudet Değirmenimden Mektuplar Yıldızlar Öyküsü ve Özeti

20.10.2019

 
 
Fransızca adı ile Les Lettres De Mon Moulin,  Türkçeye çevrilen adı ile Değirmenimden Mektuplar Fransız asıllı Dünya Edebiyatının en önemli öykü yazarlarından Alponse Dudet’ın en tanınmış eseridir. 
 
Ailesinin iflas etmesinden sonra Paris’teki ağabeyinin yanına gelen Daudet sıkıntılı günlerden sonra Morney Dükü’nün yanında sekreter olarak çalışmaya başlamıştı. Fakat Morney Dük’ü öldükten sonra şehir hayatından sıkıldığı için yaşamını sürdürdüğü Midi yakınlarında bulunan Fontvielle’de artık kullanılmayan eski bir değirmen satın alarak tatil günlerini burada geçirmeye ve eserlerini de burada yazmaya başlamıştı.
 
 Daudet bu eserindeki öykülerini değirmene gidip gelirken tanıştığı insanlardan dinlediği hikâyeleri, değirmen etrafında gözlemlediği olay ve kişileri hikâyeler haline getirmişti. Alplerin eteklerinde yer alan bu eski değirmende yazdığı, her bir öykü mektup şeklinde yazılmıştı.
 
YILDIZLAR adlı öykü Değirmenimden Mektuplar adlı eserinin üçüncü öyküsü olmaktadır. Yazarın Değirmenimden Mektuplar adlı öykü kitabındaki 3. Öykü olan  Yıldızlar adında yazılmış bir mektup şeklindeki bu öyküsü Luberon dağlarında çobanlık Provence’li bir çobanın öyküsüdür.
 
 
DEĞİRMENİMDEN MEKTUPLAR 3. ÖYKÜ YILDIZLAR ÖZETİ
 
Luberon dağlarında çobanlık yapan bu kişi kendisine yemek getiren kişi haricinde başka hiç kimseyi görmeden sürüsüyle birlikte haftalarca dağlarda kalmaktadır.  Kendisine on beş günde bir yemek getirilmekte bu yemeği getiren Norade Teyze dışında kimse ile de konuşamamaktadır.
 
Luberon dağlarında çobanlık yapıyordum. Haftalarca dağlarda kalırdım. On beş günde bir Norade Teyze yiyeceğimi getirir, havadisleri anlatırdı. En çok bizim efendinin kızının maceraları ilgimi çekerdi.“
 
Am bir gün kendinse yemek getirecek diye beklediği Norade Teyze gelmez. Onun yerine gizliden gizliye âşık olduğu efendisinin kızı Stephanette ona yemeği getirir. Çünkü Norade Teyze hastalanmış o yüzden de Norade Teyzenin yerine yemeği Stephanette getirmiştir.
 
“Bir gün yiyecek beklerken, baktım katırın üzerinde bizim matmazel. Bütün gün benimle konuştu. Bense onun etkisi altında olduğumdan bir çift laf dahi edemiyordum.”
 
Çoban beyin kızı Stephanette’e âşıktır. Ancak bu duygularını saklamakta ve ona hiçbir şey de itiraf edememektedir. Stephanette’e ona yemekleri bırakmış bir müddet de çobanla sohbet etmiştir.  Stephanette daha sonra evine gitmek için çobanın yanından ayrılır.  Ancak geçtiği nehrin suları yükselmiş, Stephanette’ nehri geçmek isterken iyice ıslanmış, boğulmaktan korktuğu içinde ıslak elbiseleri ile Çobanın yanına geri dönmek zorunda kalmıştır.
 
“Akşama doğru döndü. Birkaç saat sonra sırılsıklam bir vaziyette geri geldi. Taşan ırmaktan geçmek isteyince olanlar olmuş. Hemen ilgilendim, ağıla yatması için postumu serdim. “
 
Çoban ağıldaki yatağını kıza vermiş, kendisi de dışarıda ateş yakıp oturmuştur.  Ama Stephanette de uyuyamadığından yanına gelmiş ve birlikte yıldızları seyre dalmışlardır.  Çoban yıldızlar ile ilgili bir sürü hikaye bilmektedir ve onları tüm gece boyunca bunları Stephanette’e anlatır.
Ancak, uyumayıp yaktığım ateşin başına geldi. Ben de ona gökteki yıldızlan anlatmaya başladım: Geldi, başını omzuma koyup uyudu. Hayatımın en mesut günüydü.”
Stephanette çobanın omzunda uyuklamış ancak çoban aşkını yine de itiraf edememiştir.
 
 
 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar