KategorilerEDEBİYATDivan Şiiri ve Şairler Hayali Bey Divanı Hakkında Bilgiler

 Hayali Bey Divanı Hakkında Bilgiler

30.08.2020

 

 HAYALİ BEY DİVANI

Hayalî Bey, çok genç yaşta şiir söylemeğe başlamış ve kısa sürede kendini tanıtmıştır. Tezkireciler ondan hep parlak sözlerle Sultânü'ş-şu'-arâ, Melik'üş-şu'arâ, Rum-ili şairlerinin serdarı, Hayâlî-i meşhur, Rûm'un Hafız-i Şîrâzî'si olarak söz etmişlerdir. Şiirlerinde parlak, ince hayaller, yeni buluşlar, renkli tasvirler, akıcı bir söyleyiş vardır. En büyük özelliği de rint edası ve dünyaya kalenderce bakışıdır. Tasavvufî şiirlerinde bile rintlik ve kalenderlik sezilir. Birçok bakımdan Baki   ile aynı derecede başarılı şiirlerinde tasavvufu işlemesi yönünden ondan da üstün bir şair sayılabilir.

Önceleri Pargalı İbrahim Paşa daha sonra da Kanuni Sultan Süleyman’ın himayesinde çok rahat bir hayat yaşayan şair , devrinde oldukça ünlü bir haline gelin şiirdeki ününü çekemeyen düşmanlarının da tesiriyle rahatı kaçmış. Bunun sonucunda Rumeli’de bir sancak isteyerek İstanbul'dan ayrılmış, ömrünün son yirmi yılını saraydan uzakta geçirmiş, 964/1556 yılında Edirne'de ölmüştür. [1]

Hayâlî çağdaşı olan Sâfî, Huşûî, Âlî ve Yetim Ali Çelebi gibi şairlerce övgüyle anılmış, [2] çağdaşı olan Rahmî, Ulvî, Vahidî gibi şairler üzerinde  önemli bir tesir bırakmıştır. Onun şiirlerine hemen her dönemde nazireler yazılmıştır. [3]“ Hayâlî’nin gazellerinin Günâhî, Âlî, Şeyh Galip H  ,  Keçecizade İzzet Molla, İzzet Ali Paşa, Bayburtlu Zihn gibi şairler tarafından tanzir ve tazmin edilmiş olması tesirinin ne kadar güçlü ve devamlı olduğunu gösterir.” [4]

Hayalî Bey, rint ve kalender yaradılışıyla basit ve derbeder bir hayat sürmüştür. Büyük bir serveti olması gerekirken parasına, malına mülküne sahip çıkmamış, eline geçeni cömertçe dağıtmıştır. Derbederliği yüzünden şiirlerini bile oraya buraya dağılmaktan kurtaramamış, sağlığında divanın dahi tertip edememiştir. [5]

Hayâlî Bey’in bilinen tek eseri divanıdır fakat divanı ise onun ölümünden sonra padişahın emri ile derlenip toparlanabilmiştir. Ölümü üzerine, padişah Hayali Bey’in divanını istediği zaman, divanının olmadığı söylenince onun vefalı dostu Vefalı Şeyh-zâde Ali Çelebinin toplayıp tertip ettiği nüshayı bulup verebilmişlerdir.

Hayâlî Bey hayattayken bir divan tertip etmediği için ona ait olan birçok şiir divanı içine alınamamış di sonradan toparlanabilen divanında dâhil olamayan şiirleri ise  o döneme ait şiir mecmualarında ya da değişik divan nüshalarından temin edilebilmiştir.  Örneğin Ali Nihat Tarlan’ın tertip ettiği Hayali Bey divanında olmayan yirmi dört gazel Dr. Savaşkan Cem Bahadır tarafından bulunmuştur. Sabahattin Küçük ise  “Hayâlî Bey’in Yayımlanmamış Gazelleri”(Küçük, 1984:418-421) adlı makalede yer alan sekiz gazel, bulunup edebiyat dünyasına kazandırılmıştır. [6] Bununla birlikte Hayali Bey’in bütün gazellerinin tam olarak tespit edildiği yine de  söylenemez.

Hayâlî Bey Divanı’nı hazırlayan Ali Nihat Tarlan’ın da bu çalışmayı hazırlamak için on dört farklı nüshayı karşılaştırarak ortak bir metin hazırlamış buna rağmen tüm şiirleri divanında yer alamamıştır.(Tarlan, 1945) [7]

Hayali Bey, şiirlerini mürettep bir divan haline getiremeden öldüğü için kaynaklar ölümünden sonra Hayali Bey’e ait birkaç divan nüshası  dahi zar zor bulunabilmiştir.  Fakat Hayali Bey’in hayattayken “Gül-i Sad-berg” adında bir şiir mecmuası tertip ederek Kanuni Sultan Süleyman’a sunduğu bilinmektedir. (Şentürk, 1999: 243). [8]

Hayâlı Bey Dîvânı. Prof. Dr. Ali Nihad Tarlan tarafından yazma nüshalar karşılaştırılarak yayınlanmıştır. (İstanbul 1945 Prof. Dr. Ali Nihad Tarlan‘ın hazırladığı divanda  çoğu  Kanuni Sultan Süleyma ‘a yazılmış olan yirmi beş kaside, sekiz musammat, bir terkibibend, beş müteferrik manzume, 688 gazel ve otuz üç kıta mevcuttur. Bununla birlikte daha sonraki çalışmlarda Hayli Bey’a ait olduğu kuvvetle muhtemel olan ve A. N. Tarlan’ın hazırladığı divanda olmayan 32 gazel ve şiiri daha ele geçmiştir.

Hayali Bey Hayatı

Hayali Bey Divanı

Hayali Bey Şiirleri

HAYALİ BEY VE DİVANI HAKKINDA YAPILAN ÇALIŞMALAR

 

  • KURNAZ Cemal, Hayâlî Bey Divânı’nın Tahlîli, M.E.B. Yayınları, İstanbul 1996.

  • KURNAZ Cemal, “16. Asır Şairlerinden Hayâlî Beğ’in Şöhreti ve Tesiri”, H.Ü. Edebiyat

  • Fakültesi Dergisi, S.2 (1984)., s. 47-62.

  • KÜÇÜK Sabahattin ““Hayâlî Bey’in Yayımlanmamış Gazelleri”, Türk Dili Dergisi, S. 394(1984),

  • 418-421.

  • Savaşkan Cem Bahadır, HAYÂLÎ BEY’İN BİLİNMEYEN GAZELLERİ, Turkish Studies -

  • 7/4, Fall 2012, shf. 921-946, ANKARA-TURKEY

  • TARLAN Ali Nihat, Hayâlî Bey Dîvânı, İstanbul Üniversitesi Yayınları, İstanbul 1945.

  • ZAVOTÇU Gencay, “Hayâlî ve Yahyâ Bey’in Şiirlerinde Fuzulî Etkisi”, İlmî Araştırmalar, S.

  • 18(2004), s. 123-134.

Hayali Bey T Şiirleri

Gazel- Cihân-ârâ cihân içindedür

Ol gün kanı ki gün gibi sûzân idüm sana

Bir âleme ermiş durur erbâb-ı harâbât

Başumda mûy-ı jülîde tenümde taze dâgum var

Gazel- Eğerçi kim cigerler kanıdır aşk

Yâr ile hem-halvet ol cisminde cânın duymasın

Harâb olupdur ol âbâd gördüğün gönlüm

Hatt-ı miskînüñ lebüñde anber-i sârâ satar

Aşk bir şem'i ilâhidir benem pervânesi

Bî-vefâdır gül ol ey bülbül çemenden bir yana

Bülbül-i gülzâr-ı mihnetdir dil-i gamnâkimiz

Cânı teslîm eylemek aşkında kârımdır benim

Ciğer hûnâbesin nûş etmeği aşk içre benden sor

Dilâ Mecnûn-sıfat uryân-ı aşk ol pîrehenden geç

Ey gönül hâlimi derdinle diğer-gûn ettin

Elinden görmedik hiç bir belâ mı kaldı âlemde

Nedür cân kim anı sen nâzenîn cânâna virmezler

Dem nü var kanlu yaşum çihreme yol eylemeye

Âyine her gün koyar dil-dârı tenhâ koynuna

Ben bir ednâ cür'adan kim aklı bî-hûş eyleyem

Lâleler sahn-ı gül-istânda kadeh-nûş oldular

Nâr-ı dilden zâhir etsem bir şerer âlem yanar

Yürü hey âşıkına âdeti bî-dâd yürü

Dimen Mecnûn'a fenn-i aşkı tekmîl itdi kâmildür

Kayddan âzâdeyiz kûy-ı ferâgat bekleriz

Sararmış çehremi sanman ki reng-i za'ferândır bu

Nigârâ bezm-i hüsnünde dil-i mestânemiz kaldı

Sen yüzü gülsün cihân gülzârı zindândır bana

Şi'r ü saz ü dilber ü mey kim cihânın cânıdır

Zati'nin Gazeline Tahmis

MUAŞŞER

Ol gınâ şâhı ki doydu bende olan ac aña

Ol melek-sîmâ perî kim benzemez insân aña

Zevk-i bâde neydigin mest-i harâbîler bilür

Bu kat kat kan ile dolmuş dili cânâna tapşurdum

Ŝādıķu’l- ķavl olsa dilber bī-vefā yār olmasa

Çözdükce çın seher o ŝanem zülf-i bāġını

Ża‘f-ı cismümden ķaçan kim eylesem bir dem fiġān

Murabba Der Katl-i İbrâhîm Paşa

KAYNAKÇA

[1] ] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/hayali-bey-hayati-ve-edebi-kisiligi/75972

[2]  Cemal Kurnaz, [HAYÂLÎ BEY, TDV İslam. Ansklopedisi, cilt: 17; sayfa: 7

[3]  Savaşkan Cem Bahadır, HAYÂLÎ BEY’İN BİLİNMEYEN GAZELLERİ, Turkish Studies 7/4, Fall 2012, shf. 921-946, ANKARA-TURKEY

[4] Cemal Kurnaz, [HAYÂLÎ BEY, TDV İslam. Ansklopedisi, cilt: 17; sayfa: 7

[5] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/hayali-bey-hayati-ve-edebi-kisiligi/75972

[6] Savaşkan Cem Bahadır, HAYÂLÎ BEY’İN BİLİNMEYEN GAZELLERİ, Turkish Studies  7/4, Fall 2012, shf. 921-946, ANKARA-TURKEY

[7] Savaşkan Cem Bahadır, HAYÂLÎ BEY’İN BİLİNMEYEN GAZELLERİ, Turkish Studies  7/4, Fall 2012, shf. 921-946, ANKARA-TURKEY

[8] Savaşkan Cem Bahadır, HAYÂLÎ BEY’İN BİLİNMEYEN GAZELLERİ, Turkish Studies  7/4, Fall 2012, shf. 921-946, ANKARA-TURKEY

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da