Fehim-i Kadim Divanı

14.03.2015

 

 

FEHİM İ KADİM EDEBİ KİŞİLİĞİ

Fehîm-i Kadim, 17. yüzyılın birinci yarısında yaşamış Sebk-i Hindî’nin gazel üstadı şairlerinden biridir. Gazellerinden başka en önemli şiiri ““rûz u şeb” redifli na’t türündeki kasidesidir (Mengi 2010: 211). [1]

Doğum tarihinin bilinenden biraz daha eski olabileceğine rağmen Fehim genç ve yetenekli bir şairdir. İran edebiyatını yakından takip etmiş, Lirik ve karamsar bir şairdir. Şiirlerinde yaşadığı yılların sosyal hayatının izleri gözükmektedir. Şiirlerinde beşeri konulara değinmiş tasavvufa meyletmemiştir. Genç yaşta olmasına ve yazmasına rağmen  “Rûzu Şeb” redifli naatı, divan şairleri arasında şöhret kazanmıştır.

Fehîm'in en büyük özelliği kendine has bir üslûba sahip olmasıdır. Divan şiirinde kalıplaşmış biçimde tasvir edilen çevre, onun gazellerinde resimleşen gündelik manzaralar şeklinde tasvir edilir.  Şiirlerinde gündelik olaylar ve durumlara değinmiştir.  Onun bu yaklaşımı bile divan şiiri için özgün bir yaklaşımdır.    Sebk-i Hindi’nin tesirinde olduğu anlaşılan Fehim’in şiirlerinde yeni bir anlatım şekli arama gayesi vardır.  Şiirlerinde halkın yaşantısından izlenimler gözükür. Halk söyleyişini şiire sokan bir ifade tarzı vardır.

“Pek çok şiirinde görülen ıstırap terennümleri, divan şiirinin genel olarak benimsediği bir tutum veya  Sebk-i Hindi  'ye has bir özellik değil mizacının ve kendi hayatının şiire aksetmesi şeklinde görülmektedir. Ayrıca şiirlerinde esas olarak kendi iç dünyasını anlatan şair düşünce yerine muhayyileyi, dış dünyadan çok insanın heyecan ve kederlerini esas temalar tarzında benimseyen Fehim, Sebk-i Hindinin divan şiirindeki İlk büyük temsilcilerindendir. “ [2]

Şiirlerinde kişisel sorunlara değinmiş olması dikkat çeken bir özelliktir. Onun şiirlerinde tasavvuf konusu çok fazla üzerinde durulmayan bir konudur. Belki de çok genç bir yaşta iken şiirler yazmış olması ve “dünyadan genç yaşında ayrılmış olması, onun tasavvuf yoluna fiilen girmesine ve bu yolda aşama kaydetmesine engel olmuştur.” [3]

Söz Sanatlarının yerine mâna sanatlarını tercih eden anlam oyunlarına sık sık başvuran bir şair özelliği gösterir. “Fehîm şiirinde fazla sözden kaçınıp kısa ve dolgun söyleyişi tercih etmiş, aynı zamanda kafiye ve rediflerde de yenilikler ortaya koymuştur. [4]

“Fehîm’in belirli bir amaca dayanmayan ve âdeta kendinden kaçmak için yaptığı seyahatleri,  sürekli olarak bir yerde yaşamaya tahammül edemeyen mizacı, dünya ve ahret hayatına karşı kayıtsızlığı da şiirlerinde “delilik”le ilgili kavramları sık sık tekrarlamasının, bu kavramlara karşı hissettiği özel bir yakınlıktan kaynaklandığını düşündürmektedir.” [5]

Fehîm-i Kadîm’in yazdığı şiirleri küçük bir Dîvân’da toplanmıştır. Eserin 20’ye yakın nüshası vardır. Bazı yazmaları karşılaştırılarak 1934’te yeni harflerle bir Fehîm Dîvânı neşredilmiştir.

İran edebiyatını oldukça iyi bilen Fehim genç yaşta ölmesine rağmen iyi bir şairdir. Lirik bir söyleyişi olan şairin şiirlerinde yaşadığı hayattan ve talihsizliklerinden kaynaklanan karamsar bir yapısı vardır.  Leskofçalı Galip, Namık Kemal  , HERSEKLİ ARİF HİKMET , Kazım Paşa, Avni Bey, Üsküdarlı Hakkı Bey, Fehim-i Kadim’in takipçileri olmuşlar, onun şiirlerinin tesirinde kalmışlardır. [6]

GENİŞ BİLGİ İÇİN :

 Fehim-i Kadim Divanı

Fehim-i Kadim Hayatı ve Eserleri

 Fehim-i Kadim Şiirleri

Fehîm-i Kadîm divanının ilk ve son sayfaları (İÜ Ktp., TY, nr. 5530)

Divanı:

21 yaşında henüz çok genç yaşta vefat etmesine karşın Küçük bir Türkçe Divân’ı vardır. Şiirleri İzzet Molla, Nazîm ve  Şeyh Galip  tarafından beğenilmiş, nazireler yazılmıştır. Hersekli Ârif Hikmet ,  Namık Kema ,   Leskofçalı Galip üzerinde tesiri vardır. Şiirinde ses güzelliği anlam inceliği vardır.

Fazla hacimli olmayan eserde on yedi kaside, biri terciibend, üçü terkibibend, biri tazmin olmak üzere beş musammat. on altı kıta, 293 gazel, elli altı rubâî ile Farsça üç gazel, iki kıta ve üç rubâî vardır. İlk şiiri olan "rüz u şeb" redifli elli İki beyitlik na'tı sözün ilk kısmında "mihr ü meh" kelimelerini, son kısmında da "rûz u şeb" redifini ihtiva eden ve Mehmed Çavuşoğlu'nun "çâr ender çâr" diye adlandırdığı bir teknikle yazılmıştır.

Fehîm-i Kadîm’in divanından İran edebiyatını yakından takip ettiği ve Sebk-i Hindî şairlerinden etkilendiği görülmektedir. ‘Rûz u Şeb’ redifli na’tı, pek çok şair tarafından tanzîr edilmiştir. Bu şairler arasında Nazîm, Şeyh Gâlib ve  Keçecizade İzzet Molla  da vardır.

İran şiirine meyletmiş Şirazlı Urfî'yi kendisine örnek almış, şiirlerinde de Urfî-yi Rum diye söz etmiştir.

Bir hayât için kazâ bilmem ne sâz eyler bana
Nen şehîd-i gamzeyim İsâ niyâz eyler bana

Dîvanı (S.N. Ergun tarafından, 1934′te yayımlan­dı),Divanında Kasideler, Musammatlar, Kıt'alar, Gazeller,  Rubailer bulunmaktadır.

Farsça Şiirler ve Tercümeleri 2. Şehrengiz (Dîvan ile birlikte basıldı).  Fehim Dîvanı Üzerinde Tahir Uzgör’ün doktora çalışması vardır (İstanbul, 1986).

Elli altıncı rubaisi, Türk edebiyatında müstezat rubainin nadir örneklerinden biridir. Divanın İstanbul kütüphanelerinde otuzdan fazla nüshası bulunmaktadır [489]. İlk olarak Sadettin Nüzhet Ergun tarafından neşredilen divan üzerinde [490] Tahir Üzgör doktora çalışması yapmıştır. Fehîm'in hayatı ve şahsiyetinin ele alındığı bir incelemeyle birlikte divanın tenkitli metnini ortaya koyan Üzgör, şiirleri de günümüz Türkçesiyle nesre çevirmiştir. [491]

TEMMUZİYE’SİN DEN PARÇALAR

Cevher-i âyîne-i sırr- ı dü- âlemdür şarâb

Bâde-i ‘aşkuz dil-i Mecnûn’dur peymânemüz


Müdâm olur leb-i la’l-i şarâbdan mahzûz
Mihr ü meh kim devr iderler âlemi rûz u şeb

Sitem ben hâke hükm-i gerdiş-i eflâkdandur hep
Mutrîb-i bezm-i gam âheng nedür bilmez hîç

Ey kâr-ı kazâ gamze-i hûn-hâruna mahsûs
Garik-i lücce-i aşkam fenâ nedür bilmem

Şiirlerinden Örnekler

·         Kaside: Mihr ü meh kim devr iderlerâlemi her rûz u şeb

·         Fârigüz kayd-ı cihândan ‘âşık-ı dîvâneyüz

·         Figan ey Mevlevî dilber ki çeşm-i fitne-engîzün

·         Beyitler

·         TEMMUZİYE’SİN DEN PARÇALAR

·         Cevher-i âyîne-i sırr- ı dü- âlemdür şarâb

·         Bâde-i ‘aşkuz dil-i Mecnûn’dur peymânemüz

·         Müdâm olur leb-i la’l-i şarâbdan mahzûz

·         Mihr ü meh kim devr iderler âlemi rûz u şeb

·         Sitem ben hâke hükm-i gerdiş-i eflâkdandur hep

·         Mutrîb-i bezm-i gam âheng nedür bilmez hîç

·         Ey kâr-ı kazâ gamze-i hûn-hâruna mahsûs

·         Garik-i lücce-i aşkam fenâ nedür bilmem

KAYNAKÇA

[1] MENGİ, Mine(2010), Eski Türk Edebiyatı Tarihi, Ankara: Akçağ Yay.

[2] Tahir Üzgör, Fehim’i Kadim Maddesi, TDV, İA, - İstn. 1995, C. 12, shf, 295-296

[3] Ayşegül AKDEMİR,” Divan Şiirinde “Cünûn” ve “Mecnûn” Kavramları ile Bu Kavramların

Fehîm-i Kadîm Dîv ânı’ndaki Kullanımı”, https://yayinlar.yesevi.edu.tr/files/article/82.pdf

[4] Tahir Üzgör, Fehim’i Kadim Maddesi, TDV, İA, - İstn. 1995, C. 12, shf, 295-296

[5] Ayşegül AKDEMİR,” Divan Şiirinde “Cünûn” ve “Mecnûn… agy.

[6] Tahir Üzgör, Fehim’i Kadim Maddesi, TDV, İA, - İstn. 1995, C. 12, shf, 295-

 

 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar