Keyhüsrev Kiros ve Siyavuş’un Oğlu
Osmanlıca yazılışı: Key-husrev ~ كيخسرو
İran’ın gerçek ve mitolojik tarihinde pek çok Keyhüsrev vardır. Bu nedenle gerçek tarihte ve İran
Destanlarındaki Keyhüsrevler tamamen bir birlerine karışmıştır. Hem İran mitlerinde hem İran tarihinde hem de Anadolu Selçukluları ve diğer yakındoğu milletlerinin tarihlerinde Keyhüsrev adını almış olan birçok hükümdar bulunur.
BÜYÜK KEYHÜSREV – BÜYÜK KİROS
Divan edebiyatımızda sözü edilen Keyhüsrev, İran mitlerinde adı geçen efsanevi Keyhüsrevdir. İran destanlarındaki Keyhüsrevlerden birisi ilk Key ünvanını alan Kubat’ın oğlu Keyhüsrevdir. Keykubad’ın oğlu olan Keyhüsrev, İran’da Keyaniyan- Keyaniler sülalesini kurmuş olan ( Ahemeni imparatorluğu- Avesta’da yedi ülkenin hâkimi, cinlerden de üstün ve yedi saray sahibi ) meşhur hükümdar Keyhüsrev’dir. ( bkz Key ve Keyani Nedir Acem Şehinşahları ) Bu sülalenin idare ettiği – Ahemeniş- Pers İmparatorluğu bilindiği gibi MÖ. 330 yıllarında İskender tarafından yıkılmıştır. Son hükümdarları ise İssos Savaşında İskender’e mağlup olan II. Dara- (Dârâ II.Darius ) (bkz İssos Savaşı Nasıl ve Nerede Yapılmıştır.)
İran tarihindeki ilk Keyhüsrev Pers imparatorluğunun kurucusudur. Bu Keyhüsrev’in diğer adı ise Büyük Kiros’tur. Bu, Keyhüsrev Medler'i yıkmış, Fenike gibi zengin ülkeleri feth etmiş, Urartuları, Manna devletini, Lidya'yı ve Lidya kralı Krezus’un servetini de ele geçirip tüm Anadolu’yu işgal etmiş, Babil'e saldırmış ve orayı da fethedip kendini Babil kralı ilan etmiştir. [1] Mısır'a da egemen olmayı düşünen Kiros- Keyhüsrev - bu sefer öncesinde ülkesinin kuzeydoğusunu da sağlama almak için İskit-saka ülkesi üzerine yürümüş, önceleri İskitleri mağlup etse bile daha sonra Sakaların kadın hükümdarı Tomris’e mağlup olmuştur. Birçok hükümdarın kafatasından kadeh yapan Keyhüsrev’in kafası en sonunda da İskit Kraliçesi Tomris için kafatası kadehi olmuştur. [2] ( bkzSifâl Nedir Çanak Veya Kafatasından Kadeh ) MÖ 530
Resim kaynağı: TDİA, Keyhusrev fil üzerinden ordusunu denetliyor (Firdevsî, Şâhnâme, Binney Collection)
GENÇ PRENS KEYHÜSREV- GENÇ KİROS
İran tarihinde adı geçen diğer bir Keyhüsrev ise Büyük Kiros- Keyhüsrrev’in torunu I. Dara’nın oğlu olan genç prens Keyhüsrev’dir. Genç Kyros, Perslerin Ege bölgesindeki valisi iken ağabeyi II. Artakserkses’i devirerek Pers tahtını ele geçirmeye çalışmış, Sardes ve Ege Bölgesindeki kentlerden on bin tane paralı Helen Askerleri toplayarak Sardes’ten yola çıkıp Anadolu’yu geçip İskenderun ve Belen geçidini aşarak Mezopotamya’ya girmiştir. Yapılan savaşta Genç Kiros ağabeyi tarafından mağlup edilip öldürülür.[3] Genç Kiros’un başsız kalan askerleri Sardes’e geri dönmek için yola çıktıklarında yollarını şaşırarak dünya edebiyatının ilk önemli gezi yazılarından birisinin yazılmasına vesile olacaktır. ( bkz Anabasis Onbinlerin Dönüşü, Ksenophon ) Ne hazindir ki bu u kitap aynı zamanda Pers İmparatorluğunu ve Büyük Kiros’un kurduğu devleti yıkmaya gelen Büyük İskender’in yol haritası da olacaktır.
SİYAVUŞ’UN OĞLU EFSANEVİ KEYHÜSREV
Keyâniyân sülâlesinden olup Kâvus'un torunu ve Siyâvuş'un oğludur. (Key ve Keyani Nedir Acem Şehinşahları ) Keyhüsrev, İran Hükümdarı kimliği ile halk hikayelerimizde ve mesnevilerde de karşımıza çıkmaktadır. Abdi'nin Camasbanameler Ve Abdi'nin Camasbanmesi Ile Şahmaran
adlı mesnevisinde Şahmaran'ın eti ve kanı ile hastalıktan kurtulan bir hükümdar olarak anlatılır. Bu mesnevideki anlatıya göre : " Keyhüsrev, çok hastadır. Hastalığına Şahmaran’ın etinden başka hiçbir şeyin çare olamayacağını öğrenen hükümdar Câmasb’dan Şahmaran’ın yerini söylemesini ister. O da öldürüleceği korkusu ile sırrını açıklar. Şahmaran tılsımla yakalanıp öldürülür ve etinden yapılan ilâçla hükümdar kurtulur."
Şehnamedeki anlatılara göre Siyavuş, Keyânîlerden Kâvus’un oğludur Kavus yedi yaşında iken Siyavuş’u Rüstem’e teslim etmiş, Siyavuş, yetiştikten sonra babasının yanına dönmüştür. Yiğit bir delikanlı olan Siyavuş’a üvey annesi Sûdâbe gönlünü kaptırmış ancak Siyavuş bu aşkı reddetmiştir. ( bkz Siyavuş ile Südabe’den Yusuf ile Züleyha Hikâyesine )
Bunun üzerine Sûdâbe, bana göz koydu diyerek iftira atar. Bunu reddeden Siyavuş, iffetini ve masumiyetini ispatlar ve Turan Padişahı Afrasyap ’a karşı savaşa gider. Afrasyap ’ın barış talebini kabul ettiği için babası Keykâvus ile bozuşunca Efrâsiyâb’a sığınır. ( bkz Afrasyap Alp er Tunga ve Şehname 'de Turan Hükümdarları - Şehnamede Zaloğlu Rüstem ile Afrasyap Savaşları )
Efrâsiyâb, kızını Siyavuşla evlendirir. Efrâsiyâb’ın izniyle Hıta, Hoten ’de Gengdij adında bir kale inşa edip o kaleye yerleşir. Efrâsiyâb , Siyâvuş hakkında bilgi toplamak Gersîvez’i bu kaleye gönderir. , Siyâvuş’u kıskanmakta olan Gersivez, Efrasyap’a yanlış ve kışkırtıcı bilgiler verir. Bunun üzerine Efrâsiyâb, Siyâvuş’un katledilmesini emreder ve Siyavuş öldürülür. Fakat Siyavuş’un Efrasyap’ın kızı Ferengîs’ten Keyhüsrev adındaki bir oğlu dünyaya gelmiştir.
Doğan çocuk çobanlara teslim edilir. Keyhüsrev yedi yaşında iken yay yontuyor, on yaşında iken aslandan ve kaplandan bile korkmayan bir çocuktur.
Siyâvuş’un ölümünden sonra Soğd valisi olan ve Gave’nin soyundan gelen Gûderz rüyasında Siyavuş’un oğlu Keyhüsrev’in hayatta olduğunu ve Turan ülkesinde yaşadığını gördü Bunun üzerine Güderz, oğlu kumandan Gîv’i , Keyhusrev’i bulup İran’a getirmesi için Turan ülkesine gönderir. Giv, Siyavuş’un oğlu Keyhüsrev’i yedi yıl boyunca arar.
Turan ülkesindeki dağları karış karış arayan ve sayısız tehlikeler atlatan Giv, en sonunda Ferengîs ile Şiyavuş’un oğlu Keyhusrev’i bulur. Siyâvuş’un zırhını oğlu Keyhüsrev’e giydiriir ve babasının siyah atına da bindirerek İran’a kaçırır.
İran’a gelen Keyhusrev tahta göz koyan amcası Bürzferah ( Feribuz ) ile mücadele etmek zorunda kalır. ERDEBİL yakınlarındaki Behmendiz kalesini de le geçirerek dedesi Keykâvûs’un tahtına oturur. Kalenin olduğu yere de Arguzaşp Ateşgedesini de yaptırır.. Daha sonra Turanlılar ve anne tarafından dedesi olan Afrasyap ile savaşmaya başlar. Fakat ilk savaşta amcası Bürzferah’ın ihaneti yüzünden Afrasyap’a yenilir. Güderz’i ordusunun başına geçirir ve Güderz, Afrasyap ile Turan ordusunu yenip kaçırtır Afrasyap’ın peşine düşen Keyhüsrev, en sonunda Efrâsiyâb’ı da yok ederek babasının intikamını alır.Tahtını Lürasp’a bırakarak bir geziye çıkan Keyhüsrev bir suda yıkanırken aniden ortadan kaybolur.. (N. Lugal, Şehname, Firdevsî, II, 364-471; III,).[4]
İran mitolojilerindeki hali ile Kubat, Keyanilerin ilk hükümdarı, İran’daki hükümdar sülalesinden de ikincisinin ilk hükümdarı olarak anılır. Keykubad’ın oğlu Keyhüsrev: Avesta’da yedi ülkenin hâkimi, cinlerden de üstün ve yedi saray sahibi meşhur bir hükümdardır.[5]
Şehname ’nin neredeyse yarısı, Afrasyap ile İranlıların savalarına ayrılmıştır. Bu nedenle Keyhüsrev, Şehnamede üzerinde en çok durulan isimlerden biridir. Şehnamedeki Keyhüsrev’e dikkat edilince tarihte yaşamış olan büyük Keyhüsrev ile bazı ortak noktalara sahip olabileceği anlaşılmaktadır.
Divan şiirinde sözü edilen Keyhüsrev, Siyavuş’un oğlu olan efsanevi Keyhüsrev’dir.
İran Esatirleri İle İlgili Linklerimiz
KAYNAKÇA