16.07.2023
Siyavuş
Siyavuş, Şehnamede baba tarafından Keyânîler hânedanı hükümdarı Keykâvûs’un oğlu, anne tarafından ise Turan ülkesinin komutanı Gersîvez’in akrabası, anne tarafından bir Türk prensesi ve baba tarafından da Feridun’un soyundan gelen “çadırları ile ülkeleri dolduran Gersiyuz’ un torunu “ Serrâmî adında bir Türk kızıdır. [1] Yani Siyavuş, anne tarafından Türk, baba tarafından Keyanilerden bir savaşçıdır. Avesta’daki adı siyah at sahibi anlamına gelen Siyâverşen’dir.
Siyavuş’un annesi sarhoş babasının zulmünden kaçarken Giv ile Tus, bu Ay yüzlü güzeli bulup Kavus’a teslim etmişlerdir. Kâvus, bu kız ile evlenir ve çok geçemeden Siyavuş doğar. Ancak yıldız bakıcıları Siyavuş’un çok kötü bir talihinin olduğunu hükümdara anlatır. Kavus, oğlu Siyavuş’u yedi yaşında iken Rüstem’e emanet eder. Rüstem, Siyavuş’u Zabilsitan da eğitir. Siyavuş, yetiştikten ve bir delikanlı olduktan sonra babasının yanına döner. Babası ona pek çok mücevher ile birlikte “ eskiden Kûhistan denilen Mavera’ünnehir’i bağışlar “ [2] Siyâvuş, sekiz yaşına bastığında taç ve taht sahibi de olmuş ama çok sevdiği annesini kaybettiği için çok üzüntü çekmiştir. Südabe yiğit bir delikanlı olan üvey oğlu Sitavuş’a gönlünü kaptırır. Fakat iffetli bir genç olan Siyavuş “ harem budalası erkeklerden değilim “ diyerek bu aşkı reddetmiştir. Bunun üzerine Sûdâbe, elbiselerini yırtıp, vücudunu yaralayıp bereleyip “bana göz koydu diyerek “ ona iftira atar. ( bkz Keyhüsrev Kiros ve Siyavuş’un Oğlu
) Fakat bunu reddeden Siyavuş, masumiyetini atı ile ateşin içinden geçerek vb ispatlar. [3] Siyavuş ile Südabe’nin bu aşk öyküsü Yusuf ile Züleyha hikâyesini andırır. ( bkz Yusuf ile Züleyha Hikayesi Kökeni Yazarları Özeti ) Siyavuş, foyası ortaya çıkan üvey annesi Sudabe’yi idam ettirmek isteyen Kavus’a affettirip Turan Padişahı Afrasyap ’a karşı savaşa gider. Fakat, anne tarafından dedesi olan Afrasyap’un ordu komutanı Gersiyuz , pek çok hediye ile gelip Afrasyap’ın barış talebini Sivayuş’a iletir. Rüstem ile Siyavuş bu talebi kabul ettiği için babası Keykâvus ile bozuşur. Bunun üzerine Siyavuş Efrâsiyâb’a sığınır. [4]( bkz Şehnamede Zaloğlu Rüstem ile Afrasyap Savaşları)
Sitavuş’u Turan ülkesine getiren Efrâsiyâb kızı Ferengîs’i, ona eş olarak verir. Afrasyab’ın komutanu Piran’da kızını ona verir. Siyavul, Efrâsiyâb’ın izniyle Hıta, Hoten ’de Gengdij adında bir kale inşa edip yanındaki İranlılar ile o kaleye yerleşir.[5] ( bkzAhu- yu Müşgin Nedir Şiirlerde Hıta ve Misk Ahusu )
Efrâsiyâb , emin olmak ve Siyâvuş hakkında bilgi toplaması için Gersîvez’i bu kaleye gönderir. , Siyâvuş’u kıskanmakta olan Gersivez, Efrasyap’a yanlış ve kışkırtıcı bilgiler verir. Bunun üzerine Efrâsiyâb, Siyâvuş’un katledilmesini emreder ve Siyavuş öldürülür. Fakat Siyavuş’un Efrasyap’ın kızı Ferengîs’ten Keyhüsrev adındaki bir oğlu dünyaya gelmiştir.
Siyavuş'un öldürülmesi : Miniature from a copy of Shahnama
Doğan çocuk çobanlara teslim edilir. Keyhüsrev yedi yaşında iken yay yontuyor, on yaşında iken aslandan ve kaplandan bile korkmayan bir çocuktur.Siyâvuş’un ölümünden sonra Soğd valisi olan ve Gave’nin soyundan gelen Gûderz rüyasında Siyavuş’un oğlu Keyhüsrev’in hayatta olduğunu ve Turan ülkesinde yaşadığını görür. dü Bunun üzerine Güderz, oğlu kumandan Gîv’i , Keyhusrev’i bulup İran’a getirmesi için Turan ülkesine gönderir. Giv, Siyavuş’un oğlu Keyhüsrev’i yedi yıl boyunca arar. Turan ülkesini dağ taş arayan Giv, en sonunda Ferengîs ile Şiyavuş’un oğlu Keyhusrev’i bulur. Siyâvuş’un zırhını oğlu Keyhüsrev’e giydirir ve babasının siyah atına bindirip ülkesine getirir.
Şiyavuş’un oğlu Keyhüsrev ,. Abdi'nin Camasbanameler Ve Abdi'nin Camasbanmesi Ile Şahmaran
adlı mesnevisinde Şahmaran'ın eti ve kanı ile hastalıktan kurtulan bir hükümdar olarak anlatılır.
Siyâvuş , İran mitlerinde şanssızlık bahtsızlık mazlumluk ve masumluk timsali olarak anlatılır. Siyâvuş’un ölümü kış ayına denk gelir. Siyâvuş’un ölümü kış aylarının gelişine ve bitkilerin sararıp solmasına yol açar. Bu mit Bâbilli Temmûz, Mısırlı Osiris ve Yunanlı Adonis hakkındaki mitlerle son derece benzeşmektedir.
Kardeş Kanı Hûn-ı Siyavuş
Siyavuş’un iftira sonucu masum iken Afrasyap tarafından öldürülmesi hem İran hem de Türkler arasında büyük kalıcı bir üzüntü bıraktığı anlaşılır. “ Buhara halkı üç bin yıldan beri Siyâvuş’un ölümü için yas tuttuğu, bu yas törenlerinde “muğların ağlayışı” adı verilen ezgiler okumaktadır.” [6] İran kaynakları “Siyâvuş öldüğü zaman olağan üstü doğa olaylarının meydana geldiğini rivayet etmişlerdir.”
Siyavuş’un hatırası kendisinden boya ve kırmızı renkli boya ve ilaç çıkartılan bir bitkide de yaşamaktadır. [7] İnanışa göre her bahar, onun haksız yere dökülen kanından ırmak kenarlarında “per-i Siyâvuşân” veya “hûn-i Siyâvuşân” adı verilen bir çiçek açar”.[8] Bu ot eski devrilerde kan akmasını durdurmak yarayı iyileştirmek, göz hastalıklarını iyileştirmek için kullanılırmış. Bu ota Hûn-ı Siyavuş veya kardeşkanı derlermiş.[9]
Hûn-ı Siyavuş veya Hûn-ı Siyavuşan Fars dilinde şafak kızlılığı tan yeri anlamlarında da kullanıldığı gibi kan rengi, masum Siyavuş’un kanı anlamından hareketle mecazi manada kırmızı şarap için de kullanılmıştır.
Siyâvuş adı, Şeyhoğlu Mustafâ’nın Hurşid ü Ferahşâd ve Şehristân-ı Uşşâk adlı eserinde İran şahı olarak geçer.
İran Esatirleri İle İgili Linklerimiz
KAYNAKÇA
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın