Elvân-ı Şirâzi ve Gülşen-i Râz Tercümesi

10.05.2012

 

Elvân-ı Şirâzi ve Gülşen-i Râz Tercümesi 

(D. ) h. 1377, ö. 829/1426’dan sonra) Şiraz’dan gelip Anadolu’ya yerleşen  mutasavvıf şair. Şeyh Elvan – Şirazi, Tercüme-i Gülşen-i Râz adlı eseriyle tanınan, Bayramiyye Tarikatına mensup  bir şairimizdir.

HAYATI
Dedeleri Şirazdan geldiği için Mahlas olarak Şirazi mahlasını seçen şairin hayatı, doğumu hatta ölümü hakkında yeterli bilgiler bulunmaz.  Orhan Gazi zamanında Anadolu'ya yerleşen Türkleşmiş İranlı bir aileye mensup bulunduğu ve ataları Şîrazlı olduğundan Şîrâzî nisbesiyle tanındığı ileri sürülmektedir.  Elvan-ı Şirazi,’ nin hayatı hakkında  kaynaklarda tafsilâtlı bir bilgiye rastlanamamıştır. Doğum tarihi hakkında tek bilgi Meşhur eseri   Gülşen-i Raz, ' ı bitirdiğinde elli yaşında olduğunu yazmış olmasından dolayı tahmin edilebilmektedir.

Ağı kıldım kara karardı ağım
Yakındır elliye etmeğe çağım
Yerin yüzükoyun kuzu doluydu
Sekizyüzü yirmi dokuzuydu. [1]

Tercüme-i  Gülşen-i Raz, tamamladığı 829 (1426) yılında elli yaşında olduğunu bildirmesinden hareketle  779'da (1377) doğduğunu söylemek mümkündür. [2] [3] Ölüm tarihi hakkında da bilgi sahibi olmadığımız için bu eserini bitirdiği 1426 yılından sonra öldüğü ortaya çıkmaktadır.  Latifi  'den alınan bilgilere göre  "şeyh" unvanıyla anılan Elvân-ı Şîrâz'nin Hacı Bayram Veli  'nin halifelerinden veya dostlarından biridir. “ Şeyh Elvân-ı Şîrâzî -kuddise sırruh- Hazretleri,  Hacı Bayram Veli  -kuddise sırruh- Hazretleri'nin halifelerinden olup, onun muhibb ve yârânları arasına katılmış ve dönemin şair ve mutasavvıfları arasında kısa zamanda ünü her tarafa yayılmıştır.” (s. 120) [4]

Prof Dr. Mine Mengi de bu bilgiyi kabul eder. [5] Buna mukabil Hacı Bayram ve Bayramiyye tarihiyle İlgili eserlerde bu konuda kesin bir delil yoktur. 

Şeyh Elvan-ı Şirazi, 15 yy ın başlarında yaşamış, şiirlerini sade bir dille yazmış ve döneminde ilgi görmüş bir mutasavvıf şairdir. Dedeleri Şirazlı olduğu için Şirazlı mahlasını kullanan şair, Bayramiye tarikatına girdiği veya Hacı Bayram’ın yakın dostu olduğu bilgisi   Bayramiyye tarihiyle ilgili eserlerde teyit edilmemiş [6]olsa bile onu  Ankara da Hacı Bayram-ı Veliye intisap eden şairlerden birisi olarak  kabul etmek gerekir. Nitekim Şeyh Elvan-ı Şirazi, Hacı Bayram Veli ‘nin   müridi veya ahbabı olarak  Hacı Bayram Veli gibi sade ve anlaşılır bir Türkçe ile   Şiirler yazmıştır.

Yazarın başka bir eseri ele geçmediği gibi hayatı hakkında da başka bir malumat bulunmamaktadır.

Thury Jozsef onu Aşık Paşa  'nın oğlu Elvan Çelebi ile karıştırmıştır. Bursalı Mehmed Tâhir'in Elvan Çelebi'ye isnat ettiği şiirler İse Elvân-ı Şîrâzîye aittir.
 

 

GÜLŞEN –İ RAZ

Şeyh Elvan-ı Şirazi  "Gülşen-i Râz" ıTürkçe'ye tercüme ederken, içindeki sırları şerh etmek için  yazdığını ifade etmektedir. Latifi  bu eserden " Hakikat güllerinin Gülşen-i Râz'ı" olarak bahsetmiştir.

Şeyh Elvan'ı Şirazi, Mahmut Şebusteri'nin Gülşen-i Raz adlı mesnevisini Farsçadan Türkçeye tercüme derek edebiyatımıza önemli bir eser kazandırmıştır. Ancak bu esere yüzde yüz çeviri demek çok zordur. Eser Mahmut Şebusteri 'nin eserinden çok daha uzun ve hacim olarak çok daha geniştir. Eseri Türkçeye çevirirken aslı  bin beyit olduğu halde, Şeyh Elvan'ı Şirazi'nin eseri 3000 beyit uzunluğuna ulaşmıştır. Bu bakımdan bu esere çeviri eser demekten ziyade telif bir eser demek daha doğru olacaktır

Tasavvuf konulu Gülşen'i Raz, on beş soru ve on beş cevaptan ibaret ve on beş bölümden oluşmaktadır. Dili Tasavvufi bir eser olmasına rağmen Gülşen 'i Raz'ın anlaşılır bir dili ve Türkçesi vardır.

Mahmut Şebusteri’nin (ö 720/1320 ?])  yazmış olduğu  i Gülşen-i Raz ‘ın  özgün Farsça hali Horasanlı sûfî Ernîr Hüseyni'nin hikemî ve tasavvufi konularla İlgili on beş kadar sorusuna Şebüsteri’nin manzum olarak verdiği cevaplardan oluşur. Bu eser, özellikle vahdet-i vücut anlayışını benimseyen sofi çevrelerce büyük ilgi görmüş ve âdeta bir tasavvuf klasiği niteliği kazanmıştır.

Elvan’-ı Şirazi bu eseri Türkçeye tercüme edip genişleterek bu  eserini   II. Murad için kaleme alınmıştır. Aslı gibi mesnevi tarzında ve "mefâîlün me-fâîlün feûlün" kalıbıyla yazılan eser yaklaşık 3000 beyitten meydana gelmektedir. Tercümenin 180 beyit kadar tutan giriş kısmında bir tevhid, na'tlar, II. Murad hakkında bir methiye ve "sebeb-i te'lîf" bölümü yer alır. Daha sonra Gül¬şen-i Râz'\n tercümesine geçilir. Eser kelime kelime yapılmış bir çeviri olmayıp geniş ve ilaveli bir tercümedir. Elvân-ı Sîrâzî, 999 beyitten (bazı nüshaları 1008 beyit) meydana gelen Gülşen-i Râz' yaptığı eklemelerle aslının üç katına çıkarmıştır. Bu bakımdan Şîrâzİ’nin eserine bir tercümeden ziyade şerh demek daha uygun olur.[7]

Gülşen-i Râz tasavvufun vahdet-i vücud okuluna ait bir eserdir. Veciz bir üslupla vahdet-i vücudun temel konu ve söylemlerini ortaya koyar. Eserin klasik İslâm ve özellikle tasavvuf edebiyatındaki tesiri büyük ve sürekli olmuştur. Halveti şeyhlerinden İbrâhim-i Tennûrî (ö. 1482-83) yazdığı Gülzâr-Nâme için Gülşen-i Râz'dan ilham almış, Fusûs'ül-Hikem şârihi Bosnalı Abdullah da aynı eserden aldığı ilhamla Gülşen-i Râz-ı Ârifan adlı mesnevi tarzında bir eser kaleme almıştır. Aynı şekilde Sarı Abdullah'ın yazdığı beyitlerde de Gülşen-i Râz'ın etkisi görülür. [8]

Gülşen-i Raz'ın orijinal metindeki vezin ve mesnevi tarzında Türkçe ‘ye ilk tercümesi XV. yüzyıl mutasavvıflarından Şeyh Elvan-ı Şirazi (ö.1426) tarafından yapılmıştır.  Gülşen’i raz birçok müellif tarafından  daha Türkçeye tercüme edilmiştir. Şeyhülislam Dâsıtani'nin Tercüme-i Gülşen-i Raz'ı, Cemaleddin Hulvi'nin (ö.1654)Câm-ı Dilnüvaz'ı da diğer Türkçe tercümelerinden bazılarıdır. [9]

Gülşen-i Râz sufi edebiyatıyla ilgilenen Batılıların da dikkatini çekmiş ve Dr. Tholuch tarafından yazılan "Sufizmus" adlı eserde kitaptan bahsedilmiştir. Tholuch 1825'te kitabı kısmen Almancaya çevirmiştir. 1838'de Hammer Purgrtall tarafından bir başka Almanca çevirisi yapılmış, 1880'de Whinfield tarafından notlarla birlikte İngilizce'ye çevirisi yapılmıştır. [10]

Eserin Türkçeye ilk mensur çevirisi Maârif Vekilliği Şark-İslam Klâsikleri serisinin 5. kitabı olarak 1944'de Abdülbâki Gölpınarlı tarafından yapılmıştır. [11]

Gülşen-i raz hacim bakımından küçük içerik bakımından zengin bir tasavvufi eserdir. Sadece tasavvufu, tasavvufçuları anlatmamış devrin bütün bilimlerine de yer vermiştir.  Sufilerin kaş, göz, sakal,yüz ben, saki, şarap, meyhane, ( pir-i mugan) , meyhaneci, bahçe , zünnar gibi mecazlarda tasavuufçuların kastettiği manaları açıklamış olmasıdır. Bu bakımlardan Gülşeni Raz divan edebiyatı şairlerimizin  bu kelimleri mecazi manalarda kullanmasında önemli etkileri olan eserlerden birisidir. [12]

Emîr Hüseynî’nin, Gülşen-i Râz'm esasını teşkil eden "düşünce nedir; neden düşünce bazan ibadettir bazan günahtır; kendinden kendine git derler, bunun mânası nedir; sâlik nasıl kişidir, vahdet sırrına kim vâkıf olur; arif olan neyi bilir ve anlar; kimdir ene'1-hak diyen" [13] gibi sorularına Şebüsterî vahdet-i vücûd anlayışı çerçevesinde cevaplar vermiş, Elvân-ı Şîrâzî ise tercümesinde birçok âyet ve hadis zikrederek eseri daha kolay anlaşılır hale getirmiştir.

Kitabın sonunda, Güîşen-i Râz'ın son sorularından olan "mâna eri sözünde göze, dudağa işaret etmekle ne murat eder; şarabın, mumun, güzelin anlamı nedir; meyhaneye düşmek, sarhoş olmak ne demektir; put, zünnâr, tersâ, küfürden maksat nedir" şeklindeki sorular genişçe izah edilmiştir. Böylece tasavvuf sembolizminin Türk edebiyatına ilk olarak Elvân-ı Şîrâzî'¬nin bu eseriyle girdiği söylenebilir. Sade bir dille kaleme alınan, rahat bir söyleyişin hâkim olduğu Tercüme-i Gülşen-i Râz divan şiirinin gelişmesinde etkili olmuştur.

Elvân-ı Şîrâzi den sonra yaşayan Bayramî-Şemsî şeyhlerinden  Şeyh İbrahim Tennuri (ö. 887/1482), mesnevi tarzındaki Türkçe Gülzâr-ı Ma'nevî adlı eserini telif ederken Gülşen-i Râz tercümesinden ilham almış ve aynı vezni kullanmıştır. Bayramı melâmîlerinden Sarı Abdullah Efendi Semerâtü'l - fuâd' adlı eserinin birçok yerinde e Gülşen-i Râz'ın etkisi görülmüştür.

Daha çok  Vahdet _i Vücut  anlayışını benimseyen Bayramiyye tarikatı mensupları arasında rağbet gören Tercüme-i Gülşen-i Râz'm çeşitli kütüphanelerde birçok yazma nüshası bulunmaktadır.  

Tercüme-i Gülşen-i Râz’ın çeşitli kütüphanelerde birçok yazma nüshası bulunmaktadır (meselâ bk. Süleymaniye Ktp., Mihrişah Sultan, nr. 173, Hacı Mahmud, nr. 3327, vr. 1b-128a; Nuruosmaniye Ktp., nr. 4335; Millet Ktp., Manzum vb [14] ( Geniş bilgi için bkz: Mustafa Özkan, ELVÂN-ı ŞÎRÂZΠ,TDV İA,  cilt: 11; sayfa: 689 )  Eserin en önemli nüshası  İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’ndeki nüsha (nr. 829), eserin telif edildiği dönemde ve harekeli nesih hattıyla istinsah edilmesi bakımından önemlidir.

Elvân-ı Şîrâzi'nin şiirlerinde halkın anlayabileceği sadelikte bir dil ile yazma çabası dikkati çeker Eserdeki açıklamalar,  tercüme veya şerh edilmesi hayli zor olan tasavvufi konuları bile herkesin anlayabileceği sade bir dille  yapılmıştır. Yazarın Yunus Emre ve Hacı Bayram Veli’nin ahenkli ve anlaşılır diline meyletme ve çaba sarf etmesi söz konusudur.  Karmaşık tasavvufi konuları an bir Türkçe ile anlatamaya çalışması ve şerh etmesi eserinin sevilen eserlerin başında gelmesine vesile olmuştur. Elvân-ı Şîrâzi'nin tıpkı Hacı Bayram Veli’nin ilahilerinde olduğu gibi musikili bir söyleyiş özelliği bulunmaktadır.


SADE  DİLİNDEN ÖRNEKLER



Ne vakıalar geçti ki defterlere sığmaz
Şirazi ile sevdiğinin arelerinden

Mısralarında görüldüğü gibi hem şiirin hem de Türkçenin çok güzel örnekleri görülmüştür. Gülşen- i Raz tercümesinde, ruhun insanda bedenlenmesi hadisesini de

Feleklerden güzer eyledi canun 
Zemininde bulundum bu zamanun
Nebata madene hayvana geldün
Bulardan geçtün ü insana geldün

Tarzında, aynı sade ve kolay söyleyişle Türkçeleştirmiştir. Bu şairin 

Bir goncayı sevdim ki bugün güller içinde
Cananelik eyler
Bağlandı gönül zülfüne sünbüller içinde 
Divanelik eyler
Yardum tenümi şane gibi başdan ayağa 
Ey tan yeli bir sor 
Kimdür kim anun zülfine gönüller içinde 
Kim şanelik eyler
Güzeller anun hüsni katında kamu yohsul 
Bu görk ile ol bay
Bir şah- ı cihandur ki bu gün kullar... [15]


Hakkında Bibliyografya:

Elvân-ı Şîrâzî, Tercüme-i Gülşen-i RSz, Sü-leymaniye Ktp., Mihrişah Sultan, nr. 173; Şebüs-terî, Gûlşeni RSz [23], İs¬tanbul 1989, mütercimin girişi, s. I-XXII; Latîfî, Tezkire, s. 45-47; Lâmiî, Nefehât Tercümesi, s. 674-675; Sehî, Tezkire (Kut), s. 179-180; İbra¬him Tennürî. GülzSr-ı Manevî, Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud, nr. 3368; San Abdullah Efendi, Semer&tü'l-fu&d, İstanbul 1268; Faik Reşâd. TSrth-i Edebiyyât-ı OsmSniyye, İstan¬bul, ts., s. 127-129; Osmanlı Müellifleri, I, 110-111; Köprülü, İlk Mutasauüiflar, Ankara 1976, s. 339; a.mlf.. Türk Edebiyatı Tarihi, İstanbul 1980, s. 127, 355; Hıfzı Tevfik v.dğr.. Türk Ede¬biyatı Numuneleri, İstanbul 1926, I, 259-264; Göipınarlı, Katalog, I, 235; Âmil Çelebloğlu, Sultan II. Murad Devri (824 -855/1421-1451) Mes¬nevileri (doçentlik tezi, 1976), Atatürk Üniversi¬tesi Islâmî İlimler Fakültesi, s. 231-245; Levend, Türk Edebiyatı Tarihi, I, 430-431; Banarlı, RTET, I, 472; II, 700; KocatÜrk, Türk Edebiyatı Tarihi, s. 276-279; Fuat Bayramoğiu, Hacı Bayram-ı Velî, Ankara 1983, I, 52; Thury Jozsef. "On Dör¬düncü Asır Sonlarına Kadar Türk Dili Yadi¬gârları" [24], MTM, 11/4 (1331), s. 100-108; TA, XXX, 268-269. [16]



TERCÜME-İ GÜLŞEN-İ RAZ'DAN ÖRNEKLER


Zuhûrı külline(1) çün oldı Hâtem
Tamâm ânunla oldı devr-i 'âlem.

Velîler hep ânun uzvu gibidür
Bu küll'ün hep kamu cüz'i gibidür.

Çün ol Hatm ile bu Hatm oldı hem tâm
Zuhûra geldi ândan rahmet-i 'âmm.

Âna Hakk'dan irişür ol vazîfe
Ola evlâd-ı Âdem'de ol halîfe.

Olur iki cihânun muktedâsı
Âna olur kamunun iktidâsı.

Meger âyînenün tozı siline
Ki, bu temsîlden ma'nâ biline.

Güneş kim, gölgenün hem-sâyesidür
Bu ma'nâ âhiret sermâyesidür." [17]

( Bu parçaların Alıntı adresi : https://www.hakikat.com/dergi/155/hatem155.html) ("Terceme'-i Gülşen-i Râz", İBB Yazmalar Ktp., Osman Ergin Yzm., nr.: 863, vr. 30a-30b)


(1) külline: hepsine.
(2) devr-i 'âlem: âlemin dönüşü.
(3) cüz'i: parçası.
(4) rahmet-i 'âmm: umûma rahmet.
(5) muktedâ: izinde yürünen.
(6) iktidâ: izde yürümek.

Mahmut Şebusteri Elvan-ı Şirazi Gülşen-i Raz,

Elvan-ı Şirazi Gülşeni Raz Mahmud Şebusteri

Elvân-ı Şirâzi ve Gülşen-i Râz Tercümesi



DİĞER KAYNAKÇALAR..

1.      Mahmut Şebusteri Elvan-ı Şirazi Gülşen-i Raz,, https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/mahmut-sebusteri-elvan-i-sirazi-gulsen-i-raz/74347

2.      MAHMUT ŞEBUSTERİ - GÜLŞEN-İ RAZ' DAN ÖRNEKLER, https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/mahmut-sebusteri-gulsen-i-raz-dan-ornekler/76148

3.      Abdülbaki Gölpınarlı, Tasavvuf, Milenyum Yaınları, 3. baskı, ?stanbul, 2004, s. 234- 235 )

4.      Ahmet Sevgi, Gülşeni Raz, İslam Ansiklopedisi,TDV, İst. 1996 C. 14, Shf, 253-254 

5.      https://www.tarihbilinci.com/forum/din-224/elvan-i-sirazi-2463/

6.      https://tr.wikipedia.org/wiki/G%C3%BCl%C5%9Fen-i_R%C3%A2z

7.      https://www.veribaz.com/viewdoc.html?seyh-elvan-sirazi-396023.html

8.      Tahsin Yazıcı, Ahmet Eflaki, İslam Ansiklopedisi, C.I , shf. 62

 

GÜLŞEN-İ RAZ  BÖLÜM BÖLÜM TAM METNİ  

·         GÜLŞƏNİ-RAZ 'DAN

·         GÜLŞƏNİ-RAZ’DAN SEBEB-İ TELİF

·         GÜLŞƏNİ-RAZ’DAN Birinci sual: Fikir və təfəkkür

·         GÜLŞƏNİ-RAZ’DAN Təmsil: Günəşin nurunun dəyişməsi

·         GÜLŞƏNİ-RAZ’DAN İkinci sual: Tiəriqətin şərti

·         GÜLŞƏNİ-RAZ’DAN Təmsil: Haqqın nurunun görünməsi

·         GÜLŞƏNİ-RAZ’DAN Qayda: İlahi təzahürlər

·         GÜLŞƏNİ-RAZ’DAN Qayda: Aləmin kitabı ile Allahın kitabı

·         GÜLŞƏNİ-RAZ’DAN Məhbus olma ünsürə, təbiətə

·         GÜLŞƏNİ-RAZ’DAN Təmsil: Bütün varlıq nümunələrində olan hərəkətlərin qaynağı

·         GÜLŞƏNİ-RAZ’DAN Qayda: Daxili aləm (nəfslər)

·         GÜLŞƏNİ-RAZ’DAN Dördüncü sual: Müsafir (Haqq yolçusu) və kamil mərd

·         GÜLŞƏNİ-RAZ 'DAN Qayda: Mütləq varlıqdan doğan feyzin yüksəlişi

·         GÜLŞƏNİ-RAZ 'DAN Təmsil: Nəbi və vəlinin özəllikləri

·         GÜLŞƏNİ-RAZ 'DAN Qayda: Peyğəmbərliyin bitməsi və vilayətin təzahürü

·         GÜLŞƏNİ-RAZ 'DAN Təmsil: Peyğəmbər və övliyaların mərtəbələri

·         GÜLŞƏNİ-RAZ 'DAN Beşinci sual: Vəhdət və mərifət

·         GÜLŞƏNİ-RAZ 'DAN Altıncı sual: Arif və məruf

·         GÜLŞƏNİ-RAZ 'DAN Təmsil: Fitri qabiliyyət

·         GÜLŞƏNİ-RAZ 'DAN Yeddinci sual: «Ənəl-həqq» deyiminin incəliyi

·         GÜLŞƏNİ-RAZ 'DAN Təmsil: Varlıqsız görüntülər

·         GÜLŞƏNİ-RAZ 'DAN Səkkizinci sual: Seyr və süluk, Haqqa qovuşan arif

·         GÜLŞƏNİ-RAZ 'DAN Təmsil: Varlığın halları

·         GÜLŞƏNİ-RAZ 'DAN Doqquzuncu sual: Vacib və mümkünün vüsalı,

·         GÜLŞƏNİ-RAZ 'DAN Onuncu sual: Nitq dəryası və ondan yaranan gövhər

·         GÜLŞƏNİ-RAZ 'DAN Təmsil: Sədəf və gövhərin yaranması

·         GÜLŞƏNİ-RAZ 'DAN 13. Sual’e kadar

·         GÜLŞƏNİ-RAZ Hatime'ye Kadar

 KAYNAKÇA

 

[1] V. M. Kocatürk. Türk Edebiyatı Tarihi, Ank. 1970, shf 276

[2] V. M. Kocatürk. Türk Edebiyatı Tarihi, Ank. 1970, shf 276

[3] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/mahmut-sebusteri-elvan-i-sirazi-gulsen-i-raz/74347

[4] https://www.hakikat.com/dergi/155/hatem155.html

[5] Prof. Dr. Mine Mengi, Eski Türk Edebiyatı Tarihi, Akçağ Yayınları. 3. Baskı, Ankara, 1997.

[6] Mustafa Özkan, ELVÂN-ı ŞÎRÂZÎ ,TDV İA,  cilt: 11; sayfa: 68

[7] Mustafa Özkan, ELVÂN-ı ŞÎRÂZÎ ,TDV İA,  cilt: 11; sayfa: 68

[8] ] H. Ahmet Sevgi, Gülşeni Raz, İslam Ansiklopedisi,TDV, İst. 1996 C. 14, Shf, 253-254

[9] https://www.tarihbilinci.com/forum/din-224/elvan-i-sirazi-2463/

[10] https://www.tarihbilinci.com/forum/din-224/elvan-i-sirazi-2463/

[11] Abdülbaki Gölpınarlı, Tasavvuf, Milenyum Yaınları, 3. baskı, ?stanbul, 2004, s. 234- 235 )

[12] H. Ahmet Sevgi, Gülşeni Raz, İslam Ansiklopedisi,TDV, İst. 1996 C. 14, Shf, 253-254

[13] V. M. Kocatürk. Türk Edebiyatı Tarihi, Ank. 1970, shf 276

[14] Mustafa Özkan, ELVÂN-ı ŞÎRÂZÎ ,TDV İA,  cilt: 11; sayfa: 68

[15] https://www.veribaz.com/viewdoc.html?seyh-elvan-sirazi-396023.html

[16] H. Ahmet Sevgi, Gülşeni Raz, İslam Ansiklopedisi,TDV, İst. 1996 C. 14, Shf, 253-254

[17] https://www.hakikat.com/dergi/155/hatem155.html) ("Terceme'-i Gülşen-i Râz", İBB Yazmalar Ktp., Osman Ergin Yzm., nr.: 863, vr. 30a-30b)

 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar